Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

29 Eylül 2009 Salı

Düğünler...

Sanki bütün aylar, günler bitmiş gibi aynı güne denk gelen 2 dostun düğününüyle geçti haftasonu...

Sevgili, kankisinin düğün tarihini bildirdiğinde ajandama not düşerken herşey yolundaydı... Sadece Pazar akşamı olması can sıkıcıydı... Ertesi gün işi ya ekecektim ya da geç gidecektim... Neyse diyip normal hayata devam ederken, benim kankim aradı;

Ozzzy evleniyoruuuuuuuum!
Gerçekten mi?
Eveeet...
Yemin eeeeet !
Yemiiiiin billah... Sonunda ev aldık ve evleniyoruz...

8 senelik bir beraberlik... Ha bu gün ha yarın derken ben umudumu yitirmişken onlar sonunda ev alabilmişler ve yapalım şu işi demişler... Harika, süpeeeer nidaları arasında tarihi söylüyor...
Bi dakka oluyorum, bu tarih yabancı gelmiyor bana, ajandamı çıkarıyorum, bakıyorum ve ulaaan Ceronomiya başka gün mü yoktu diyorum, cumartesi olsun niye pazar...
Gak guk guk gak...
Yapacak bir şey yok...
Aynı güne denk gelen 2 düğün...
Sevgiliyi arayıp haberi verdiğimde bozuluyor...
Yani yapabileceğim birşey yok diyorum... Tarihi değiştirmek için uğraşsam bi 8 sene daha evlenmezler... Hazır karar, gün ve ev alınmışken olmalı bu iş diyorum... :p :)

Düğünleri sevmem... Daha doğrusu hayatta bir veya iki defa giyeceğin ve dolapta boştan yere yer kaplamalarına homurdandığın kıyafetlere para yatırıp, süslenip püslenmeyi sevmediğimden, çok samimi ve relax bir ortam yoksa yaşanan resmiyetten, masada tanımadığın veya tanısanda çok samimi olmadığın insanlarla oturmaktan ve onlarla zoraki ehi ehiii şeklinde muhabbet etmeyi sevmediğimden düğünleri sevmeeem... Bide ayıp olmasın bi dans 2 göbek kısmıda pakete dahil olduğundan hiç mi hiiiiç sevmem !!!

Sevmesemde giderim... Gitmesen olmaz... Geçen ay yakın bir arkadaşımın düğününe İstanbul dışında olduğumdan gidemedim ve bana bozuldu...
İnsanların en mutlu günlerinde gerçek bir bahanen-nedenin olsada bulunamaman onları üzüyormuş bunu öğrendim. Hayatlarında ki en mutlu günde yanlarında görmek istedikleri olmayınca alınıp darılımada haklılar...

Pazar gecesi o düğünden bu düğüne sekerek geçti.
Önce kendi kızımı everdim...
Sonra sevgilinin kızı çoktan everilmiş olsada everilmişliğini kutlamaya gittim.

(Bu arada bayılıyorum türkçeme... Daha doğrusu Ozy'ce dilime... Ehee insanlar inatla imla kurallarına uymamı, devrik cümle kurmamamı söyleyip duruyor. Kardeşim ben aynı zamanda yayın evi sahibi bi hatunum, editörlerin işi dediğiniz iş... ben yazarım editör düzeltir... Benim gibi insanlar olmasa editörler aç kalır, böyle meslek olmaaaaaaz... şşşş... Ozy'ce de güzel bi dil yaniii... Hem bu dili sadece blogumda kullanıyorum, mesleki yazılarımda teknik ve doğru türkçe burda Ozy'ceeee... blog benim bloguuuum leeeeyn istediğim gibi yazarım!!!... :p)

Her iki gelinde çok güzeldi, çok mutluydular...Neydi laf, onlar muradına erdi biz çıkalım kerevetinemi ne ( harbi saçmaladım...) her neyse hatırlayamadım sözü, google'dan aramayada üşendim... Her ikisi için o sözü söyledik...

Düğün gecesi söylemiş olsamda yeniden her ikisi için güzel dileklerimi burdan tekrarlıyor, eskilerin dediği gibi bir yastıkta sağlıkla, mutlulukla, huzurla, bol aşk ve seksle (aaa evlilikte önemli şeylerden ayoool :p) sevdikleri adamlarla kocamalarını diliyoruuuuuuuuum. :)

Bu arada küçük bir marka reklamı yapmak istiyorum, pazar gecesi hayatımın en bi en yüksek patisi ayağımdaydı. Bir gün önce daha alçak bir patiyle ayağımın canına okunduğundan düğünlerde sekemeyip, sandalye tepesinde tüneyeceğimi sanıyordum oysa ki Nişantaşından başka yerde şubeleri varmı bilmiyorum 'Adam' dan aldığım patilerle çok rahat bir gece geçirdim. Yüksek ve hafif sivri burunlu olup ayakta yokmuş hissiyatını veren bir ayakkabım hiç olmamıştı... Bu şahene ve tarifi imkansız zevki-tadı sizlerle paylaşmak istedim. Bundan sonra yüksek ötesi pati alacaksanız size Adam derim başka bir şey demem...

Yoğun geçen haftasonu programımdan sonra, az yemek-az alkol-az sigara-bol uyku-bol sporlu sonbahar yaşamıma bu gün itibariyle adım atarken yeniden kısları tebrik eder uzuuun süre düğün müğün görmek istemediğimi beyan ederim. Neden mi; attığım göbekler bana 2 sene yeter, yediğim ve içtiklerim 6 ay yeter, uzun zamandır düğün ünüforması olarak giydiğim fistanımın akıllardan silinmesi imkansız olduğundan yenisini alana kadar kumbaramın dolmasıda cabası... :pppp

Ha bu sefer 2 düğündende çiçek miçek kapmadım... Kuzumun çiçeği yettide arttı bile de bişi sorcam o çiçeğin ne kadar saklanması gerekiyor? Sanırsam artık böceklenmeye başladı da... :p :))

Hiç yorum yok: