Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

4 Kasım 2011 Cuma

Asker uğurlaması...

Dün Samsun'dan dönerken Havaş asker doluydu...
Hepsi acemiliklerini yapmış dağıtıma gidecek 'çocuklar'dı...
Nasıl, bebek nasıl çocuk çocuklardı...
Annemle benim yüreğimiz parçalandı...
Annem onlar için bir şeyler yapmak istedi... Bulunduğumuz yer itibariyle bir şey yapmamız mümkün değildi. Bu söylenmez ama annem hepsinin Havaş ücretini ödedi... Sizler benim-bizlerin çocuğusunuz diyerek...

Bir çoğu doğuya gidecekmiş... Komutanları hazırlıklı olun Kuzey Irak'a geçeceksiniz demişler...
Bakamadım çocukların yüzlerine...
Yakıştıramadım silahları-el bombalarını ellerine...
Daha hayatlarının baharında, umutları-hayalleri olan... 
Daha yaşamamış-görmemiş çocuklar...
Nasıl bebekler, nasıl yakışıklılar...
Hepsinin başı asker tıraşı...
Bir çoğu ilk defa uçağa binmenin heyecanında...
Daha ne ilk heyecanları var hayatta oysa ki...
Bu bebekler sınırda nöbet tutacaklar, soğuğu yaşayacaklar, kan görecekler, savaşacaklar...
Belki bir çoğu yarin gül kokusunu koklayamadan kan ve savaşı koklayacak...
Elbet vatan için can feda...
Elbet askerlik erkek evlatlarımız için kutsal, çocukluklarından beri bekledikleri bir şey...
Ancak bunca senedir dökülen kanlardan, yaşanan acılardan sonra gönlüm onları uğurlamak değil kaçırmak istedi...
Tüm yol boyunca onlar için dua ettim...
Kaç annenin kuzusu kaç yarin canı, hepimizin evlatları-kardeşleri olan asker çocuklarımızı tanrı korusun...
Artık askere uğurlarken dönerler mi acaba sorusu olmasın...
Savaş görmesinler, savaşmayalım...
Hayali bir savaş için eğitilip dönsünler... 
Kansız, şehitsiz, yarasız-beresiz askerlikler olsun...
Canlarımızı, gençlerimizi daha fazla toprağa vermeyelim... 
Tanımadığım çocukların ardından bilinmeze gitmeleri yüzünden göz yaşıyla arkalarından el sallamak dün bana çok koydu! 
Artık başımızdakilere de koyma zamanı gelmedi mi?

Hiç yorum yok: