Geçti...
Ne çabuk ve nasıl geçti?
İlk başı pek bi heyecanlı değildi...
Sıradandı...
İkinci yarı itibariyle piiuuuw piiiuw...
Biraz aşk yılı oldu 008...
Biraz mı? Tamamiyle öyle oldu...
Bir leş ve kanlı canlı bir tane aşkla yılı kapatıyorum !
Son zamanların en bi güzel geçen yılı oldu 008!
Kuzunun çiçeğini kaptıktan sonra aşk hayatım hareketlendi.
Keramet nikahta değil çiçekteymiş !!! :)
008, ilklerin yeni başlangıçların yılı oldu.
Evlendim, evimi döşeme keyfini çıkararak tasarladım da tasarladım, az gezdim ama bol aşık oldum..., biricik arabamı ellere verdim verirken nasıl sıkı pazarlakçıymışım onu öğrendim, bu sene de padokta F1'i izleyemedim ama olsun Ferrari'nin partisinde Massa'mı elledim yinede... Ciddi bir sağlık sorununun kenarından döndüm. Hiç ummadığım kadar sevildiğimi gördüm, aşkın yaş kaç olursa olsun kapıyı çaldığını gördüm... Rüzgarın kızı olarak uçarken durulmayı deneyebileceğimi hatta evliliğin 'e'sini bile düşünmezken düşünebildiğimi gördüm... Henüz ebemi görmedim ama :)))
İkinci yarı hayatımın unutulmazları arasına girdi.
Benden yeni bir ben doğdu.
Hala deli, hala aklına eseni ederim ama düşünme yetimi yeniden buldum ! :)
Her yeni sene için yenilikler dilenir... Kararlar alınır... Ama aynı tas aynı hamam devam edilir... Ama gelen bu yeni senede istesemde istemesemde yenilikler olacak hayatımda...
İlk defa rüzgarın kızı kendisi esmiyor, başka bir rüzgara kendisini bırakıyor...
Büyük bir yenilik !!!
009 bana sorumluluk, kararlar, sağlık, mutluluk, sabır, huzur, yeni bir yaşam başlangıcı, ömür boyu sürecek bir aşk ve sevgi getiriyor...
Uzun zaman sonra ilk defa yeni yıla girerken bilinmezliklerim-belirsizliklerim yok.
Umudum, inancım, mutluluğum ve sağlığım hiç olmadığı kadar fazla...
Güzellikler beni bekliyor...
Umarım sizleri de bekliyordur...
Yeni yıl güzellikleriye gelsin...
30 Aralık 2008 Salı
15 Aralık 2008 Pazartesi
sabırsız yeni nesil
2o'lerinde...
İyi sayılan üniversitelerin birinden taze mezun...
Bir süreliğine odamı paylaştım onunla...
Sosyolog, kafa çalışıyor, araştırıyor-soruyor, masterını yapıyor...
Herşey buraya kadar normal...
Ama değil...
Okulda öğretilenle-umulan gerçek hayatta bir çıkmayınca yapamadı...
Çalışma hayatına başlayalı 4 ay oldu olmadı ben pes ediyorum dedi.
Karşıma alıp hiç sevmesemde-yapamasamda olgun ve dolgun bir çalışan olarak ona deneyimlerimi anlattım.
Hepimize zor geldi dedim.
Okulda öğretilenlerle-kurulan hayallerle bir olmuyor gerçek dünya.
Azcık sabretmen lazım dedim.
Görüp görmemezden gelmen lazım dedim.
Normalde yüzüne bile tükürmeyeceğin insanlara canım cicim yapmak zorundasın-gülümsemelisin dedim.
İş dünyası böyle...
Kendi işin değilse seçici olma şansın yok.
Üstündedi ne derse o!
Sevsen de sevmesende... paraya ihtiyacın olsa da olmasa da dayanmalısın...
6. ayın sonunda alışmaya başlayacaksın 1 senenin sonunda onlarla birlikte ama onlardan ayrı kendi doğrularını koruyarak var olmaya başardığını göreceksin sabret...
I-ıh yapamadı...
Depresyon belirtileri gösterdi, panik atak oldu olmadı... Yapamadı bu gün veda etti.
Yeni nesil daha mı dayanıksız ne?
6 senedir yaşadıklarımdan örnek verirken ulan manyakmıyım bende istifayı basmalıymışım diye düşündüm...
İlk işe başladığım gün dakka bir gol bir öyle bir yoğunluğa sokulmuştum ki...
Tuvaletin nerde olduğunu 2. gün, binada yemekhane olduğunu ise 15. günümün sonunda öğrenebilmiştim.
Bilmediğim, azda olsa ucundan kıyıısndan geçmiş olduğum işler, cici bici bici cici halkla ilişkiler, üretme, tasarlama, kafa patlatma, bilmemek ayıp değil öğrenmemenin ayıp olduğu lafının tersinin doğru olduğu...
Aaaa nasıl yani bilmezsiiiiin?
Bilmiyorum leen işte ! Ben mimarım ! Bana yüklediğin bu abuk işlerin eğitimini almadım ki ben !!! diyemediğin... Yuttuğun, sustuğun, sabır sabır dediğin, her akşam yarın istifa edicem ben diyip ertesi gün sorumluluğuna canla-başla devam ettiğin koca ilk seneler...
Stresten sedef oldum...
Uykularım bozuldu...
Abuk işler yapmaktan mesleğimden soğudum...
Patronlardan nefret ettim...
Pinokyo olmayı öğrendim...
En sonunda amaaan beee dünyayı ben mi kurtarıcam demeyi öğrendim...
Ama küçük kız yapamadı...
Burda ki rahatı, kolaylığı zor bulur başka yerde... anlatamadım.
Bunca sene sonra yeni bir işe girsem onun yaşadıklarının benzerini yaşayacağımı anlatamadım.
Herkes korkar, beceriksiz, başarısız, bilmiyorum sanar, herkesin bir alışma süresi vardır dediysem de yapamadı...
Pes etti gitti...
Bu krizde, bu işsizlikte hele bu memlekette eğitimini aldığı mesleğin imkansızlığında zor işi...
Ama dinletemedik !
Yeni nesil çok sabırsız...
Ki ben sabırsız ötesi bir mahluk olmama rağmen ben bile sebat edip başardıysam... oooo o da... Gelde anlat işte...
İyi sayılan üniversitelerin birinden taze mezun...
Bir süreliğine odamı paylaştım onunla...
Sosyolog, kafa çalışıyor, araştırıyor-soruyor, masterını yapıyor...
Herşey buraya kadar normal...
Ama değil...
Okulda öğretilenle-umulan gerçek hayatta bir çıkmayınca yapamadı...
Çalışma hayatına başlayalı 4 ay oldu olmadı ben pes ediyorum dedi.
Karşıma alıp hiç sevmesemde-yapamasamda olgun ve dolgun bir çalışan olarak ona deneyimlerimi anlattım.
Hepimize zor geldi dedim.
Okulda öğretilenlerle-kurulan hayallerle bir olmuyor gerçek dünya.
Azcık sabretmen lazım dedim.
Görüp görmemezden gelmen lazım dedim.
Normalde yüzüne bile tükürmeyeceğin insanlara canım cicim yapmak zorundasın-gülümsemelisin dedim.
İş dünyası böyle...
Kendi işin değilse seçici olma şansın yok.
Üstündedi ne derse o!
Sevsen de sevmesende... paraya ihtiyacın olsa da olmasa da dayanmalısın...
6. ayın sonunda alışmaya başlayacaksın 1 senenin sonunda onlarla birlikte ama onlardan ayrı kendi doğrularını koruyarak var olmaya başardığını göreceksin sabret...
I-ıh yapamadı...
Depresyon belirtileri gösterdi, panik atak oldu olmadı... Yapamadı bu gün veda etti.
Yeni nesil daha mı dayanıksız ne?
6 senedir yaşadıklarımdan örnek verirken ulan manyakmıyım bende istifayı basmalıymışım diye düşündüm...
İlk işe başladığım gün dakka bir gol bir öyle bir yoğunluğa sokulmuştum ki...
Tuvaletin nerde olduğunu 2. gün, binada yemekhane olduğunu ise 15. günümün sonunda öğrenebilmiştim.
Bilmediğim, azda olsa ucundan kıyıısndan geçmiş olduğum işler, cici bici bici cici halkla ilişkiler, üretme, tasarlama, kafa patlatma, bilmemek ayıp değil öğrenmemenin ayıp olduğu lafının tersinin doğru olduğu...
Aaaa nasıl yani bilmezsiiiiin?
Bilmiyorum leen işte ! Ben mimarım ! Bana yüklediğin bu abuk işlerin eğitimini almadım ki ben !!! diyemediğin... Yuttuğun, sustuğun, sabır sabır dediğin, her akşam yarın istifa edicem ben diyip ertesi gün sorumluluğuna canla-başla devam ettiğin koca ilk seneler...
Stresten sedef oldum...
Uykularım bozuldu...
Abuk işler yapmaktan mesleğimden soğudum...
Patronlardan nefret ettim...
Pinokyo olmayı öğrendim...
En sonunda amaaan beee dünyayı ben mi kurtarıcam demeyi öğrendim...
Ama küçük kız yapamadı...
Burda ki rahatı, kolaylığı zor bulur başka yerde... anlatamadım.
Bunca sene sonra yeni bir işe girsem onun yaşadıklarının benzerini yaşayacağımı anlatamadım.
Herkes korkar, beceriksiz, başarısız, bilmiyorum sanar, herkesin bir alışma süresi vardır dediysem de yapamadı...
Pes etti gitti...
Bu krizde, bu işsizlikte hele bu memlekette eğitimini aldığı mesleğin imkansızlığında zor işi...
Ama dinletemedik !
Yeni nesil çok sabırsız...
Ki ben sabırsız ötesi bir mahluk olmama rağmen ben bile sebat edip başardıysam... oooo o da... Gelde anlat işte...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)