Gece çökmüş...
Yalan veya gerçek eylence mekanda sonlanmak üzere...
Birer ikişer insanlar ya evlerine gidiyor ya başka yalan gerçek eylenceye...
Ben ve bir kaç kişi oturuyoruz kırmızı koltukta...
Yeni yaşıma girmişim...
Yaş mı bana girdi ben mi yaşa göreceğiz... hayırlısıyla...
Bütün gece boyunca saklanan duygular artık saklanamıyor...
Hayatın ortasında, baharında, ortanın sonunda kadınlar...
Konuşmadan yürekler dinleniyor... Kadehler tokuşturulurken sessizce akıyor yaşlar...
Hayata, yaşananlara, özlemlere, ana, işe, sağlığa... her neyse ona akıyor...
Duygular karışık...
Kaybedilenler ve kaybetme korkusu havada...
Tütün ciğerlere doluyor ama rahatlatmıyor...
Geleceği kurgulatıyor...
Birden bir anı beliriyor...
Denizden esen meltemin ürpertisinde gecede yürüyen bir kız ve erkek...
Hayat gayeleri yok...
Gece güzel geçmiş...
Geçmeyede devam edecek...
Yarında...
Derslermiş, ailelermiş, paraymış, taksitlermiş, sağlıkmış, ölümlermiş...
Dertleri değil...
Tatmamışlar büyük kayıplar, acılar...
Dünya ucundan umurlarında...
Ne güzel bir an...
Herşeyin pembe geldiği, sadece anın yaşandığı, küçük dertlerin dert sayıldığı...
Hayat ne güzeldi o zamanlarda...
Uyusam uyansam öyle olsam yine...
Gezsek, eylensek, gülsek, sevişsek, herşey herkes sağlıklı olsa, kaybetmeyi, ölümü tatmamış olsak, hala bir tarafı melek, küçük taze...
Eve giderken, meltemin kokusunu duyuyorum...
Yine ürperiyorum...
Yine saçlarım savruluyor...
Yine içime anlık bir mutluluk doluyor
Ama...
Ama ben o eski ben değilim ki artık...
Gözyaşlarım yanaklarımı ısıtıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder