Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

31 Mayıs 2012 Perşembe

Boğaz'da aşk ;)

Müthiş bir gece grubum var...
Genellikle 12'den sonra buluşup arabaya atlayıp boğaza gidiyoruz... Genellikle Fincan'da çay içip sigara böreği yiyoruz! :)
Arabayı sattığımdan beri gece sefalarımdan mahrum kalmıştım... Ama dostlar saolsun! :))

Grupta gay arkadaşlarda var... 
Sabahın bilmem kaçında çay içip-sigara böreği yerken muhabbetimizden henüz kaçan olmadı! 
Süper geyikler döndürüp, hatun kısmısı olarak erkekleri erkeklerin  mutlu ettiği kadar mutlu etmemizin imkansız olduğu sonucuna varıyoruz hep! :))

Ya bizi kekliyolar ya da gerçek abi!!! :))) Henüz çözemedik çözünce açıklicam söz! :ppp

Iphone'a yüklenen bir sürü aplikasyon var biliyorsunuz...
Grindrguy.com, gay dating sitelerinden biri... Grindr diye bi aplikasyon çıkarmış... Tüm gay arkadaşlarımın teknolocik telefonlarında bu aplikasyon var!!!!

Ücretsiz olarak profilinizi açıyorsunuz ve sörfe başlıyorsunuz! Bulunduğunuz noktaya göre metre/kilometre bazlı olarak en yakında ki üyeleri gösteriyor aplikasyon! 

Dün sabahın 2.'de Fincanda otururken Iphone'un ekranından Grindr üyesi olan bi sürü erkek beğeniyorduk!!! 

Tanrım, biz hatunların en azgını en duvara tırmananı en ırıspısının bile vermeyeceği ne pozlar!!! 

Belden yukarsı çıplak meme sergilenen pozlar pek bi gözde...
Vücudunu çıbıldak olarak sergilemeyenler de bilmem kaç numaralı bakışlarını takınıp öyle pozlar vermişler ki!!!

O nooo!!!
Fotoğraftan seç beğen, chate başla... Uygunsan müsaitsen buluş aşk yap sonra tak sepeti koluna herkes kendi yolunaaaaaaaa!!!

Tabi erkek kısmısın da gay olsa da olmasa da değişen bir durum yok... Yine elinin kiri...! ;))
Canın çekti ya git bi mekanda tanış aşk yap ya Grindr'da tanış aşk yap!

Dün akşam masadaki hatunlar olarak ucundan acık böyle bi uygulama niye bizler için yok diye az bozulmadık!
Hoş olsa da bişey yapmasak chatleşsek dahi iki günde adımız ırıspıya çıkar!!!
Hem artık seks yapmak eskisinden de cııııs! ;))))

O noooo!!!
Yaşımın ilerlediği şu günlerde bir kaç senedir deneyimlediğim, iyiler kapılmış sendromuna bir de güldür güldür sayıları artan gayler de ekleniyor!!!

İyiler ya hatunlar tarafından kapılıyor ya da belirli bi yaştan sonra dönüyolar!!!

Arkadaşımın sevgilisi mesela 35.'de dönmüş bir mimar!!!
Adamı ilk gördüğümde oooo yeaaa beybi ben bunu istiyorum nidalarım gerçeği öğrendikten sonra en yakın kova nerde kusucaaaam ve intaaar edicem olmuştu!!! :))))

Kadınlarla savaşabiliriz ama erkeklerle! I-ıh!

İlk Mikanos deneyimim çok üzücüdür mesela...
Brad Pitt yanında halt etmiş yakışıklıyı gördüğümde ooo tanrım olmuştum neler yaratıyorsun sen... Şükretmem bitmemişti ki yanına esmer bi aygır geldi ve öyle bir öpüşmeye başladılar ki...
Benim haayyııııır çığlıklarıma herkes dönüp bakmıştı!!!
Tamam gaylerin gittiği bi adada ulan hiç mi yok aranızda straight!!!
Mikanos güzel adadır emmee Anadolu'da böğrüne vura vura ağıt yakan kadınlardan eder sizi... ;))

Ozon'un delinmesiyle başladı her şey... Sonra küresel ısınma, hormonlu sebzeler-etler derken güzelim adamlar dönmeye başladı!!!

Ve anladığım kadarıyla yatakta erkekler bizden daha iyi!
Eeee adamlara hak vermek lazım... Türk kadını olarak Seks&City'deki Semanta gibi olabilmemiz de zooor zaten... Olanımız da 3-5 taneyi geçmez... :ppppp

Dün akşam muhabbetimize katılmayıp, hiç bir şart ve koşulda birlikte olamayacağımız taşıııın alalhı adamların fotoğraflarını bize gösterip canımızın çekmesiyle acılara bürünmemizi sağlayan dostlara Iphone alır almaz güzellik yapmaya karar verdim...

Hem eğlenmek için hem bir arada olup bizimle muhabbet etmek yerine  adam arayıp bütün gece msjlaştıkları için!!!

Anladığım kadarıyla kadın-erkek ilişkisinde ki gibi nbr-nasılsın, gibi muhabbetlere de gerek yok!

Hazırlanın, Iphone 5 çıktığı gün Grindr'da esiceeem!!!
Mikanos'da dönmüş olsalar da güzel wallpaper olacak çoook abinin fotosunu çekmiştim... Foto arşivimden seçip seçip...;))

Bi daha boğaz keyfimizde mslajma istemiyoruuuuum hööyt! ;))

Slm, Sevişelim miiiii? ;)

29 Mayıs 2012 Salı

Görmek-duymak... ;)

Yaşarken bizi ifrit eden ama onları kaybettiğimizde çok üzüleceğimiz şeyler vardır... Ve bunları fark etmeden yaşar gideriz... Fark ettiğimizde ise çok geç olmuştur...

Bizim evin sabah sesleri genellikle annemin hışır hıışır-haşır-huşur topladığı gazetelerdir...
Neden bilmem neredeyse her sabah bu ses vardır bizim evde!
İçine bi şey karışmış mı diye...
Ya da okuyup kesmeyi unuttuğu bir köşe yazarının yazısı için...
Hışır-hışır-haşırhuşuuur!!!

Uyandıktan sonra sabahları bazı seslere kesinlikle tahammülüm yok!
Mutfağa gidip kahvaltımı hazırlayıp yapana kadar huzur istiyorum ben...
Anca kahvemi içerken dünyanın tüm sesleri gelip beynimi didikleyebilir...

Uyanır uyanmaz sevmiyorum bombardıman etkisinde ses!

Yıllardır kavgamız bu!
Anneeeeeeaaaaa!!! Bi sabah da ben evden çıktıktan sonra ara-tara yaaaa!!! 
Cıks!!!

Herkesin huyu suyu bir başka işte...
Ben niye sabahları bu kadar ses alerjisiyim bilmiyorum... Beynim istemiyo ses-mes! 
Ama anlatamıyorum!

Bu sabah banyoya giderken annem hararetli bir hışırtılı senfoni çalıyordu!
Beaaaa! Oldum... Oldum ama, banyoya atmış olduğum adımı geri çekip annemi seyrettim...

Aslında beraberken de insanlar ne kadar uzak... Ne kadar özlemli-hasretli birbirlerine...

Sigara kokuyorum diye kesinlikle öptürmüyor kendisini...
Duştan sonra da ya onun 'öpüşüp-koklaşma' keyfi olmuyor ya ben unutuyorum...

Sabah sabah banyonun kapısında koridordan annemi seyrettim...
Bu sesi ne kadar özleyeceğimi...
Ve annemden sonra kimse bana bu sesi duyuramayacaktı... Bu yazıyı okuduktan sonra ilerde beni mutlu etmeye çalışan birileri bile aynı tınıyı çıkaramayacaktı...

Birbirimizi ne saçma şeyleri için seviyor ve özlüyorduk...
Kaş-göz-boy-post-romantikliği gakı-guku değildi... 
İçe özlem düştüğünde, gözleri kapattığımızda bizi hem ağlarken güldüren 'gariplikleri' seviyorduk-özlüyorduk...

Yine kavga edicem annemle....
İki günde bir hışırtı senfonisine sövücem!
Ama zamanı geldiğinde beynimi kafa tasımla masa tenisi oynatan o sesi çok özlicem...

Ve kimse o sabah durduk yere neden bu kadar öfkeli olduğumu anlamayacak!
Annemin hatırlanısı-özlenilesi onca şeyi varken ben gazete hışırtısına takacağım...
Ve o sabah yanımda kim varsa özlem öfkemin bedelini o ödeyecek!

Hayat ayrıntılarda gizli... 
Mutlulukta-mutsuzlukta...
Biraz daha gören gözlerle-duyan kulaklarla dolanmak gerekiyor hepimizin ihtiyacı olan bu! ;) 

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Bir cumartesi gecesi hikayesi ya da romanı! :pppp

İstanbul'da yaşasam da arada sokakta sigara içerken karşılaştığım tepkileri bilmiyormuş gibi sen git dostlarımın mekanımdayım yaaa nolcek ki diyerek baba Cohiba iç!!! 

Geceyi Cohiba gecesi olarak adlandırmayı uygun buldum... Bilmeyenler için söyleyeyim efendim, Cohiba Cuba'nın baba puro markalarından biridir... Boy boydur... Ben kendime genellikle zaaaarif boylusunu alırım... Ama baba boyutlusunun keyfi de başkadır... 

Ex Cubalı arkadaşlarıma yeni bir tane eklendi... Cubalı Barış... Benimle Cuba deneyimi yaşayan herkesin isminin başına Cubalı'yı eklemeyi seviyorum... Daha bi egzantirik oluyooo :ppppp

Cumartesi gecesine başlamadan önce yeni Cuba'lı arkadaşım Barış  ve onun süper eğlenceli hatun arkadaşlarıyla buluştum... Bu buluşma başka bir yazının konusu olacak ;) Yanlarından ayrılırken Cubalı Barış'a şşşş baba Cohibalardan varmı yanında yaptım... Olma mı dedi... Ver o zaman dedim... Tüttüreyim mekanımda... ;)

Puromu çantama attım ve mekana gittim... Oooo mekan müdavim kaynıyooo... Süper ötesi süper!

Eş-dostla muhabbetleşip, arıza kadının önde gideni bendeniz, bünyeme haddinden fazla gelecek şekilde sosyalleşmiş olduğumdan cool kadın hormonlarım devreye girdi ve yüksek bar masasına oturmuş 3 kankimin hemen önündeki masaya tek başıma konuçlandım! 

Arkamda aslan gibi 3 erkek, önlerinde ben!
Utku namı diyar Tutkucuuum, Metin ve Uğur...
Yanlarına oturmadığımdan bi süre vıdı vıdı etseler de huyumu bildiklerinden tanımayan birisi yan masalar birbirine sarkıyo izlenimini verecek muhabbetimize başladık! 

Yok abi arada yalnız bırakacaksın beni... Kullanım kılavuzumda yazar... Tüm eşim-dostumda bilir... Ozy tek başına kenara geçtiyse bi süre dokunulmaz ona !!! :))))

Üç-beş muhabbet derken artık baba puromu yakayım oldum! Güzelce gittim Şerif'e ucunu kestirdim... Alkolümü aldım, masamda keyif düzenlemeleri yaptım ve yaktım puromu...

Oh ala ala... 
Bi keyfiliyim bi keyifliyim ki sorma gitsin...
Bi ara Tutkucuuum bana yok mu  bende istiyorum diyerek keyfimi bozsa da, ii beaa sana da alırım diye ayaklandığımda gece gece İstiklal'in ara sokaklarında ona puro almaya gitmeme kıyamayıp vaz geçti ki canım beniiiim !!! :)))

Keyifli keyifli sohbet edip içerken, çıtır bi oğlanın bana kesik attığını fark ettim...
Ulan mekan küçük... Kafamı-bedenimi nereye çevirirsem çevireyim bi şekilde çocukla çakışıyo bakışlar...
Hıh Ozy dedim, hayatında ilk defa puro içen hatun görmüş çıtır fentaaazisi kurbanı oluyosun şu dakika !!!
Ulan puro içiyorum leeeyn!!! Sex&City Semanta'nın yerine konulmamı gerektirecek bi acayiplikte de içmiyorum puroyu!!!!

Her neyse ben oğlanı iplemediğimden eşimle-dostumla muhabbetime geri döndüm... Bi ara bi boşluk oldu veeeee;
Oğlan tüm cesaretini toplayarak bana doğru hamle yaptı!
Hıh dedim eğlence geliyor!
Çıtır geldi ve puronuzdan bir nefes alabilirmiyim dedi!!!
Ne münasebet! dedim ve kaş-göz işaretlerimle hadi naaaş yaptım!
Bırak puromdan bir nefes almayı şu dakika hayat öpücüğü gerekse bile vermem kimseye!!! :))))))
Çocuk başı önüne eğik geri döndü...
Bu sırada Uğur durumu fark edip geldi yanıma çöktü...
Allahtan Tutkucuuum görmedi...
Tutkum kesinlikle gözün ucuyla bile bana bakılmasına tahammül edemeyen maço manyaaam!!! 
Kavga etmeyi çok sever...
Bi de olay onun ekürisinden bir kızsa...Offf... Sevgilim beni üzdü diye sevgilimi dövmeye kalkmış adam bea!!! :))) 
Mekanın ilk kavgası bizden sebep çıkardı ki o noooo!!! 
Uğur'la oğlan hakkında geyiğe başladık... Nasıl eğleniyoruz ama...
Bak bi puro içtin çıtırı ayarttın-mayayartın diye... 
Neyse biz normal muhabbetimize dönmüş ciddi ciddi konuşurken oğlan yine geldi yanımıza...
Uğur'a purosundan bir nefes aldırtmıyor diye beni şikayet etti!!!
Uğur bana döndü ve şakadan azarlar bir tavırla niye vermiyosun bak sonra çocuğun bi yeri şişip kabarıp düşecek dedi ve ben de film koptu!!!
Nasıl gülüyorum...
Çocuk takmış... Garibim...
Uğur onunla nasıl dalga geçiyoooo... 
Ben ha işedim ha işicem... !!! 
Uğur eğlendiğinden muhabbeti de kesmiyo...
Eh olacağı buydu... O kadar muhabbet edersen çocuklaaaaa...
Çocuk bana olan ilgisini bırakıp Uğur'a 'seni seviyorum, seni öpmek istiyorum' demesin miiiiiiiiiiiiii !!!!!!!!

Demin film kopmuştu demiştim yaaa, yooo kopmamış işte bu noktada koptu!!!
Puaaaaaaa diye elimizdekileri, ağzımızdakileri bırakıp bir kopuşumuz vardı ki!!!!
O nooooooooo !!!!
İkimizde yerlerdeyiz... İşicez!!! 
Çocuğu zar-zor burdan kimse sana ne bi fırt puro verecek ne de öpecek diye bi gönderişimiz vardı ki!!!! 
O noooooooooo !!!! :)))))))))))))))
Çocuğu gönderdikten sonra Uğur ağrızaya geçti bu sefer!!! 
Ben Hetero bi adamım!!! Çocuklu bi adamım... Ben gaymiyim!!!
Allam yaaaa!!!
Hay bi daha puro içersem leeeyn!!!
Olum normalsin... Biz biliyoruz nesin aaaa... Düdük işte leeeyn... Benden sana geldi diye ben bozulup bişi demiyorum da sen!!! Aaaaa... :))))

Neyse bunu atlattıktan sonra bir ara dışardaki oturma bölümü boşaldı veeeee 1.5 sene sonra Tutkucuğumla özleminden yanıp tutuştuğumuz şeyi yaptık!!!

Piiuw piiiuw! Nasıl mutluyuuuz!!!
Kendi mekanımızdayız... Boş alan var veeeee... Dans ediyoruz!!!
Aslında dans etmiyoruz... Belirli bi alkol limitinden sonra Tutkucuğumla döndür beni oynayıp dans ettiğimiz sanıyoruz!!!! 
Tutkucumla birbirimizi 1.5 senedir döndüremiyoduk!!! :))))))))))
Tanrım öyle mutlu olduk ki... Nasıl kahkahalar attık!
Ulan ikimizde neredeyse 40 olmuş kazık kadar insanlarız... Aklı başında-mantıklı-kariyer sahibi!!! Bu dönme dansından ne buluyoruz... Niye bu kadar eğleniyoruz... Bilmiyorum... 
Ama sonunda kimseyi umursamadan, kendi mekanımızda yapabilmenin keyfiyle çok çoook eğlendik...
Dışardan nasıl göründüğümüze dair hiç fikrim yok! Nasıl görünüyorsak da görünüyorduk umrum değil... 
Sonunda hep bir aradaydık ya !!! Bizi mutlu eden, anlayan, seven, olduğumuz gibi kabul eden, yargılamayan... mutluluğumuzu ve üzüntülerimizi içimizden geldiği gibi yaşayabildiğimiz... Kendimiz olduğumuz yerde! :)

Tutkucuğumla dönmenin  keyfinde oturmuş puronun kalanını içmeye çalışırken bi hatun ucundan acık sarkmasın mıııı!!! 


Ağır takılıyoruz hııım yaptı...
Ağır derken bacım demeye kalmadan hatun geldi masama çöktü ve sigara sarmaya başladı!


Bunu kaçırmayan Uğur çok mutlu oldu ve çöktü yanıma... Hatunun sigarasını sararken dilini neden bu kadar çok çıkardığına dair geyik yapmaya başladık ki... Durduk yere yaşadıklarımız bizi böyle travmatik etti!
Aaa yok bi daha ulu orta yerde baba puro içmek walla yeminlen tövbeliyim... 
Hadi çıtır oğlanı anladım da... Hatun ne iş leeeyn!!! Bu gece sadece absürtlüklerle kendisi karşılaşmadığı için Uğur çok mutlu oldu! Ehee ben gay sen lezbiyen oldun diye pek bi keyiflendi ki... O noooo!!! :))))
Bir nefescik daha çekip istemeye istemeye puromu söndürdüm...Ve evimden başka yerde tövbe billah bi daha baba puro içmicem oldum! :((( 


Aaaa ayol... çıtırı-kadını manyakmısınız leeeyn!!! 


Bu arada bi ara Metin'le karaoke deneyimide yaşadım!!! Başıma dikilip hadi şarkı söyleyelim dedi... Ulan ben kim şarkı söylemek kim... Hadi kırmamak için aldım elime mikrofonu... Aerosmith'den Crazy'yi söyleme gafletinde bulunduk ki... En sevdiğim şarkılardan birini artık dinleyemeyecek olmam çoook yazık! :))))) 

Kadınlı erkekli sarkılma deneyimi yaşamış, Tutkucuğumla dönmüş, eğlenmiş bendeniz keyifli geceyi erken bitirmek istedim... Hoş o kadar da erken değildi... Klasik Ozy olarak hesabı ödeyip kimselere gözükmeden saat 1'e gelirken mekandan sıvıştım ve taksiye binip evime gitmek için Tarlabaşına indim.

Anam o neee!!! Nasıl kalabalık! Boş taksi yok... Kaldırımda yürüyecek yer de yok! İstem dışı saatime baktım... Saat kaç bu anlamsız kalabalık niye diye!!!

Klasik taksi sorunu yaşamaya başladım... Gecenin 1.'de 3 taksiye bindim ve indim! Bir nevi gece sporu yaptım!!! Felaket bir trafik var, boş taksiler yer seçiyor... 

İşte bu noktada neden sadece evime yakın mekanları sevdiğimi düşündüm. Şimdiye evime yürümüştüm!!!! 
Taksim Mc'in önüne kadar yürüdüm... Ulan bu saatte eve yürünmez... Geri dönsem Tutkuyla eve gitsem o sabah 4-5'den önce çıkmaz! Eeee ne bok yicem!!! 

Ve karma!!! Şampiyonluk gecesinde aynı noktadan bir hatunu taksime almıştım... Arka koltukta sarmaş dolaş bir çiftin oturduğu bir taksi önümde durdu ve Nişantaşı'na gidiyoruz dedi... Ala dedim ala... En azından mahallemin sınırı bi yer olsun ordan yürümekte ne var!!! :)))))))

Abbooow ne trafik! Nişantaşı'nın gündüz trafiği halt etmiş!!! Taksici bizi Maçka Parkının girişinde indirmek zorunda kaldı! 

Abdi İpekçi'den ağır ağır, oh canım mahallem, taşına-toprağına gurbanı olduğum mahallem diye yürürkeeeeen önüme genç bir oğlan çıktı!

Boynuna ip geçirmiş, ben çooook aşığım diye bağrınıyor!!!
Birden beni fark etti ve  ben çok aşığım intihar edicem diye peşime düştü...
Bana mı aşıksın dedim...
Yoooo dedi...
O zaman peşimden niye giliyosun!!! Hem bana aşık değilsen intihar edip-etmemen umrumda değil diyip bi sigara yakıp Makro'nun önünden Tod's un vitrinine doğru hamle yaptım... 

Çocukta peşimden...
Güzel çantalar dimi dedim...
Çocuğun boynunda mavi bir ip... Bir eli ipin ucunda... Ve sabahın 2'de Tod's'un vitrinine bakıyoruz!!!!!

:))))))))))))

Arkadaşları da belirli bir mesafede arkamızda...
Lütfen ipi çıkarmasını sağlayın diyorlar... Bu arada sokak serserisi filan diiller... Cici giyimli, cillop eğitimli... Sonradan öğrendim tabi eğitimlerini ;)))
Tanrım Taksimden yağmura tutulmayayım diye kaçtım mahallem de doluya tutuldum!!!

Ben aşığım intihar ediceeem!
Ben de aşığım, ama bak intihar etmiyorum!
Aşıkmısın sen de????
Evet... Hem o iple olmaz o iş...
Olmaz mı...
Olmaz... Onu ver daha büyük bi tane bulalım... Bak şu nasıl...(çanta gösteriyorum)
Bu daha güzelmiş... 
Çocuk manyaksa ben ondan daha manyağım! Çanta beğendiriyorum ona boynunda iple!!!!
Hııım güzel... Ver hadi...
Çocuk ipi boynundan çıkardı ve bana verdi... 
Yavaşça köşeye çıktık, arkadaşları yanımıza gelip deli aşığı aldılar...
Sonra ayak üstü çocukların hikayesini dinledim... 
Mahallemin delisi bile bir başka güzel beaaa diyerek, eyvallahlaşıp evime doğru yalnız kovboy misali ıslık çala çala yürüdüm...
:))))
Sultanahmet'te bir etkinlik varmış... Andolu'dan, bilmem nereden bir sürü insan gelip Suriye için toplanmışlar... Sabahın o saatinde İstanbul'un mahşeri kalabalığı o yüzdenmiş!!! 

Ay aay... şaka gibi bir gece! Ama şaka değil gerçek! ;))
Mekanın yeni yeri sayesinde hayatımızda daha ne eğlenceler olacak bakalım!
Şşşşş purolu-purosuz sarkıp sarkıp durmayın asabımı bozmayın leeeyn!!!
Eğlenmeye gidiyos avlamaya-tavlanmaya deel ! Höööyt! ;))

Barca

1.5 senedir mekansızdık...
Müdavim mekanımız kapanmıştı...
Geçen sene Şubatta Cuba'ya gitmeden önce mekanda tüm dostlarla buluşup 10 gün sonra görüşürüz diyerek mutlu ve onlar için umutlu gitmiş...döndüğüm de yıkılmıştım... 
Kapanmışlardı !!!

Müdavim olunca öyle her mekan bünyeye uymuyor...
Senelerdir ara ara çıktığımız İstiklal'e müdavim olmak için çıkmaya başladık...
Ama pek başarılı olamadık...
Mekana alış, garsona alış, sahibini tanı... Gecenin bir vakti yürüyerek eve dönmeye alışıkken taksiyle eve gitme... Oooo bünyelerimiz baya bi sarsıldı...

Ex rockçılar olarak bi ara Dorock'da takılmayı denedik... Beni içer de içilmeyen sigara, tombik efes şişesi ve arkasında biri var mı yokmu bakmadan saçını savuran abiler bozdu, Tutkucuğum belirli bi alkol seviyesinden sonra her uzun saçlıyı hatun sanıp hamleler yapmaya başladı... Grup baktı ki Tutku ve ben mekanda arıza çıkarıyoruz yok dediler başka bi mekan bulalım... Her kes münferit gelsin buraya bundan sonra... :)))

Tutkuyla ben bööö olduk... 
Saçlarını durmadan savuran abilerin saçlarını çekme ve Tutkunun hatun sanıp abilere yazma deneyimini izleme eğlencesinden mahrum kalarak bu sefer Cihangirci olduk! 

Bütün kışı 21'de geçirdik... Orayı ele geçirmeyi başardık ama! DJ gecenin bir vakti elinden alınan işi yüzünden garsonluk yapmaya başladı mekanda... :)

Cihangirliler bizim yüzümüzden travma yaşadılar ki mukadderaaat! 

Mekanı ele geçirmiş olsak da, elemanlar bizi tanıyo olsa da bişiler eksikti... 
Bizim olamıyordu... 
Eksik ve yarım tam mutluluk vermeyen ama yinede hepimizin bir şekilde eeh olur burası dediğimiz birbirimizle buluştuğumuz bir yerdi...

Birlikteydik... Yine eskisi gibi birlikte gülüyor, ağlıyor ve eğleniyorduk... Önemli olan buydu ama işte... 'bizim bizim' değildi mekan... :)))

Arızayız biz!
Başka mekanlara gitsek de, eğlensek de, kendimizin olanı özlüyor ve arıyorduk... Nereye gitmiş olursak olalım hep kendi mekanımıza dönmeye alışıktık!

Sonunda hasret bitti...
Dostlar İstiklal'in girişinde bir mekan açtılar...
Çok yürümemize gerek olmayan, ana caddeye yakın taksi sorunu olmayacak, köküne kadar 'evimiz' duygusunu yeniden yaşayabileceğimiz bir mekan!

Eskisi gibi pazarları da açık!
Gazeteni-kitabını al git... Kahveni içerken pazar pineklemeni yap... Kafanı çevirdiğinde tanıdık birisini bulacağını bilmenin rahatlığında hem yalnız hem çok olmanın keyfi!

Yine her şey eskisi gibi...
Vardır tanıdık birileri diyip gitme...
Elimdekileri bırakayım alırım sonra deme...
Bana bir şey mi bırakacaksınız adresim orası...
Ofisimden bir yokuş uzağımda... 
İçmek için, gülmek için, ağlamak için, eğlenmek için, buluşmak için... 

Dünyayı dolaşıp geldiğimde dostlarımla buluşacağım, 'evime' döndüğümü hissedeceğim bir yerimin yeniden olması öyle harika ki!

Sahipleri benim canlarım. Dostlarım... 
Mekan sahibi olsunlar veya olmasınlar hep hayatımda olacaklar... Ancak bizim gibi arıza insanları sakin sakin bir arada tutup mutlu olmalarını sağlayabildiklerinden hep mekanları olsun isteğimiz! Cıks onların sahip olmadığı mekanlarda yapamıyoruz... Onların mekanında arızaya geçmeden huzurlu huzurlu eğlenebiliyoruz... :)

Eskisi gibi evlerimize yakın olaydı daha güzel olurdu da, hayatta değişmeyen tek şey değişim... İstiklal 20'lik, 30'un başı hallerimizden sonra bide kırklarımızı yaşasın... ;) 

Sonunda hasret bitti... Serseri mayınlar olarak ortada dolanmalarımız bitti !!! 

Müdavim mekanımıza yeniden kavuştuk, daha ne isteriz...  Allahtan bizlere akıl-fikir, mekan sahibi dostlara da bol kazanç ! ;))) 

25 Mayıs 2012 Cuma

Dününüz nasıl dı acep? ;)

Dün sabah ofise gelirken, 2 hatun merdivenlere oturmuş sigara molasında tam kocalarının iyi yönlerini çekiştirirken ben yanlarından geçtim;

Ay yok benim ki çok iyidir, eve erken geldiğin de ortalıkta ki bulaşıkları makineye koyar...
Aaa ne güzel...
Yok yok iyidir o yönden, yardımcı...

Working womenlar olunca kocanın ev işlerinin ucundan azcık tutması kadınlar için ne kadar önemli diye düşünmeden edemedim...
Salondaki dağınıklığı toplamak...
Bulaşık makinesini boşaltmak veya doldurmak... 
Yardımın-desteğin-anlayışın yanında belki de dünyanın en romantik davranışı bile olabilir!!!

Çoğu working women arkadaşımın sorunu kocalarının yardım etmemesi... Ya da gerektiğince yardım etmemesi...

Şan eseri de çoğu oğlan anası! Hamuru kadınların ihtiyaçlarına göre şekillendirmek ellerin de... Bakalım becerebilecekler mi? ;)

Hatunların konuşması bi şekilde kendimi düşündürttü...
Benim adamlarda kesin benim için;
Yok yok Ozy eve geldiğinde, tembellik modun da değilse saolsun 2 bardağı alıp makineye koyuyor, çoook şanslı bi adamım filan diyorlardır her halde! :pppppppppp

Ne yavruuum, mantı-börek açabilecek kapasitem yok! Pafta pafta proje açacak kapasitem var!!! Paftalar da adamın karnını anca yemek sepetinden sipariş verecek para anlamında doyurur... Yok öyle belimde önlük aaaaaşkıııım sana 4 kap yemek yaptım olayııı!!!

O noooo feci bi hatunum!
Kocasını-sevgilisini sigara molasında çekiştirecek en son hatun benim!
Çekiştirilecek kadınım!!! :)))))

Eh napalım, alana yalan söylemiyoruz baştan ürün budur, defoları da şunlardır diyoruz... Almazsa kaybedeceklerini de söylüyoruz, alırsa da... :)))))))

40 olmak böyle bişey işte... Ne olduğunu bilip, kabullenip, saklamamak ve kendinle dalga geçebilmek !!! :))))

Bir nevi özgürleşme!!! ;))

...

Akşamüstü eve dönerken, baleye kızını götüren bir anne bindi dolmuşa... Kızını kucağına almak yerine ikimizin arasına sokuşturdu ki bu çocuk sevmez biri olan benim için arka koltukta 4 kişi oturmanın rahatsızlığından daha beter rahatsızlık verici bir durum du!!! 

Annenin yanında oturan hatun kıza ilgi göstermeye başladı...
Mimar Sinan Konservatuvarında hocaymış hatun...
Kızın kafa yapısına bakıp; Kafa yapısı tam balerinlik! Devam etsin konservatuvara sokun dedi!!! 

Kafa yapısı baleye uygun ne demek yaaa???
Vücut yapısı-yeteneği önemli değil mi?
Kafa yapısına bakılıp alınıyosa şayet, bu yaşta balerin topuzu yaptığım da benim kafa da şahane oluyo ben de balerin olabilirim o zaman!!!!

Hatun inciler dökmeye devam etti...
Çok zarif dedi...Geçmişte Fransa'da yaşamış kızınız!!!
!!!!!!!!!!!!!
Kafamı eğip, hanfendi bi de benim kafa analizimi yapsanız, acep ben geçmişte nerde yaşamışım diye sormamak için zor tuttum kendimi!!!!!!!!!!!! 

Yok yok... Herkes de var bi acayiplik... Normal adam yok buna inanıyorum da... Böyle tırlatıklık derecesinde anormal olunca yakın çevreniz haricin de çenenizi açmayın derim ben!!!

Hayır bi gün deliyle ben de deli olup ne iş yapıp muhabbet koyucam eğlencesine ondan korkuyorum!!! 

Konservatuvarda kafa yapısından geçmiş analizi yapan hoca var bilginiz der, benim dünüm böyle geçti sizin ki nasıl geçti diye sorarım... ;)) 

20 Mayıs 2012 Pazar

Yaşasın Star Fulton!!!

Bu gün gazetemden öğrendiğime göre Dukan bitmiş...
Çevremde uygulayan bir sürü kişi olmasına rağmen hiiiiç ilgimi çekemedi Dukan!
Ama Hooywood yıldızlarını Oscar törenlerine hazırlayan özel spor eğitmeni Venice A. Fulton'un diyeti ilgimi çekmeyi başardı!!!           6 haftada en az 6-7 kilo verip dümdüz bir karına sahip olmayı vaat ederken günde 3 öğün dolu dolu yiyin diyooor!!! 

Yupppi... :))) Adam tam benim kafamdan...

Sabahları küvetinizi soğuk suyla doldurun ve 15 dk. içinde oturun diyor... Soğuk su metabolizmanızı çalıştıracak ve vücudunuz ısınmak için yağlarınızı yakmaya başlicak diyor...
Süper... Termosifonun sıcak suyu küveti doldurmaya yetmediğinden küvet keyfi sefamdan vazgeçmişken yeniden başlayabilirim!!! Ve 1 taşla 2 kuş vurabilirim!!! Hem bol köpüklü miis gibi küvet keyfi hem de yağ yakma!!! :))

Kahvaltıyı atlayabilirsiniz diyor... O la laaa ;)
Sabah kahvenizi için ve dışarı çıkın diyor yarım saat hareket edin! 
Dolmuş yerine ofise yürüyerek gitsem... 1 hafta kadar sonra Çeşme'de üşenmeyip gazetemi Ilıca'dan alsam ve gazeteden önce yüzsem... ;)

Günde dolu dolu 3 öğün yiyin... Yemeklerin yarısı proteinlerden oluşsun... İstediğiniz kadar sebze yiyin ve 3 taneden fazla meyve yemeyin diyor!

Et manyağı ben için süper bu!!! Kocaman kanlı canlı az pişmiş bonfile yanında haşlanmış sebze... Meyveyle de çok aram olmadığından 3 tanecik sınırı no problemaaaa !!! :)))

Karbonhidrat miktarı 120 gramı geçmesin diyor... Haftada 2 kez somon gibi yağlı balık yiyin... Kırmızı et delisi olarak haftada 2 gün balık yeter bana ;)))

Sabah kahvesi dışında gün içinde su ve yeşil çay için diyor... Bunlarda ok... Yeşil değil beyaz çay içiyorum... Tek sorun alkol cıksh! Napalım 6 hafta sonra dümdüüüüz karınlı seksi bi 39'luk olmak için katlanırız Martini Bianco'suz Çeşme akşam üstlerineee ;)))

Beni bu diyete aşık eden ise akşamları yapılması gereken oldu!!!
Yatağa girmeden önce balon egzersizi yapın demiş Venice!
Baloooon!
Ayakta, vücut ve baş dik 10 kez balon şişirip bırakacakmışız!!!
Balon şişirmek karın kaslarımızı güçlendirirmiş!!!
Düm düüüüz bir karın için balon şişirmek !!!

Günde 3 öğün ye, et ye, soğuk suyla küvet keyfi yap, yarım saat yürü ve akşamları sadece balon şişir!!!

Yeaaa beybi... Bu diyette varım ben!!!
Tek dert balon bulmak!!! 
Karın kaslarını süper çalıştıracak bir baloooon!!!
Nerden nasıl bulabilirim derkeeeeeen... Karın kaslarımın daha etkili çalışması için süpeeer bi balon buldum!!! ;))

5 sene önce muzur arkadaşlarımca hedeye edilen Tayrıncığımı balon yerine kullanmak hem onu atıl halde durmaktan kurtarır hem de karın kaslarımı süpeeeer ötesi adam eder dedim!!! ;))))

Her akşam koskocamaaaaan balonu şişir dur!!! 
Al sana kas hareketi!!! :)))))
Bu arada onu şişirmek için ciğerlerime de ihtiyaç duyacağımdan daha az sigara içmeye başlamaca...
Süppeeer!!! Hem göbek tepsi gibi olacak hem daha az sigara içmeye başlayacağım!!! :))))))))
O la laaaaaa !!!
Varım leeeeyn ben bu diyete!!! :)))))))

Kırmızı halıda endam eden Holuuuvud yıldızlarından neyim eksik ayoool!!! Ben de kendi çapımda yıldızım! (:ppp) 

Star Fulton'la 6 haftada 6 kilo verecek, balon şişirerek de yıllardır mekiklerle adam edemediğim göbeciğimi adam edeceğim !!!

6 hafta sonrası için kırmızı halımı hazırlayın...Dümdüz karınlı 56 kilocuk Ozy endam edeceeeek! ;))
:ppppppppppppppppppppppppppppp

Pazar günleri gazeteleri çoook seviyorum... Pazar miskinliğimi yok edip içimdeki geyike hayat veriyorlar ! ;)))))

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Gıd gıdaaaak yumurtam sıcaaaak yetiş ozy ! ;ppp

Erkek milletini kıskanıyorum yaaaaaa !!!
Hiç biri 35'den sonra bi sendroma filan girmiyoooo !!!
50'den sonra azıp teneşirleniyolar sadece...

Cuba'dan taze taze mutlu böcük bi hatun olarak döner dönmez kemik ekibimle buluştum...
Ne buluşma ama, Nişantaşı'nın en trendy mekanında millet güzelim Blushları götürürken 'ben bi demleme çay alim' dediğim bi buluşma!!!

Herkes kaçırıldığımı ve yerine sahte bi Ozy gönderdiklerini sandı...
Ben ki roze şarap manyağı... 
En sevdiğim markanın satıldığı mekanda demleme çay içiyorum!!!
Kültür karmaşası-çok içilen mojitolardan beyin zehirlenmesi artık ne geçiriyosam!!!!

İnsanları şoke eden davranışıma tepkiler geçince, konu birden hatunsal durumlara geldi...

35 oluyorum Ozy ve çocuk yapamama korkusu sardı beni...
!!!
Bebeem bi punduna getirip sevgilinle nikah kıyalım... 
Yok yani tabi... Ama, yani...

Konu sevgilinin olup olmaması değildi...
Lanet olası bir şekilde doğduğumuz günden beri bize kodlanan şeydi sorun!!!
Bir kaç sene önce ben de aynı delilikleri yaşamıştım...
Çocuk sever bi hatun olmasam da 37 oldum laaan ben! Çocuk yapabilme yetim azalıyo diyerek bi gece sevgiliyi terk etmiştim!!!
İçkili filan da değildim...
Son derece ayık ve aklım başımdaydı...
Adam da çocuk için ölmüyodu, çocuk muhabbetimiz bile olmamıştı yakın zamanda ama bir anda bana gelen geldi ve sanki elimde çocuk sahibi olmaz diye bi raporum varmış gibi adamı şutlamıştım!!!

Adam ses etmedi... Manyaklık hormonumda düzensiz bi artış olduğunu düşünüp bi süre ellemedi... :)))) 

Ben günlerce ayrıldık biz, çocuk yüzünden triplerinde dolandım ama!!! :))))))

Millet adamın beni terk ettiğini sanıp, sevgilim bi sürü cık cık yedi!!!

Manyaklık parayla değil yafrum... Ben bi şekilde doğarken kazanına düşmüşüm mukadderaaaat !!!

Bu kadar kafayı taktım gidip bi test yaptırmadım!!!
Git hormon testi yaptırt, stres bitsin!!! Ortada sebep yokken de orta yaş bunalımına grip sevgilini terk edip durma... I-ıh!!!

Ozy yaaa dediğinde... Çok kötü koptum karşısında...
Benden beter panik yapıyosun şu an oldum... Çocuk isteyip-istemediğini daha bilmiyosun... Ve daha 35'sin!!!! 39'um laaan stresin-paniğin allahını yaşıyo olmam gerek! Hem senin bi sevgilin var benim bi kedim bile yok!!!! :pppppp

Ne kadar konuşsak da geyiğin allahını yapsak da, oturup beraber zırlasak da bu manyak sendromu anca tek başına aşabilecekti... 

Lanet olası toplum bilmem ne profesörü de olsan senden üremeni bekliyordu!
1. görevin çocuk doğurmaktı!!!
Çocuk yapmayan bir kadın kadın sayılmıyor ya da yarım mı sayılıyor neyse!!!

Ulan doğru düzgün yemek yapamayan ben, ütü neyin beceremeyen ben çocuk yapsam ne yazar?????

Memem, popom, narinlik, uzun saçlarım hani 'kadın' olarak algılanmam için gerekli olan her şeye sahip değilmiyim???? Ürediğimde mi kadın olucam??????????????

Hiç bi erkek arkadaşımın böyle bi stresi yok anasını satim.
Otuzlarının başında her akşam yatmak için kadın bulmaktan sıkılıp evlenmeye kafayı takmış manyak bi arkadaşım vardı...

Yaaa Ozy ya kız bulmaktan bıktım...
Ben de bıktım sayende lezbiyen olucam...
Evleniyim diyorum artık...
Bence de... Hepimiz için hayırlı olur... Evlensen...

Evlendi kurtulduk, düzenli seks hayatına kavuştu da ondan bana baki kalan popo-meme kesme olayı işte arada sapık hatun ediyo beni... Bi  kurtulamadım ondan yadigar habitlerimden!!! :pppppppppp

Bu strese hiç bi erkek girmiyo abi!
Biz 35 itibariyle başlıyoruz bu strese... Zaman zaman ağır depresyon belirtilerine kadar gidiyoruz...

Çocuk yapmakta bişi yok...
Çevir çöpçüyü yap...
Bir insan yetiştirmek, hamuru şekillendirmek zor olan...
Ama kimse öyle düşünmüyor...
İtalyan pizzacı gibi hamuru döndürmek için gidersin eğitim alırsın sonra onun gibi hoop hoop havada çevirip çevirip durusun ama bir insan yetiştirmek... Bunun eğitimi yok... 

Hayatını %100 vermen gereken bir şey çocuk...
Adamı boşarsın, işten ayrılırsın... Yeri gelir soğan ekmek yersin...Sabahlara kadar içer sıçarsın... Ama sana bağlı-sana muhtaç bir can için alman gereken o kadar çok sorumluluk ve yapman gereken o kadar çok şey var ki...

Bebek bezinden, üniversitesine kadar oooooooooooo!!!
Doğur kısmetiyle gelir...
Aman ne olcak büyür şuraçta...
Ha ha...

Planlanarak doğmadım ya da planlanarak yetiştirilmedim... 
Belki de ben de hata var, çocuk yetiştirmeyi bilim projesi gibi ele alıyorum bilmiyorum... 

Bildiğim tek şey, lanet olası toplum bizi depresyona sokuyor!!!!
Madonna 40'da doğurdu laan!!!
Tamam onun gibi her allahın günü spor yapmıyorum... Hücrelerim taşın allahı olmayabilir de kendimi neden dipsiz, kara-kuru bi kuyu gibi hissetmem gerekiyor onu anlamıyorum??????????

Biz kadınlara yapılan manevi eziyet hiç bir zaman bitmicek di mi???
Amazon'un allahı olup erkekleri vurmak, ya da seviştikten sonra erkeğini yiyen örümcek filan olmak istiyorum arada...

Hatunsal depresyon bulaşıcıdır... 
Taze 35'lik farkında olmadan bizi de etkileyecek... ;)
Ama korkarım ki bu sefer ya gidip bi adamdan çocuk yapıcam ya da yumurtalarımı aldırıcam !!! 
AAAAAAAAAAAAAA !!! 
Yeter laaan yumurtalarımız var diye illa civcivlemek zorunda değiliz!!!
Ya da lanet olası bi sayıya erdiğimizde illa civcivlemeyi düşünmek zorunda değiliz!!!!

Yoksa düşünmek zorundamıyız????
Barda demleme çay içen bi kadın oldum ben yaa... Bilemedim şimdi... Çok kavram kargaşalıyım çoook !!! :pppppppppppppppppp

Bu arada Ozy 35 oldum beeen diye bana gelmeyin, kadın 6 ay sonra 40 oluyoooo !!! Google'da okunma rekorları kıran 30 yaş yazımın rekorunu kıracak 40 yaş yazısı yazma sendromundayım :pppp Her türlü hizmet dışıyım abi... 41'den sonra engin tecrübelerimleeeeeee see u! :pppppppp  ;)

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Yine, yeniden: CUBA

Yine yeniden Cuba...
Toplamda 11 küsür saat süren bir yolculuğu yeniden yaşamak...
Sigara içmeden...
Economyde uçmanın dayanılmaz eziyeti...
Git allah git git allah git... 

Gittim...
Yeniden onca eziyete sevda uğruna katlandım...
Gerçek 1 Mayıs nasıl olurmuş görmek için...
Habana'ya indiğimde ana avrat kendime küfrediyordum ta ki valizimi alıp dışarı çıkana kadar...
Dışarı çıktığımda yüzümü ve bedenimi yalayan güneş yüzüme uzun zaman sonra ilk defa en safından en gerçeğinden bir gülümseme oturttu...

Döndüğüm güne kadar yüzüm hep güldü...
Atatürk'ün pistine tekerler deydiği anda gözlerim doldu...
Yüreğime bıçak saplandı...
Yardan ayrılmak gibiydi...
Dönmüştüm...

Bir daha ne zaman kısmet olurdu bilinmez...
İnsan bu kadar uzaktaki bir ülkeye sevdalanır mı yaaaa !!!
Ha diyince gitmesi-dönmesi zor...
Ama bedene-ruha her şeyden çok ama çoook iyi gelen...

Ada yaşamını severim...
Bana hep iyi gelmiş ve beni mutlu etmiştir...
Ancak karayiplerin incisi Cuba gelmiş geçmiş beni en mi en çok mutlu eden ada...

Ölmeden en az 1 aylığına gidip orada yaşamak arzum...
İşi-aşkı-ilişkiyi-kariyeri-aileyi bırakıp...
Gelmiş geçmiş en çılgın kararım olsa da bir gün bunu uygulayıp mutlu ölmek niyetindeyim...

Memlekette yakılma şansımız yok ama öldüğümde bir şekilde beni yakabilirseniz Cuba'ya savurun beni...
Gem vurulmaz ruhuma gem vuran, huzurun ve mutluluğun tüm hücrelerimde eşit hissedildiği yerde sonsuza kadar mutlu olacağımı bilin...

Yakında gezi notlarım http://gezginozyozborn.blogspot.com'da olacak... İnşallah 16 GB'lık kartı son damlasına kadar kullanmış biri olarak fotoğrafları bilgisayara yükler yüklemez... ;)