Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

2 Kasım 2010 Salı

Cambridge-The Bell School 91

Bir dil okulu Londra yazıma yorum yazınca geçmişe gittim...
Sene 91...
Üniversite eğitimi için İngiltere'ye gitmeye korkup tercihimi Kıbrıstan yana kullanmışım...
O zamanlar nerden bileyim hayatımın hatasını yaptığımı :)))
Yaz okuluna postalanma kararı alındı ailemce...
Nasıl korkuyorum...
Tek çocuğum...
Sülalenin tek torunuyum...
Tüm hayatım boyunca nazlanmışım... Pışpışlanmışım... Şöförlerle okula gitmişim, meyvem soyulup dilimlenip önüme gelmiş... Tüm hayat bana göre planlanmış... Uyku saatim, ders çalışma saatimde evde çıt çıkmıyor... Mutfağa hiç girmemişim... Hayat ne bilmiyorum... Hatta kibritle ocağı yakmaktan bile tırsıyorum...

Hadi İngiltere dediler bana...
Hebele kübeleeeee... Hem korkuyorum hemde deli gibi istiyorum...
Cambridge The Bell School... Nefis bir okul... Ama süper pahallı... Onca okuldan onu seçtim... Gık çıkmadan ok dediler... Aile yanında kalıcaksın dediler ok dedim...

Öğlen yemekleride ücretin içinde, haftasonu aile öğlen yemeğini evdeysem verecek...
Sınırlı cep harçlığıyla yollandım... Ehe öğle yemeğini vermedi okul... Kurs bitiminde bi sürü sterlinle geri döndüm... Boştan yere 3 ay aç kaldım öğlenleri... :)))

Britishle uçtum... Yanımda çocukluğumdan beri benden ayrılmayan minnoşumla...
Kapıda devasa bir masadan aşşağıya hükmeder bakışlarla bakan obezin obezi beyaz bir kadın tarafından giriş sorgum yapıldı...

Neden geldin...
Eeee şey haddimize diiil ama ailem dil okuluna yolladı ingilizcemi geliştirmeye... Ehi ehiii okulum bu...
Hatun uzun uzun inceledi inceledi...
Leeeyn alt tarafı 3 aylık dil okulu... İngilterenin en pahallılarından... At binmeyi seviyorum diye at bineceğim dil okulu seçmiş bi burjuva çıtırıyııııııııııım !!!
Yaaaanıııııı neyi inceliyosun kiiiiiiiiiiiiii... :pppp

Neyse obez teyzeyi geçtim... Sırada Cambridge kazasız belasız gitme var...
Otobüsle gidicem... Ama otobüsleri nasıl bulucam? Buldum... Aynı uçakta dil öğrensinler diye gönderilen kocaman 2 işadamı amcayıda peşime takarak !!! Sanki hep gelmişim, biliyorumda... Gelin ben yardımcı olurum size diyerekten... Neye yardımcı oluyosun? Dakka bir gol bir gerçek İngiliz aksanı sıçmama neden olmuş... Haaaaaaa? diye bakıyorum otobüsleri tarif edenlere... Tek anladığım left ! Left leeeft ama bişey yapıp left acep ne yapıp? :))))))

Neyse mubarek tanrımın izniyle (:p) beceredim.
Vardık Cambridge... Adamlarıda kendimide taksiye koydum... Herkes evcazına gitti...

Benimkisi bitişik nizam, 2 katlı, kapısı ve pencere çerçeveleri mavi tipik tuğladan, İngiliz işçi eviydi...
Bahçesinde bisikletler vardı...
İlk düşüncem 'aaaaa bisiklet oldu...' sanırsam çok uzun zamandır binmediğimden... :)))
Kapıyı çaldım...
Beyaz saçlı kısa boylu gözlüklü bir kadın açtı...
Eheeee diye gülümsedim, gülümsedi ve geç kaldın dedi...
Eeee uçak şey etti dedim...
Kadının tavrı dilimi yutmama neden oldu...
Eeee...
Eeeee...
E...

Valizlerimi elimden alıp beni mutfağa götürüp yemek masasına oturttu...

Dünyanın en kuralcı ailesine düşmüştüm !!!!
Daha dakka bir gol bir hatun bana deli gibi kuralları listeliyordu...
Ebeee hebeee kebe kübeee he?

Ağlamak istiyoruuuuuuuuum !!!
Evime dönmek istiyoruuuuuuuuuuuuuuuum !!!

Kimseyle yatıp kalkmaya alışık olmadığımdan, 2. kattaki arka bahçeye bakan tek kişilik odama yerleştiğimde tüm dünya başıma yıkılmış durumdaydı...
Odam çok güzeldi, sonunda İngilteredeydim ve ailem istediğim okula beni göndermişti ama kadının ne dediğini anlamıyodum bide bi sürü kural sıralamıştı...
Tam kedime sarılıp salya sümük ağlayacakken kapım çaldı...
Biri esmer, biri sarışın iki kız tatlı tatlı bana welcomeeeee dediler...
Ev arkadaşlarımdı...
Birezilyalı ve İsveçli...

Hadi puba dediler bana...
Geleli 1.5 saat olmuş ben pubtaydım...
Kendimi iyi hissetmem için bana tanıdıkları Türk bir arkadaşlarını çağırdılar...
İlk defa o gece bir barda ağladım !!!
Domates suyumdan dudakalrım kıpkırmızı bir halde ev kurallarımı dinlerken ağlıyordum !

Eve en son gelen ben olduğumdan banyoyu 0820'de kullanacaktım. Çok sıkışırsam mutfaktaki wc'yi kullanacakmışım... Herkes 20 dk. banyoyu kullanabiliyormuş... Benden sonra kimse olmadığından ben rahatmışım... Ne rahatı okul 0930'da başlıyor!!! Duş yapıp çıkmam bir olacak !!! Çamaşırlarımı akşamdan kapıya koymalıymışım, sabah koyarsam yıkanmazmış !!! Yemeğe 5 dk bile geç kalsam arayacakmışım...
Ühüüü ühüüüü ühüüüüüü....

Ah tanrım Julie manyak Julie ne çektirdi hepimize... Yemeğe 5dk geç kalıcamı haber vermek için o panikte bide az telefon bulma paniği yaşamadım !!!

Hatuna inat her reglimde kan gövdeyi götürdü... Adam kesmişsin görüntüsünde çarşafımı sabahları elimden alıp söylenirken onu boğmayı planlayıp durdum !!! Manyak karıııı gece olmuş geceeeeeee napim bi gece sonramı verim kirli çarşafı ve leke çıkmasın !!!

Hayatımın en kurallı ama en muhteşem 3 ayını yaşadım!
Hayatımda ilk defa kardeşlik gibi bir duyguyu tattım...
İlk sigaramı o evde içtim...
İlk nefeste başım döndü ve odamın ortasına popo üstü çakıldım !!! :))))))) Ot diiil bildiğiniz sigara... Marlboro Lights !!!
Korkusuz olmayı, cesareti, evden gerçek anlamda ilk defa ayrı kalmayı orda öğrendim...
Dünyayı tanıdım...
İlk Londra gezimde Van Gough manyağı olduğumdan National Gallery'ye gittim... O zamanda sanat manyağıydım! :))) Sergilendiği odaya girdiğimde heyecandan tükürüğümü yutup boğulma tehlikesi atlattım... :))))
İlk gerçek müzikalimi orda izledim; Cats! Ve neden mimar yerine sahne tasarımcısı olmuyorumu düşündüm!
Okulu kırıp Hyde Park'ta Pavarottiyi dinledim... Diana'yı gördüm... Tüm gün ve gece yağan yağmurdan sıçana döndüm, zatüreden kıl payı kurtuldum... İyiki gitmişim, ikiside öldü ve ben her ikisinide gördüm !
Okula, markete, her yere bisikletle gidip gelmenin zevkini yaşadım...
İlk aldatmamı, zararsız bir flörtte olsa orda yaşadım... İsveçte yaşayan İtalyan Lucayla... ;)
Kurallara uymayı kuralları yıkmayı öğrendim...
Birey olmayı...
Damarlarıma İngiltere o zaman işledi...
Geldiğimden daha fazla ağlayarak, hıçkırarak gittim...
Giderken artık pubda domates suyu değil ale içiyodum...

Korkmayın... Gidin keşfedin...
Size kattıklarını siz bilsenizde gidin yaşayın öğrenin deneyimlenin...
Müthiş tecrübeler ve deneyimlerle dönüyorsunuz... Paylaşamasanızda, yaş ilerleyince artık size özel olsada müthiş bir tat... Gençken yapılması gereken şeylerin baş listesinde bence...
Yıllar sonra gülümseyerek keyifle anıyorsunuz...
81 Cherry Hinton Road'taki mavi kapılı ev hep özgürlüğümün, ilk ayakta duruşumun evi olacak...
Özledim kasabamı...
Özledim ilk emeklemelerimi...
Sevgili ailem teşekkür ederim topu topu 2-3 defa at binmiş olsamda İngiltere' de bana sunduğunuz imkanlar ve yaşattıklarınız için... ;)
Ben kendi çocuğumu hayatta Bell'e göndermem... Paralarıma kıyamam EF neyine yetmiyooooooo ! ;))))

Hiç yorum yok: