Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

30 Kasım 2011 Çarşamba

Mucizem : Steamcream ;)

Egzama ve sedef problemi yaşadığım dönemleri anlatan yazılarım hakkında zaman zaman bloguma sorular geliyor...

Benim problemim stres ve üzüntüydü...
Tabi nedenin bunlar olduğunu anlayana kadar bir sürü doktor dolandık.

Cilt hastalıklarında ünlü olan Kolsuz Agop'a gittiğimizde benden ücret almamıştı!!! 
Tedavin imkansız, ben nasıl tek kolla yaşıyorsam sende egzaman ve sedefinle yaşayacaksın demişti !!!

Tabi doktorun yüzüne hastiiiir diyememiştim !!!
Bana vazelinden beter vıcıklıkta bir sürü kremin-merhemin karıştırılarak hazırlandığı bi krem vermişti... 

Tam bi eziyetti! Öyle yağlıydılar ki zeytinyağ yanında halt etmiş!!! Onları elime sürdükten sonra pastacıların kullandığı eldivenlerden geçiriyordum ellerime... Doktorların kullandığı tek kullanımlıklar çok sıkı olduğundan zor giyiliyordu... Tavsiyem pastacı eldiveni... Şeffaf büyükler...

O tarihlerde çok sık İngiltere'ye gidiyordum ve Çin tıbbını da deneyim olmuştum. Bir sürü bitkisel ilaç ve iğrenç kokan kapkara kremler vermişti çayniz doktor bana...

Ya onlar ya da zamanla azalan giden üzüntüm-sıkıntım-stresim sayesinde eller geçti! 

Hiç bir iz veya kalıntı kalmadı. Ancak el derimde hassasiyet oluştu. Yani her el kremini kullanamıyorum... Derimi inceltiyormuş veya kaşındırıyormuş gibi tuhaf bir hissim var artık.

Bepanten krem egzama problemlerine ucundan acıkta olsa iyi gelen bir kerem. 
Yıllardır Bepantenin mavisi olmadan (plus değil) yaşamıyorum. Günlük el kremim o oldu... Ancak gelin görün ki çok soğuk havalarda ellerime arzu ettiğim yumuşluğu veremiyor... Bir sürü krem denedikten sonra Nivea'nın Q10 plus el kreminin ellerimde hassaslık yaratmadığını ve kuruyan cildi de güzel yumuşattığını gördüm...

Ayaklarım için bakım kremi olarak Neutrogena kullanıyorum. Ayaklarıma sürdükten hemen sonra ellerimi yıkamam gerekiyor...El derimi dehşet bir şekilde hassaslaştırıyor. El kremide aynı etkiyi yapıyor. Evet kış için harika bir krem ancak egzamalı veya geçmişinde egzama problemi yaşamışlara iyi gelmiyor...

Bizlerin kimyasal içermeyen pure kremler kullanmamız gerekmekte...
Nivea'nın klasik yağlı kremide hayat kurtarıcı bir krem ama yağlı!

Son İngiltere seyahatimde uçakta bir kremle tanıştım. BA'le yolculuk yapıyorduk ve uçaktaki FreeShoop satışında el kremide satıyorlardı. Uçaklardaki sıvı yasağından sonra yanınıza her şeyi alamıyorsunuz. Tüm kremler bagajda aşağıdaydı amcam kuruyan elleri için krem istedi ve bizde satılan kremi aldık.

STEAMCREAM. Tanrım! Mucizevi bir krem!!! Krem ödül almış zaten!
Türkiye'de yok. İnternet sitesinden sipariş verebiliyorsunuz...
İtinayla herkese tavsiye ediyorum... Hem elleri yumuşatıyor hem rahatsızlık vermiyor...
Egzamalılar için tedavi edici bir krem değil... Ancak ihtiyaç duyduğunuzda, tedavinizin abidik-gubidik kremleri yanınızda yokken derinizin kurumaya başlayıp, bıçak kesiği gibi kesikler oluşmasını engelleyebileceğiniz bir krem... 

El-yüz ve ayak her yere kullanabilirsiniz... Uyarmama gerek yok açık yaraya hiç bir krem iyi gelmez o yüzden cıııs!!! 

Kesikler oluşmuş ve kanama başlamışsa kullanmayın. Kesiklerin oluşmasını engellemek için kullanın.

Egzamayı bilmeyenler kesik-kanama ne diceklerdir... Eller hareketli olduğu için genellikle parmak eklemlerinde-boğumlarında kurumuş deri ufak bıçak kesikleri gibi yarılır... Bazen bu yarılmalar derin olur ve kanar...

Sağlıklı bir deri 14 günde alttan üste çıkar... Egzama ve sedefte bu süre daha kısadır... 4-7 gün arasında alttan gelen sağlıklı deri henüz ölmemiş üste deriyi iter, dürter... Bir nevi pokeler! :p Ve bu dürtme facebooktaki gibi eğlenceli olmaaaaz !!! Ellerde yaralar, kabuklaşmış-kalkmış deriler olur... Ve sağlıklı derililer ayyy ıyyk der! Dicek bişey yoktur aslında... Sizin derinizde böyle yeniliyor kendisini ama sizde alttan almanyadan oğlum geldi kalk çık diye bi zorlama olmadığından göremiyosunuz derinizin nasıl yenilendiğini!!!

Her neyse efem, sedef ve egzama çoğunlukla stresten olur... ya da mesleki hastalıktır. Kimyasallarla çalışıyorsanız deriniz alerjik reaksiyon gösterir... Mesela kuaförlerde egzama çok görülür...  Saçların rengini açmak-koyulaştırmak için kullanılan malzemeler ellerde egzama yapar... Kimyasala belirli bir süre dokunmayınca geçer... Dokununca yine başlar... Falan fıstık işte...

Bu iki hastalıkta da kendi doktorunuz siz olmalısınız. Ne iyi geliyor, neden sonra azıyor... Tamam doktorlar size krem verirler ama o kremlerle nasıl yaşayacağınızı düşünmezler!!! Vıcık vıcık bi elle el sıkışılmaz, yemek yapılmaz... O yüzden ya doktorunuzla ya kendiniz benim gibi araştıra araştıra toplum içinde vıcık vıcık olmadan kullanabileceğiniz bir şey veya şeyler bulmalısınız...

Lush'ın güzel bir el kremi var... Dream Cream... Günlük el kremi olarak onu tercih edebilirsiniz... Sorunlu ciltler için üretmişler... Steamcream'i memlekette bulmak güç olduğundan bu alternatif olabilir... 

Kokoş bi doktorun egzama ve ya sedef olmasını çok diliyorum! Ancak o zaman evde bile eldivenler kullanarak kullanmayacağınız bir tedavi yöntemi icat edilebilir! 

Başa gelmeden anlanılmaz-bilinmez... 
Ömrümün sonun kadar ayrılmazım olacak kremin internet adresi efem... http://www.steamcream.co.uk/ İtinayla tarafımdan herkesciklere tavsiye olunur... ;)

Paterhoff... Yazlık Saray


Yağmurluklarınızı giyin, ıslanmaya ve eğlenmeye hazır oluuun!!!

Çar 1. Petro tarafından inşa edilmiş olan Baltık Denizi kıyısındaki yazlık saraya Paterhoff'a gidiyoruz!

Bahçesi muhteşem... Günümüzde mevcut teknolojilerle böyle bir bahçe yapabilirsiniz ancak yapıldığı zamanı düşününce yok böyle bir bahçe ve su oyunları!

150'yi aşkın altın kaplama fıskiyeler görüp görebileceğiniz en güzel su oyunlarını sunuyorlar size... Vegas'takileri unutun! Onlar bir sürü aletle çalışıyor... Bunlar son derece basit bir teknikle...


Fıskiyeler belirli bir saatte çalışmaya başlıyorlar... Herkes yer kapmaca telaşına giriyor... :)





Çar gelen misafirlerini etkilemeyi çok severmiş... Sadece gelen misafirler değil halkta çok etkilenmiş ve devrim wallahi billahi kaçınılmaz olmuş !!! Wallah babanemin sözü Çar'a yakışır, zevk pe... :))))

 Veee eğlence başlıyooooooor !!!

Sonuçta diğer krallıklarla bi sidik yarıştırma var... Fransızlar, Avusturyalılar pek kendilerine layık görmüyormuş Çar'ı... Çarda napsın garibim kendisini kabullendirmek için Versailles'yınız varsa benimde böyle sulu zırtlak nefis bi sarayım var yapıyomuş ;) 











 Basit bir bank mı sandınız? Bankın önündeki taş zemin size küçük bir şaka yapacak !!!
Grupta çocuk olması bu zamanlarda işe yarıyor. Bazı taşlara bastığınızda fıskiyeler harekete geçiyor ve sizi ıslatıyooor!!! Çar hangi Avrupa kralını ıslattı acaba böyle? :ppp

 Baltık Denizi...
 Başka bir şaka ağacı...









Gidip görmenizi tavsiye ederim... Yazı yaz gibi geçmeyen bi memlekette böylesine sulu bi bahçe? Antalya'da maltalyada olsa serinlersiniz de, dünyanın çatısına yakınken, yaz da olsa soğukta... Çar bu akıl-sır ermeeez! :) 

Şatafat gümbür gümbür devrimi hazırlamış efem... Krallarla aşık atarken azcıkta halka kaşık atılsaymış... ;)

Hermitage

Dünyanın en büyük müzelerinden biri... Tüm müzeyi gezmek için ömrünüzün yarısını verseniz anca...
Çariçe Katerina'nın sırf kendi zevki için topladığı resimlerden oluşan müthiş bir müze! 6 binadan oluşuyor. Rehbersiz içinde gerçekten kaybolacağınız bir müze! 

Müzeyi gezerken Kral-kraliçe Rusya'da olduğumuza göre Çar-Çariçe olmak varmış beaaaa diyorsunuz... 

Her daim önünde kuyruk olan, kalabalıklar yüzünden bir türlü rahat gezemediğiniz müze benim gibi bir sanat severi mest ediyor!



Gruplar onlara verilen saatte içeriye alınıyor. Güya içerde yığılma olmasın diye. Ancak na mümkün!!! Hele bi de Türk grubuyla gitmişseniz of allahım ooof!!! Kendi milletimi ecnebi topraklarda katletme arzusu duymama sebebiyet veren hal ve hareketleri yok muuu!!! 

Ulan madem sanattan anlamıyosun, dırdırın allahını yapacaksın, tobloyu izlemek, rehberi dinlemek isteyene saygı göstermiceksen ne diye geldin????? 

Aaaa gittik gördük demek için!!! Bi gün şu kürklerinizi size yediricem ve ye kürküm ye yapamayacaksınız !!!

 İçerde flaşlı çekim yasak !!!
Tavana tavan demem böyle olmayınca...







Şatafatı, zenginliği insanı kendisine hayran bıraktırıyor... Müthiş bir koleksiyona ev sahipliği yapan müze, yoldaşların para sıkıntısı çektiği dönemlerde bir kaç parçasının satılmasına şahit olmuş... 



Gelde hem heykele hem de yapana aşık olma... Mikelanj efem... 









Cezanne... 
 Matisse

 Picasso
 Picasso'nun seramiklerinden bi tanecik bende olsa ah ah...
Nefis ötesi... Tablodan bile sizi etkileyen bir güzellik, çekicilik...






Sonunda karşı kıyıdan Hermitage'ı kadraja sığdırmanın keyfine vardım!
Çektiğim tüm fotoğrafları koymama imkan yok. Küçükte olsa bal çalmak istedim... Az-çok fikriniz olsun... Müze ötesi müze Hermitage böyle işte!

St. Petersburg Fotoromanı

Görülecek, gezilecek bir sürü yer var... Bütün gezi boyunca yağmura yakalanmadan gezdik gezdik, Petersburg'da kaldığımız 2 gün boyunca yağmurdan sersem olduk.

Bi abdal ıslatan yağıyor tam geçti diyorsunuz hızlanıyor... Gezmek, görmek, fotoğraflamak o yüzden biraz eziyetli oldu...

Küçük bir otobüs turuyla şehri gezmeye başladık ilk durağımız Smolny Manastırı oldu. Barok'un güzel örneklerinden biri.



 Bir sonraki durağımız Alexandr Kan Kilisesi oluyor. Soğan kubbelerinin süslemeleri harika... Grupla gezilmiyor olsa içine girmek gezmek çok isterdim ancak olmadı. Bir daha ki gidişimde inşşallah maşallah...

 Bir türlü kadraja sığdıramadığım Hermitage efendim !!!








Fotoğrafı konucak o kadar çok yer var ki... Malesef hepsini koymama imkan yok. O yüzden tadımlık bi çalışma yapmaya karar verdim... Sorry efem...


Alexandr Nevski Manastırı, Nevski Prospekt Caddesi, Kont Strogonof Sarayı, Saray Meydanı, Kışlık Saray, St. Isaac Katedrali, Aniçkov Sarayı ve Köprüsü, Alexandrovskaya Sütunu muhakkak görülmesi gerekenler...


Ve bir nehir şehrinde muhakkak yapılması gereken başka bir şeyde nehir turuyla şehri su üstünden seyretmek.
Görmüş olduğunuz tekneciklerle Neva'da tur yapıyorsunuz... Günümüzde kanalalr turistik tekneler için kullanılıyor. Halk kullanmıyor nehri... Unutulmuş bir alışkanlıkmış efem...




 Teknede şampanya ve votkayla karşılanıyorsunuz... Verdiğimiz ücrete bence adam başı 1 şişe şampanya düşmeliydi ya...


Havyarcıklı ekmekler... Fotoğraf çekmeden bir tanesi mideme indirildiğinden tasarımı bozulmuş bir tabak! ;))) Siyah havyarda hile-hurda çok oluyormuş... Kırmızıda kandırıkçılık pek yapamıyorlarmış o yüzden kırmızının tüketimi daha fazla...

Rengarenk binalarla, Orta Avrupa keyfi yaşıyorsunuz Petersburg'ta... Halkından çok şehrine yatırım yapmışta olsa Çar, bize yaşattığı güzellikler için elimizde votka kadehleri olsa da, 3 kulu bi elham gönderiyoruz kendisine... ;) 

Köprüler nedense çok alçak. Yağmura rağmen foto çekicez diye yukarda konuçlanan bizler her köprüde teknenin zeminine yapışmak zorunda kaldık!!!









Eyfel amcanın tek şaheseri Paris'te değil... Eyfel'İn elinden çıkma nefis bir çelik köprü...








Sonunda Halis muhlis Rus!!! Her yerde son model arabalar... İşte ya işte bu!!! Benim Rusyam !!! ;)






Rusya'ya gelipte bir bale izlemeden dönülmeeez!!! Hıncal Uluç'u çatlatmak için Bolşoy'u izlemek gerekir di yaaa... Bolşoy restorasyon dolayısıyla kapalıydı ve sezon değildi... 
Rusya'nın kültür başkenti olan St. Petersburg Rus balesinin doğduğu yermiş efem... Bale sanatında Petersburg ekolü denen bir şey varmış... Görmeden olmaz dedik ve ünlü Marinski Tiyatrosunda Kuğu Gölünü izlemeye gittik.

Bu arada Kuğu Gölünü severim amma artık ööög geldi. Prag'ta opera izleyelim dedik şansımıza Kuğu gölü varmış onu izledik, Buda-Peşte'de yine opera izleyelim dedik olmadı, Kuğu Gölünü izledik... Ukalalık olarak adledmezseniz şayet Orta Avrupa'da izlemediğim Kuğu Gölü kalmadı !!! Bolşoyla jübile yapmak niyetindeyim sonra ne Kuğu ne göl almim, hatta Ankara'da ki çok sevdiğim Kuğulu Parkı bilem !!! :pppp :))))) 

Rehberimizin kazığını yiyerekten gittik efem... Sonra bizde onu kazıkladık merak etmeyiniz... ;)

Marinski Tiyatrosunun maketi efem... ^. balkon sağ taraftaydı yerimiz !!!
Perdenin güzelliği... Malesef bizde olmayan ve olmayacak bambaşka bir kültür! Böyle ecnebi ellerde deneyimleyip duracağız!

Baktım herkescikler fotoğraf çekiyo, dedim kelmiyim yooo rapunselim... :))))




 Çarcık locası...

 Veeee siyah kuğu...




Kuğu gölü izlemekten ööög geldi diyorum ammaaa her şeyiyle nefisti. İzlediğiniz yer, izleyicilerin kültürü, sahnedeki performans... Bide salak rehberin gazabına uğramayıp önden izleseydik deyme keyfe... Tavsiyem olunur...
Elbet şahane şehir bu kadarcık değil... Ancak hepsini koymak analatmak naaa mümkün... Şincik Çar'ın bahçelerine ve Hermitage'a geçeceğiz...