Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Ülkeler arası alem...

Kilometrelerce öteden gece alemi yapılmaz mı diyorsunuz? Çok yanılıyorsunuz...
Geçen akşam ben ve Gozgoz birimiz Samsun'da ötekimiz Frankfurt'da öyle böyle değil alem yaptık! Ama ne alem! 

Cuma gecesi katıldığım yemekten geceyarısı civarı döndükten sonra  yatmadan önce kendimi bir kez daha zehirlemek üzere Çiftlik caddesine bakan balkonumuza çıktım...

Bir elimde I padim diğer elimde sigaram gece keyfi yaparken bir takım bağrışlar-çağrışlar oldu... 
İlk başta sarhoştur sarhoş diye iplemediğim bağrışlar artınca bir anda tipik bir Türk (Türkiyeli mi demeli acaba) olarak ilgimi çekmeyi başardı...
Anam o nee cadde üzerindeki bütün binaların pencereleri insan dolu! 
Algıda da bu kadar seçicilik yapılmazki kardeşim! 
Sarhoştur sarhoş diye iplemediğim olay meğersem nefis bir kavgaymış ve ben başını kaçırmışım!!!

İçkili olduğunu tahmin ettiğim bir adam, karşı köşedeki binanın önünde bir şeyler parçalıyor! 
Yoldan geçenler, camlardan çıkanlar pür dikkat izliyor...
Bende aldım elime I padimi ve olayı fotoğraflamaya başladım! Ve Samsunlu eş-dosta facebook üzerinden canlı yayın yapmaya başladım...

Flaş falaş falaş ! Çiftlikte olay! Olay yerinden sıcak görüntüler!!!

Dırınınııııım...
Uzağı yakın eden teknolojinin gözünü seveyim!
İş için Frankfurtlarda olan Gozgozum memleket hasreti içinde feycini açmış uyumadan önce uzaaaakta bıraktığı ailesinin -eşin dostunun sayfalarında dolanırkeeeen benimle aleme düştü ama ne aleeeem!!! 

Adamın önünde bir şeyler parçaladığı bina Gozgozların eviydi... Ve sıcağı sıcağına çekip yayınladığım fotoğraftan annesini gördü ve aşağıdaki mesajlaşma başladı fotoğrafın altında;

-Ozy camdaki annem mi?
-Yeeees...
Olayın başını kaçırdım ya... meraktan çatlıyorum! Gozgozun annesi belki bliyordur diye;
-Anneni arasana ne olmuş?
-Uyuyordur yazık heyecan yapar şimdi :) Bi de sen nerden gördün taaa Frankfurttan der onu açıklamak daha zor :)))))

Laaan... meraktan ölüyoooom! Sanki ege şehriymişiz gibi ekilmiş yan apartmanın önündeki palmiye görüntümü kesiyooo tam göremiyorum zaaaati !!! Adam hala bişeyleri parçalıyo... Nani naniiii ahanda polisde geliyoooo... Yaw Gozgozum annen uyanık yaaa walla... I padin zoomu bu kadarcık yoksam ben anneni daha net çekerdim ama...

-Yok yok annen uyanık camda!!!
Aaa camdan walla yaaa... Annen direk karşıdan görüyo olayı yaaa... uff-puuuf... Bu mesajdan sonra Gozgoz'dan ses kesildi... Polisler geldiği için I padi bırakıp polislerin koşturmasını izlemeye başladım... İlerden birilerini yakaladılar arabaya bindirdiler, sonra ambülans geldi... Lanet palmiyeye söve söve I padimi açtım kiiiii, Gozgoz gece yarısı meraklı arkadaşına uymuş Frankfurtlardan annesini arayarak kadını şaşkın ederek hikayeyi öğrenmiş ve bana yazmış!!!

Samsun-Frankfurt ortak dedektiflik çalışmasıyla kedinin meraktan öldüğünü bilmeme rağmen merakımı tatmin etmiş olduk! :))

Kokoreççiymiş adam! Karısına serum bağlamışlar...vs...
Ancak benim yüzümden Gozgoz annesine durumu nasıl bildiğini anlatırken baya bi zorlanmış... Gecenin bir vakti kadıncağız töbe töbeee olayamı şaşayım, oğlumun ortaokul arkadaşının merakından dolayı gecenin bir vakti oğlumla konuşmamı sevineyim bilemedim demiş... :)))

Gözünü sevdiğimin teknolocisiiii beaaaa... Adamla İstanbul'da buluşamazken Samsun-Frankfurt hattında facebook sayesinde buluşup gece gece olay bile çözdük!

Efenim benimle arakdaş olmaya devam ediniz... Benimle her an her yerden her türlü alemlere akmanız mümkün ve ihtimal... ;)))


47

Ertuğrul Özkök'ün 47'si 40 yaş kadınına övgülerle dolu...
40'lı senelerin kadının en güzel yaşı olduğunu söylüyor... Egoyu, libidoyu tavan ettiriyor...

Normal bir 40 yaş kadını kitaptan çook farklı anlamlar çıkarır... Ama benim gibi deli-dolu, hiç bir zaman bulunduğu yaşın insanı olmamış birisi için kitap nefis geyiklere gebe...

Taze kırklığıma gelmiş kitap aslında beni mutlu etti... Yaş gurubuma özel yazılmış bir kitap kendimi çoook özel hissettirdi... Benden sonra gelecekler içinde güzel bir kitap olacak ama onların 40'a girdiği seneden çoook önce yazıldığı için özel olmayacak onlar için... 

Bak ne manyak ego benimkisi! :) 

Seçilen değil seçendir diyor kırk yaş kadını...
Yatakta ne istediğini bilir...
Güzelliğinin doruğundadır...
Sakın kendinize olgun kadın denmesine izin vermeyin diyor. Siz 40 yaşındasınız. Sapına kadar kadın yani! 
Anam anaaaam kitabın sayfalarını çevirdikçe ben coştukça coştum... 

Ben varya beeeen nefisim ulaaaan, seçerim, kimseyi takmam, istediğime verir, yatakta parandeler atarım, güzelliğimle, zerafetimle, tecrübemle adamları madara ederim!!! :p

Kırklı senelere girerken anlamsız bir korku tüneline giriyor insan... Kadın erkek fark etmiyor... 3 sene önce sevgilim bu tüne girdi... Tam çıktı derken 50lik tünelini inşa etmeye başladı... 

Kadınlarda doğurganlıkla veda edilecek yaşlara gelmek en korkutucu kısmı...

Toplumumuz malum, evlenmediysen evde kalmış diyor, çocuk yapmadıysan meyvesiz ağaca benzetiyor seni...

Korkularımızı kendimizin değil toplumun yaratmasına izin veriyoruz...
47 içimizi ferahlatan, toplum yüzünden oluşturduğumuz korku tünellerinin duvalarını şeffaflaştırmamıza yardımcı olan bir kitap...

Korku tünelinde ilerlerken, unuttuğumuz-farkında olmadığımız güzellikleri bize gösteren bir kitap...

Doğurganlığımız bitsede biz hala kadın olmaya devam edeceğiz...
Yaşımız yol alsada bir kadın olarak çevremize ışık saçıp etkilemeye devam edeceğiz...
Yılların izini vücudumuzda sergileyip sergilememek ona nasıl baktığımızla alakalı...

Korkacak bir şey yok aslında... 
Bu yaşa kadar gelirken öğrendiklerimiz bize bundan sonra nefis bir hayat yaşamak için yol göstericiler olacak...
Bu yaşlar artık 'kendin için' yaşama yaşları...
Toplumu,  eşi-dostu kenara bırakıp ruhun için-kendin için yaşama zamanı...

%100 korkularımdan kurtulmama imkan yok ancak, Özkök abi onları kütüpaneye yerleştirip zaman zaman sayfalarını karıştırdığım kitaplardan yaptı...

Nefis bir kadınım... Sizde öyle...
Çocuk bir kadın mı olmak yoksa kadın çocuk mu olmak... (pek ifade edemedim ama idare edin... :)) )
İçimdeki çocukla beraber kadın olmak...

Daha sonra kitap hakkında geyik bir yazı yazacağım... Şu an kitap yanımda yok... İşaretlediğim yerlerden kendimle ve yaş gurubumla dalga geçeceğim... 

Zaman zaman 20'liklere bakıp gençliklerini, tecrübesizliklerini, delikanlı cesaretlerini, taze kokularını, kaz ayaksız gözlerini kıskanacağım...

Hatta içimde bir vampirin yaşadığını keşfedip onların taze bedenlerine bakarken dişlerimin uzadığını farkedip, tazecikliklerinin ılıklığını ağzımın içinde hissedip, gençliklerinden içip gençleşmeyi hayal bile edeceğim...

Ey gidi gençlik diyeceğim...
Bir daha dünyaya geldem 30larımda olmak isterim diyorum şimdilik ama 20'ler zaman zaman özlemim olacak... :) Sadece benim değil hepimizin özlemi bu ama ben;

Ertuğrul Özkök gibi bir adam tarafından yaşına kitap yazılmış nefis bir sapına kadar kadınım! 

20'ler, 30'luklar kıskanıyorsunuz biliyorum ama sabredin sizde sapına kadar kadın olacaksınız zamanı geldiğinde... ;)