Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

20 Haziran 2012 Çarşamba

Aloooo Arızaaaaa????

Vakti saati dolunca yapacak bir şey yok...
...
Ne olduysa akşam üstü oldu...
Günlerdir flört halindeydik...
Biraz daha flört ederiz diyordum ama sınıra gelmişiz meğersem...

Her şey cumartesi akşamı başladı...
Küçük bir kız çocuğu ve babasıyla...
Aslında onların suçu yok...
Annemle başladı...
Güzel güzel oturmuş konserin başlamasını beklerken, annem, kucağındaki kızını bir sürü şeyle adlandırabileceğim bir tutuşla tutan babaya döndü ve şakıyarak;
Yarın babalar günüüüü, babalar gününüz kutlu olsun dedi...

Adam önce anneme sonra bana mutlulukla baktı...
O kısacık anda ben öyle bir karıştım ki!!!
BABALAR GÜNÜ...
BABAM... 
Öyle çok duyguyu bir arada yaşadım ki, adam yüzümde kıskançlık mı-acımı-nefret mi gördü bilmiyorum!

Bir yandan da anneme duyduğum kızgınlık...
Ne gereği vardı tanımadığımız bir adamın babalar gününü kutlamanın ve konserin başlamasına dakikalar kala içimde ki yanar dağı uyandırmanııııın!!!!

Tanrım, göz yaşlarımı tuuuuut! Bunlar, bunlar nerden çıktı şimdiiiiii???
Alaçatı meydanının ortasında hayıııır!!!
Hiç bir şeyi görmememi sağlayan akmak için sabırsızlanan bu deli seli durdur!!!
Hayır tanrım hayııır!!! 39 yaşında koskocaman bir kadın... 4-5 yaşlarında ki küçük bir kızı kıskanmış olamam!
Hayııır!!!
Orijinal Hermes bir çanta evet ama küçük bir kız?????
Tanrım lanet olsun...
Evet kıskandım...
Babasını, onu...
Lanet olası yaşlar çıktığınız yere giriiiin!!!

Hayatta ki en büyük başarın ne deseler her halde akmaya sabırsızlanan yaşları geri yollamak derim de hiç bi yerde bu başarım işime yaramaz !!! :))))

Pazar...
Hatırlatan olmazsa hatırlamayacağım bir sabaha uyandım...
Twitter'da uzman olarak taze babasızlara ablalık yaptım...
Annemin o günkü eş-dost ziyaretlerinde ara ara babamı anlatası tuttukça ucundan acık coşan duygularımla  anneeaaaa diye cırladım...
Babamdan çok eski anıları dinleme tahammülümün kalmamasındandı... :)

Sonra akşam, birisi bu gün babalar günü müüüü dedi...
İşte o soru yüreğimi cızbız köfte etti...
Nefis köfteler yanmaya yüz tuttu...

Olanla olmayanın farkıydı...
Yüreğim cızlarken sahip olduklarının gerçekten farkındalar mı, değerini biliyorlar mı acaba diye düşündüm...
Çeşme Marinaya demirlemiş tekneden ayrılırken sözlerinin espri olmasını diledim...
Değilse eğer...
Bilmem birden halime acıdım...
Ciğer bekleyen aç kedi gibi hissettim kendimi...

Yüreğim cız bız olurken gözlerim bu sefer akma teşebbüsüne girmedi...
Kendi kendime acımam o ünlü grurumu devreye soktu galiba :)))

Son 3 senedir babama karşı çok hassaslaştım...
Koskocaman bir kadın olarak çocukken bile göstermediğim hassasiyetleri gösteriyor olmam çok rahatsız ediyor beni...

Bunun sorumlusu sevgilim...
Bana öyle güzel güven ve huzur ortamı sağladı ki... Tüm duvarlar yıkıldı!
Bunda 20 küsür senelik kankilikten sonra sevgili olmamızın da etkisi var...
Ona kadar hiç bir sevgili duvarların ötesini görmedi hatta duvarları da...
Onun sayesinde yıktım duvarları...
Korkularım, özlemlerim, bu güne kadar bastırılmış ne varsa açık açık hissettiklerimi yaşamaya başladım...

Başladım ama yollarımızı ayırdık...
Benim yıkılmış duvarlar, serbest kalmış duygular bir türlü eski haline dönemiyor...
Harç tutmuyor duvarlar...

Tutmalı oysa ki...
Bu yaşta çocuk benden daha hassas olmam yakışmıyor...

Acılara, özlemlere, kırgınlıklara alışık ben bu yaşta böyle özlemler duymamalıyım...
Duysam da bu kadar etkilenmemeliyim...

Küçük bir kız çocuğunu kıskanmak pek doğru değil... 
Araba, ev, eş-sevgili,kıyafet,çanta,kariyer kıskanmalıyım... :)))

Duvarlar bir kere yıkılmaya görsün...
Örülemiyor...
Usta çağırıp ördürmek mümkün olsa...  Eee o da non mümkün!!!

Akşam üstü Altın Yunus'a gittim...
İskelede yürürken deniz gözlümün kokusunu duydum...
Oooooo...
Ege bana oyun oynuyordu...
Onun kokusunu bana getiriyordu...
Sadece bir kere içime çektim Ege'nin getirdiği kokuyu...
Gözlerini, göğsünü, paylaştığımız onca şeyi özlediğim büyük acılar ve sıkıntılar içinde olan yarimin yanında olamamanın verdiği acı zaten günlerdir yüreğimde yarayken bir de bu koku...

Nefes almadan uzun süre duramıyor insan...
Yeniden nefes alırken ruhum çoktan arabaya atlamış İzmir yoluna çıkmıştı...
Çok isterdim ruhumla bedenimi de yollamayı...
Ama... ama...

Küçük iskeledeki şezlonglara çöküp bir bira söyledim...
Tüm acılarımı, özlemlerimi, kırgınlıklarımı, kayıplarımı, yitirilen umutlarımı 33'lük bir şişeye hapsettim...

Durmadan 'hayat sana güzel' diyenlere kaldırdım şişemi...
Hayat bana güzeldi...
Özlemlerim, kayıplarım, kırgınlıklarım o kadar çoktu ki ruhumu eylemeden hayat geçmiyordu...
Ve ruhumun gezintisi her kese güzel geliyordu...
Oysa ben, bir türlü kardığım harcı tutturamadığım duvarlarımın derdindeydim...

Sığmaz sandım ama sığdı...
33'lük tek bir şişeye sığdı hepsi...

1 sene sonra yeniden boşaldım Çeşme'de...
Öfkem, üzüntülerim, acılarım, kayıplarım, özlemlerim, affedişlerim, başarısızlıklarım, sevdalarım 39 yıldır biriken her şey tek bir şişeye sığdı...

Gözlerim aktı aktı...
Dior marka rimel kullanmanın keyfiyle doyasıya akıttım... :)

Söz aldım kendimden, duvarları öreceğiz yeniden...
Daha sağlam olacak...
Yaşa başa uygun...
5 yaşındaki kız çocuklarını kıskanmayacağız artık...
Yaşı yaşımıza huyu huyumuzaları...

Dünya döndükçe özlemim hep var olacak... 90 yaşıma gelsem de...
Belki de zayıflığım hep babam olacak...
Artık bununla savaşmayıp kabullenmem gerekiyor...
Kendime vereceğim en güzel 40 yaş hediyesi bu olacak galiba...
KABULLENMEK.
Benim yaşımda kaybetmediyseniz karşıma geçip, aş bunu artık ukalalığı yapmayınız... Çok gördüm 60'da babam diye inleyen... Sizlerde yaşayın görücem...

:))

Evet 39 yaşında koskocaman bir kadınım ama bu özlemi-bu açlığı kapatamıyorum...
Kimse de kapatamayacak !
Evet kabul ediyorum artık... Belirli zamanlarda arızaya geçiyorum...
Kabul eden buyursun hayatıma...
Etmeyenle babası öldükten sonra görüşelim... Ama kötü kadın kahkahamla... :)))))

Bu gün birikenleri Ege aldı...
Tüm bunların üstüne kankim hamileyim demesin mi???
Ooof ooof çocuk sevmez ben bu yaştan sonra yeni bi kanki nasıl bulacağım????
Yeni derdim bu! :ppppp

Her zaman arıza değilim allahtan... Ve ne güzel kendi kendime aşıyorum ya da aştığımı sanıp yuvarlanıp gidiyorum... :))))

Neeext kanki piliiiiiiiiiz !!! :pppp
Belkim onun çocuğunu severim hııım? 
Belkiiiiiiiiiiii... :)))

Ohhh 11 Eylül'e kadar arızasız günler efem inşallah maaşaaallah! :)))

1 yorum:

HAYAL dedi ki...

Gene de o duvarları aynı şekilde örme bence...Hiç değilse daha alçak tut...