Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

7 Aralık 2007 Cuma

Dostan...

İnsanlar;

Bir takım şeyleri başlarına gelmeden anlayamıyorlar... Tabi bu genellemeye herkes uymuyor... Empati kurabilenler ayrı...

Acı insanları olgunlaştıran bir şey...
Acı veya kayıp yaşamamış birisinin hayata bakışıyla yaşamış birisinin ki o kadar farklı ki...

Duyguları, hassasiyeti, vicdanı, insanlığı değişiyor, ilerleme kaydediyor...

Bu gün patronumun kayınpederinin cenaze töreni var...
Başarılı bir sanatçıydı... Sanat dünyası için ve bir kız çocuğu ve sevenleri için büyük kayıp, acı...

Ama bu kayıp bir adamın ruhunu törpülemeye başladığından sevindirici de aynı zamanda...

Geçen sene aynı gün dedem öldüğünde bana ölenle ölünmüyor diyip, cenazeye gitmemdense çalışmamı buyuran adam 1 sene sonra aynı gün kendisi kaybetme acısını yaşıyor...

Ve gözlerinde ilk defa gerçek acıyı, anlayışı ve insanlığı görüyorum...

Bir tarafım acıyor göçüp gidene ama bir tarafım şeytanca gülümsüyor, kaybetme duygusunu yaşayıp insanlaşmaya başladığı için...

Memleketin meydanlarında ki Atatürk heykelleri öksüz kaldı...
Kıbrıs bir sanatçısını kaybetti... Hoş Kıbrıslılar'ın onun varlığından haberdar oldukları da şüpeliya...
Bir adam insanlaşmaya başladı...

Bazı şeyler yaşanmadıkça insan olgunlaşamıyor... ne kadar zeki olsada, eğitimlide olsa bazı durumları anlamak için acıda olsa yaşamak gerekiyor...

İçimdeki şeytan muzip muzip gülümsüyor...
Ama üzgünüm...
Toprağın bol olsun Öktem hoca...

:(


Bir öyküyle...

“Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikayet eden; her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı. Hayat, ona göre, çok kötüydü ve sürekli olarak mücadele etmekten yorulmuştu.... Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi. Bir gün onu mutfağa götürdü. Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu. Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu. Daha sonra kızına tek kelime etmeden, beklemeye başladı.

Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı. Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu. İkincisinden yumurtayı çıkardı, onu da bir tabağa koydu. Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı. Kızına, "Ne görüyorsun?" diye sordu. Kızı, alaylı bir şekilde "Patates, yumurta ve kahve!" cevabını verdi. "Daha yakından bak bir de" dedi baba... "Patatese dokun." Kız denileni yaptı ve patatesin yumuşamış olduğunu söyledi. "Aynı şekilde, yumurtayı da incele" dedi babası. Kız, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü. En sonunda, kızının kahveden bir yudum almasını söyledi. Söylenileni yapan kızın yüzüne, kahvenin nefis tadıyla birlikte bir gülümseme yayıldı ve "Bütün bunlar ne anlama geliyor baba?" diye sordu. Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de aynı kaynar suyun içinde kaldıklarını ama, farklı tepkiler verdiğini söyledi. Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içinde güçten düşmüştü. Kırılgan yumurta ise, kaynar suyun içine girince güçlenip, katılaşmıştı. Ancak, kahve çekirdekleri bambaşkaydı. "Sen hangisisin?" diye sordu baba kızına: "Sıkıntıya düştüğünde ne tepki vereceksin? Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? Yumurta gibi kalbini mi katılaştıracaksin? Yoksa, kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin?"

Gerçekten de insanlar farklı durumlarda, farklı olaylar karşısında değişik tepkiler verirler.
Siz hayatta kahve gibi olmayı becerirseniz metabolizmanız, ruhsal dengeniz yeni duruma uyum gösterir. Tersi durumda tüm yaşamınız etkilenir. Önemli olan, elinizden geldiğince yaşamınızı düzeltmek, güzelleştirmek için mücadele etmeniz. Olmasını, akışını engelleyemediğiniz olayları da olduğu gibi kabullenmelisiniz. Çünkü bugün yaşamınız için kötü gibi gözüken bir durum, gelecekteki iyi bir durumun hazırlayıcısı da olabilir. Sonuçta en iyisi şöyle düşünmeniz ve konuşmanız: “Benim için hayırlısı olsun. Sevdiklerim için hayırlısı olsun.”


Hiç yorum yok: