Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Diplomatın yaramaz kızı ve azgın tekke İstanbul kadınları... ;)

Sabah sabah yine konuşkan ve ilginç taksici bulmayı başardım...
Öndeki arabanın yol açık olmasına rağmen yokuştan yavaş yavaş inmesi üzerine muhabbet başlıyor...
Gün içinde nelere şahit oluyoruz diyor, trafikte ayrı, yolcularla ayrı bir sürü ilginç olay yaşıyoruz...
Adam sarı-kızıl karışımı hafif karadeniz aksanlı, ses tonu güzel İstanbul taksicilerinde rastlanılması zor kibarlık ve naziklikte bir adam...
Gülümsüyorum ve yaşadıklarınızı anlatan bir kitap yazın diyorum...
Gülüyor... evet haklısınız diyor ve başlıyor anlatmaya...
En ilginç olay telefon olayıdır diyor...
Ne yalanlara ne aldatmalara şahit oluyoruz... Bazende anlatamadıkları şeyleri bize anlatıp rahatlıyorlar, psikolog yapıyorlar bizi diyor...
Ve başlıyor bir aldatma hikayesi anlatmaya...

Şok şık bir çift bindi bir gün diyor. Sevgililer belli. Nazik nazik öpüşüyorlar arada... Bayanın telefonu çalıyor ve konuşmaya başlıyor:
Evet bitanem... şimdi kuaföre girmek üzereyim... Biliyorsun işim uzun sürüyor hayatım, geç kalabilirim herzamanki gibi merak etme...
Ne kuaförü diyor... O sırada otele gidiyoruz ! Konuştuğu kişi kocası...

Ve birkaç hikaye daha...
Gayrettepe yokuşunu çıkarken tüm haftasonu 'Türk Diplomatın Kızı'nı okuyarak geçirmiş ben pazartesi sabahı seks ve ilişki ilginçlikleri duymaya davem ediyorum.

Gülümsüyorum kendi kendime...
Cumartesi akşam üstü arkadaşlarıma bu yaşa kadar tek bir erkekle neler kaybetmişiz aah ahhh diye yaptığım geyikler ve sonrasında 19 yaşımdan beri ara ara gidip geldiğim Londra'da nasıl saf ve masum hayat sürmüşüm ben hayıflanmaları, sadakat, arzular, o an için doğru gelip yaptığınız ve sonrasında yüzünüzü ekşiterek hatırladığınız zararlı veya zararsız davranışlarınız, birini-birilerini kırıp incitebilme yetiniz, ilişkiden beklentiniz ve şu an size iyi gelecek şeyin gerçekte ne olduğu düşünceleri...

Haftasonu değişik bir tür sorgulamayla geçti... Nedenler ve niçinler daha bir aydınlandı... Aşksız seksi yaşayabilenler başka gezegenden, illa aşkla seksi birlikte isteyenler başka gezegenden diye ayrıldı... Manyaklık, tutku ve çılgınlık sınırları gözden geçirildi... Hayranlıktan çok üzüntü duyuldu kitap bittikten sonra... Çocuklukta yaşananların yetişkinliği nasıl etkilediği düşüldü ve kitap kurgu yada gerçek bazı yerlerde dile getirilenlerden ötürü takdir gördü...

Ve sonuç bütün bir haftasonu yapmadan yapılmış gibi olunan seks aktivitesinden öög gelmiş bir haldeyken, sabah sabah İstanbul'lu kadınların erkeklerden daha zeki ve detaycı olarak kocalarını aldattıklarını ve arada paylaşma arzuları dayanılmaz hale geldiğinde hiç tanımadıkları birdaha da karşılaşmayacaklarını var sayarak taksi şöförüne içlerini boşaltmalarını dinledim.

Yeter!
Seks, aldatma ve iktidar yorgunuyum !
İnsanları bir zamanlar içinde bulundukları koşullara göre değerlendirmek gerek diyorum.
Bir erkeğin yaptığını bir kadın yaptığında yargılamak ikiyüzlülük oluyor bence !
Cinsellik her iki cins içinde geçerli.
Ve kendinizi yargılamaktan vaz geçin. O an o size iyi gelmiştir yada gelecek sanmışsınızdır ve yapmışsınızdır... O geçmişte kalmıştır. Artık siz o değilsinizdir. Kimsenin kimseyi bilmeden etmeden yargılamaya hakkı olmadığını düşünüyorum.
Bu dünyaya yaşamak için geldik. Toplumunkinden çok kendi doğrularımızın ve yanlışlarımızın önemli olduğunu ah bi anlasak topluca ereceğiz ama...
Mukadderat !

Eee Evin ananın lafı yiyin gayriyiiii;
Sevişin gaaayriiiii... yapıyorum...

Ve evişin sevişiiiiin diyorum !

:p

1 yorum:

engintdk dedi ki...

ehehehe harbiden de yaw, doğru söylersin bea ozycik...