Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Alaçatı Pazarı ve Balık Mezatı

Çeşme'de pazar pazar dolanmak en büyük keyfim! 
Her şey nasıl güzel, nasıl taze...
Perşembeleri Ilıca,
Cumartesileri Alaçatı,
Pazarları Çeşme'de pazar günü...
Çeşme pazarına çok gitmiyorum... hatta mümkünse pazarları Çeşme'ye inmiyorum... Normalde de park sorunu yaşanan ilçede sokak aralarına kurulan pazar yüzünden arabanız başa bela oluyor!!!

Bu gün erkenden uyandım ve koştura koştura Alaçatı pazarına gittim. Kahvaltı-alışveriş derken saat 11'de yapılan balık mezadını kaçırmamaktı telaşım bu gün...


Hep sonuna denk geliyordum bir türlü izleyemiyordum...
İnsan bu neyi merak edeceğini kestirmek zor... ;)

Henüz kurulan pazarda dolanmak seçim seçeneklerinizi kısıtlasa da sıcak bastırmadan rahat rahat dolanmanız için iyi oluyormuş... :)
Pazar dolanıp da aman aman bir şeyler aldığımı sanmayın... Tarla domatesi, beyaz soğan, fasulye -bezelye benim alışverişim... Ah bilsem güzelim, caaanım ege otlarını pişirmeyi alıp yapmazmıyım!!! :))

Pazarın girişinde ki Yeşil Bahçe yeşillik aldığım yer... Rokalarına kefilim... Sırf salatalık ot yok elbet orada bin bir çeşit ot var. Devamlı ordan alışveriş ettiğim ve bizim hatunların yapmadığı bir şekilde her seferinde hal hatır sorduğumdan pek bi kıymetli müşteriyim...  Otların tarifini istesem seve seve anlatırlar aslında... Haftaya ot çılgınlığı yapayım ben eveeet... :))

Bu gün yanımdan geçen hanımın kızına verdiği infoyu bende size vereyim, Alaçatı pazarı Türkiye'nin 10 büyük pazarından 3.müüş!!! Hatun saymaya başladı tek tek, 1. şu, 2. bu diye... Herkesin ilgi alanı farklı işte... Farkında olmadan bana da öğretti ben de size... ;) Evet Alaçatı pazarı bölgenin en büyük pazarı... Tekstil ve züccaciye ihtiyaçlarınızı da karşılamanız mümkün... 

Genellikle alışverişten sonra yeşil bahçenin karşısında yer alan pazar cafe'de oturup otlu gözleme yemeği ve yerken de eşlerini bekleyen İzmir'li beylerin sohbetlerini  sanki Çeşme gazetesi okuyormuş gibi yaparak dinlemeyi çok seviyorum. Bir nevi kulak röntçülüğü manyaklığı geliyor bana bu cafede... :) Faydalı veya değil Çeşme-İzmir hakkında yaşamış görmüş beylerin dedikodulu sohbetleri çok hoşuma gidiyor... Geçen sene bir kaç yazı konusu bile çıkarmışlardı bana... Arada onlardan duyduklarımla sanki ben de yerliymiş gibi ahkam kesiyorum eşe-dosta şşşş ;))

Otlu peynirli gözlemem efem...





Gözleme keyfini sadece cumartesi günleri yaşıyorsunuz... 2 tane ton ton teyze yapıyor gözlemeleri... Gözlememle mest olurken gelen-geçeni izliyorum, Çeşme gazetesini okuyorum, çevremdeki amcalardan ilgimi çeken muhabbette olanlar varsa onları dinleyip kendi kendime Alaçatı'nın daha doğrusu Çeşme'nin keyfini çıkarıyorum.... Mesleğim gözlem üzerine... Gözlem yapmadan-dinlemeden olmuyor... :))

Genellikle pazar günleri bu cafede buluşan bey efendilerden bu gün Ovacık mevkinde konut ve fiyat artışı olduğunu öğrendim mesela... Çok ton tonlardı, neredeyse 80 varlar, Ayayorgi'ye gitmeyi çok sevdiklerini öğrenince onlarla bir akşam çıkmak istedim! Ne kadar güzel içlerindeki yaşam enerjisi... Çeşme ve Alaçatı Marinalara gelen şık kadınlar ve erkekler çok hoşlarına gidiyormuş... Defile varmış gibi ha ha haaa diye gülerek anlattılar aldıkları keyfi... :) 

İnsanların sevgililerine-eşlerine davranışlarını izliyorum... Kimi koca nasıl titriyor eşinin üzerine, kimisi elinde purosu kendi aleminde... 

İncecik plaj elbiseleri üstlerinde, plaja giderken şöyle bir uğramış izlenimi verenler, pazara geldiğinin farkında olmayıp gece kulübünden çıkmış da gelmiş gibiler... Yandaki fotoğrafta zoom yapamadım...Son anda fark ettim ve çektim sizin için ;) Hatun giymiş dolgu topukları pazara gelmiş!!! Bilmiyorum pazara giderken giyinmek için ünlü bir modacıya sıkı bir koleksiyon mu hazırlatsam acaba? Oturup hikayeler yazıyorum ya da hikayelerini okuyorum... Ee evli barklı olmayınca eve yetişmesi gerekenler derdi olmayınca benim gibi keyifler yaşamak kolay...:) 

En büyük ilgi alanım olan amcaları dinlemek iyi oluyor çünkü, hangi sitede nasıl problem var öğreniyorsunuz... Ben veya bir arkadaşım ev almaya kalksak süper infolarım var... :))) Ev alma komşu al demişleeeer, ee bende değişik bi emlak danışmanlığı servisi verebilecek tecrübedeyim sayelerinde ;)))

Bir cumartesi beklerim efendim keyifli sohbetleri dinlemeye ;)

Ve balık mezatı... alışveriş çantalarımı Pazar Cafe'de Ramazan beye teslim ettiğim gibi hemen Yeşil Bahçe'nin yan tarafında ki su ürünleri binasına gittim... Sabırsız ben erkenden gittim! Gören de balık restoranım var sanır! Duvar kenarında nefis bir yere oturmuş balıklarını satmaya getirmiş bir balıkçının yanına gittim konuçlandım hemen...

Kedisiz balıklı yer olur muuuu? 





Kutuların üzerinde balıkçıların adı yazıyor... Mezattan önce kutular boşaltılıyor balıklar cinslerine göre ayrılıp tartılıyor, sırayla tezgaha yerleştiriliyor balıklar ve mavili bey kiloların notunu tutuyor...

Sizin yönetim kurulunuzun kararlarını bilmem ama burda karar budur! :))




Selçuk bey sabah tuttuğu balıklarla! Yanımdaki balıkçı üzgündü... 2 gündür tuttuğum şunlar diyerek kutusunu gösterdi... rast gelmeyince gelmiyordu... Hep beraber söyleneni racona uyarak bende söyledim... Girdiğin ortama uyacaksın bebeeem uyamayıp uyuz nişantaş kadınlığı yapacaksan otur evinde yanniii ;))

Uyyy paluklara cel daaa!!!





Onca balığı tart yerleştir! Zor zanaat! Bu amca açık artırmayı yönetti... Ancak dediğinden hiiiç bişilercik anlamadık. Hatta kelli felli bi amca bana döndü kaç dedi dedi... Walla ben de anlamadım dince kızgın bi bakış attı bana! Ulan boynumda fotoğraf makinesi var, belli ki alıcı değil turist Ömerim!!! Ne kızıyon beaa, git dibine adamın cık cık yaaa... :)) Rulet masası stresi gibi bişi galiba... :pppp

Ay daha tezgahın yarısı bile dolmadııı!!!





Derken bu abiyle abla geldi kendi balıklarıyla!




Kafalar yana efem... Döndürmüyo!!! Yanımdaki balıkçı söyledi, teknesi olanlar tuttukları büyük balıkları buraya getirip bilmem nerenin en büyük balığı benim balığımdı diye fotoğraf çektirirlermiş efem...  Egomu diyosunuz siz dedi balıkçı evet dedim... Ego tatminine geliyolar işte yaptı... Eee yani orda adam ekmek parası derdinde sen bilmem kaç bin/milyon dolarlık teknen ile şeylerini yayıp tutmuş olduğun balığın havasının... Tokanıyor yerli balıkçılara bu tavır bilginize... Eşi-dostu uyarın...

Her yer balık ve alıcı !!! Siyahlı bey ve pembeli hatun takır takır aldılar... Sonuna kadar beklemedim... Ben giderken mercanlar 55'den gitti... Pek öyle ucuz değil... Çatır çatır cash... :) Benim ağız tadıma uygun dil, levrek, çipura olaydı ben de hevesimi almak için denerdim de ne yapacaktım o kadar çok balığı işte o muamma! :)

2 haftadır pırasa çiçeklerini görüyorum... Egeliler her türlü yeşilliği yiyolar diye nasıl bellediysem bu gün dayanamadım sordum ne yaplılıyo bununla dedim, adam süüüüs yaptı! Haaa... ha ha haaaa :))) Oldum... 


Dekorasyon dergilerini karıştıran pazarcı arıyorsanız adres Alaçatı efem!!! Bu sene enginar çiçekleri de satılıyor süs diye. Enginarı çakmıştım da pırasa çiçeklerini nedense yenir olarak şey etmeyi şey etmişim... :))))

Kabak çiçekleri de çiçek dolması için mi yoksa süs için mi? Amaan kafana göre takıl istersen dereotu doldur vazonu kime ne beaa!!! :))))


İster dolmalık ister süs... Her şey o kadar doğal, o kadar güzel kiiiiii !!!




Bezelyelerim zeytinyağlı olmadan önce size gülücük veriyor ;)




Nefis süt darısı... Düdüklüsüz de pişiyor ama düdüklü tencere sevdam ayrıdır benim ;))




Bu nefis süt mısırın üstüne tereyağ konmaz ama işte amerikalılığım tuttu!!! Efenim ben bunu afiyetle yerken bu gün sizin oraçlarda da pazar vardır gidin keyifli keyifli dolanın gözleriniz sebzelerle keyif etsin derim... Beklerim efendim... Cumartesi günleri Alaçatı pazarı keyfime katılmak isterseniz ben her  hafta sonu ordayım ama saat vermem na mümkün... ;)

Afiyetle iyi pazarlar ve rastgeleeee ;)

5 Temmuz 2012 Perşembe

Yaz buluşmaları Matt&Ozy'den denenmiş :p

Women's Health dergisine bayılıyorum abi... Sımsıkı bikini vücuduna sahip olmamı sağlayamıyorlar ama en geyik yazılarımı yazmamı sağlıyorlar!!!  

Seks Hayatını Canlandırmak Hiç Zor Değil diye bir dosya hazırlamışlar...
Yaz Buluşmaları güzeldir diye bir bölüm var bu dosya da...
Amerikan Women's Health'in Erkek Mantığı köşesini hazırlayan Matt Bean'den erkeğin de kadının da çok hoşlanacağı garantili yaz aktivitelerini öğrenmişler !!!

Öğrenmişler de elin Amerikalı erkeğinin mantığını bilen adam bizimkilerin mantığını nereden bilsin !!!

Ecnebi sevgilin varsa ala! Yoksa... 

...Fransız peyniri ve şarapla dolu bir hasır sepetin bir erkeği nasıl hissettireceğini tekrar düşün istersen. Bu onu bayar. Aynı şekilde kumsalda yürümek, bisiklete binmek, güneşin batışını izlemek gibi diğer yaz klişeleri de... 

Sevgilinin aklını başından almak mı istiyorsun? O zaman öncelikle yaratıcı ol demiş Mattcik...

Demiş de, yavrum bizim memlekette Fransız peyniri sizin ülkeniz deki gibi ulaşılabilir fiyatta değil... Camembert 40 yılda bir alınan bişi !!! Paraya kıyıp Macro'dan almışım sepete şarabı da koymuşum azcık gurmecik olan adam oooow bedavaya ağzım bayram edecek diye aklı başından gider, bayılır bizim memlekette! Amerikalı Con gibi ay ne klişe diye bayarmaz!!! :ppp

Erkekler adrenalini severlermiş... hadi ya... Amerikalı WH bu Matte boştan yere para ödüyosunuz ya... 3 yaşımızdan beri biliyoruz bunu!!!

Erkekler hedefe yönelik varlıklardır demiş... Bu Amerikalı hemcinsler salak mıııı???? Eee her halde erkekler öyleler!!! Akşama kuku ziyafeti yoksa hangi adam kalkar pikniğe gider beaaa!!! 

Tıpkı iyi bir sevişme gibi iyi bir buluşmada da haz ve olay örgüsünün yanı sıra bir şeyler öğrenmeyi ve deneyimlemeyi gerektirir.

Haaaaaaa????
Ben bu Matt'le sevişmek istiyom leeeyn... Olay örgüsü-öğrenme-deneyim meneyim... Şşşşş mimarlar odasının bizi tabi tuttuğu meslek içi eğitimler gibi leeeyn bu adamın sevişme anlayışı!!! 
Bi sevişme kaç kredi oluyooo, ona göre birlikte olduğum adamlara kredin kaaaç benim ki bu, düşük krediliyle sevişmem demek istiyom da!!!

Önerdiğim buluşmalarla sevgilin habire Iphone'nuna bakmicak, ayrıca bu buluşmalar sizi birbirinize daha çok yakınlaştıracak demiş...

Buyrun buluşmalar ve kendimce Türk erkeğime göre yorumlarım; 

1-Bir kafede açık havada akşam yemeği yemek yerine birlikte ekolojik çiftliğe gitmek ve yemek yapmak
Biyolojici-çiftçi miftçi değilse hangi Türk erkeği ekolojik çiftliğe gider leeeyn??? Vejetaryen adam pek benim neslim de yok... Varsa da  kolesterol  sebepli geçici onlar !!! Ex sevgilim 43 yaşındaydı bekar hayat yemek alışkanlıklarından adamda kolesterol çıktı bi dönem otladı sonra benim gibi az pişmiş bonfileleri hüpletti!!! Ben hangi adamı alıp da ekolojik çifliğe giderim yaa!!! Et manyağı olarak organik dana çiftliğine giderim !!!  

Erkeklerin %68'i sevgilisiyle yemek yapmanın onu tahrik ettiğini söylemiş. Doğayı keşfetme ve bir akşamı ocağın başında geçirme bene beneee molto beneeymiş! 

Toprağı eşelemek, birlikte yemek yapmak... Türk erkeğini böyle düşünemiyorum ben. Bırak sevgili geçmişimi en yakın kankilerim bile böyle şeyler yapacak adamlar değiller!!!

Birlikte yemek yapmaya çalışıp mutfak tezgahının sonradan ameliyathaneleri aratmayan hijyende temizlenmesi eylemi geçmişimde vardır o ayrıdır da adamı çiftliğe götür, toprak eşelet, terleyin, pim pis olun, yıkanmadan ocağın başına geçin ooo bebeeem sevişirken ki ter kokusu zevki başka bu bu... Ööööğ!!!

Abim uçmuş, çiftliğe gidemiyosanız organik pazara gidin diyooo!!! Birlikte sebze seçip eve gelip pişiricekmişiz!!!

Akıllı Türk kızı-kadını erkeğiyle pazara gitmeeez!!! 50 kuruş daha indirimli ıspanak alınmadı diye kavga çıkar leeeyn!!! Pazarcısından, seçilip alınanlara, taşınan paketlerin çokluğuna, fasulyenin nasıl pişeceğine kadar aboooow ne kavgalar çıkar!!! 

Tabi ecnebi erkekler bizimkiler gibi 2 yumurta kırmayı bilemese bile her konuda uzman olmadıklarından... 

Ex sevgilim yarı Almandı... Türk tarafı tuuttumuuu aboooow... Ama ecnebi-avrupalı damarı tuttumu oy oooy yemeğe doyamazdım!!! Da bide ünlü Alman cimriliği devreye girdiği zamanlar vardı ki o apayrı deneyim di!!! :)))))

2-Brunch'a gitmek yerine kendir pişir kendin ye.
Hatun kısmısı brunch'a gidelim dince erkek kısmısı çok abrtılı kahvaltı yapıcaz, ardından da alışveriş merkezine gitceez ııyk diye düşünürmüş...

Ecnebi adamın kahvaltısı bi kase gevrek üstüne 3-5 meyve ve süt olunca tabi brunch abartılı gelir o kuş gibi mideye...
Bizimkilerin önüne her gün daya serpme köy kahvaltısını kaymaklı kaymaklı abartılı demeeezler!!! 

Matt abi, ızgara et yapabileceğiniz piknik masalı bir yere gidin sepetiniz de bira olsun sevgilinizin yelkenleri suya iner demiş...
Ben dedim ecnebi erkeğin mantığı bizimkilerle uyuşmaz diye ahaa çıktı dediğim! 

Türk erkeği aslan sütü olmadan yelkenleri suya indirir mi bacılar? İndirmeeez !!! Çıkacaksın Bolu yoluna miiis gibi kekiklerle pişmiş kuzuların-danaların yanında açacak rakısını oooh değme keyfine bi de ellerinle bi çoban salata yaparsan... :)))

3-Birlikte güneşlenmek yerine birlikte ıslanmak
D vitamini erkeklerde testosteron seviyesini önemli ölçüde arttırıyormuş... Güneşin altında yaşlı bir kadın gibi yatacağınıza onun damarlarında dolaşan hormon kokteyline biraz adrenalin katmayı deneyin demiş Matt.

Sörf yapın, sürat teknesi kiralayın demiş çok bilen Matt...
Para harcamaya ne gerek var canım, azcık delikanlıların yoğun olduğu yerde 2 yürüyün sonra 'aay bu beache bu ayıları niye alırlar ki ' diyin maksadı sırf götürmek olsa bile başkası baktığında namusum o benim diye aslan kesilen Türk erkeğimin anında adrenalini yükselir... :))) Ne öyle para harciciiiz adam heyecanlansın diye !!! :ppp

Ya da birlikte araba yıkayın demiş Matt! Islanıııın, hortumu birbirinize tutun!!!
Leeeyn Matt ciddi ilişki yaşayan hiç bir Türk erkeği in-cin top oynamayan yer haricinde hatununu ıslatıp çevreye ıslak t-shirt yarışması zevki yaşattırmak istemeeeez!!!

Bi de sen bilmezsin bu Türk erkeğinin arabasıyla olan ilişkisini! Dandik şahin bile olsa 'aaay fırça sürdün çizdin arabamı' diye bi olay çıkarışı vardır kiii... Çok takıntılı olanların hortumu tutma açına bile taktığı görülmüştür yani... 

Sizde ki gibi araba almak da ucuz deel bebeem biz de... :p

4-Koşuya Çıkmak. Şehri spor salonuna çevirmek
Ex sevgilim koşu delisiydi... Hafta içi hafta sonu fark etmiyor canım sabahın köründe kalk koş iki taraftan birisi sporcu değilse ı-ıh!!! 
ATV safari, okçuluk, poligon demiş Matt.
Yavrum Türk erkeğiyle yapacağın en iyi spor aktivitesi takımının futbol maçı sırasında ses çıkarmadan oturmak ya da sevdiği atıştırmalıkları durmadan önüne getirmektir... Ya da bence en iyisi erkek arkadaşlarıyla bırak o gün ne halleri varsa görsünler... İlişkin süper olur, kankileri yengee büyüksün diye hürmet ederler falan filan!!! 

5-Birlikte basketbol maçına gitmek, poligonda stres atmak
Yukarda açıkladım bunu... Aaa...
Erkeklerin video oyunlarındaki silah kullanan, at kuyruklu, sportif ve seksi kadın kahramanlara arzuyla bakmasının birden çok nedeni varmış... Silahlı kadın kendine güvenli ve güçlü görünürmüş... Ve bu da onu erkeklerin çekici bulmasını sağlarmış...

Matt'cim bizim Karadenizli kadınlar silah tutarlar ama bu onları erkeklerinin gözünde çekici yapmamış ki sınır kapısı açıldığında hepsi Ruscuklar için terkettiler karılarını buna ne diceksin hıım ;)

İçinizdeki Lara Croft'u serbest bırakın diyor Matt. Walla üniversitede elimde silah yoktu ancak giyim tarzımla nickim Lara Crof'tu... Pek öyle uzun soluklu bi çekicilik durumu yaşamadım... 

Bir şarjörü boşaltma duyguları serbest bırakırmış... Cinsel dürtüleri arttırırmış...

Adamın üstüne boşaltırsak da geçerli mi bu Matt??? :ppp

6-Güneşin batışını seyretmek yerine güneşin batışını resmetmek
Yerli veya yabancı bunu yapacak erkek ben bilmiyorum walla!!!
Onun içindeki sanatçıyı nasıl ortaya çıkarabilirim dicekmişim ve gün batımında birlikte resim yapmak için malzemeleri de alıp götürecekmişim onu!!!

Yaaa Matt'yaaa... Git allasen yaa!!!
Güzel gölgelik bi mekana gidip 2 bira söylemek varken ne resim yapması yaaa !!!
Adam ressam filan değilse adama da, harcadığın malzemelere de günah olur walla!!! 
Adam resim yapmaktan keyif alır da aaaa bu güzel hobi mobi derse bir daha ki sefere ona çıplak modellik yapıcağıma söz verecekmişim!!!

Matt'in bizim adamları tanımadığı belli işte!
Bizimkiler o kadar uğraşacağımıza soyun sen, resim malzemesine de, profesyonel fotoğraf makinesine de gerek yok telefon yeter diyip çekiverir 2 pozunu!!! 

Birisi sevabına Amerikalı hemcinslerimizi uyarsın! Walla günahtır!!! Sonuçta her ne kadar ecnebi olsa da, eğitimli, aileden görmüş, romantik olsalar da bunlar erkek yavruuum!!! Bu Mattcik biraz geycik galiba !!! 

Neyse ben Matt'in tavsiyelerini üzerinde deneyip 2 günde beni şutlayacak adam bulmaya gidiyorum... :pppppp

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Çoook çoook ortaya karışık bahçe!!!!

İstanbul'da bir sürü çalışma yaptım ve yayınladım... Çeşme'ye geldim bahçeye ne yaptım ne ettim bir türlü yayınlayamadım...
Bir keyif bir tembellik sormayın...
Bu gün karşı komşumun misafirleri sebebiyetiyle terasta güneşlenmek rahatsızlık vermeye başlayınca bloglarımı hatırladım! :)) 

Çimlerin durumu fotoğraf çekildiğinde vahimdi... Ev sahibi sene boyunca aldığı kiralarla ne yapıyorsa sevabına kuyu suyu sorunumuzu çözmemekte direndi... En sonunda bu hafta sonu bedava su olayı çözüldü. Olan benim paracıklarıma oldu ama her ay su parasından kalp krizi geçirme riskimiz de geçmiş oldu! 

Önümüzdeki hafta sonuna doğru yeşillenmeye başlarlar...
Çimleri yakıyorsuuuun, ayrık otlarını ayıklamıyosuuun diye rahmetli büyük amcam kesin yukardan saydırıyodur bana da eee adam gibi miras bırakıp gideydin de biz de düşünmeden akıtaydık suları, tutaydık eskisi gibi 3 bahçıvan!!! :pppp

3 bahçıvanın çalıştığı bir yazlıkta büyüdüm ben... Sayfiye çiftliği desek daha doğru olur... Meraklı çocuk olmanın faydaları şimdilerde 'hobi' kıvamında takıldığım bahçecilikte işime yarıyor... :) 

Su sorunu çözülene kadar çimlerle uğraşmayı bırakıp terasın-bahçenin süsüne sardım ilk önce... Ses yapmayan rüzgar süslerim... Renkli kağıtları alıyorsunuz, Tchibo'nun hobi temasından almış olduğum özel falçatayla bir sürü yuvarlak kesiyorsunuz ve canınızın istediği şekilde renkleri bir araya getirip dikiyorsunuz! 

Bu arada ben hayatım boyunca hiç bir şey dikmedim! Hayatımda ilk defa iğne-ipliği elime alıp diktiğim yegane şeyler rüzgar güllerim oldu... Aslında bunlara ne ad verilir bilemedim... Rüzgar gülü değil, çanı değil... Rüzgar süsü! :p Ben yaptım oldu!!! 

Akşam sefamız... Tchibo manyaklığımı duymayan kalmamıştır ya... Fenerler Tchibo'nun geçen seneki bahçe temasından... Teras tam deli kızın çeyizi kıvamındaydı... Takiiiii Çeşme'nin ünlü rüzgarı başlayana kadar... Süslerim dayanamadı rüzgara... Bu aralar üşengeçliğim hayli fazla... Yeniden dik, as... beaaaa... :) Bir gün yeniden teras eskisi gibi olacak umuyorum... :ppp

Kiralık evde bahçe aydınlatması nasıl çözülür? Tchibo sayesinde çözülür... Solar led step lights tavsiyem olunur... Sabahın bilmem kaçında eğlenceden döndüğümde önümü görerek eve çıkmak kadar konforlu bir şey yok... Almak isterseniz sonbahar başında fırsat reyonuna bakın... Temada alırsanız 69 kaat civarında fırsat reyonunda nerdeyse yarı fiyatına... Şşşşş ;))

Ön bahçenin ortasında cimriliğim tuttuğundan sulanamadıkları için kurumuş çimlerimizin üstünde kütük sanatım efem... Çeşme'nin simgesi yelken heykellerinin ordan  aşırdım kütükleri...Benim gibi 3 ay yaşayınca her yeri geziyosunuz :)))  

Geceleri fenerler yakılıyor ve terastan seyrine doyum olmuyor... Benim mum ve fener sevdama amcam ev yatıra döndü diye takılıyor... Bu sene geldiğinde yatırımızın  büyüdüğünü görünce tepkisi ne olacak merak ediyorum... Galiba evi bana bırakıp kaçıp gidecek!!! Ofiste mum, bahçe de fener adama şimdiye kadar gelmediyse  gelecekler... :)))

Uzun süredir yazı yazmıyorum blogum bana itaat etmiyor... İnat etti fotoğraf dönmüyor... Biraz boyun jimnastiği olur size de azcık sola kafalar... Bahçede ayrı var terasta ayrı... Seneye kaplumbağalar üzerinde mum fentaaazisi yapmamdan tırsın bence... her sene büyüyen bi yatırız biz! :)) Ah aaah Tay mum terasım için arzuladıklarımı azcık ucuzlatsa siz o zaman görün... :))) (Niye evde kaldığımı ve arada 5 parasız dolandığımı merak edenler; benim haricimde herkese lüzumsuz gelen her şeye ilgi ve alakam olduğu için!!! :)))))))

Şimdilik bahçeyi deli kızın çeyizi haline getirme eylemlerim bu kadar... Yazın sonuna ooo çok var daha... Sakız'a gidip alacağım tealightların hayalindeyim... Gezgin Ozy'de 'Anneyle Sakız' yazıma bakın detaylı info orda... :)
İpek çiçekleri amcamın sevdiklerindendir... Saksıda bir sürü çiçek yetiştirmeye çalışıyorum amcam için... Yayın evimiz yazın Çeşme'den faaliyet gösteriyor. Eylül'de basılacak kitapları amcam püfür püfür esen Çeşme'nin rüzgarında hazırlıyor... Ev Macintosh cennetine dönüyor... Bilmeyenler için söyleyeyim, yayın evleri Mac ile çalışır... Benim henüz bi I phonum yok ama her yer apple dolu! Mukadderaaat 5 çıkınca alıcam görüp görebileceğimiz en uzun 5 kuruşsuzluk dönemimi o zaman yaşiciiim !!! :ppppppppppppp

Amcam çalışmadan duramayan bir adam... Onu arada yerinden kaldırmak için saksıdaki çiçekleri kullanıyorum şşşş... ;) 80 yaşında 2. tip şeker hastası, sabah 10'dan gece 2'ye kadar bilgisayar başında... Onu azcık masadan kaldırmak için çiçeklerle kumpas kuruyorum... ;) Sulanmaları gerekiyooo, çiçek açmışlar vs. diye ;)

İpek çiçekleri bu sene kendi kendilerine üremişler... Ama geçen sene ektiğim çoğu tohum bu sene mefta olmuş... (mevta da olmuş olabilir... Türkçe dil bilgisi iyi olan okuyucularım doğru olanı kullanırlar...:p) 

Cuba'ya gitmeden kısa bir süre önce ektiğim ve blogta yayınladığım tohum çalışmaları ise sevgili Fatih'in sadece sulayıp, gerekli olan sera ortamıyla uğraşmamasından ötürü hüsranla sonuçlandı... Cuba'mı tohumlar mı... Cuba'da... Şu an nefis çiçeklerim olacaktı o kadar tohum parası da boşuna gitti !!! Beaaaaaaaaaa !!!

40 defa bloga yüklemeden düzelttim, bloga yükleyince ayrı düzelltim... Sorry... Yine kafalar sola... :( Zen garden'dan aldığım fideler tohum çalışmasında yaşadığım hüsranı yaşatmadılar bana... Küpe çiçeğim efendim... Ne güzel bir mutluluktur o, sabırla beklediğiniz fideniz size gülümsediğinde... Başarma duygusudur, yeni bir doğuşa tanıklıktır... Öperim fidelerim gülümsediğinde... 


Bu saksı da yok yok!!! Kaktüs var, süs biberi var, lavanta var, su kabağı var!!! Bazen tohumları tek bir yere ekip, bakmak kolaylık oluyor ama bu fideleri tek tek nasıl ayırıcam beeeen!!!


Bak bu fotoğrafı dik koydu !!! Aaaaa!!! Su kabağı fidesinin sağ tarafına dikkatlice bakmanızı istiyorum... Yaprakta ne var? Çekirdeeek!!! Tanrııım ne güzel bir deneyim!!! Yook çocuk yapmak aynı etkiyi vermiyo bana... Bitkilerin yavrulamasına göstermiş olduğum tepkileri alamazsınız benden!!! O ayrı o ayrı... Evet bunlar benim bebeğim... Benim tercihim böyle bebek! :))) Yakında sınır dışı edilecek hatunlardanım zannedersem !!! :pppppp


Bu saksıda da 2 farklı tohum var... Sadece 1 tanesini hatırlıyorum mavi beni unutmamalar... Çocukken beyaz beni unutma maları çok severdim... Tayni tayni oldukları için arkadaşım etmiştim onları... Neden en sevdiğim çiçek çocukken beni unutma maydı... Ölüm gerçeğinin 3 yaşımdan beri hayatımda olmasından mı... Babamın beni unutacağından mı korkuyordum acaba? Babam öldü ev satıldı, beni unutmamaları unuttum... Unutulduğum gibi ben de unuttum herşeyi... Bu sene mavi mavi güzel geldiler bana... Hatırlamak için, içimdeki çocuğun hatıraları için aldım tohumları pek umutlu değildim geç ekmiştim çünkü ama çıkıyorlar... Ne garip değil mi küçük bir saksı da nelerim gizli-nelerim yeşeriyor... :)


Benim ailem bahçeyi çok severdi... Her amcam için bir çiçek var bahçede... Toprakla oynayarak iletişim kuruyorum onlarla... Her ne kadar mezar ziyareti yapmıyorsam da sevdikleri çiçeklerle onları hatırladığımı-yaşattığımı biliyorlar gibime geliyor... 


Çok arızalı bi hatun tiplemesi çizmiş olabilirim de, yok öyle her daim hatırlama filan... Ektim çıktı, suladım, büyüdüler, kokladım gitti yani... Sadece bazı çiçekler onlar için ekiliyo bi ben biliyorum ne ne için var... :))) Her daim aklımda diiller... Rahat o kadar arıza dilim henüz... :))))


Hobi işleri böyledir altında bi sürü neden vardır :))) Ayvalık dönüşü Menemen'den aldığım tayni amforalarım... Büyüklerinden alamadım :( Kendi arabamla gitmemiştim çünkü... Zen Garden'ın bana yolladığı fidelerin artık üretim saksılarından çıkmaları gerekiyodu... Eldiven, toprak, tayni kürek... Eldiveni de çok kullanmıyorum aslında... Manikür yaptırıp yaptırıp çıplak elle toprağa değince verilen emekte-parada boşa gidiyor ama dokunmayı seviyorum... Daha doğrusu Omo reklamındaki gibi kirlenmek güzeldir beaaa kardeşim! Çeşme'de benden full bakım beklemeyin leeeyn !!! Rahatlamaya geliyorum ne ellerim umurum da ne ayaklarım !!! :))) 


Ehe... Pek bi cılızlar... Umarım tayni amfora da güzelce serpilecekler... 










Kaktüs delisi olarak bu sabah dayanamadım ve Migros'un girişin de bana gülümseyen kaktüslerden aldım !!! Neşeli bir saksı olmadan da olmazdı... 
Bu sefer eldiven şarttı ve kullandım... Namussuzlar nasıl batıyorlar...Ekim yapıldı sıra süslemesinde...
Kaktüse çıplak toprak yakışmıyor... Euro Flora'dan geçen sene almış olduğum taşlarımla süslemeleri de yapıldı... Bir şeylerle uğraşmak, kafayı dağıtmak, düşünmek, hiç akılda yokken aydınlanmak, yaptıklarınızla başkalarını da mutlu etmek... Vaktim ve param varsa oynamayı seviyorum... Küçük şeylerin büyük farklar yarattığına inananlardanım... Kimse için bir anlamı olmasa da benim için var ya... Yeter... :)


Ektiğim domates ve kabaklar da bi büyüseler deyme keyfime...
Ben bahçesinden sebzelerini kopararak yiyerek büyümüş  bi hatunum...
Biberin çiçeği ne güzeldir bilirmisiniz... Patlıcanın ki de...


Toprağı seviyorum...
Çapa yaparak hem stresimi atıyorum hem kol kaslarımı çalıştırıyorum... :p Yok yavrum o kadar çapa yapıyorum kollar yine aynı obezlikte !!! Mukadderaaat !!!


Kendi kendime yetmeyi-kendi kendime mutlu olmayı öğrendim...
Çünkü hayatıma giren her kişi er ya da geç kendi kendime baş edeceğim acıları-kırgınlıkları bana hediye ederek gitti... Mutluluğum da huzurumda bende...


Evet bunları söylemek için belki çok erken bir yaş ama, hayır başkalarının iyi veya kötü yapacağı her neyse ben kendime yapmalıyımı öğrendim... 


İnsanların ardından (ailem,dostlarım,sevgililerim,patronlarım...) kendimi tamir etmekten yorgunum artık...


Kendimle mutlu ve huzurluyum...
Küçük küçük oyunlar oynuyor ve iyileştiriyorum kendimi...
Yüreğimin benden başka ilacı yok...
Benden gayri herkes yaramı kanatan ve yara açan...


Güzel bir bahçe yazısı yazayım derken birikmiş duygular da döküldü parmaklardan... 
Bu aralar özlemlerim çok... 
Yüreğim açık denizlerin dalgalarından beter kabarık...
İnecek elbet... Daha öncede kaç defa kabarıp inmedi mi... ;)


Her neyse genel olarak mutluyum ve arıza diliiim... sanırsam yumurtlamak  üzereyim yapacak bi şey yok !!! Bu abidik ruh halimiz istem dışı... 2-3 gün sonra yine hiç birşeyi takmaz sanılan-vurdum duymaz olarak bilinen Ozy olurum ben ;) 


Leeeyn bahçe yazısının içine ettin beaaaa!!!
Ne beaaa... Bitkilere duyarlı yaklaşmazsan ruhunu vermezsen yetişmezler ki...
Kanser ettin bitkileri kanseeer!!! 
Hıııh!
Sana hııııh!!! Menopoza girince hepimiz rahatlicaz inşallah!
Sen gir! Ben girmiceeeem!!!
Tanrım nolur şu kadın yumurtlarken aklının gitmesine engel oool! Sorry okuyucular geçici bi hormon problemi çözücez inşallah... Ah kafam... :pppp
Anam burda olaydı da 2 kavga edeydik yuuuw, böyle benlerim ve benlerimle pek deli işi oluyooo :ppppp Neyse ben ex sevgiliyi arim da azcık arıza çıkarim anam yoksa o war!!! :ppppppp


6 ay sonra 40 olmanın en büyük stresi menopoza 10 kala kalacak olması!!! Tüm hayatımız boyunca lanet ettiğimiz şeyden kurtulmaya bu kadar yakın olmak tırstırıyor... Ne çiçek ne böcek ne  bir adam ne de o haa bi kariyer çözemeyecek bunu... Son zamanlarda reglimi taparcasına yaşadığımı fark ettim... Onsuz kadın olamayacakmışım gibi geliyor... Sanki çok kadın kadın yaşıyorum ya !!! Bi süre bu konu hakkında gel gitlerim olacak... Jinomu da deli ettim git test yaptır dedi ama bilmek istemiyorum... 40 menopoz tarihimin yaklaşması anlamına gelmemeli... De henüz nasıl aşıcam bilmiyorum... Neyse biraz çiçeklerimle uğraşayım kafam dağılsın... uzun soluklu bi depresyon bu! :ppppppppppppppp


Trigonometri filan baya baba bi denklem çözsem olmaz mıııı??? Daha kolay :ppp