Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

30 Ekim 2012 Salı

Kırkayak kırk!

Kaçış yok...
Zaman yaklaşıyor...
Farklı olacak bir şey yok aslında...
Ertesi sabah uyandığımda yine her şey aynı olacak!
Kafama bişeyler dank edip ya da düşüp  %100 değişmiş uyanmayacağım! 

Ama gel gör insan tırsıyor işte...
Orta yaşa adım atmak orta yaş gibi hissetmeyen birisi için ürkütücü... :)
Otuzları rahat rahat söylemeye yeni alışmışken kırk demeye başlamak!!! 
Ooo bebeğim... 
Korkutucu...
Hele kadın olunca mahalle baskısı denen şey daha bir korkutucu kılıyor kırkları! 

Üremelimiydim?
Evlenmelimiydim?
Yukardakilere cevabım ı-ıh!
Ama daha iyi bir kariyer sorusuna evet!
Bu kadar gez-geç olunca cüzdanını ailene dayamak zorunda kalıyorsun... Benim gez-geçliğime göz yumacak patron bulmam zor... Ancak gezi işi yaparsam sorun olmaz! :) Bu şartlarda süper bir kariyer yapamadım hayıflanmalarımı da takmamam gerekiyor...

Eee o zaman kafaya takacak ne kalıyor?
Beyazlayan saçlar...
Gözlerimde izinsiz dolanan kazların ayak izleri...
Dolap ağzına kadar dolu olsa da giyecek bir şeyimin olmaması, geçen seneden beri verilemeyen kilolar ve aşk!
Gördünüz mü çok sorunsuz giriyorum kırk'a!

Elbetteki bu kadar sorunsuz değil...
İç hesaplaşmalar, başarılar ve başarısızlıklar, tercihler... bir sürü şey uçuşuyor o güzel kafacığımda...
Ama bunlar 35 den itibaren uçuşmaya başlıyor zaten...
Yeni değil bu uçuşmalar... :)
Sağa da sola da gitsem yukarıya da aşağıya da hiç bir şey değişmeyecek!
Bu güne kadar yaşımı söylemekten hiç çekinmedim... Bundan sonra çekinirmiyim bilmem... Çekinip farklı bir sayı söylesem de gerçeği ben bildikten sonra kaçmanın ne anlamı var?

Kaçış yok! :) Farklı bilmediğim biraz ürperten yeni bir yola giriyorum... Nasıl yirmileri, otuzları da bilmeden yol aldıysak bunda da alacağız... Geşmişteki tercihlerimiz yüzünden belki biraz fazla pişmanlıkla, ah keşkelerle bitecek... Belki de öyle olmayacak... Bilmiyorum...

Bildiğim yaşadığım veya yaşamadığım-yaptığım veya yapamadığım şeylerden şimdilik pişmanlık duymadığım. Hepsi içinde bulunduğum koşullar veya hislerim doğrultusunda yaşandı... Hatalarda benim, güzelliklerde... 

Geri dönüp kendime kızamam...
Şu anki olgunluk, tecrübe, düşünce şekli yoktu o benlerde...
Küçük benlere kızamam... 
Evet bazı şeyler daha farklı olabilirdi ancak hayata bakış açım ya da yaklaşımlarım çok değişmedi... Bazı konulara hala aynı şekilde tepki veriyorum... Eee o zaman... Kendimi neden hırpalayayım nefis bir orta yaş beni beklerken... 

Yapamadıklarımı yapabileceğim bir 10 sene olsun... :)
Hayatta hiç bir şey için geç değildir... 
Kendimi geç kalmış ya da yaşlanmış hissetmiyorum...
Hala içi içine sığmaz bir kız çocuğuyum...
Olgunluğum durumlara göre ortaya çıkıyor...
Hala nasıl hissediyorsam-ne yapmak istiyorsam onu yapıyorum... 
Kırklara girince yaşlanacakmışım gibi hissetmiyorum... Belki 45'de ;)
O zamana kadar yepiz yeni bir yola girmenin keyfini süreceğim... 
Süreceğim ama ister istemez az-çok sağlığa dikkat edilen, vücudun sözlerinin dinlendiği bir yolculuk olacak...
Bunu yirmilerin sonundan itibaren yapmak gerekir de tipik Türk olarak na mümkündü! ;)

Evet 24 Kasım'da yeni bir bene geçeceğim...
Geçmişte beni üzen ne varsa otuzlarda bırakmayı planladığım, hafiflemiş, büyüyen sayılardan korkmayan yine her şeyden muzurluk çıkaran eğlenceli nefis bir orta yaş kadını olacağım... ;)
Bakışlarımda, hareketlerimde, gülüşüm de, bedenimde  geride bıraktığım yaşların izlerini okuyacaksınız... Ve bu beni rahatsız etmeyecek... Umarım sürükleyici bitmesini hiç istemediğiniz bir kitap gibi olurum hayatında olduklarıma... Olmadıklarım da okumak için deli gibi istek gösterir... ( Olmayan egom 40 da tavan yapacak anlaşıldı mukadderaaat!!!) 

18 olana dek büyümek deli gibi arzu edilen bir şey... Sonrasında pek o kadar istekli olduğunuz bir şey olmuyor maalesef... :) Ne kadar büyüsek de yaşamda olmak çok güzel... O yüzden kendimizi yapıp-yapamadıklarımızla çok hırpalamadan ileriye bakıp yaşamdan zevk alarak her anın keyfini çıkara çıkara kıymetini bilerek yaşamalıyız... 
Hayatın sadece 30larda güzel olduğunu zannetmiyorum... ;)

Nice güzel yaşlara... Sağlıkla uzuuuun yaşamaya... Orta yaşım hoş geldin de bende klasik bir orta yaş hatunu bulamayacaksın... Kendimden çok senin için üzülüyorum ben yaaa... Neyse sen bana ben sana alışıcaz inşallah! ;)

Yıllanmış şarap gibi nefis yıllarım hoş geldiniiiz! Çıtır beyler sizleri 50'den sonra düşünüyorum... :p Büyük amcalar sizlerin platoniklik harici hiç bi zaman şansınız olmadı bu yaştan sonra da olur mu sanmam o yüzden dost olarak hayatımda olmak isterseniz buyrun... ;) 

Ozy Ozborn 40 oluyor... Kırk! Kııırk! Sevimli bir kırk ayak olduğumu düşünmek istedim birden!!! Ama hayvan sevimli bişi değil... Mukadderaaaat !!! 

Orta yaşım bilinmezliklerinle, ucundan acık korkutuculuğunla hoş geldin... Umarım seninle yol alırken çoook derin iç hesaplaşmalar yapmak zorunda kalmayız... Kalırsak baştan söylim, shrink paraları sendeeeen !!! ;) 

Booo! 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

40 yas. Wow. Evrenle kiyaslarsam biz, hep genciz. Bebeklere bakinca da hep yasli.
Daha 7 senem var 40a o da gorursem ama 40 i dusunuyorum uzun zamandir. Dindar degilim ama tarihe merakli oldugumdan 40in peygamberlikle biriliskisi oldugunu kesfettim.
Son peygamberin 40 yasindaki bir kadinla evlenmesi, peygamberligi 40 yasinda gelmesini cok onemserim.
En onemli kararlar olusumlar icin bkr kapigibi o 40. Yil, en iyi adami bulup evlenebilme yetisi veriyor ve de butun insanliga ve olana genel bakip karsi cikma olgunlugu getiriyor.
Tabi ben hic bir seyi kutsallastirmam insan hayatindan baska ama yine de bu 40 yasa ulasabilme bir lutuf olmali. Cogu kiymetini bilmese de, kiymet bilen vefarkinda olan icin hayat her daim bir hediye zaten.

40lariniz hayirli ugurlu olsun ve saglik ve iyiliklerle dolu olsun hayatiniz

ozyozborn dedi ki...

Teşekkür ederim... Yeni 10 seneme farklı bir bakış açısı getirmemi sağladınız... Size de zamanı geldiğinde harika bir 40 dilerim :)