Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

30 Mart 2009 Pazartesi

34 ve 35.5 ;)

Eskiden beri ben avrupalıyıııım, dedem Makedonyalıııı derdim.
Sonraaaa, dedelerin eski memleketi İstanbul'a, İstanbul'un da avrupa yakasına yerleşince söylemim hem atalardan hem semtten avrupalıyım oldu.
Geçtiğimiz seneler içerisinde de oturduğum semtin mekan oluşturduğu malum dizi sayesindede Ben nişantaşlıyıııııııım, avrupalıyıııııııım diyen inkridibıııııııııııl bişi oldum !!!

Böle delidir ne yapsa yeridir modunda kendi aleminde endamı boy ederken, gittik egeden sevgili yaptık.
Ege'nin incisi İzmirden !
Sevgilimin sesini duyar gibiyim:
I-ıh İzmirden değiiiil, karşıyakadaaan.

Evet sevgilim ve ben güzel bir çiftiz.
Ben Makedon göçmeni Osmanlı çocuğu dedelerimin avrupalı genleriyle İstanbul'un avrupa yakasından, sevgilim halis muhlis yarı Alman melez, Karşıyakalı, Egeli...
34 ile 35.5'un aşkııııı... :)))
Ortak noktalarımız, ikimizinde oturduğu yerler 'yakalı' ve benim dolaylı onun yarı yarıya avrupalı olmamıııız ! Ha bide birbirimize duyduğumuz aşkla ettimi üüüç ortak nokta... Gerisi mi... Çok bile arkadaşlar... Günümüzde bu sebepleri bile bulamayan ne ilişkiler var :ppppp

Sevgilim bildik Karşıyakalı fanatikliğinde birisi değil. Ancak bendenize arada yapmış olduğu sevimli hediye sürprizleri sayesinde kmlerce ötedeki bendeniz ondan daha bi fanatik durmaktayım.

Kırmızı-yeşil renkleriyle ofisimde reklamını yaptığım ve hiç alakam olmasada durumları ne diye sorgulandığım karşyaka spor klübünün şık mugı, anahtarlığımda takımın renkleriyle yazılı karşıyaka yazısı ve arada şakamı-ciddimi benimde emin olmadığım ama sevgilime durmadan sorup durduğum ben buraya yerleşince plakaya 35.5 yassam nolur sorularımla ben 40 senelik sevgilimden daha bi fanatik haldeyim !

Ah birde doğru bir şekilde takımın sloganını söyleyebilsem olay bitecek ama...
Kaf sin kaf kaf kaf kaaf... Kaf sin kaf...? mıydı yoksam ben yine kafama göre yazdım mı bişeyler?

Herneyse , egeli ve karşıyakalı bir sevgilim var efendim.
Karşıyakalıların fanatiklikliklerini orda yaşasamda hiiiç bir zaman anlayamayacağım kesin.
Kesin ama bu ilerde yaşayacağım yerin kendimce fanatikliğini oluşturmam için engel değil. Beni ziyarete gelen eşe dosta her sefer sanki ilk defa anlatıyomuşum gibi anlatacağım bir takım özelliklerini-tarihi bilgilerini öğrenmem gerekir diye yola çıktım veeee... Entel dantel bendeniz çok farklı bir açıdan kültür ve tarihi bakımından fanatiki olduuuum...

Efendim benim gibi bir şahsa zaten böle bir yer yakışırdı diyerek bodoslama dalıyorum:

Eski İzmir Ege tarihinin AİOL-İyon kültürünün merkezi, odak noktasıdır. Ozanların hocası Homeros burada doğmuş, destanların yücesi burada yazılmıştır. İliada ve Odeysseia burada yazılmış ve dünyaya, çağlara ışık saçmıştır. Çağdaş uygarlığın, kültürün, tarihin temelinde İzmir-Karşıyaka vardır.

Bitmiştir abi... Eski yazılarımı takip eden benim ara ara debreşen Homeros takıntımı biliyordur. Homeros'un yaşadığı yer bana yakışan yerdir. (Bu arada Karşıyaka belediyesinin tarih bilgilerinde umarım bir hata yoktur. Varsa eksik yanlış bilgiyi benden değil onlardan biliniz.) Ben şimdi gün batarken bir elime İlyadamı öbür elime sevgilimi alıp Karşıyaka sahilinde destan okumaz, okumayı bırak yazmazmıyıııııım ! (Çok üzgünüm sevgili, bu yaştan sonra ahlak zabıtası eşliğinde sayemde kodes göreceksin :p)

Karşıyaka karşıyakalı olalı böyle çılgın gelin görmemiş olacak !
Neyse karşıyakamın tarihine devam edelim:

Karşıyaka Yamanlar Dağı'nın eteği ile deniz arasında kalan, eskilerin "Kordelya" da dedikleri bir eğlence ve dinlenme yeridir. Kafeleri, lokantaları, barları, sahil banyoları ile sahilde bin Avrupa şehri, Soğukkuyu taraflarıyla bin Türk şehri değerlendirmeleri Karşıyaka içindir.

Şimdi efendim, bildiğimi söylim, artık egemizin incisi malesef bir Avrupa şehri modunda değil. Ve sahil banyosu denilen şeyler yoook. Kafeler-lokantalar var var olmasına ama artık denizle aralarında yol var.

Karşıyaka'nın eski ismi Cordelieu veya Cordelio idi. Cordelio ismi, Richard Coeur de Lion'dan gelmektedir. (Arslan Yürekli Rişar) Coeur de Lion'un sondaki "n" harfi yüzyıllar içinde kaybolmuş ve Cordelio olmuştur. 1190'lı yıllarda 3. Haçlı Seferi'ne katılan ve Selahattin-i Eyyübi'ye karşı çarpışan Arslan Yürekli Rişar'ın İzmir'e geldiği bilinmemekle beraber, karayolundan Kudüs'e giden bazı hıristiyan şövalyeler grubu, İzmir'in karşısındaki ormanlık sahil şeridine gelmişler ve ordugah kurmuşlardır. Buraya Avrupa'nın en şanlı kahramanının adını vermişlerdir.

Bakınııız burayı sevmem ve yaşamam için bir neden daha... Ortaçağ manyağı bendenizin en sevdiği kral buralara gelmişmi gelmemiş mi belli olmasada en azında adı gelmiş diyebileceğim bir durum var. Buna züğürt tesellisi diyoruz ama neyse... :p :)

Türkler de en eski çağlardan beri İzmir'in karşı sahiline Karşıyaka demişlerdir. 1081'de İzmir'de Çaka Bey döneminde ve daha sonra Aydınoğlu Umur Bey zamanındaki İzmir savaşlarında "Karşı-yaka" ve "karşı-sahil" tariflemesi, Selçuklu silahşörleri arasında söylenegelmiştir.

Eee şimdi Cordelio demek zor gelmiştir bizimkilere... C'mi K'mi nasıl okunacak bilemediklerinden, adı varmı yok mu bilmeden bakıp karşıyaka diyip geçmişler işte... de... Ünlü internet sitesi sözlükte bir arkadaş benim düşüncelerime benzer bir yorum yazmış karşıyaka hakkında: Benim için karşısıda karşı yaka... Ayyy evet yaaaa... Evin karşısı tam olarak karşı tarafta neresi oluyo bilemediğimden benim için de her yer karşıyaka!!!

Aaaa açkım öle deme wallahi billahi daha neresi ne çözemedim! Bütün algılarım sende olunca... Normaaal yaniiii ehe eheeeee (Okumuş mimar olmuş ama azcuk salak galiba diye düşünmesinden yırttık sanırsam bu açıklamayla :p )

Karşıyaka'nın en önemli özelliği, denizin kenarına kadar inen Yamanlar ormanları, yemyeşil bahçeleri ile İzmir'de bir mesire ve eğlence yeri olarak parlamasıdır. 18. yy.'ın sonuna kadar bu bölgeden gelip geçmiş ünlü batılı seyyahlar Cordelio denilen bu cennet yeşili, sahili anlatmadan edememişlerdir. 18. yy.'da Karşıyaka, özellikle zeytinlikleri ile ünlü bir köy olarak kayıtlarda geçmektedir.

1865 yılında geçen tren yolu Karşıyaka'nın hızla gelişmesine yol açmıştır. Bu yıllarda Karşıyaka'da ikili bir yerleşme atbaşı ilerlemiştir. Sahil şeridine, buradan büyük arsalar alan levantenler ve yabancı tüccarlar yerleşerek yalılar ve köşkler yapmaya başlamışlardır. Levantenlerin mülkiyetindeki sahildeki evler daha çok yazlık sayfiye olarak kullanılır, Pazar günleri kordon boyu çok kalabalık ve şenlikli olurdu diyor belediyenin karşıyaka tarihi... Bu arada sayfada bazı hatalar var... Bilemiyorum yani 35.5'ler tarihinizin daha doğru-hatasız sunulması gerekmez mi?

Kayıtlar ne derse desin şimdi gördüklerim beton ormanları... Bırak zeytin ağaçlarını ana cadde kenarlarına ekilmiş palmiyeler olmasa ağaç ne diye soracağın bir yer durumunda...
Eskiden gerçekten çok güzel bir yermiş... Hele yalı caddesi. O güzelim binaları daha doğrusu sanat eserlerini nasıl yıkıp apartman yapmışlar inanın aklım almıyor... Tek tük eski binaları gördükçe üzülüyorum geçmişine Cordelio'nun.

İzmir'İn en güzel yeri olduğu söyleniyor... Ben 15'te bir karşıyakalıyım. Bakalım ne zaman oralı olacağım mukadderat.

Sözlükte karşıyakalı olmakla ilgili birşeyler buldum. Kaf sin kaf için söylenmiş olsada eminim karşıyakalılar yakaları içinde söylüyordur bunu:

Karsiyakali olmak ayricaliktir
Karsiyakali olmak bas kaldirmaktir
Karsiyakayi dusunup yasamaktir
Karsiyakali olmak kiskanilmaktir
Aci cekmektir isyan etmektir
Koşaa koşa ölumlere gitmek demektir
Canindan cok sevmek demektir
Karşıyakalı olmak deliliktir. ! Hıh işte bu cümle bana uyuyor. Demekki hiiç zorlanamdan olacağım karşıyakalı :))))

Bu arada henüz sevgili beni götürmedi ama hoş niye götürecek ya neyse bilemedim şimdi, Zübeyde Hanımın mezarı karşıyakada.
Düşmanın döküldüğü denizde her iki yakanın ortasında...
Ben uzun süre İzmir'e inme değimine alışamayacağım sanırsam. İzmirde değilmiyiz ki yuw niye olduğumuz yere başka yermiş gibi yaklaşıyoruz?
Açkımda her seferinde sabırla burası İzmir değil diyecek. Bende her seferinde uçak biletimin üzerinde ki destinasyonu gösterip muzurluk yapıcam ! Bu böyle gidecek... Bi gün anlar diye umucak ama ben her zaman içerden ama değil konumumu koruyup muzurca yaşayıp gidicez...

Balık pişiricileri, lokmacıları, köşkleri, doğası yok olmuş olsa da sahili keyifli...
Bakalım keşfetmeye devam ediyoruz... Homeros'umun ruhuyla ben kimbilir ne keyifler yaşayacağız ;)

Kaf sin kaf
Sin kaf sin
Kaf kaf sin kaaaaaf !
Açkım ya bari maça götür beniiiiii :p

Hiç yorum yok: