Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

23 Aralık 2009 Çarşamba

Heepiii Christmas...

Yeees...
Christmas dönemi geldi çattı...
Diğer şehirleri bilemem ama İstanbul'un en eğlenceli sanat dönemi başladı...
Kiliselerde konserler, eğlenceli yeni yıl konserleri veren orkestralar... Proğramlar o kadar güzelki yarın akşamdan ayın son gecesine kadar konserlerle dolu olacak akşamlarım...
Hangi kilisenin ayinine gitsek bu yıl konuşmaları...
Işıl ışıl sokaklar...

Türk milletime bayılıyorum abi, her din her ibadet şekli bir şekilde bizimde parçamız olabiliyor...
Şu günlerde kiliselerdeki mevut kalabalığın çoğunluğunu müslümanlar oluşturmakta !
Asıl orada yer alıp ibadet etmesi gerekenler ise dışarda... :))

Bir kaç sene evvel çok güzel bir Noel yaşamıştım...
Slot car manyaklığımın tavan yaptığı bir seneydi... Her hafta sonu kulübe gidiyor ciddi ciddi antreman yapıyordum. Memlekette bu işi yapan tek hatun bendim... Takım arkadaşlarım-rakiplerim hepsi erkek olunca durmadan antreman yapıp en iyi tur zamanını yapmak için uğraşıyordum...

O yıl cumartesine denk geldi ve bir anda gayrimüslim arkadaşlarım sayesinde önce kulüpte sonra Teşvikiye sokaklarında yaşanan müthiş bir gerçek noel yaşadım...
Klübe noel pastası getirdiler, pastamızı kesip afiyetle yerken kutlamalar yaptık... Hatta bana ayarları yapılmış süper uçan kaçan parama kıyıp alamadığım bi porşecik hediye ettiler... Eeee zaman zaman tek kız olmanın keyfi harika oluyor... :)

Ancak müslimi gayrimüslimi ortak bir yanlışa imza atıp duruyordu...
Cüvişlerin noeli olmamasına rağmen onlarınkinide kutluyorlardı...
Ermenilerin ki başka bir tarihte olmasına rağmen onlarda bu kutlamaya katılıyordu... :)

Nası yani gayrimüslim dilmisiniz?
Eee öyleyiz...
Eeee o zaman nasıl sizin noeliniz olmaz? Aaaaa...
Eee ben cüvişim...
???
Musa... Musevi... İsa bizim dil onların...
Yaaaaaa?
O noooooo bidaha bu salakla görüşmeyelim...
Olum bunların hepsi salak... göüşcek adam kalmayacak sonra...
Amaaan yiyin işte pastayı heee diiin geçin...
:)))))


İlk başta cuviş ve ermeni arkadaşım yolda 2dkda bir bizi durdurup heeepiiii noel diyenlere sabırla açıklama yapmaya çalışsalarda sonunda amaaaan deliye her gün bayram moduna girmişlerdi...

O gün Teşvikiye bambaşkaydı... Filmlerdeki gibi yada kendinizi NY'ta filan sanabileceğiniz bir tatdaydı...
Köşeden noel baba çıkacak sanıyordunuz... :)

Madem deliye her gün bayramdı diğer arkadaşalrımızıda ayartıp Beyoğluna rakı-balık keyfine gitmiştik... Ordanda şimdi adını hatırlamdığım ama açıldığında bayağı sükse yapan bir bar-cafeye gidip Uzan amcalar tarafından günlük yaşantımıza dahil olan hede hededurayı denemek için paralarımıza kıymıştık... Amanıın ne şifa niyetine bi tattı o ! Güccücuk bardağa dünyayı verdiğiniz nefiiiiiiis bişi...

Ordanda Beyoğluna gelip noelde uğramadan kesinlikle dönülmeyecek St. Antuan'a geçmiştik...

Hayatımda ilk defa noel gerçekten bir anlam kazanmıştı...
Balıkçıdaki kocaman yuvarlak masanın etrafında hepimiz ayrı bir dinin temsilcisiydik...
Dinlerimiz veya başka herhangi birşey umrumuzda değildi...
Hepimiz o anın keyfini-tadını paylaşıyor arada kadehrimizi tokuşturarak ama çoğunlukla içimizden şükranlarımızı sunup iyi dilekler diliyorduk...

Bu kadar basitti... Bir araya gelebilmek paylaşabilmek ama malesef dinlerimizin ve ırklarımızın koruyucuları o masadaki gibi basitçe bunun gerçek olmasına izin vermiyorlarlardı...

Hepimiz ne olursak olalım Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydık...
Kimimizin ailesi yüzyıllar önce kimimizin ki 1 yüzyıl önce gelmişti bu topraklara...
Türkiye daha doğrusu İstanbul desem daha doğru olacak, İstanbul Ermenisi, musevisi, hristiyanı ve müslümanı bir guruptuk... Hepimizin çocukluğu bu topraklarda aynı varlık ve yokluklarda-özlemlerde geçmişti... Aramızda fark yoktu... Çok güzel bir akşamdı...

Birdaha hep beraber noeli kutlayamadık...
Ama her daim birbirimizin bayramında seyranında ararız, dua ederiz, birbirimizin inançlarına, mekanlarına saygı gösterir ve aynı tanrıya farklı yer ve şekilde ibadet eden iki kollu iki ayaklı benzer yaratıklar olduğumuza inanırız...

Umarım bir gün tüm dünya insanları o masadaki gibi bir arada neşeyle oturur...

Her neyse efem, ofiste elmalı ve tarçınlı mumlar yanıyor...
Şükran gününde ma aile hindi yiyecek olmasakta tanrıya şükranlarımızı sunmaya başladık...
İstanbul'un tüm kiliseleri farklı bir aydınlıkta-yoğunlukta...

Mumlar yanıyor, dilekler tutuluyor...
Şükranlar sunuluyor...

Hepiiiii christmas diyorum efeeeem...
Yeni seneyle başlayacak yeni başlangıçlar-temiz sayfalar öncesi eskiye şükür ve affetme eyleminiz hayırlı uğurlu ossssun, yeni yılınız eskisinden güzel osssuuuuun...
:p

Hiç yorum yok: