Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

18 Kasım 2011 Cuma

Barınak

Son zamanlarda İzmir Karşıyaka Belediyesi bir takım düzenlemeler yapmakta.
Ama maalesef bu düzenlemeler olumsuz.
İki gün önce Karşıyaka-Mavişehir'de sahilde ki en sevdiğim mekanın yıkıldığını öğrendim.

Son bir senedir belediye sahildeki mekanları yıkıyordu. Ama kimsenin aklına, Mavişehir'lilerin sahil kenarında oturup keyif yaptıkları bu mekanı da yıkacağı gelmiyordu.

Yıkmışlar!

Sebep nedir bilinmiyor.
İzmir eski İzmir olmaktan çıkıyor yavaş yavaş...
İzmir denince akla kordon gelir, Karşıyaka gelir... 
Karşıyaka diyince, artık olmayan lokmacılar, bira ve midye gelir...
'Di' demek daha doğru zannedersem artık.

Yavaş yavaş Gavur İzmir, müslümanlaştırılıyor...
İzmir Müslüman oysa ki...

Gavur gavur dediğiniz, İzmir'in doğal limanı olmasaydı acaba taaa Osmanlı'dan başlayarak topraklarımıza çağdaşlık-modernlik nereden gelebilirdi?
İstanbul'mu?
Osmanlı döneminde İzmir çağdaşlığın, yeniliğin memlekete ilk adım attığı yerdi...

Çekemiyoruz nedense geçmişte bize yeniliği getiren bu kenti. 
Yakıştırmışız bi gavurluk, gidiyor...
Gavur kent hala Yunanlıları nasıl denize döktüğünün haklı gururunu yaşarken, sanki düşmanları dökmesi için parayla başka bi yerden insanlar getirmişiz, İzmir'li parmağını kıpırdatmamış gibi bi tavır içindeyiz!

Çağdaş İzmir, açık İzmir değişiyor artık...
Keyifle midye yerken 2 tane biranın içilebildiği, bu keyfi yaşarken düşmanca bakışları yaşamayacağınız tek kent İzmir, artık öylesine kolay bu keyfi yaşayamayacağınız döneme doğru giriyor...

İzmirli adabıyla içer... 
Körfeze bakıp midye yerken ağzıyla içer! Bir kasa birayı devirip karıya-kıza dalmaz... 
İzmirli mini eteğe-şorta tirene bakan öküz gibi de bakmaz!

Orda bambaşka bir kültür vardır. Saygı vardır... Keyif için içilen 2 biradan kimse dinden olmaz, kimse bre iblis diye fiskelenmez!

Mis gibi İmbat estiğinde, güneş denize kavuşmaya hazırlandığında herkes günü keyifle sonlandırır... 
Kente karşı batan güneşte adapla kadeh kaldırılır...

İzmirli'nin ne içme ne de karıya-kıza davranış eğitimine ihtiyacı yoktur.

Ancak gel gör ki, kent bence kentlilerinin de hatalarıyla olması gereken kalkınmışlığa erişememiştir.

Nedendir bilinmez, İzmir'li hem şikayet eder hem de birleşip kenti için bir şey yapamaz.

Artık canlarına tak ettiğinden devletten umut eder olmuşlardır...
Her dış yardımın bir bedeli vardır... 
Şimdilerde İzmir plaka numarasıyla aynı sayıda yeni projelerin bir bir hayata geçirilmesi heyecanında... 
Bu heyecanı çok güzel ama, bunların gerçek olabilmesi içinde bazı huylarının yavaş yavaş değişmesi gerekiyor zannedersem...

İzmir'i İzmir yapan, şahsına münhasır yapan bir sürü küçük-büyük güzellik-keyif yatırımların temeline gömülüyor...

İzmir'li İzmirine, alışkanlıklarına, sevdasına sahip çıkmadıktan sonra, biz İzmir'de yaşamayan sevdalıları ne yapalım?

Barınak'ta büyük ihtimalle temellerin birine harç oldu!  

Mavişehir'de sahil kenarında gün içinde elinize kitabınızı-gazetenizi alıp keyifle kahvenizi-çayınızı yudumlarken körfeze, sahilde yürüyenlere-spor yapanlara bakarak İzmir'i muazzam bi keyifle içinize çektiğiniz bir yerdi Barınak. 

Orta salaşlıkta bir mekandı... Sahil kenarında bir sürü güzel keyfi yaşayabildiğiniz bir yerde lükse ne gerek vardı ki? 

Hafta sonları sahilde sabah kahvaltısı keyfi yaptığınız bir yerdi.
Akşam üstleri ya da akşamları, Konak'a ya da Bostanlı'daki eğlence mekanlarına gitmeye üşendiğiniz de, altınıza bi jean çekip arkadaşlarınızla-eşinizle-sevgilinizle 2-3 bira keyfi yapabildiğiniz bir yerdi.

Şehrin içinde ama dışında izlenimi veren, evinizden 10 dakikalık mesafe size sahili ve huzuru sunan bir yerdi...

Yıktılar!

Ben son zamanlarda, sahilden içeriye taşınmış balıkçı mekanlarını da anlamıyorum. Körfez manzarası varken, arabaların-otobüslerin geçtiği bir sokağın kaldırımlarına atılmış masalarda rakı-balık keyfi olur mu ya? 

Rakı içmeyen birisi olsam da rakıya da balığa da günahtır-yazıktır, ayıptır!

Bir İzmir'li körfeze bakmadan nasıl kadeh kaldırır?

Türkiye'nin yapıldığı dönemde en çok ses getiren projesidir İzmir Sahil düzenlemesi. 

Yapı Endüstri Merkezinde 2 saat süren bir konferansta anlatmışlardı yapılan her şeyi. Hala kütüphanemin en değerli kitaplarındandır İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu konuda hazırlamış olduğu kitap.

Estetik olarak uymayan, yanlış olan bir çok şey olsa da amaç İzmir'i yağmur suyu taşkınlarından korumaktı... İzmirli'yi küstüğü pis kokulu sahiline, körfezine mis gibi kavuşturmaktı... 

Yanlışlar, hatalar olsa da çocukluğumun durmadan manşetlere çıkan körfezi temizlenmiş, yenilenmişti sahil... 

Yapılanları korumak, geliştirmek, İzmirli'yi sahilinden koparmamak varken bu yıkımlar niye?

Sahilde gidip bi yerde adam gibi kahve içemeyip, 2 satır kitap okuyamadıktan sonra Mavişehir'de oturmanın anlamı ne? 

Mavişehir'de oturuyo olsaydım İzmir'in görüp görebileceği en büyük eylemi yapardım! 

Uzaktan da olsa yapıyorum da tek kişinin savaşı neye yarar bilmem...
Karşıyaka belediyesine de bir mail attım... Attım da... 

Lütfen kentinize sahip çıkın... Yaşadığınız yeri daha iyi daha güzel ancak siz yapabilirsiniz... Uzaktan değil, içerden ve candan olmalı...

Bence Gavur İzmir, eeeh yetti bea diyip topluca istavroz çıkarma eylemi yapsa daha etkili bi eylem olur ya... Neyse...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba.

Barınak'la ilgili yazınızdan 3 gün önce çıkan bir haber: http://www.egedesonsoz.com/haber/Barinak-Kafe-yikildi/804868