Yine yeniden Cuba...
Toplamda 11 küsür saat süren bir yolculuğu yeniden yaşamak...
Sigara içmeden...
Economyde uçmanın dayanılmaz eziyeti...
Git allah git git allah git...
Gittim...
Yeniden onca eziyete sevda uğruna katlandım...
Gerçek 1 Mayıs nasıl olurmuş görmek için...
Habana'ya indiğimde ana avrat kendime küfrediyordum ta ki valizimi alıp dışarı çıkana kadar...
Dışarı çıktığımda yüzümü ve bedenimi yalayan güneş yüzüme uzun zaman sonra ilk defa en safından en gerçeğinden bir gülümseme oturttu...
Döndüğüm güne kadar yüzüm hep güldü...
Atatürk'ün pistine tekerler deydiği anda gözlerim doldu...
Yüreğime bıçak saplandı...
Yardan ayrılmak gibiydi...
Dönmüştüm...
Bir daha ne zaman kısmet olurdu bilinmez...
İnsan bu kadar uzaktaki bir ülkeye sevdalanır mı yaaaa !!!
Ha diyince gitmesi-dönmesi zor...
Ama bedene-ruha her şeyden çok ama çoook iyi gelen...
Ada yaşamını severim...
Bana hep iyi gelmiş ve beni mutlu etmiştir...
Ancak karayiplerin incisi Cuba gelmiş geçmiş beni en mi en çok mutlu eden ada...
Ölmeden en az 1 aylığına gidip orada yaşamak arzum...
İşi-aşkı-ilişkiyi-kariyeri-aileyi bırakıp...
Gelmiş geçmiş en çılgın kararım olsa da bir gün bunu uygulayıp mutlu ölmek niyetindeyim...
Memlekette yakılma şansımız yok ama öldüğümde bir şekilde beni yakabilirseniz Cuba'ya savurun beni...
Gem vurulmaz ruhuma gem vuran, huzurun ve mutluluğun tüm hücrelerimde eşit hissedildiği yerde sonsuza kadar mutlu olacağımı bilin...
Yakında gezi notlarım http://gezginozyozborn.blogspot.com'da olacak... İnşallah 16 GB'lık kartı son damlasına kadar kullanmış biri olarak fotoğrafları bilgisayara yükler yüklemez... ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder