Şimşekler çakıyor...
Yağmur kovadan boşalır gibi yağıyor...
NG'in uçak kazası raporunu izlemeyi sever bi manyak olarak bu havada kesinlikle uçmamalıyım...
Ama uçacağım...
Bu havalarda İstanbul'un trafiği belli olmayacağından hem 2010 kültür başkenti hemide pisti uzatma durumlarından havalimanı inşaat halinde olduğundan erkenden havalimanına atıyorum kendimi...
Elimde valizim hariç çibo manyaklığı torbalarım...
Üstüm başım su içinde...
Yapacak bi şey yok... Hava sebebiyle mukadderat modundayım...
Valizi uçağa yollar yollamaz tırınım tırınım napsam moduna geçiyorum...
Elimde poşetlerim olmasa dış hatlara geçip starbucks keyfi yapıcam ama gözüm yemiyor... Hala iç hatlara açmadılar... Bööööö... :(
Napsam napsam derken saçlarımın yağmurdan sıçan yafrusuna dönmüş halini fark ediyorum ve kendimi havalimanı kuaförüne atımak istiyorum ancak...
Giden değil gelen katında !!!
Gelenler mi föne-tıraşa ihtiyaç duyuyo kardeşim olsamda soruma cevap verecek olmadığından susturuyorum beynimi...
Saçlar hallolurken ihtiyaç molasına gitmem gerektiğini hissediyorum ancak wc'lerde valiz veya vs. paket koyacak alan veya zımbırtı yok!
Hiç bir dünya havalimanında düşünülmeyen bi şey... Çocuk bezi için alan var ama eşyaları koyacak bi alan yok malesef...
Küçücük wc kabinine valizsiz olsanızda kış günü mantonuzla girmek zor ve daraltıcı-bunaltıcı bi durumken bide elinizdekilerle düşünün !!!
Kapı arkasındaki askılıklar çantanızın askısını taşımaktan bile aciz incelikte...
Kuaföre güvenip bir daha çişim gelemsin diye dua ederek ihtiyaç molasına gidiyorum...
Hava kötü... Tüm uçuşlar rötarlı... Karnım acıkmak üzere ve sigara krizlerimi su içerek gideren bi bağımlıyım... Ve elim kolum dolu bir daha wc'ye gitmek o noooooooo durumu...
Kışın daha fazla teröre lanet okuyorum... Manton-palton yetmiyormuş gibi ayağındakileride çıkarmak zorunda kalıyorsun.
Genellikle uçacağım günler ötmeyecek şeyler giyinirim... Soyunup dökünmemek için... Ama gel gör fırtına yavrusu bi havada çizme giymemek imkansız olacağından soyunnalar gurubuna bende dahil oluyorum... Oluyorum ama tam Türk işiyiz be abi... Ayakkabı kaplarıyla giysi kapları birbirine karışmış... Birden hijyen takıntım tavan yapıyor ama elden gelen bi şey yok...
Ayakkabı ve giysi kutuları farklı renklerde ve boyutlarda olsa ve sadece siyah-beyaz bi ayakkabı çizimi yerine her köşesine ayakkabı yakkabı yazılsa, görevliler işi daha ciddiye alsa... Bide bide o kutular ve x-ray zımbırtıları arada dezenfekte ediliyolar mı acep hııım? Metro da bile aracınız dezenfekte edilmektedir yazıyor... Doğrumudur bilmem ama pisi pisikolocik olarak rahatlıyor insan...
Rötar eskidende can sıkıcıydı ama sigara yasağından sonra o noooo bi boyuta ulaştı... Tam krize girmek üzereyken uçağımız kalkışa hazırlandı hazırlanamsına ama... Gökteki eğlence daha fazla sigara istememe neden oldu...
Hoop hoop hopidik hopidiiiiik hoooop... !!!
Bu güne kadar daha kötü hava şartlarında da uçtum, daha kötü hoplayıp zıplamalarımda oldu...
Hatta bir tanesini hatırlayıp moralimi düzeltsemde;
İstanbul'dan Kıprıs'a uçuyoruz çok ama çook ex sevgilim ve okul arkadaşlarımızla... sömestir bitmiş dönüyoruz... Feci ötesi bir şekilde birden irtifa kaybederek aşağıya inmeye başladık... elektrikler gitti... Kranlıkta millet çığlık çığlığa... Benim manyak ex ex eeeex sanki dinin d'sini bilirmiş gibi başladı yüksek sesle arapçamsı bi şeyler söylemeye... Millet aha öleceğiz diye şadet getirirken biz gülmekten ölmek üzereyiz... Ne kadar sürdü hatırlamıyorum ama herşey yoluna girdikten sonra biz gülmekten gelen gözlerimizdeki yaşları silerken önümüzdeki amca bize dönüp evladım saol senin duaların bizi kurtardı demesin mi... O uçuş ondan sonra bizim için bitmişti... Tamamen iptal olmuştuk... :))))
Uçak kazası raporu manyağı olaraktan durum daha önceki deneyimler gibi olmasada vahim etkiledi beni...
Hava şartları sebebiyle servis yapamayacağız anonsu verildikten sonra sakinliğimi korumak için çantamdan sakince ıskak mendillerimi çıkarıp çantanın fermuarını temizlemeye başladım... Ve bu temizlik işini yaparken u.k. raporundaki uçak içi canlandırmaların hiç birinde benim gibi mannak bi yolcu canlandırmak akıllarına hiç gelmez diye düşündüm...
Uçak hoplarken 17 A yolcusu sakinliğini koruyarak çantasının fermuarlarını temizliyordu...
Mannakmıyım leeeyn bu güne kadar hangi çantamın fermuarını temizlemişim acep? Çanta değil fermuar...
İşte içinde bulunduğu durumlar insana neler yaptırtıyor...
Neyse sağ salim indim efem...
Pegasus'un İstanbul-İzmir uçağında balance sorunu var galibam... Kaç seferdir her uçuşumda yere tekerlekler değer değmez önce sağa sonra sola çekiyor uçak... Ve ben her seferinde aha ahaaa çimlik alana park edeceğiz oluyorum... :))) Bi gün inerken kaptana rot-balance dicem sanırsam... :p :)
Her ne kadar havada uçak kazası raporunu bidaha izlemicem dediysemde sözümü tutamayacağım... :)
Bu satırlar yazılırken bi gözüm onda çünküüüüüüüü !!!
Mannakmıyım leeeeyn?
Yeees...
Gerçek olan bi şey varsa, ne kadar uçmayı severseniz sevin yaşınız ilerlemeye başlayınca tırsak oluyosunuz... Malsef !!!
Böööö...
Eskiden türbülans manyağı olan ben artık korku manyağımı oluyorum nedir? Bööööööö...
Neyse kazasız belasız mutlu uçuşlar efeeeeem...
Wc'de havalandırmaya ıslak mendil yapıştırıp sigara içebilirsiniz dicem ama bunu denemeyeli yapmayalı çok oldu... Eski bi hostes arkadaşımdan tiyodur bu da... Şimdilerde daha hassas havalandırma sistemleri kllanıyolarsa bilemem... :pppp
;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder