Ey müminler Picassoyu nasıl bilirsiniiiiiz????
Picassoyu severmisiniz bilmem... Ben severim... Modern sanatın gelişim çizgisini değiştirmiş bir deha nasıl olurda sevilmez... Filmini izledikten sonra insan olan Picasso değil sanatçı olan elbet yüreğimde yerini korudu... :)
Bu güne kadar elimden geldiğince tüm Picasso exhibitionlarını takip ettim...
Matisse'ide çok severim ancak her zaman için 1 numara benim için Picasso olmuş olsada bu sergide aman pablo duymasın Matisse 1 numaraya oturmuştu ;)
Aslını isterseniz kim kimden daha iyinin, daha etkileyicinin gerçekten cevabını bulamadığım/madığınız nefis bir sergiydi...
Genellikle Londra'ya gidiş tarihlerimi bir etkinliğe göre ayarlıyorum. Multi milyarder değilim, aaa 2 gün sonra bilmem ne varmış yine giderim caanııım diye bir lüksüm yok... O yüzden karda-kışta-sıcakta kısaca bazen en olmadık zamanlarda uçup uçup durmam bir etkinlik sebebiyetiyle... ;)
Tate Modern 1947'den 63'e kadar power station olarak hizmet vermiş bir binadır. Binanın tasarımcısı İngiltere'nin ünlü kırmızı telefon kutularını da yapan Sir Giles Gilbert Scott'dur. Eski bir elektrik santrali binasının başarıyla sergi alanına dönüştürülmesi 81 yıllarında olmuştur... Modern sanata ev sahipliği yapan çok ilginç ve güzel bir binadır...
İngiltere'de 4 tane Tate galery bulunmakta... Ben bu güne kadar sadece Tate Modern'in ziyaretçisi olmuştum...
Picasso & Modern British Art sergisi bu güne kadar gitmediğim Tate Britain'daydı...
İngiliz sanatına çok ilgi duymadığım için gitme gereği görmediğim galery İngiliz sanatının örneklerini sergiler...
Bu ukalalığı yapıp neden gitmediğimi bilmiyorum. Sonuçta sanat sanattır ve görülmesi gerekendir... Beaaa napıcam ben İngiliz sanat eserlerini diyebilmem için sanat uzmanı filan olmam gerekir... Eeee öyle bişey de olmadığıma göre ve özel bir sergi değilse ücretsiz olarak koleksiyonların gezilip görüldüğü bi yere gitmemek ükelaaa dümbelekliğinden başka bir şey değildir efem! İşte arada yapıyorum nedensiz dümbeleklikler... ;))) Yani bide bu kaçıncı gidişim bir mimar olarak muhakkak görmem gereken müzelere-sergilere gitmiş bitirmiş birisi olarak, sanat enginliği verecek şeylere yönelmem gerekirken artık...
(Kendime sizlerin huzurunda kızıyorum efem... :ppp)
Otel ve uçak halledildiğinden sergi biletimi sabahın körüne almak zorunda kaldım... Galery 10'da açılıyordu... Odayı boşaltma, valizi indirme, otelden Tate'e gelme sürelerini hesaba katıp 10.30'a biletimi aldım.
Sergi Kasım 1910'da Post- empresyonistlerin organize ettiği sergiyle başlıyor. Picasso'nun 1919'da Londra'ya gelip etkilediği sanatçılarla birlikte İngiltere'de modern sanatın kabul edilmesinin öyküsü... Bu arada 1919'da adamlar modern sanatı konuşurken, eserler verirken benim atam memleketi kurtarma derdindeydi... Bir takım eserlere bakarken ülkemin o tarihlerde yaşadıkları usuma üşüşüp keyif-hüzün arası karmakarışık duygular hissettim... İlk defa bir Picasso sergisinde memleketim geldi yüreğime çöreklendi... ;)
Millet rakı sofrasında memleketi kurtarır ben sergide... :ppppppppp
Picasso her ne kadar baş aktör olsa da, Duncan Grant, Wyndham Lewis, Ben Nicholson, Francis Bacon, Graham Sutherland, David Hockney ve veee Hery Moore'un eserleriyle nefis ötesi bir sergi...
1919 senesinde Picasso Leicester Square'de dansçılarla çalışıyor... 10 küsür sene önce almış olduğum ohaa kalınlıktaki Picasso ve Tiyatro kitabından tanıdığım bir çok kostüm çalışması sergide yer alan eserlerden...
15 şubat-15 temmuz 2012'ye kadar devam edecek sergiyi imkanınız varsa gidip görmenizi tavsiye ederim... http://www.tate.org.uk/

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder