Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

28 Mart 2014 Cuma

Capon aslan sütü: Sake ;)

Mail boxım mesleki veya eş-dost mailleriyle dolup taşmaz benim.
İstanbul'daki kültürel aktivitelerin mailleriyle taşar...

Bir süre önce  Japon Konsolosluğu'da eklendi listeme.
Genellikle film etkinlikleri yaparken, geçen hafta sınırlı sayıda katılımcıyla 'Sake' tanıtım etkinliği düzenleyeceğiz mailleri boxıma düşünce bu kaçmaz diyip katılıyorum cevabını yolladım.

Yıllardır Japonya ve Almanya Konsolosluk binalarıyla komşuyuz. Alman Konsolosluğuna hiç vize almak için gitmedim ama eşşiz boğaz manzarasına bakan terasında çok etkinliğe katıldım. Hatta konsoloslukta çalışan bir ateşenin bana vurulmasıyla kimsenin gezemeyeceği yerlerini gezip, 'çatısından' İstanbul'u bile seyrettim! :) Komşusu olan Japon'yanın binası mimar olarak çok ilgimi çekiyordu... Ama hep panjurları kapalı olan binanın pencere doğramalarını bile görmek mümkün değildi! 

Sonunda hem Sake deneyimi hem de binayı görme şansına nail olmuştum! Kaçmazdı bu fırsat! :) 

Dün akşam, Türk mimarisinin eşşsiz inceliklerini ve işçiliğini koruyan binanın içine girdiğimde Sake-make umrumda değildi... Merdivenin ahşap doğramalarını, avludaki kafesin işçiliğini filan fotoğraflamak-ellemek istiyordum! 

Ancak binaya adım atar atmaz etkinliğe katılmış 2 tane kelli felli beyefendiyle burun buruna gelip benimle nazikçe sohbet etmeye başlamları içimceki canavar mimarı dizginlememe neden oldu! :) 

Üst kattaki zarif duvar süslemeli salona adım atar atmaz bizleri ilk Sakemiz karşıladı. 6 tane Sake tadacaktık. Ve ilki, Daiginjo Hitenzan  buz gibi kadehlerden bize gülümsüyordu. %35lik pirinç ve %17'lik alkol oranıyla aperatif olarak güzel kokusuyla tanınırmış... Ben pek kokusunu alamadım... Ama tadı, içimi hafif ve güzeldi... Girerken elimize verilen notları okurken güzelce bana eşlik etti... :) 

Sake çok eski bir içki. Japonya'da M.Ö.2500 yıllarında ilk pirinç üretimi başlamış... Tarihte ilk Sake'ye M.Ö. 300 yıllarında rastlanılıyor... Varlığı kanıtlanan en eski üretici 1140 yıldır işletilen 55. kuşak üreticiymiş. 

Bu sırada tam 2. Sake'ye geçildiğinden not almayı bırakıp koku ve tad testine ilgimi kaydırdım... Ve test yaparken ülkemizde sadece son 10 yılda aslan sütü üreten firmalarımızın çeşitlenmesinin ne kadar acı olduğunu düşündüm. Adamlar milattan önceden-sonradan bahsediyorlar biz bu topraklar üzerinde yaşamış tüm uygurlıklardan bize miras kalmış içkileri koruyup kollayamamış geliştirememişiz... Kapadokya Şarapları mesela... Şartlardan yüzyıllardır aynı aile yada firma tarafından üretilmesi belki mümkün değildi ama Japonların övünç duyduğu gibi bizde bak bu milattan önceye dayanır, toprağımızın-vatanımızın ürünü mirasımız diye tanıtım yapabilirdik... Amaan neyse bu 2. nefismiş yahuuu... Vatan millet sakaryayı boşver diyip tadımın keyfine geri döndüm... :)

Sake su ve pirinçten yapılan fermente bir içki.
Güzel bir Sake için su çok mühim. Japonya çok yağış aldığı için, doğal su kaynakları çok fazlaymış... Çok kaliteli içme suyumuz var dediler... Fransızların Evian'nı yerine Capon suyu içmek daha in ve sağlıklı olur bence havayı-civayı sevenleeeer... ;) 

Sake 2000 yılı aşan bir fermante litarütürüne sahipmiş! İçki diyip geçmemek gerekiyor. İzlediğimiz dvd'den gelenek-kültür ve bilimin birleşkesi olan el emeği-göz nuru bir içki olduğunu öğrenince yudumlar daha saygıyla inmeye başladı boğazımızdan! 

Pirinç yetiştiren bir ülke olsakda Migrostan baldo prinç alır geçer gideriz... Ülkemizde çok çeşitli pirinç üretildiğini sanmıyorum... Üretiliyosa da bilmiyorum ama Japonya'da 300 çeşit pirinç üretildiğini ve bu çeşitlerden 100 tanesinin Sake için üretildiğini biliyorum! (Hem içerim hem dinlerim hııck! :p) 

Öğütme işlemi Sake'nin en önemli işlemi. Bize tanıtılan Saklerde alkol oranından önce içinde ne kadar pirinç var onu söylediler... Öğütme pirinç oranını ayarlayan, nişastayı-yağları ayıran bi işlem... Bu konuda not almışım ama dr. yazısı gibi! Okuyamıyorum. Muhakkak 3. Sakeye denk geldi bu not! Öğütme önemli işte yeter bu bilgi size... :p 

Kadın Sakelerinde yumuşak su, erkek Sakelerinde seret su kullanılırmış... Sert bi kadın olarak en beğendiğim 2 Sake erkek sakesi oldu! İçkilerde bile kadın-erkek ayrımı... Iyyk! Bu detay anlatılırken Türk ve Japon toplumunun erkek egemen kültürüne sövüyodum! 

İç, test et, dinle, not al, sosyo psiko düşüncelere dal... Dışardan Sake test eden mutlu bi kadın gibi görünebilirim... Oysa bakın... :p 

Sakenin üretimini dvd'den izlerken, tecrübenin ve insanın öneminin teknolojiye rağmen önemli olacağı noktaların hep olacağını düşündük... Galiba bunu bi ben düşündüm... Neyse işlemleri kısaca anlatma imkanım yok... Yazı zaten uzun oldu bir de o konuya girersem kimse okumaz! 

Yapım aşamasının bir detayından bahsedeyim sadece; 30 günün sonunda Sake'nin hazır olduğunu ilan etmek için fabrikanın kapısına servi yumağı asıyolar. Bu çok hoş, güzel ve ilginç bir detay. Tüm dünyaya Sake doğdu diyorlar... :) 

Gelenekler ülkesi ! 
Bize test ettirilen 6 Sake'nin yanında uyumlu yemeklerde ikram edildi. 
Edildi ancak, 19'da başlayan etkinliğe herkes aç gelmişti! Türk insanı ekmeksiz, tayni şeylerle doyar mı?! Doymaz... Bir de her gelen uyarıyla gelmiş aman Sake çarpar dikkat demişler! Sake'nin alkol oranı şarapla aynı... Adam gibi içmezseniz herşeyin çarptığı gibi çarpacak bir içki. Yoksa diğer içkilerden farklı bi çarpması yok! 

Çok güzel bir etkinlikti.  Yurtdışında Sake'yi tanıtmak için kurulmuş Sake Samurai aktivitesinin yöneticisi tanıtımı yaptı. Adamlar tanıtım için ekip kurmuşlar! Bizim şaraplarımızda kendi yağlarında kavruluyorlar. Bizde de böyle bir tanıtım ekibi kurulsa... 

Tadımı yaptık yedik içtik notlarımız aldık çıktık... Çıktık ama tatdığımız Sake'ler marketlerde varmı nerden buluruz ülkemizde sormayı unuttuk... :( 

Bize tanıtılan markaları yazıyorum efem; Bi Capon restoranına filan giderseniz Sake içmek isterseniz buyrun bu bilgileri şey ediniz. Şşşş banada bi suşi ısmarlarsınız artık bu kadar yazdık çizdik sizi cahillikten kurtardık dimi yani... ;) :

1-Daiginjo-Hitenzan %35 pirinç %17 Alkol içeriyor. Aperatif Sakesi.
2-Junmai-Daiginjo-Shichida %45 pirinç %16.8 Alkol içeriyor. Beyaz etli balıklarla uyumluymuş. Levrek Carpaccio eşliğinde tattık biz. Bu 2 numara en en beğenilen oldu.
3-Jizake-Tenzan %60 pirinç %18 Alkol içeriyor. Baharatlı ve sulu yemeklerle uyumlu. Türk mutfağına uyabilecek Sake. Izgarada pişirilmiş mini köfteler ve domates sos ile test ettik.
4-Junmai Daiginjo-Onkochishin %45 pirinç %16 Alkol Baharatlı ve domates soslu yemeklere uygun. Yer fıstığı oslu tavukla test ettik. Bu Sake oda sıcaklığında servis ediliyorç 21.yıl bekletiliyor. !!! Nefisti! 2ve4 ! 
5-Tenzan Junmai Ginjo Köpüklü-Origarami %55 pirinç %17 Alkol. Bir sene buzdolabında soğutulup servis ediliyor!!! Kızartma ve yoğurt kullanılan yemeklerle uygun. Kuzu ciğer tava ile test ettik.
6-Sudaç Bunun oranlarını kaçırdım not alamadım. Limonçello gibi bişey. Yemeğin sonunda tatlı yerine içilirmiş. Soda ile beraber içilmesi uygunmuş...

Dün akşam öyle tayni suşi ikram ettilerki dişimin kavuğuna gitmedi... Nassı aşeriyorum... Siz okurken bende suşi yemeye gidim bari... ;) 

27 Mart 2014 Perşembe

Uykusuz her geceeee...

Ev alma komşu al serimize yeni komşuyla devam ediyoruz.
Anladığım kadarıyla piyangodan para çıkıp üst katı almadığım sürece komşu yazı dizim çook uzun soluklu olacak... :) 

Orta yaşlı karısı Arjantinli olan çift taşındı... Kirada anlaşamamışlar! 
Onların yerine ünlü bir araba markasının Nişantaşı şubesinin şeysi taşındı.
Oğlan benimle yaşıt galiba...
Sosyetik dergilerde, gece hayatında baya bi ünlü...
Googlda adını yazınca uuuw beybi ne fotolar-ne haberler çıkıyo!

Bekara niye ev verilmezi bu yaşta anladım!
Bekar, köpeği var ve 'nişanlım' adı altında bi hatun. Bu hatunlar birken 2 oldu ama! 
Anam ben flört bile bulamazken herif 2 nişanlılı!!!! Allah çirkin kısmeti versin walla...

Evimizin yalıtım sorunu var.
Yan komşu-alt komşu aksırığımız tıksırığımız, pırtçıklarımız birbirimizde...
Böyle bi binada köpek ve topuklu ayakkabıyla yürüme fentazisi olmak tahmin edersinizki çok rahatsızlık veren bi durum!

Köpek Çin buldoğu... Kırış kırış suratıyla pek bi sevimli. Köpek sever biri olarak bayılıyorum ona, ama gel gör tırnaklarının zeminde çıkardığı o ses yok muuuuuu?!?!

Hadi gündüz bir şekilde tahammül ediliyor ama, gece yatmayıp oturmayı tercih eden yeni kiracı yüzünden o köpek gecenin üçünde tepemizde koştukçaaaa, köpek severliğim gidiyor, hayvanın tırnaklarını kerpetenle sökmek isteyen bir cani geliyor! 

Adamın 'nişanlıları' topuklu ayakkabıyla dolanmayı seviyorlar.
Aslında bi tek onlar değil, evde 7x24 Ermeni bi hizmetli olduğundan eve giren çıkan herkes ayakkabıyla dolanıyor! Erkeklerinki normal bi ses çıkarsa da platform ve 'çivi' topuk ayakkabıları giymeyi tercih eden kadınlarının topuk sesi tahammül sınırlarını zorluyor!

Kibarca rica ettik, dedikki tüm ses bize iniyor... Evi halı kaplatın... Ok dedi adam...
2 hafta geçti nerden halı siparişi verdiyse tık yok!
Yarımdan sonra tüm apartman sessizliğe çekilirken bunlarda hareket başlıyor...
Esmer nişanlı bi gece klübü iştetmecisi mi nedir, yoksa pavyon gülümüdür töbe töbeee, saat 1-1.5 sularında çivi topuklarıyla tepemde koşturarak hazırlanıyor ve çıkıyor gidiyor... Sonra sabah 3 sularında veya 5'de eve geliyor tak tak taaaak sesleriyle bizi uyandırıyor... Eve biri geldi yaşasın diye sevinen köpek tırnaklarını beynime batırarark neşeyle dolanıyor! 

Gel kaçan uykunu yakala ve uyu! 

Yalıtım sorunu olduğunu bizde fark ettik diyen yeni kiracının duyarlı davranmasını beklemek her halde bizim saflığımızdı!

Yönetci ben napim diyor, 5 bin lirayı cebine atan mal sahibi sizin için düzgün kiracı bulmaya çalıştım, çoluklu çocukluya vermedim diyor!

Ulan çocukluya kiraya versen çocuk bi saatte  yatacak ses gidecek! Bunlar vampir türü olduklarından gece uykusuz gündüz uykulu hayata geçtik sayelerinde!!!

Önümüzdeki hafta avukatım aracılığıyla ihtarname göndereceğim...
Sabahın bilmem kaçında polisi aramak annemin yüreğini daha beter çaptıracak... Arayamıyorum polisi...

Ey insanoğluuuu, sizden ricam azcık ev yaşantınızdaki seslere dikkat etmeniz. 
Herkesin ses duyarlılığı farklıdır. 
Evde hayvan beslemek, topukluyla yürümek, müzik dinlemek vs... Herkesin bir şeylere hakkı var ama 30 senelik ses yalıtımı olmayan bi binada yaşıyosanız haklar-hukuklar biraz daha özen istiyor...

Napim şimdi? Tavanda topukluyla yürüme denemesimi yapim?
Sabahın 3'de 5'de eski bi metalci olarak son ses müzik sestini açıp solomu dinletim apartmana?
Bi hayvan sever olarak psikopata bağlayıp köpeğin tırnaklarını mı sökim?
Vuduuu büyüsü yapıp kadının topuklarının kırılmasını sağlayıp kötürüm mü yapim onu?

Üstünüzde çatı dublexi varsa o evi almayın-kiralamayın!
Oha paralı kiraları paralı ama kültürsüz hödükler tutuyo...
Terlikle dolanmak bayalık geliyo olabilir ama alt komşuyu uykusundan etmek bişeycik olmuyo galiba?

Evrene gönderdiğim yeni dilek, üst katı alacak para. 
Annem her gece seslerden uyanmaktan kalp çarpıntısı yaşamaya başladı...
Ajda'dan Uykusuuuuz her geceeee'yi itaaf ediyor, pzt. avukatıma para kazandıracak üst komşuma lanetin bin birini yolluyorum! 

;) 

10 Mart 2014 Pazartesi

Mühheendis kocaaa... :)

Koca seçmeden önce, http://ilhan.biz/muhendisle-evlenin.html şu siteye bir bakın sonra evlenin derim ben...

Üşenmemişler meslekler ve evlilikler üzerine bir araştırma yapmışlar...

Bizim memlekette dohtuur damat pek bi sevilir bilirsiniz... Koca adayınız doktorsa anneniz mutlu bir kaç yıl sonra siz boşanacağınız için mutsuz olursunuz...

Ben adamların yalancısıyım yaw! Araştırma sonuçları ne diyosa o! 

Mühendisler boşanma oranı en düşük meslek çıkmışlar!
Hatta mühendisliği bölüm olarak incelemişler ve makina mühendisliğinin boşanma oranı %2 çıkmış!!!

Şincik şöyle bi geçmişe dönüp mühendis sevgililerimi incelersek; (Anam 41 yaşına kadar 4 sevgilisi olmuş bi kadın olarak kurduğum cümleye bakınca oy anaam oooy mühendislik üniversitesi açacak kadar mühendis sevgilim olmuş gibi oldu ama şşşş çaktırmayın... :p) 

İnşaat Mühendisleri, çok hesap adamıdır... İncelerde inceler, hesaplar da hesaplar... Adamla normal muhabbet naaa mümkündür... Sanki beton döküyoruz, iki muhabbetin belini kırıyoruz... Cıks... Analitik düşünce denilen, iş yaşamında evet ama özel yaşamda nahoş kaçan, bütünü parçalara ayırıp çözüm üretme eylemini özel yaşantısınada taşıyan adamdır inşaat mühendisi! 

Hele bir mimar olarak inşaat mühendisine denk geldiyseniz, o erosu bulup okuyla bir binanın temeline gömmek istersiniz!

Adamla mimari-sanat muhabbeti edilmez.... Adam tasarımlarınıza burnunu sokar... Bilmiş bilmiş o kolonlar küçük, o açıklığı geçiremezsin, taşımaz diye artistlik eder. 

Leeem yürü git! Öğrenci projesi bu! Hoca uçun dedi... Taşıyıcı sisteme takmadan uçun dedi... Ütopik proje bu!

Anlamaz! Ütopik projenizin depreme dayanıklı olup olmadığını hesaplar!

İki fikir sormaya kalkarsınız, tasarımınızı mahveder! Zoruna gelir kafa patlatıp tasarımınıza göre hesap yapmak... Kutu gibi bişeye çevirmeye kalkar organik formlu tasarımınızı! 

Adamın üstünde tepinmek istersiniz... Ama bir mimar olarak inşaat mühendisi sevgilinizin üstünde sıradan bir şekilde tepinemezsiniz... Adamın üstünde rezonans etkisi yaratacak tepinmeleri tasarlarsınız...

Kısaca mimar ve inşaat mühendisinden sevgili zor olur. O ilk başta aynı meslek grubundanız birbirimizi anlarız heyecanı, hödük lem bu! Bildiğin matematik bilen öküze döner ve biter! :) 

Elektirk ve Elektronik mühendisi ise, bildiğin elektirikçinin okumuş hali bile değildir! 
Adamın eline prizi verirsin hani erkek, fiş-piriz işinden anlar diye, adam gibi topraklama yapamadığından bilgisayarı açıp-kaparken çarpılırsın! 

Leeem bide devreler mevreler, robotixler diye ahkam kesip dolanıyon ortada, bırak kadın halinle prizi topraklamak sana mı düştü diyip prizi elimden alıyon ve ölümlerden döndürüyon! :)

Pek mesleki sohbetler bakımından cazip bi mühendislik değildir... Adam anlatıyo sen mimar olarak gözünde öyle bişey canlandırıyosun ki alakası yok! Sen şimdi elektirik işinden anlamıyon öyle mi iyi tamirci çağrıcaz yaniyle adamın mühendisim ben egosunu yerle bir edersin... Eve para getiren, eşe-dosta mühhendis sevgilim var benim diye hava atmaya yarayan bi mühendislik türü...

Mimarla buda olmuyo... Adam basit elektirik işlerini yapsa belkim olurdu ama... :ppp

Bilgisayar Mühendisleri ise; gariplerim Format C'den ibaret! Adamların program murogram yaptığına takan yok! Aaay bilgisayarım şey oldu bi bakıver, aaay internet sayfası yapalım vs. durumları yaşayan en acıdığım mühendislik grubu! 

Bilgisayar mühendisi sevgilim olmadı, ancak bilgisayar mühendisi olan erkek arkadaşlarımın hikayelerinden bildiğim kadarıyla, kızlar bilgisayar sorunu çözücüsü olarak algıyo bu grubu! Benim El. Elektronik mühendisini elektirikçi yapmam gibi yani... :))) Kız tavlamak için bilgisayar toplayan kankilerim bile oldu! Kıza bilgisayar yapıcam sonra bana verecek... Oku mühendis ol, bilgisayar tamircisi rolüyle kız tavla! Zor bunların ki harbiden zor... :)

Kimya mühendisleri, aşk işini iyi bilmeleri gerekirken yazık en çok kimyamız tutmadı lafını duyan grup! Ulan o kadar formül biliyon gir laboratuvara 2 iksir çak, kimyanın alasını uyuştur! Yada eş-dost için mutlu edici şeyler yap! Cacık olmas kimyacılardan walla! :p

Ziraat Mühendisleri ise, daha bi gariptir... Bildiğin çiftçi ya da ırgat muamelesi görür... En yakın kankim Ziraat Mühendisi çocuğa bi gün mühendis muamelesi yapmadım! Gel kaz bahçeyi, gel arkadaki tepelere gidip koyun boku bulalım... İnek mi koyun boku mu gübre için iyi huuuuu... vs...

Boşanma oranı %2 olan Makina mühendislerine gelince, onlarda termosifon bozuldu, kalorifer kazanına in bi bak vsye maruz kalıyor memlekette... Araba bozulduğunda motordan anlamıyosa neyleyim %2lik boşanma grubunda olan adamı! Makineyse makine! bozulanı yapmayı bilecek! :pppp

Böyle diyorum ama uçak kanadı zımbırtısı yapan çıtır bi makina mühendisiyle tanışmıştım, uçmayı ve uçakları sevdiğimden çocuğun boeing için tasarladığı zımbırtıdan teknik olarak bi mok anlamsamda bi dinleyişim vardı ki... Yaşlı teyzeler gibi bu kanatları bizim oğlan tasarladı ehi ehi diye uçmak için sabırsızlanıyorum da henüz onun tasarım yaptığı model bizim memlekete gelmedi... :))

Memlekette kimse istediği bölümde okuyamıyor, okuyanda kendi işiyle alakalı bir işte çalışamıyor... Böyle olunca 'mühendis' anlamını kaybediyor... Toplum olarak okuyan ve araştıranda olmayınca, elektirik mühendisi elektirikçi, makinacı su pompası tamircisi olarak algılanıyor...

Mühendis adam matematik kafasına sahip adamdır... Biz mimarlar ya da diğer meslek gruplarındaki gibi beyaz ve siyahın arasında gri yoktur. Ya beyazdır ya siyah... Aaaay yavruağzı derseniz size yavruağzı olabilme ihtimalini-yüzdesini filan açıklamaya kalkar... İlla ciddiye alacak, illa problemi çözecektir...

Sevgili olarak biraz gıcık olabilirler belki ama koca olarak evde avriiiağzı avriiiağzı diye dolanan birinin yanında belki ev ekonomisi-çocukların eğitimi vs için akla karadan başka bişey bilmeyen bir adam iyi olabilir...

Bilemedim ben bekarım... 2 tane mühendis sevgilisi olmuş kadınım! İkiside öğrenciliğim sırasında olmuş, mezun olduktan sonra mühendisin 'm'sine bile yaklaşmamışım... Ne desem boş... Benim ki geyik pzt. eğlencesi... ;)