Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

29 Haziran 2007 Cuma

Tatil öncesi

Sonunda...
Oh...
İzne çıktım !!!
Yupppiiiiiiiiiiiiiiii....
İşten kurtulduğuma mutluyum ama bu sene ailevi destek timi durumlarından yanlız tatil yapamıyorum, o açıdan sonsuz özgürlük duygusundan yoksunum... Ama yinede no patron no cry durumları !!!

Valizim dün akşam ortaya çıktı...
Birer ikişer dolma telaşında...
Giyinemeyeceğimi bilsemde minicik şortlarım altına ohha topukulularım yer tutuyor...
Yazın sıcağında topuklu ve ben?
Bilmem minicik şortlarla bilekten bağlada bağla bitmeyen patilerim çok seksi geliyooo...
Antalya'nın sıcağında seksilik !!!
10 sene Kııprıs deneyiminden sonra hala 40 bilmem kaç küsür derecede seksi olmayı düşünmek... ortayaş öncesi bi sendrom olmalı...
:))))))
Gülüyorum kendime...
Bu akşam valiz yine gözden geçecek...

Evet...
Deli gibi özgürlük hissiyatı olmasada içimde benim zamanımın geldiğini biliyorum...
Zaman derken?
Bu sene eşimin dostumun hayatında çok değişiklik oldu...
Evlendiler, boşandılar, ürediler, aşık oldular, iş değiştirdiler, gezdiler tozdular...
Ben?
Ben kayıplar yaşadım...
Büyük kayıplar...
Önce devamlı takıldığım barın barmeni...
Sonra hep var olacağına inandığım babanem...
Sonra dedem...
Sonra bir arkadaş...

Ama şimdi...
Başka bambaşka bi rüzgar koptu merkezinden...
Bana doğru yol alıyor...
Bilmiyorum bilmem kaç km hızla...
Ama geliyor...
Öyle bir esecek ki...
Ben bile şaşıracağım...
Biliyorum buralarda artık eskisi gibi esmeyeceğim...
Bilmiyor dostlarımın beni özleyeceklerini...
Yelken açmaya, yol almaya az kaldı...

Bu sene merkürdü herhalde 50 yıl sonra filan yay burcunda...
Büyük değişiklikler bizde...
O olmasada bana geldiler...
Limanda ayrılma hissi düştü yüreğe...
Ben böyleyim... hem bi yere ait olmak ister sonrada amaaaaaaaaaaan der göçerim...

:)))
Ruhta var geçer göçerlik...
Öyle mutluyum ki yol yapacağımdan... doğrusu uçacağımdan... keşke uçma eğitimi ucuz bişi olsa almazsam namerdim durumlarındayım...

Bu akşamüstü işten çıkarken aslında; bagaja valizimi koyup, bon jovimi açıp gazı kökleyip yollara düşmeyi istedim... Aslında o gitme durumunun beni muttlu edeceğini...
Uçakta kesmiyor...
Arabayı agrajdan çıkarım şöyle 1.6lık motorunu zorlaya zorlaya bi keyifle gitmek...
Yarın fırsatım olsada TEM'e çıksam biraz 160 üstü görsem... hıım yenilemediğim 7 senelik lastiklerimle...
:))))

Her neyse...
Pazar günü akdenizle kavuşucam...
Senelerce açık havalarda seyrettiğim torosların eteklerinde yüzücem...
Sonra...
Türk-Yunan ilişkilerine el atıp bi komşu oğlana yüreği, aklı kaptırıcam...
Niyet bu...
Önce bi yanalım...
Ten renk değiştirsin, saçlar sararsın...
Sonra denizin üstünde gelsin geceler....

Herkezin zamanı gibi benimde zamanım geliyor...
Rüzgarımın bana ulaşıp beni götürmesine az kaldı...

Dostlara... şereflerine... geçirdiğimiz tüm hayata...
;)

1 yorum:

engintdk dedi ki...

Şerefine komşu, tüm dileklerin gerçek olur inşallah, Yaşamak bir ağaç gibi, büyümek, serpilmek, kök salmak ama dallarınla göğe uzanmak, köklerinle suya uzanmak, yapraklarınla gölge yapmak, kuşlara yuva, böceklere ev sahipliği yapmak. Yaşamak hayata birşeyler vererek ve ondan bir parça olarak, paylaşmak herşeyi onunla yaşıyarak. Görmek istediklerini değil, herşeyi olduğu gibi görmek. içinde yeşillikler yetiştirmek, griler içinde bile. Güneşle ışık, geceyle soğuk, böcekle çiçek, gökyüzüyle bulut, ağaçla toprak, seninle sen olmak, sende bir ben olmak ve bendeki seni sarmak; hayatla yaşam olmak...