Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Mineee Çibboooo ;)

Çibo bahçe eldivenleri tavsiyem olunur... ;)


Solar fenerler ve yastıklar... terasa tahminimden fazla renk kattı... Yastık kılıflarından kalmamış malesef...

Solar bahçe ışıkları... Bahçede bastığınız yeri görmenize yarıyor...Fiyatı şimdi çok çok uygun... Aslında 2 tane daha almak lazım...  
Şekerci dükkanı gibi yastıklarım ;)








Banyo havlularım... Bu bahar ki banyo temasından... Çöp torbam bile Tchibooo beeaaa !!! Markaya bağımlılık budur abi!!! ;ppp ;)
Mutfak temasından, mutfak havlusu, rengarenk bardaklar ve her biri başka işleve sahip bıçaklar... Ala alaaa efem...

 
Geçen seneden şezlongum... Siz yüzükoyun yattığınızda bişey okuyamıyomusunuz oooo yazık size...Ben okuyorum... Plaj havlumun cebi bilem var... Jean kumaşlı babetlerimle buraçlarda kimselerde olmayan bi şıklığım var... ;))
Geçen sezondan plaj çantam. Çok rahat, çok geniş, çok çoook... ;)

Çeşme, Alaçatı pazarlarında alışveriş çantası modası başlatıyoruuuz, Tchibo alışveriş çantamla... ;)

25 Ağustos 2011 Perşembe

Aile keyfi... ;)

Anacığım geldi bu gün...
Özlemişim...
Biraz zayıflamış...

O gelmeden bu gün Çeşme pazarından aldıklarımı pişirdim...
Uzuuuun çoook uzuuun zaman sonra elimden yemek yedi ve, aferinin yıldızlısını aldım... ;)

Amcam ve annem... Benim çekirdek ailem bu kadar...
Birlikteyiz, aynı çatı altında...
Önümüzde çoook seneler yok artık... O yüzden çok anlamlı...
Bu sene bir sürü arkadaşım tüm yazı Çeşme'de geçirdim diye bana alındı, kıskandı...

Heeey, kaybetmenin, özlemin ne olduğunu bilmeyen dostlarım, ben işimden amcamla daha fazla vakit geçireyim diye ayrıldım. Sizler hergün deniz-güneş, keyif yapıyorum diye alınanlar, geleceğin olmayan günlerini yaşama arzumu anlamadınız... Kıskandınız...Kıskanıyorsunuz...

Yaşamayan özlemi, kaybedişi bilemez...
Son 2.5 senedir aşkımın peşindeydim... Hala öyleyim ancak bu seneyi aileme ayırmam gerek diye düşündüm... Köküne kadar... Hadi yeteeer bana fazla geldiniz diyene kadar... ;)

Mutluluk ve huzur aynı çatı altında ne olursa olsun keyif alma hali bence...

Yarın anneyle Sakıza gidiyoruz...
2-3 gün içinde klasik anne-kız hırlaşmamızı yaşarız :))))

Olsun...
Aile insan için güç... Sığınmaya ihtiyaç olmasada sığınak...

Bu gece mutlu yatağa gireceğim...
Anacığımla keyifle devirdiğimiz yarım şişeden biraz daha fazla şarabında bu mutluluğa etkisi varya o ayrı... :)))

Sevdiklerinize arada zaman ayırın...
Küçük olsanızda büyüklük sizde kalsın...
Canlarınızla geçirdiğiniz zamanın kıymetini bilin...

Az çok yaşamış-deneyimlemiş biri olrak arada ettiğim ahkamları kayda alın... ;) :ppp

İiii geceler... ;)

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Evden uzakta tımar derdi...

Kadın olmanın dayanılmaz hafifliği yaşadığınız yerden-yurttan başka bir yere gidince feci halde hissediliyor...

Alıştığım, beni tanıyan bakımcılarımı bırakıp 3 aylığına Çeşme'ye geldiğimde mukadderaaat modundaydım...

Kılımı-tüyümü, manikürümü-pedikürümü bi şekilde halledecektim ama ne şekilde?

İzmir'de saolsun sevgilinin kangasının gittiği yere gidiyordum... ancak sırf bakım için 15 günde bir 1.5 saatlik bir yola düşmek ancak Trump'ın kızı mızıysam sarsmazdı bütçeyi...

Eee öyle olmadığımızdan köyümde veya evimde bi şekilde tımar edecektim kendimi...

Geldikten 1 hafta sonra neler oluyormuş köyümüzde diyip Diva aldım. Öyle fiskos dergilerle aram yoktur... Sadece kapakta Çeşme mekanları diye bi yazı gördüğümden aldım... Cahil cüheyla kalmayayım diye...

Ne saçma dergi leeeyn bu diye sayfaları çevirirken KEY 'in reklamını gördüm...

Dergi ne biçim geldiyse, reklam o kadar iyi geldi!

Çeşme'den İzmir'lere yol yapmaktan yada abidik gubidik bi yere gitmekten kurtulduğum hissini damardan hissettirdi...

Aradım randevu aldım veeee wooow oldum!
Alaçatı'da Atatürk caddesi üzerinde ferah-modern harika bir kuaför ve güzellik salonu...

Nasıl temiz, nasıl işlerinin hakimiler... Şaştım kaldım!
Daha önce buraçtaki deneyimlerimden ağzı yanmış biri olarak neredeyse gerçek mi gördüklerim diye kendimi cimcikliciktim !!!

Efenim, gidilen yerlerin tavsiyesi kadınlık kardeşliğinde olması gerekenlerin başında gelir...

O laki buraca yolunuz düşer ve tımarlanmaya ihtiyaç duyarsanız KEY size itinayla tavsiyem olunur!

Normal kuaförlük hizmetleri, cilt bakımı, masaj, LPG, sir, manikür-pedikür hizmetini unisex olarak veriyorlar.

Bugün masaj yaptırdım. Suna'yı İstanbul'a kaçırabilirim...
Nasıl işini bilerek masaj yapıyor anlatamam yaşamanız lazım.

Havaların durumuna göre Alaçatı'daki ekip buraçta baya bi süre kalacak... Ekim sonu gibi Bostanlı'ya döneceklermiş... Bostanlı'daki yerde buradaki gibi ferahmış efem... 2 kata yayılmış hizmet veriyorlarmış...

Walla İstanbul'da F tipi hücrelerin bile daha ferah kalacağı kovuklarda ağda yapıyorlar... Buaradaki yer beni nasıl mest etti anlatamam!!! Doğal ışık var, yatak odanın ortasında, duvarlar üstüne üstüne gelmiyor, arzu edenler için odada duş var...

Tek kelimeyle harika !!! İstanbul'da F tipi hücrelere dönmek inanın işkencenin en büyüğü olacak !!!

Ortaklardan Sevcan hanımın, manikür-pedikür Fatoş'un, sir ve masaj Suna'nın kulaklarını çok ama çoook çınlatıcağım sanırsam...

Walla gidene kadar Aromatherapyli, peelingli artık paşa gönlüm hangisinden arzu ederse Suna'nın uzman ellerine bırakacağım kendimi...

Yer-yurt derdi olanlara duyrulur efem...
Bişiii diiil, ne demek... ;)

Ekmek bulamıyolarsa pasta yesinler... Onuda bulamıyolarsa...

Hava sebebiyetiyle bugünde, Kocakarı plajındaydım. Rüzgar kesilsede Ilıcama geri dönsem walla;

Plaja girmiş, dünkü yerime doğru ilerlerken 2 oğlanın konuşmasıyla irkildim:
Abii yaaa, kızı al git odaya, 1 saat sevişiver...
Gidim mi?
Kız orda duruyo, al git, 1 saat...

!!!
Tanrım neredeyse sabah sabah bu ne iğrenç bi muhabbet!!!
Zavallı kız kim acaba...
Paulo'mun 11 dakika kitabını okumamışlar herhal... Böylesine basit ve adice yaklaşıma 1 saat fazla beaa abi, kızı yorma sıcakta 11 dakika yeterli, otele gideceğine, çalılıklara git deseydim ne olurdu acaba?

İçimden cık cııık yaparak dünkü yerime varıp tam yerleşiyodum ki, görevli oğlan geldi;
Tekmisiniz yine?
Heee...  Nolmuş teksem? Neden yanlızlığımı yüzüme vuruyosun ühü ühüüüüü !!! :ppp
Evet...
Sizi şurdaki bayanın yanına alsam...
Yan tarafındaki şezlonga mı?
Yok yanına...
Niyeymiş? Tek başına yatmak yasak mı? Tanımadığım insanla aynı şemsiyenin altında ne işim var canım! Yaz iki şezlong parası, neyse öderim burayı!!! Cık cıık!
Oğlan tamam ben yine teklik hesap açıyorum diyerek gitti...
Manyak mı lan bunlar? Otobüslerdeki baaayaaan yanına geçin siz muhabbeti!!!
Sanki plaj dolacak! Müşteri gelirse al şezlongumun bitanesini yana yanaştır... Ne demek ikileyelim, tek başına kimse kalmasın mantığı !!!
Anlaşıldı, burası 'Gıccııık Kocakarılar Plajı' !!!
Ulan rüzgar, Ilıcam'da kum fırtınası çıkarmasan ne işim var benim burda !!! Koy diye geldim. Bide 5 liralık şezlong parasını duyunca cimrilik damarım tuttu!
Yarın kendi plajına dönüyosun Ozy! Huzurdan cimrilik ya-pıl-maaaz!

Neyse söylenmem bitti, şezlonguma kuruldum, dün sol tarafımda olan 2 oğlan geldiler yine...
Müdavimliğin köküne kadar yaşandığı plaj! Kimse şezlongundan vazgezçmek istemiyo !!! :))

Dünkü muhabbetlerinden analdığım kadarıyla İstanbul'da birlikte çalışan iki kanka. Biri evlenmek üzere... Evlenemden önceki son erkek erkeğe tatil modundalar. Kendi hallerinde, çalan telefonlarıyla işlerini takip edip, tavla oynayıp, efendi efendi takılıyolar...

Milletimiz alçak sesle konuşmayı bilmediğinden bu infolara sahibim. Yoksa bana ne!!!

Bu günkü muhabbetleri bekar olanı Kartal Tibet'e benzetmişler dün akşam!
Başı yarı bağlı olan gaz veriyo ona... Bu da gazı yesem mi yemesem miiii, kızla buluşsam mı, buluşmasam mı gel-gitinde...

İlk geldiğimde duyduğum muhabbet geliyor aklıma ve içimden, ne bekliyon oğluuum ahanda en baştaki tipitipler kızı 1 saat içinde getirdiler-götürdüler bile... Ne duruyon aslanım... Hıırn hııırn hıııııırn! Hıh kökle gazı... :ppp

Ah tanrım, okumuş insanın cahilliğine katlanamıyorum!
Kartal Tibet'e benzetilen 'ah keşke babama bu kadar mı benziyorum deseydim' diye dünkü muhabbeti iğreeenç espiriklerle uzatıyorda uzatıyor...

Kartal Tibet'in yandan yemişinin yemişinin yemişiiiiii kitap okuyoz burda, azcık daha alçak sesle iğreeenç espirikler lütfen!!! Yani imkan varsa hiç espirik yapılmaması yan şezlongtan riciii olunur...

Nerde...
Muhabbetleri dönüyor dolaşıyor ve Tibet'in yandan yemişin evlilik fikirlerine geliyor...
İşte orda kendimi tutamayıp muhabbete dahil olmak çoook ama çoook sitedim ama yapamadım!!!

Kendini ne sanıyosa, bi sürü kural-kanun... Heee bütün kızlarda aay bi erkek bulsaak, her dediğine iiviiiiit, iiiiviiiit desek, kendi aklımız yokmuş gibi hep onun aklını kullanan bi asalak olsak filan diyooo sanıyo herhalde yandan yemiş Kartal Tibet!

Tabi bu benim düşüncem, biraz sonra sağımdakileri anlatınca aslında böyle eblek kafalı hatunlar olmasa bu adamlarda  sanki kullanacakları bi eşye satın alıyomuş gibi kanun-kural ahkamı kesemezler !!!

Öyle olacak-böyle olacak, benim dediğim ve istediğim gibi olacak erkek tiplemesini şef bıçağıyla doğramak sonra sokak hayvanlarına yem etmek istiyorum!!!

Elif Şafak bu sefer içimdeki feministi hortlattırdı böyle oldu!!! Mukaderaaaat!!!

Sağ tarafıma dünkü çiftte gelince hııııh tamam olduk dedim! Zaman makinesine binmek için her türlü şart oldu!!! Herşey dünkü gibi heyoooo!!! :ppp

Dün sağımdaki çıtır çift gelir gelmez kavga ettiler. Oğlan kıza 'geerizekaaalı, gerizakaaalı' diyip durdu! Kız gıkını çıkarmadı. Benim yüreğim cız-bız etti. 

Birbirine toplum içini bırak toplum dışında dahi böyle şeyler söyleyen çiftlerden hazetmiyorum ve saygısız-değersiz ilişkilerinden dolayı üzülüyorum! 

Bu gün oh tartişmiciikler herhalde derken, ulan bütün gece nettiniiiz?, ayrı yerlerde kaldıysanız tamamda, buraya gelene kadar neden bunu konuşmadınız leeeeeyn diye böğürme arzusu duyduracak şekilde, akşamüzeri dünkü kavgayı konuşup tartıştılar !!!

O güzelim huzuru, mavi göğü, masmavi denizi piç eden 'geeerrrizakaaaaalı' diyen oğlana ve bu lafa hiç ses etmeyen kıza elime ne geçerse fırlatmak istedim ve mınıza koyyim leeyn, ayrılın-terk edin birbirinizi filan diye bi cinnet geçirmek istedim !!!

Millet nasıl ilişki yaşıyo abi? Dün kız buna kıçını döndü diye olay çıktı, hala ben eşşek başımıyım, kıçını bana dönüyosun, siktirim mi gerrizekaaaalı diye oğlan güya kısık sesiyle böğürüyo, kız bön bön bakıyo!!!

Dün olmuş olay dün konuşulmaz mı? ya da sabah? sinir geçmiş sakin sakin...

Cıkh!!!

Tabi benim eğitim düzeyim veya alışık olduğum kültürden insanlar olmayınca bende ağzım açık şaşkınlıkla, güya gözlerim kitabımda, kulaklarım onlarda röntkulakçı oldum!

Bir ara kıza salakmısın leeeyn, harbiden geerriizakaaaalımısın filan demek geldi içimden! Siktir et! Git sana adam gibi davranan birini bul!!! Mazoşistmisin nesin beaaaa !!!

Tabi diyemezsiniz...

Tam bunlar olurken bide Alamancı bi aile gelmesin mi !!!
Hıh Ozy dedim, tam ve ala Halk Plajındasın!!! Sosyolocik-psikolocik inceleme üssü gibi mubarek plaj!

Alamanca-Türkçe bağrış kıyamet! Obez veletler senfonisi!!!

Kalk Ozy'cim kalk... Burda kalırsan dayanamayıp sağa sola laf atıcaksın, sonra millet kendi çatlaklığına bakmadan sana deli mi ne dicek... Hatta sevgiline gerrizekaaalımısın yaaa diye hitap etmeye başlicaksın... Ahlakın-huyun-suyun bozulacak...

Bu kadar halkın arasına karışmak yeteeer... Hadi naaaş...

Naşladım efem...

Plaj konusundan biraz huysuzum...
Minderlerde yatmayı sevmiyorum o yüzden bi sürü beach clup bana uymuyo... Bi de çoğu iskeleli miskeleli... Huysuzum, illa bilek hizasından giricem kendim açılıcam boyun boyuna... cumburlop boya atlamak veya suyun içinde taştır-yosundur görmek tedirgin ediyo beni...
Paparazzi güzel ama, şezlonglar çok yan yana... Güneşe göre çok fazla çekemiyosun onları...

Deniz dediğin kumlu olacak... Şezlogundan ayağın kuma deyecek, yanındakinle aranda mesafen olacak, arzu ettiğinde sahilde yürüyebileceksin filan... Su çok soğukta olmicak...

Kıssadan hisse, hayatımda yapmadığım huysuzlukları denizde yapıyorum... Eee yani yazdan yazaa arıza olmak her konuda olanlardan daha iyidir! ;)

Beni bildik deniz-plaj paklar der, allahım alışık olduğum düzenden, huzurdan, saygıdan, keyiften ayırma beni der, Ilıcam'ı rüzgarsız eyle derim...

Ayrıca, bir Nişantaş kadını olaraktaaan halkı deneyimledim, ben almiiim, alana mani olmiiiim deriiiiim... :pppppp ;))))

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Kocakarı plajı...

Başlığı okuyan Selin hıh sonunda yerini bulmuşsun der kesin... :)
Efenim haftasonu sütliman olan deniz ve hava bugün ben denize gittim diye azdı-coştu !!!
Ilıca Plajında bana hizmet eden oolandan az kalsın battaniye isteyecektim !!!
Öyle böyle değil feci bi rüzgar !!!
Olmayan tüycüklerim diken diken oldu, bacaklarım yolunmuş ve tütsülenmiş tavuk oldu !!!
Aaaa oldum! Bu gün yüzücem, kumsalda güneşlenicem ben! Sık dişini Ozy, senin gibi üşüyen varmı?
Yoktu!
Ancak naaarin bedenim tiken tiken olmaya ve rüzgardan oluşan kum fırtınasından uçuşan kumlardan kırbaç yemekten helak oldu !!!
Eeeh yaptım, hesabımı istedim ve doğruca Dalyan'a yol aldım.
Alaçatı'nın suyu buz... Sevmiyorum orayı...
Küba beach için bikinimin üstüne geçirdiklerim uygun değildi... O bakımdan başka bir halk plajı paklar beni oldum veee Dalyan Kocakarılar plajına gittim.

1.5 aydır paraları saçıyomuşum etrafaaaa !!!
Hafta içi tek şezlong 5 kaatmış !!!
Ne oldum beşmiiiiiiii ??? Getti benim her gün 15 kaat ve yememe içmeme göre ödediğim paracıklar !!!
Tamam ucuz ama deniz benim hayal gücümü alevlendirecek türden; Taşlıklı !!!

Bide pek bi kurallı-intizamlılar !!!
Heeeyt, Ilıca Plajında kendi kuralıma-kanunuma alışmışım ne beaa bu olduysamda illa denize gircem ben bu gün inadım yüzümden sustum!

Deniz kenarındaki şezlonglar 4'lü... İkinci sıra 2'li, Üçüncü sıra 4'lü...
Kalabalık grup dilsen seni öne oturtmuyorlar! Haaa neyse hesabı veririm kapatırım şahsıma dersen o ayrı...

5 lirayı duymuşum, içimdeki cimri hortlamış bi daha ön-mön artistliği yaparmıyım? Yapmam elbet...

Kuruldum koskocamaaan Algida şemsiyemin altına...
Çocuklar kartal gibiler maşşallah! Sigarayı söndürüyorum kül tablamı gelip boşaltıyolar vs...

Düzeni kanunu olan bi plaj! Ilıca'dan daha oturaklılar hakimiyet konusunda...

Deniz dersen, koyda yer aldığından dalga yok... Rüzgarın 'r'si yok !
Üşümeden Elif Şafak'ın sütüne dalabiliyorum...
Ala ala...

Koyun bir bölümü çok taşlıklı... Taşlıksız yerde millet ordan açıldığından kalabalık...
Grit'te yüzdüğüm koyu hatırlattı bana... Komşunun sahiline benzer tatta...
Tuzu-tadıda Ilıca'ya göre bi değişik ! Tadını nerden mi biliyorum? İlla bi şekilde su yutma huyumdan !!! Yutmazsaaaam olmaaaaaz!!!

Yedim içtim 15 lira hesap ödeyerek kalktım! Otoparkada 5 lira alıyorlar... 20 kaaada keyfin alasını yaptım yani...
Bu gün otoparka koydum ama yarın o parayı bira parası yapıcam, arabayı otoparka park etmicem.

Efenim yavaş yavaş iyice buralı olmaya başladım. Havaya göre koy-plaj seçiyorum baksanıza !!!

Yarın deniz patilerimle ucuza keyif yapma niyetindeyim.
Evden çıkmama konusunda ısrarlı olan amcayıda 'canım kalamaaaar yemek istiyo yaaaa' diye kandırdım, akşamüstü onuda alıp Dalyan'daki balıkçılara götürücem...

Her kaşam Levrek, Çipura ala alaaa ama denizin junk foodlarıda girsin mideme yanniiii... Uuuuf yarın bi 10 porsiyon kalamar tava yerim ben, ondan sonra Garfield gibi sırt üstü yatar göbemi kaşıya kaşıyaaa tanrım ben ne ettim derim mukaderaaat !!! :ppppp

Bu arada Elif Şafak'ın en beğendiğim kitabı Siyah Süt olacak galiba...
Hatun kısmısına tavsiyem olunur... Bi bitirim ki yarın bitiririm sonuna göre erkeklerede tavsiye ederim belkim...

Bu arada İskender'i de okudum ama, öyle çoook röpörtajlarındaki etkiyi vermedi bana... Çok hayal hayal, çok yarım, uyduruk gibi geldi... Plajda can sıkılmadan zaman geçirti o ayrı onçin teşekkürler amma beynimde edebi bi yer edinemedi...

;)

20 Ağustos 2011 Cumartesi

İzmir'li delikanlıların muhabbeti...

Alaçatı Pazarının girişinde cafemsi bir yer var...Ahşap masalar ve sandalyeler yola atılmış, binbir çeşit şemsiyeli bir yer...

Kaç zamandır insanların keyifle orada oturdukları görüyordum ama hiç gideyimde bir soluklanayım demiyordum...

Bu gün tam yanından geçerken gözleme kokusuyla beni sarhoş etti ve gittim oturdum.

Otlu peynirli sipariş ettim. Adam sıra var dedi beklersin... Olsun dedim, sen önden ayranla su yolla ben cigaramla demlenirim...

Yan masamda 75-80 arası 5 tane delikanlının oturduğunu gördüm... Alışveriş yapan hanımlarını bekliyorlardı...

Masanın üstünde bırakılan Çeşme Gazetesinin sayfalarına dalıp, blogumda ahkam kesmek için 1-2 fikir bulurum diye bakınırken amcaların muhabbeti, gözlerimi sayfalarda tutturamadı !

Okuyormuş numarasıyla muhabbete misafir oldum.

İzmirli amcalar. Konuları eskiden çoook çook zengin olan İzmirli ailelerin şimdiki halleri!

Ailelerin adlarını saydılarda tutamadım aklımda... 4 tane vardı dedi bir tanesi... Ve adlarını saydı, diğerleride onayladılar...

Ve başladı muhabbetin bel altının ötesi!!!

Yılmaz Özdil yazmıştı zannedersem ve bence çok hoş bi tanımdı; Erkekle ve güneşle barışıktır İzmir'in kadını...

Bu barışıklık, diğer illerde hoş karşılanmaz ve haklı veya değil İzmir kadınına çok söylem olur...

Hadi bizler dışardan ahkam kesiyoruz, peki siz?
İnsan kendi kadınına-kızına böyle laflar söylermi?

Of offf... Herkezin karısını kılıçtan geçirdiler...
Yok orospuymuş, yok kocasını boşamış, bilmemkim Amerikalılarla aynı apartmanda oturuyomuş, o adamın pavyonu varmış, garsonlar eve viski getirirmiş, kadın komşularıyla içermişmiş...

Başka birisi pavyondan kadın çıkarmış, onunla evlenmiş !!!
Biri amerikaya yerleşmiş, bilmem nerdeki oteli oğulları işletememiş...

Ne dedikodu !!!
Ne küfürler !!!
Elalemin karısını s...tiler !!!

Sana ne adam bar kadınına bilmem ne kadar para harcadıysa !!! Adamın içine oturmuş. Zamanında bu para istedi herhelde vermedi mi ne, kadına paraları harcadı diye söyleniyor...

Yerde yok, olsa yerimi değiştiricem. 20-30 seneki olaylardan hala dedikodu-muhabbet konusu çıkarıyorlar... Küfürlerinden de rahatsız oldum ama oooo dünya umurlarında değil haldeler!

Neyse birer ikişer kalktılar. Bi tanesi kaldı. Karısı eli-kolu dolu geldi. Çay söyledi ona ve sohbete başladılar...

Birisi aramış... Bişiler bişiler olmuşmuş...
Adam karısına demesin mi 'Amaan millete ne, milletin lafına ne bakıyosunuz hayatını yaşa...'
!!!
Dönüp adama ohaaa lan! Yaşından başından utan pis pezevenk dememek için zor tuttum kendimi !!!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu !!!
Aileden birisi için elaleme ne, hayatlarını yaşasınlar diyen adam bilmem kim pavyondan kadın çıkardı diye hem adamı hem kadını ballandıra ballandıra s...ken ve öyle böyle değil dedikodusunu yapan sen değilmiydin biraz evvel ???

Ben buna hasta oluyorum işte!
Kendi başına gelmeden gak-guk, gelince aaaa ne war ayol !!!
Hepimiz insanız. Hatalarda-sevaplarda bizler için... Yanlış yapmam dersin yaparsın, yaparım dersin yapmazsın...
Kimseyi kendi doğrunla-yanlışınla ayıplamak-eleştirmek, yıllar geçmiş olsa bile hala dedikodusunu yapmak çok ama çok yanlış!
Böyle bir adamdan bence ne koca olur, ne dede !!!

Herkezin karısını-kızını elden geçirdiler...
Acaba birileride onların karıları-kızları için aynı söylemlerde bulunsa?
Ben bu gün şunu anladım, İzmirli'nin düşmanı yine İzmir'li...
Lafçılık, dedikodu yazık günah... Gül gibi şehri kalkındıracağınıza milletin namusunu, aile ahayatını, yaşamını muhabbet konusu yapıyorsunuz !!!

Yakında Hakkari bile İzmir'den daha kalkınmış olacak ama siz, dede, oğul, torun hala milletin vıdı vıdısından cacık bile yapamayacaksınız !!!

Herkes kendi doğrusunu yaşar. Mutluluk insandan insana değişir... Yaşam şeklide...
Milletin dediğine ne bakıyorlar diyebilmek için, millete laf atmamak gerek önce hııım ;)

19 Ağustos 2011 Cuma

Hala geziyoruuuum ;p

Anlatmaya devam... Martini keyfi yapıldı, çimler sulandı, nefis balık yendi, bulaşıklar yıkandı ve kaldığım yerden devam edebilirim...

Küba Beach'in yılışık müşteri temsilcisinin yanından ayrılır ayrılmaz Dalyan'a doğru yol aldım...

Geçen sene annemle gittiğimizde annemin 'Aaaaaaaa-aaaaaa' şeklinde ciyaklaması sonucu arabayı panikle sağa çekip; 'Nolduuu?, ne ezdim, neeeeee...' paniği yaşadığım siteye doğru götürdü yol beni... 

Arabayı sağa çekmiş tüm aynalardan 'ezik bişi' var mı kontrolü yaparken annem 'baban...' demişti... 
Hasbinallah... Bismillahirahmanirrahim anacım hortlak mı gördün ne babasıııı?
Şam babası :ppp Ehi ehi...
Annem etrafa bakınıp, bi süre kendi kendi kendine konuşup bana çoook uzun zaman gelen ama 1-2 dakika süren anlamsız halinden çıkıp bana; 'Baban öldüğünde, cebinde bu sitenin banka dekontunu bulmuştum' dedi...

Nassı yani dedim? Bundan bunca sene boyunca neden haberim olmadı?
Bildiğim tek kooperatif, ben doğduğumda amcamın benim adıma Gümüldür'de üye olduğu Doğan Kent Sitesi. Babam ölünce kimse doğal olarak mal-mülk düşünemediğinden aidatlar ödenemeyince atılmıştık! 

Onun haricinde bu yörede ev olayımız yoktu... Meğersem varmış!!!
Annem böyle bir kooperitife üye olduğundan haberim yoktu ta ki öldükten sonra...dedi...
İster istemez muzur Ozy devreye girdi ve kahkaha atıp, metresine almıştır herhalde dedim... 

Anacımda güldü... Elbette metresi yoktu babamın... 42 yaşında çok nadir görülen bir kanser türünden tüm hayallerini gerçekleştiremeden/bahsedemeden gitmişti...

Her neyse bu gün sağdan gideceğime soldan gidip o siteye çıktım... Allahım mimari şaheser!!! Evlerin yıkılıp yeniden yapılmaları lazım!!! Ancak yerleşim planı, sahille kurulan ilişki çok başarılı... 70'li yılların sonunda yapılmış gerçek bir mimar elinden çıkmış ama zamanla kullanıcıların bozduğu bir site olmuş... Mimarı veya mimarları kim acaba? Babam teee Samsunlardan teee Dalyan'a nerden bulmuş etmiş... O zaman internet yok-gak yok guk yok... Nasıl ve nerden haberdar olmuşta, üye olmuş merak ediyor insan...

Mimari keşiften sonra, Dalyan merkeze indim... Balıkçıların karşısındaki yerleşim yerleri çok kötü! İzmir Mimarlar Odası yalvarıyorum bi estetik kaygı, bi doğal siti bozmama kararı filan alın!!! 

Allahım yarabbim, nasıl tasarımlardır onlar öyle... Caaanım tepeyi dinamitle havaya uçurmak lazım !!!

Suryapı çok güzel bir yer almış. Tam Dalyan'ın girişini gören tepeyi... Otel mi, ev mi? Çözemedim... Çok modern sade bir bina olacak ama yanındaki müstakil evciklerin mimarisi yüzünden sırıtacak! 

Sevgili meslektaşlarım estetik dersi almadınız mı yaaa!!! Madem tasarımın kıt, çizimin iyi, ecnebi dergilerden kopileseydin !!!  

Dalyan'nın nefis tepelerindeki tarifi imkansız çirkinlikteki evlerden bu gün mesleğimden utandım !!! 

Yazıktır-günahtır... Nefis bir tepe orası... Doğa şahane bir biçimde yaratmış... İnsanın eli gitmez bence aman bozarım diye... Wallahi bana orda bi proje gelse günlerce uykusuz dolanırım, araziyi bozuyomuyum, uyuyormuyum diye... Millet müstakil bahçe içinde dublex ev işte heee modunda tasarlayıp yapmış !!! 

Wallahi günah! Tanrım hatalı tasarım ve inşaat'tında cehennemde bi odası olsun lütfen... 

Satarım, mesleğimi kötü icra edeni Taksim meydanında sallandırırım hatta !!!

Emekli mimar modunda söylene söylene gezdikten sonra, Papparazi'ye gitmeye karar verdim.

Anacım, eş-dost yok burda... Sevgilide yoğun gelemiyo... Gece alemim sıfır doğal olarak... Akşamüstü keyfi yapim bari diyerekten gittim.Geçen gidişimde tadı damağımda kalan Mojitolardan bitane içeyim bari odum...

Sanki halk günü!!! Ayyy ne kalabalık! Cuma böyleyse cmts-pazar felakettir! 
İskelenin orda bi yer buldum Mojitomu sipariş ettim...

Aseton içseydim daha iyiydi wallahi !!!
Alkol olarak ne koymuşlarsa içine, ilk yudumdan sonra buram buram tüm sahili nefesimle kokutacak hale geldim !!!

Basmış ispirtoyu, sarı limonu olmuş sana Mojito !!!
Akşam fiyatı 30, gündüz 25!
Yeşil limoncukları akşam kullanıyorlar herhal... Gündüz müşterisine çakıyolar !!! 

Bi ara keşke asetonla yapsaymış, arada parmaklarımı sokar ojelerimi çıkartırdım ehi ehiii oldum!!!

Eskiden daha nezihti... 
Elbet aristokrat bi aileden gelmiyorum ama nasıl desem, bir ara kendimi orası için 'fazla' hissettim !!! Öyle böyle değildi yani !!!

Her şeyin aynı kalmayıp zamanla bozulması çok kötü. 

Bidaha Mojitomu töbe allahım töbeeeee...
Asetonumun içine nane atar içerim daha iyi !!! En azından hangi marka ne içiyorum bilirim !!! :p

Gez geeeç Ozy'nin macera dolu günü böyleydi işte...
Dalyan yeni yatırım merkezi... Konumuda iyi... Ev-mev arzu edenler için huzurlu-sakin-uzak ama yakın bir yer... Bakınırken orayada bakın... Amma direk siz ev inşa ettirecekseniz alnınızı karışlarım adam gibi mimarisi olmazsaaaaa !!! 

;p

Yerli malı yurdun malı Küba deneyimi ;pp

Bu gün Dalyan yaptım...
Anam gelmeden keşif gezisi amaçlı...Gösterteçek-görcek yeni bişiler varmı diye...
Dalyan'a varmadan Kuba Beach tabelasını gördüm...
Daldım içeri...
Otoparkta in-cin top oynuyor... 2 tane arabacık var...
Tam parkettim-ışıklardır gak-guktur kapatim derken camımda birisini gördüm !!!
Aneeeey!
Noluyo leeeyn?
Resepsiyon çalışanlarından biriymiş!!!
Kapalısınız herhal diye bodozlama potumu kırdım!
Çocuk yok dedi daha erken...
Erken? Saat ikiiiii...
Sus Ozy sus!!! Bazen böyle saf-salak potların yok muuuuu !!!

Ben bi şöyle bakiciiidim diyemeden oğlan beni içeri soktu...
Höööst! Giriş ücereti vermeeem, bakıp çıkıcam moduna girdim ki oğlan ben ağzımı açmadan resepsiyondaki kıza 'hanfendi gezecek'dedi...
Nerden anladın leeeyn?
Kılığımdan herhalde... Şortu-askılıyı indiriverdim mi Teşvikiye-Taksim dolmuşumuzun yerinin değişmesinin sebebiyeti olan İvana Sertçiğimiiiiin treeend ötesi bi mayosu çıkabilirdi oysa altımdan... Tek kaş havada hıııım... :pppp :)))

Tam ben sağa-sola bakınırken Gülçe mi- Gülçenmi bi oğlan geldi... Arabamın kapısına yapışıp beni korkutan gitti, ben ne biçim ad len bu dediğimle baş başa kaldım!

Ben müşteri ilişkileri sorumlusuyum dedi...
Bana sorsan tip olarak komi abi...
Ay çok kötüyüm dimiiii? Mukadderaaat muayen gün asabiyeti... :ppp :)))))

Başladı analtmaya...
Leeeyn oğlum, bırakta kendim keşfedim leeeyn !!!
Alt tarafı BEACH !!! Onuda geçtim, mimarım ben, az biraz çakozlarım yannniiii... şşşşş...

Yok yapıştı!
Ulan paralı bi tipim mi var!
Araba matba-ofis-dağıtımcılar arası hizmet vermek için alınmış röönoo kango! Dizelin allahı bide aylardır deniz-güneş leeeş! Benim üst baş GAP ama GAP'in G'si demezsin... Saat dersen, amaaan artık herkezde Rolex var... Bu komi kılıklı kolyemin Tiffany olduğunu çakamaz zati... Yani öyle bi ahanda ballı müşteri modum yok! 

Evladıııım, kamyon tamponuna yazılanlar gibi; Anaaam ve amcam saolsuuun vaziyetiyim yani... Yağlayıp-ballama... Bırak bi koyun tadını çıkarayım, sanki beynimde bi harita varmış gibi hıııım burası şurası, orası şu koordinat falan filan yapiiiim Aaaaaaaaa !!!

Yok!

Adam bana çardakları uygun gördü !!!
De geeet, o kadar para verirmiyim leeeyn, üstü sazlık, minderli yere! 
Hayatta işim olmaz! 
Bi tek Balide-Malide kullanırım onları !!!

Sinek kıvamındaki müşteri ilişkilerciyi, onları geçin normal ücretiniz ne diye sorduğumda yıkarım dedim yine bişi olmadı!!!

Tek şezlong şemsiye 20 kaatmış! Ucuz valla... Altınkum'a 25 vereceğine burası daha mantıklı... Denizi güzel... Sakin...

Siz erken geldiniz dedi... Bizim müşterilerimiz İstanbul'ludur... Onlar geç gelir ve akşam üzeri partilemeyi severler dedi...

Haa dedim pek huzurlu bi yer diiil yani !
Ozy bu gün dilini pot arısımı soktu senin?

Çocuk hemen, aaa huzurlu dedi... Sakinlik severlere ayrı köşelerimiz var!

Desene huzur manyağı, partilemeyen tek andıııroit İstanbullu benim...
Efendim?
Yok bişey güzelmiş dedim...
Lütfen yüzün dedi...
Hasbinallah, yüzmek istesem sana mı sorcam leeeyn!!!
Başka zaman inşallah dedim...
Bırakmıyooo !!!
Anlatıyoda, anlatıyooo... En derin yeri 6 metreymiş... İskeleden atlarsam 2 metreymiş... Atlmam dersem, sol taraftaki merdivenlerden bel hizsında giriyomuşum da muş...

Evladıııım, mürekkep balığının hasıyım, bu halde denize girersem çocukluğumdaki jaws gibi, köpek balıkları kokuyu alır gelirler, beni yerler, beni yiyemezlerse diğer müşterilerini yirler!!! Sakin huzurlu miiis egede katliam başlatan kadın olmim istersen hııı?

Madem yüzmüyosunuz o zaman Marinadaki Küba bara gelin demez miiii!!!
Neco çıkıyo haftasonları...
Neco yeni doğan veletlerini bezlesin, ben Neco için Küba bara gideceğime atlarım uçağa 11 saat uçar Kübanın hasına giderim!!!

(Bi tek Ayhan Sicimoğlu için popom marinaya kalkkar benim!!!)

Eheee öylemi, ben sadece temmuzda çıkıyo sanıyodum...
Çocuğun yüzü değişti... Bu kaçıncı pottu yani !!!
Ne beaaa her yerde temmuz ayından kalma Neco afişleri var! Ne bilim adamın bez parası çıkarmak için bu ayda çalıştığını !!!

Telefonumu istedi !!!
Müşterileri onu arayıp nereye gidelim diye soruyolarmış !!!
Eblekmiş leeeyn senin müşterilerin...
O da onları arayıp programları haber ediyomuş...

Dedim ben öyle müşteri delim. Müdavimliği, gittiğim mekanlarda ilgi ve alakayı severim ama sen beençin biraz nassı desem... (deme ozy deme peki tamam demicem ama deseydim yılışıksın dicektim...)

Ben sizin telefonunuzu alayım dedim... Ben kendi programıma göre arasam daha iyi olur...

Aldım, Oscar'ı ucundan kaçıracak bi rolle ehi ehiii mersi yaptım ve yoluma devam ettim...

Devamı başka yazıyaaaa...

Amcayla Martini saati geldi... ;))

18 Ağustos 2011 Perşembe

Paulo&İçsesin yaptırdığı gezinti...

Kadın olmanın dayanılmaz hafifliğinden ötürü deniz haram olunca, kendimi okumaya, gezmeye adadım...

Sıcak bir perşembe öğleden sonrasında (yani bu gün) terasta uzanmış yeniden Elif'e göz geçirirken, içimden bir ses kalk dedi kaaaalk !!!

Nereye beaaa oldum... Bu sıcakta!
İşaret bulursun dedi içimdeki ses... Öğle yemeği üzerine Paulo okunmicak anlaşıldı oldum... Ne işareti bulucam leeeyn !!! Otur evinde uslu uslu diye işaretin allahını yaşıyorum zati şu an !
Dinletemedim iç sesime...
Ulan Paulooo, akılcığıma neler sokuyosun diyerekten, üstü başı derleyip toplamadan çantamı alıp çıktım...

Paulo bir bölümde, ünlü işaretlerini soran bir okuyucusuna, zamanla tanrıyı bulmanızla oluşacak şeyler diye açıklıyor... Zor iş laaan !!! Benim Paulo gibi iç huzuru-tanrıyı bulma derdim yokki... Arabanın anahtarını nereye koyduğumu bulim yeter bana yani... :pp

Tamam arada doğru kararlar verebilmek veya rüzgarda doğru yere savrulabilmek için ufak-tefek işaretçikler aranırım ama onu herkes arar! Bu sıcakta trafik işaretlerini görüp-uymam bile başarıyken, bana yol ve yön olacak işaretleri görmem zorun ötesi leeeyn! Dediysemde, iç sesim beni yollara attı !!!

Allahtan şirket arabasıyla gelmişiz bu sene... Dizelin gözünü yiyim beaaa !!! Ne kadar yol yaparsan yap hatta klimayı sonuna kadar çalıştır ibre oynamıyo !!!

Atladım dizel beygirime, gümüş oğlan sür beni yollara dedim... :ppp
Sürdü beni Çiftlikköy taraflarına...

Altınkum plajına indim, şöyle bi dolandım... fiyat aldım, ayağımda cici birkilerim olduğundan ayacıklarımı buuuz denize sokmadan havayı koklayan adam gibi rüzgarın-güneşin keyfini çıkara çıakra dolandım...

Ordan Çiftlikköy'e geçtim... Canım kalamarla buz gibi bira istediysede, Langusta'da daha hareket yoktu. Walla o bölgede bildiğim tek yer orası... Bilmediğim yere girmek istemediğimden, boşver kalamarı gümüş oğlana atla sür onu oldum...

Sürim sürimde, nereye kadar lan? Yanıma aldığım su hamam suyu olmuş artık. Eyyy ruuuh, eeey işaret arayan iç ses, bi yer beğeninde popoyu koyalım, kana kana bişeyler içip serinleyelim!!!

Sür Altın Yunus'a dedi...
Bok var orda leeyn oldum...
Hööyt sür dedim dedi... Bu sene hiç gitmedin...
Heee koskoca otelde wah waah Ozy geldide bize uğramadı diye dertleniyodu dedim...
Dalga geçmeee leeeyn yaptı iç ses.
Sevgili iç sesiiiim, bu aralar pek bi küfürbazsın, höt höötsün bi desturlansan, bi kibar kibar bişi olsan, yakışmıyo dedim, küfürü yedim! :ppp

Hihohoooyt !!! (Muayen gün deliliği ve Paulo çarpması diyos geçiyooos adiyoos amigooos... :ppp)

Gittik Altın Yunus'aaa... Saat erkencik olduğundan park yeri sorunu yaşamadan gümüş oğluma gölge bi yer buldum... Ben artık ev hali-relax muayen günü kadını kılığıma ne kadar çeki düzen verebilirsem vermeye çalıştımsada, mukadderaaat dedim, giyimle saygıyı alamıyosak, cüzdanla aliciiiiz artık ! :ppp

Tatlı krizime ve güzel bir demli çay arzuma yenik düştüm!!! Bana kalsa Ilıca'ya gider dondurma yerdim ama Paulo'nun ele geçirdiği iç sesim kabul etmediğinden... Gak guuk... :ppp

Altın Yunus sonunda tamamen herşey dail olmuş!!! İyi halt etmişler... Herşey dahilleri sevmiyorum... Kalite düşüyor. Son zamanlarda zaten Altın Yunus muayen gününün en yoğununu yaşayan bi kadın edasındayken bu iyice onu relaaaax ötesi hale getiricek !!!

Böylesine güzel bir tesiste, her terastan ap ayrı firmaların şemsiyelerinin rüzgarla tangosu beni deli ediyor !!!! Rahmetli Cemal Birsen'in firması hala memleketteki tek şemsiyeci! Git ona, ucuzundanda olsa tek renk otelin armasının olduğu şemsiyeler yaptırt ! Walla yatım-katım olsa sırf o şemsiyeler yüzünden Altın Yunus'a demirlemem, demirlemek için direten kocayıda tekneden atarım !!! Öyle böyle değil, cidden irite oluyorum o duruma!

Neyse meyveli pastam ve çayımla kendimden geçerken, yan masadaki muhabbetide istemeden kayıt altına aldım. Öyle böyle değil bağırarak konuşuyolardı... İnşallah başka bir yazı konusu olacaklar efem... Aaa olmalılar... Tam malzemeliktiler ! :))

Pastayı yedim, 2 tane çay içtim, laktım dolandım, hatta servis yolundan yürüyüp çam kozalağı bile topladım, onları arabaya bıraktım, plajına indim, in-cin top oynayan sun-set yemek-etkinlik alanına bile tırmandım ! Altın Yunus'ta nerdeyse bi çamaşırhaneye girmediğim kaldı ama iç seste tık yok! Ama bi huzur-bi sükunet hali söz konusu...

Bilseydim daha önce pasta yerdim leeeyn modunda eee hadi artık eve gideyim saat 6 oluyor derken, Migros'a uğrayalım dedi...

Sebep oldum?
Martini Bianco bitti dedi...
Rosso'su var dedim...
Cık dedi... Ondan içmek istemiyorum...
Zıkkımın kökünü iç dedim ve gittim Migros'a...

Tam otoparktan çıkmak üzereyken ampul yanma belirtisi gösterdi... İşaret belirir gibi oldu... Çakozlayamadım ama...
Evin çok sevdiğim yokuşunu 3. viteste motorun sesini zevkle dinleyerek çıktığım yerde ise İşareti yanıp sönen neonlarla gösterdi... Açık açık cevabı verdi...

Kitapta bazen kendimizden uzaklaşmamız gerek diyordu...
Bu gün kimseyi aramadım. Normalde yaptığım hiç birşeyi yapmadım... Ne düşünmek istedim ne aramak ne aranmak... Sadece yol yapmak, rüzgarla gelen binbir çeşit kokuyu koklamak, tembel tembel keyifle ordan oraya gitmek-oturmak...

Eve dönerken aradığım şey neyse onun cevabını bulmadan da dönebilirdim... Sadece gittim gezdim olacakken, hiç ama hiç aklımda olmayan birşeyin cevabını bulup döndüm eve...

Arada iç sesi dinlemek, kafanızda çakan imgeleri heee imge diye geçiştirmemek gerekiyor sanırsam...

Bulduğum cevaptan bir ben mutlu olacağım. Sevgilim dahi, ailem-eşim-dostum vıdı vıdının allahını yapacaklar...

Önemi yok!
Her zaman herşeyi sevdiklerimiz için yapamayız... Bazen kendimiz için yapmalıyız...

Cevabın uygulamaya geçmesine zaman var... Böyle olması gerekiyor...

Bence mahsuru yok...

Şimdi iç sesi mutlu etmek için amcayla beraber Martini Bianco keyfi yapma zamanı...

Amcamla paylaştığım en güzel zaman dilimi akşamüstleri... Buzların şıkırtısına, çiçeklerimizin kokusu karışıyor ve biz keyifle sohbet ediyoruz...

Tanrım, sahip olduğum ve yaşadığım keyifler için teşekkürederim... Kıymeti bilinesi güzel ötesi zamanları sonsuz kılman dileğimle teşekkürler...

;)



16 Ağustos 2011 Salı

Chios

Efenim bu sene Çeşme'deki 3. senemiz... Ve ben sonunda sakız çiğnemeye Sakız'a gidebildim !!!

Öyle zor ve zahmetli değil, naah burnumuzun ucu... Ucu daa, krizden dolayı açlıktan ağızları kokuyo olsada, Yunanlılar burunlarından kıl aldırmıyorlar...

Cıhk! İlla vizze diyorlar...
Ulan 45dklık kıçı kırık burnumuzun dibine niii vizesiiiiii desekte... Olmuyor...

Ebemizin bilmemnesine kadar beyan edip aldık vizemizi... Ağustos'ta başlatmayı uygun görmüşler... Bende 3 Ağustosta düştüm yollara...

Sevgili amcam, sıcak ben gelmem sen git dedi... Tek başıma, internetten egebirlikten biletimi aldım. Hafta içi %30 indirimli gidiyorsunuz... Gidiş dönüş 14 avroya patladı... Ala ala...

Feribot sabah 9'da Çeşme Limanından hareket ediyor... Sakızdan komşuları getiriyor sonra bizi götürüyor... Aslında ilk seferi bizden yapsalar benim gibi günü birlik gidenler için daha mantıklı olur...

Neden mi, Feribottan indik, karaya ayak bastık, yakın yerlere yapılan tüm turisttik turların saat 10'da başladığını öğrendik !!! Saate bi baktım ki, 10.10 !!!

Bu arada Çeşme Limanı, mimari hataya sahip!!! Yapıldığı zamanlarda günün birinde turistlik seyahatlerin olması çoook uzak bir ihtimalmiş herhalde... Sadece büyük ticari gemiler için 'gümrük' babında tasarlanıp-inşa edilmiş...

Check-in işlemleri binanın dışında yapılıyor... Binanın sağ tarafında bi köşeye atmışlar şirketleri... Sabah sabah çekinimi nerde yaptırıcaaaaam diye dolanıyosunuz ortalıkta... Polis memuru bıkmadan tek tek herkese tarif ediyor !!!

Limanın bahçesine girince sağa doğru gidin göreceksiniz efem... ;)

Egebirliğin feribotları büyük... Aracınızla çıkmak içinde bir sürü prosedür gerekiyor o yüzden, alt bölüm boş bir şekilde yol alıyorlar... İnternational ehliyet, özel yerşil sigorta... Ölme eşşeğim ölme!!! 2 sene önce arabayla dedenin doğduğu toprakları görmek için Yunanistan'a yol alırken hepsini yaptırmıştık... İnternational ehliyet pahallı olduğundan sadece 1 senelik çıkarmıştım !!! Ucuz olsa yaptırırdım on-yüz milyoncuk senelik !!!

Amaaan Türk'ün seyahat etmesi dert walla !!!

Neyse efem, püfür püfür esen rüzgarın keyfiyle 45 dk'da Sakıza vardık!

Anaaam, Kıprıs leeeyn burası !!! Limandan görünüş pek bi cezbedici değildi... Ne Rodos, ne Santorini, ne Lesboz(Midilli), ne Mikanos, ne Grit...

Eee yanni, şuncacııık ömrümde 2 defa Yunan Adaları turu yapmış olaraktan az-çok Yunan adası zevkim, kültürüm var... Albeniyi şıpdanak anlıyooor anında yorumumu çakıyorum !!! :pppp

Tipik Türkler olaraktan, feribottan bi alaaalaah nidalarımız eksik şekilde indik... 2 polisçiklik pasaport kontrolünün önüne yığıldık !!! Kesin her seferinde bunlar adamızı işkal edecekler diye ödleri patlıyodur !!! Yok abi medeniyet-düzgün sıra bizi bozar !!! Nerde abuk bi sıra var orda Türkler vardır !!!

Oflaya puflaya bekledik... Sıra bana gelince 'pasaportlarımı' uzattım ve polis ne yapacağını bilemedi !!!

Ee yani gariban ada pasaport polisi !!! Nirden bilecek, üniversiteyi Kıprısta okudum diye, Yunanistan'a Kıbrıs damgalı pasaportla giremediğimden 1 tane, sonra o pasaport bitti ama içindeki vizeler bitmediğinden tertemiiiz sayfalı bitane dahaaa ve o bitmeden devletimizin çipli pasaport çıkarmasıyla ve ecnebi memleketlerin illa onu istemesiyle alınmış çipli pasaportumla, eheee filmlerdeki kimlik değiştiren acanlar gibi adamın karşısına çıkıncaaa, hangi pasaporttan neyi kontrol edeceğini bilemedi !!!

Çekil kardiş çekil, aha bu yepis yeniden kimliğimi kontrol edicen, onun arkasındakiden vizemi, ötekisine hiiiç ihtiyacın yok ! Kıbrıs damgalı, ABD vizeli o !!! Vizeler bitince inşallah bende normal insanlar gibi tek pasaportlu olucam, inşallah maşallah... Dimi tanrııııım?

Neyse meraklı gözlerin eşliğinde pasaportlarımı alıp çantama koydum ve adaya sonunda resmi olarak ayak basabilmek için çıkışa doğru yöneldim...

Sakız Türklere bel bağlamış... Her yerde Türkçe kitapçıklar-broşürler... Gözleriniz yaşarıyor... Cafe ve restaurantlarda bile arzu ederseniz Türkçe menü veriyorlar !!!

Turları varış saatimiz ve pasaport polisinin önündeki yığılmadan dolayı kaçırınca tabanlara kuvvet oldum... Araba kiralamak istemedim... Adayla aynı adı taşıyan kenti gezeyim oldum...

Limandan sonra hemen içgüdüsel bir hareketle sağa döndüm ve kaleyi buldum. Kale harika. İçinde hala yaşam alanları var. Tipik Osmanlı izlerini gördüğünüz bir yer. Girne'deki Türk mahallesini b hatırlattı bana.

Bitişik nizam cumbalı evler bizden yadigar... Dar ve kıvrımlı sokaklar... Bahçe duvarlarından sarkan begonviller... Çok hoş... Tipik bir Yunan adası havası yok... Çivit mavisi ve beyazla donalı değil...

Maleseeef Türkiyede adam gibi, ya da daha doğrusu Yunanistan'da ki yapılışı gibi Frappe yapılamıyor... Özlemime yenik düşüp, kalenin içindeki bence çok hoş, herkese tavsiye ederim Hisar Kahvede Frappe keyfi yaşadım.

Adaya ayak basalı 10dk olmuş ben keyif derdindeyim !!! Aaa hava sıcak, serinlemeden olur mu?

Daha öncede yazmıştım, bizden kalan bir adet burdada var. Bizde arttık yok! Oturduğunuz anda su geliyor. Bedava. Siparişimin yanında küçük bir pet şişe getirdiler ve adam FREE dedi. Ada olduğu için su problemi olduğundan açık değil kapalı geliyor burda. Nefis buuuz gibi frappemi yudumlarken, ulan memlekette olsa şu suyu 5 liradan satar adam, bizim adetimizi bizden çok sahiplenmişler helal osssun diyip durdum. :)

Kale içinde yürüyüş yapın... Çok keyifli...
Ordan çıkıp trafiğe kapalı bir sokağa girdim. Mağazaların olduğu bir sokak. Feribotta birlikte geldiğimiz bacıların hepsi mağazaların içindeydi !!!

Ulan senin memleketinde alası var! Bizden önceki feribotla gelip İzmir'e Kemeraltına alışveriş yapmaya gidiyorlar... Senin 'aaay Sakızdaaan aldım' diyerekten hava civa atacağın şey kesin Kemeraltından !!!

Allam yaaa, ne alışveriş ne yesinleri desinler meraklısı bi milletiz yaaaa !!!

Ben bir tek The Body Shop'a girdim. Çeşme'de-Alaçatı'da yok. Ama sakızda var !!! Ayyyy İstanbul sosyetem Alaçatı'da kremsiz kalıyooo, elin Yunanlı adalısı kalmıyoooo !!! :pppp

Şöyle bi dolandım memlekette olmayan ama komşuda olan ni var diye, güllü bir el kremi serisi var. Deneyip çıktım, almadığıma pişman oldum. Nefis ! Memlekete gelirse alın-alıcam.

O sokak senin bu sokak benim dolan dolan yoruldum... Saat 2'ye gelirken sahilde bir tavernaya gittim... Bahçesinde kocaman ağaçların gölgesinde keyif yapmaya doyamayacağınız bir yer...

Yunan adalarında yemeğe doyamadığım tek şeyin siparişini verdim: Ahtapot ızgara !!! Yanında da çok sevdiğim Yunan birası Myhtos. Bari tam keyif olsun dedim, greek salad ve fava'da söyledim... Oh miiiiiiis...

Hıııııııııııım hııııııııııııııııııııım ve hııııııııııııııııııııııııııııııııım !!!

Bak yazarken ağzımın suyu aktı !!! Memlekette adam gibi adamıda geçtim hiç yapan yokki ahtapot ızgara !!! Komşunun balıkçılarına avrolarımı bırakıyorum oluyor mu?

2 saate yakın yemek keyfi yapıp, sahilde bi dolanayım dedim. Uyyyy belediye plajında üstsüz bacılar var !!!

45dklık mesafede farklı örf-adetler ve yaşam alışkanlıkları. İnsan bu kadar yakın ve bu kadar farklı olmaya isteristemez şaşıyor...

Öğleden sonra adalıların siesta zamanıdır. Kıprıstan alışığımda, bunlar biraz fazla uzun yapıyorlar, 2-7 arası tüm dükkanlar kapalı!

Ben millet gibi üst-baş alışverişi manyağı değilim. Ben gittiğim yerlerden yiyecek-içecek getiririm! Feta'yı çok severim. Yunan beyaz peyniri. Offf amcama nefis bir keçi peyniri, kendime feta ve ev yapımı olan daha nefistirde nasıl bulacaksın onu ceviz macunu alıp döndüm efem...

Dönüş saati çok erken 5'te!!! Sebep olduk, sizi bırakıcaz, sabah getirdiklerimizi alıp tekrar geri dönücez adaya dediler! Beeee olduk!

Dönüşte rüzgar vardı. Hadi gerçeği söylim güccük bi fırtına... Amcamın ödü kopmuş ben gelene kadar... Ege egeliğini yaptı ve hoplaya hoplaya bizi evimize getirdi. Ege denizide az namussuz diil, yüzeyde görünen bişi yok alttan yapıyo dalgasını...

Turist infodanda bir sürü broşür aldım. Sakızın kuzey tarafı daha cafcaflı-daha görülmeye değer. Sakız kentinde bişey yok. Araba kiralayıp içerlere gitmeniz gerekiyor. Ortaçağdan beri sakız ağaçlarını korumak için yapılmış köyleri görmeniz gerekiyor...

Gerekiyorda, tek kişilik BB 65 avro. iki kişi 88! Bence çok. Santorini-Mikanos olsa tamamda... Komşular darılmasın ama kıçı kırık bi adaya fazla bence...

Pansiyon vari şeylerde bulamadım. Kardeşiiiim illa paralı ziyaretçimi gelcek adanıza???

Kıbrıs'ı seven biri olarak Sakızıda sevdim. Ama çok aşık olmadım. Belki kuzeyi beni etkileyecek bilemiyorum...

Sakin-huzurlu-dostane-leziz...
Sakız likörüde almadım. Dünyada sakız sevmeyen bi ben varım sanırsam... Wallah billah uzuuuun uçuşlarda sigara krizine girdiğimde bile çiğneyemem!!! Kahve yanında da illa içim diyede ölmüyorum...
Uzo zaten rakı sevmeyen biri olarak beeeaaa dediğim bişey...

İzmir ve civarında yaşayanların kaçamak-keyif yeri olabilecek bir yer. İmkanınız varsa ve bu civarda oturuyorsanız, seyahat etmeyi de seviyorsanız bence durduğunuz kabahat!

Yani benim aklımdaki oda ücereti 30-45 avro. Ben öyle yakıştırdım-uygun gördüm bu adaya kardişiiiim !!! Yuw sabah çıkıcam-gece yarısı gelicem bi duşa bi yastığa 65 avro çok bence!!!

Efenim, anacığımı bekliyorum, o gelince tekrar gidiciiiz. Anacım bendende maceracı çıktı, amaaan kalcak yer buluruz dert etme diyor! Yok yook anama 60 olmak yaramadı! Benden bi maceracı-benden bi gez-geç oldu ki mukadderaaaat !

Ben Dalgıç'a gidim sorim bakim uyku tulumu varsa alim... :pppp

Hadin hayırlı sakız çiğnemeleeeer ! ;) :pp


11 Ağustos 2011 Perşembe

PWA Windsurf 2011

Ortaya karışık izlenimlerim efem;

8 Ağustos'ta PegasusAirlines 'ın sponsor olduğu   PWA Windsurf Dünya Kupası, 25 ülkeden 82 sporcunun katılımı ile Alaçatı'da başladı ...

Ben bu gün teşrif ettim efem... Otuz küsürcuk kilomerte süratle esen rüzgarda bizler evlerimizin içine haspolmuşken surfcüler karşıdan karşıya uçup uçup duruyolardı Alçatı körfezinde...

Surfçü tanıdık olmayınca bide tek başına gidince çok kalmadım... Gördük mü gördük... Ayağımıza yarış gelmiş gidip görmemiş olmayalım diye... :ppp

Yarışlar toz toprak nerdeyse in-cin ve kervan geçmez, kazıhın allahı beach clupların karşısındaki alanda yapılıyor... O mevkiye ne deniyor bilmiyorum... Alaçatı port otelin karşısı diyim ben siz anlayın...

Ulan Pegasuuuus, ulaaan belediye, madem international bi etkinlik var buraçta, yolları asfatlamayın öyle bi beklenti içinde değilim, doğal kalsın o ayrı ama insan bi deniz suyu filan tutar yola !!! Nasıl toz-toprak !!! Bide hödük sürücüler gaza basıp gidince amanın, Sahra çölündemiyiiiiim ulan oluyosunuz !!!

Araba amcamın, benim dil... Amcam mal esirgemez benden ama, o taşlı-topraklı yoldada gaza basıp arabayı helak etmek içimden gelmiyor... Kendi arabamda olsa basmam yani !!! Neyse gri araba oldu kum rengi... :)

Biz etkinlik yapmayı sever ama ulaşıma kafa takmayız... Dönerken millet yollarda otostop yapıyodu...

Bir içim su, bikinili çıtır kızları erkeklere kaptırmak istemezdim ancak, amanııın yarabbim, feriştahın fantaaazileri yanında halt etmiş yunan heykeli gibin çıtırlar birden yola atlayınca hemcinslerimin yerli ossun, yabancı osssun nımııslarını amaaan baane diyerekten bi kenera attım veee heykelciklerle doldurdum arabayı...

Ne yanniiii kızları mı alcaktım arabayaaa !!! Gurur duyun leeeyn, milletin ağzının suyunu akıtan en babaları kaptım !!! :ppp

Mışşşallah supaaanalalh, ecenebi yıvrılarım beniiim tü tüüüüüüü...

Tü tütü deeee... Çocuk vıdı vıdısı sevmem, yapanı şutlarım!!!
Hepsi geeençlik iksiri heykelciklerdi amma velakin çok vıdı vıdı yapıyolardı...

Taş-toprak-kargacık kurgacık yoldan anayola çıkınca attım onları aşşaaa...

Kaldıkları yer yolumun üstüydü, heee I'm going yor weeey diyip onları arabama atmış olsamda...
Waaaay, buuuut, Diiid yuuu... gibisinden biraz olay çıkarsalarda, aaaaaa hadi naaaş oldum, tamam leeeny taşın allahı güccük popolu sportmen ecenibilersinizde bu da kafa leeeyn !!! Bu kadar benden Türk misafir perverliği, dikiz aynası-yan göz röntlüğü... Hadi naaaaş !!!

Yeminlen attım oğlanları aşşa !!! Bi hatıra foto çektirseydim yıkılırdı millet !!!

Ben ve buraçtaki arkadaşlarım diye !!! :pppp

Walla kızlar nefis, oğlanlarda... Altınızda arabanız varsa sevabına getir-götür yapın, bu mubarek günlerde allahta sizi bu iyiliğiniz karşısında görür inşallah maşallah !!! :ppp

Walla yarışlar, organizasyon nassı derseniz, arabanın radyosundan dinliyom paaaawır efemden... (Bu arada power fm'in dicileri nece ingilizce konuşuyo??? Yeminlen ingiliz ingilizcesi diil, amerikanca heeeç değil... o ne biçim paaaaıııwııır demek leeeyn? !!!) ordayken heee gitti-geldi-yine gitti diye izliyon... Yolun tozunu bastırmamaları haricinde benim sorunum yok orgiyle... Bilene sorun! Ben geyik bi izleyiciyim... Popo meme varmış dediler geldiydim... :ppppppppp

;)


9 Ağustos 2011 Salı

Bu sabah...

Bu sabah Alaçatı'da yürürken, bir cafedeki garsonların konuşmalarına şahit oldum: Çıtır kız peygamberimizin hadisi var yaaaa diye çınladı. Delikanlılardan biri, gevrek gevrek gülerek, nefis bir biçimde dalgasını geçerek 'bana bir yetim geeetirin başını okşicam' dedi... 'Sevap kazanıcam...' Yürüyüp gidecektim ancak delikanlı 'yetim' olayıyla baya bi eğlenmeye başlayınca, döndüm geri yürüdüm ve 'başka bir şey dileseymişsin dedim, bu yaşta hala öyle sayılırmıyım bilmem ama 'yetimin' geldi dedim. Delikanlı şaşırdı, gülen yüzler düştü ve kem küm etmeye başladı delikanlı... 'Bir daha bilmediğin bi şey hakkında sakın dalga geçme' dedim ve arkamı dönüp otoparka doğru yürürken filmelerdeki ast oyuncunun zafer kazandığı anlardaki gibi müzik çaldı !!! Arkamda şaşkoloz 3 aptal bırakmıştım... Ekaranda 'The End' yazıyordu... :pppp

Sakın, birisine acıyarak yaklaşmayın, acıdığınızı sesli olarak dile getirmeyin. Hele küçücük 'öksüz' ve 'yetimlerin' suratına suratına ah waaaah yetimcik/öksüzcük demeyin !!!

Sevaplarınızı başkaları üzerinden edinmeyin !!! Hele küçücük yok veya yarım/eksik kalmış çocukların üzerinden !!!

Çok vicdanlıysanız, kime neye inanıyorsanız onun kuralına düzenine göre; annenin miiis gibi kokan şevkatinden-sevgisinden / eli kolu dolu eve gelen ve herşeyden koruyucu babanın desteğinden yok kalmış küçük insanların zamanınıza, cebinize göre anası- babası olun. Ama sakın hanenize A plus yazılacak ümidiyle değil !!!

Ve sakın, deneyimlemediğiniz bir tecrübe hakkında ahkam kesmeyin...

Öksüzler ve yetimler hayatlarımızdaki çok önemli sınavlar bence... Yaşamınızın dibinde bir tane varsa bence ulu bir güç tarafından (sizce tanrı-kainat, güneş neyse inancınız) sınanıyorsunuz demek...

Çocuklar melektir... Kimi bakışa göre hayata 1-0 yenik veya galip katılacaklar... Sizin güçsüz-acınası gördüğünüz şey belki güçlülük...

Geyik bir hatunumdur, herşeyin dalgasını geçerim. Morgta babamı gördüğüm gece bile dalgasını geçmiş bir kızım ama 'bilmediğin şeyle' dalga olmazı, denizin dalgasında şaka olmazdan yani karadenizin dalgalarında büyümüş bir çocuk olarak daha iyi bilirim... ( biraz bi tuhaf cümle oldu, yani en deli denizimiz karadenizdir onda dalga geçilmez ama bilmediğin konuda hiiiiç geçilmez gibi bişiii aman anlayan anlar anlamayan...)

'Yetişkin' sıfatı bence herkese verilmemeli ama malesef 18'i geçen herkes akla-mantığa sahip sayılıyor ve alıyor bu sıfatı...

Başkaları üzerinden hele çocuklar üzerinden haneye kar düşmek cık cııık benim kitabımda...

Üstünüze alınmazsanız yazımı, çocukluğumdaki çok bilmiş 'ahhh-vaaah yetiiiim' diyen teyzelerin anısına küfürle bitirmek istiyorum...

Bastırılmış öfkenin yıllar sonra dışa çıkmış hali diyelim takmayalım;

Siktiriiiiiiiiiiiiiiin !!!

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Elif...

Her şeyin yeri ve zamanı vardır: Aylardır masamda duran kitap Çeşmeye geldi ve 1 günde okundu: Paulo Coelho Elif... Simyacı, Zahir, Veronica ölmek istiyor ve Elif...Diğer kitapları ı-ıh bence...

Kitap rusyada geçtiğinden beyaz gecelerdeki sonsuz ormanları düşünemeden edemedim. Ömürde 1 kere rusyaya gitmeli ancak sadece şehir değil tabiatta görülmeli... Bi gezgin olarak bende o tren yolculuğunu bi gün yapmalıyım... Dedim...
 
Elif ve hissetirdikleri hakkında yazacağım... Yayınlamsaam bile yazacağım...
 
Bu sefer ilk defa Paulo kendi dünyasına çekti beni... Kendi aydınlanma anlarımın keyfini yeniden yaşattı okurken...
 
Ben o kadar spiritüel bi kişilik dilimdir... Dinlerim, bilgi edinirim, okurum, gözlemlerim ama bulaşmam...
 
Yine bulaşma arzusu duymadım ama ilk defa Pauloyu gerçek anlamda anladım...Onun her kitabını okuyan ama bu kadar geç 'gerçekten' anlayan okuyucusu ben olsam gerek :ppppppp
 
Simyacıyı severim... Kişisel menkıbenin peşinden gitmek güzel şeydir... ;)
 
Elif aslında okunmak için zamanı olsada bu pazar okuyacak bişey kalmadı hadi onu okuyayım artık diye bana gülücükler saçtı... 1 veya 2 defa daha okunacak...
 
Okurken, içinde fesatlıklar, ikiyüzlükler, çıkarcılıklar, art niyetler olan insanların okuması gereken bir kitap olduğunu düşündüm...
 
Benim için açtığı kapılar oldu, daha sonraki okuyuşlarımda o kapılardan içeriye girecek ve/veya yeni kapıları açacağım ancak ruhunu fesatlık-kötülük sarmışlara daha bi iyi gelecek izlenimi bıraktı bende...
 
Ben ne olduğumu biliyordum, bitirdikten sonrada... Yeni bir ben yaratmadı, sadece pusulamı cebimden çıkarmama teşvik etti... Kara dünya insanları için şayet ariflerse beyaz dünyaya geçmeleri için adım olacak...
 
Öyle hissettim !!! Ne beaaa bu güne bu gün yayın evi patroniçesiyiz anlarız ucundan acık bu işlerden ;)) :ppp
 
Sabahın 2.'de serin bir Çeşme'den bu kadar yeter diyor, kendi iyilik çemberimde olan insanlara iyi geceler, iyi sabahlar ve güzel bir hafta diliyorum... Aaa güzel rüyalarda... Rüyalar önemlidir... ;) Kitaptan...
 
İyilik çemberimin dışında olanlar ise... Allah müstehaklarını versin diyorum... Devine devine bulacaklardır doğru yolu... Bulamazlarsa da;
 
Mukadderaaaat efem, mukadderaaat... ;)