Hafta başından beri çaktırmıyorum ama keyifsizim...
Sevgilime bile dile gelmedim...
Kanser hastalarının evreleri vardır hani... Önce inkar ederler sonra kabullenirler vs...
Aynı onlar gibiydim bu hafta...
İnkar, inkarda nereye kadar...
Peri kızım, alzheimer...
Bir kaç senedir basit evredeydi... Bi dediğini neredeyse 40 defa tekrarlıyor, bi sorduğunu unutup tekrar soruyor modunda basit evrede...
Ama artık...
Bu haftabaşı itibariyle beni tanımıyor...
Ben ilk göz ağrısıyım...
Oooo benim üstüme torun bilmez...
Tizemin oğlu için hep üzülürüm... Onun yanında bile neredeyse benim tek torunum var anlamına çıkacak türde ozy'm der başka bişi demez anneannem artık beni tanımıyor...
Gitsem, karşısına dikilsem hatırlar mı bilmem...
Amma velakin telefonda anneme kızın nasıl diyor, adımı bilemiyor... Benimle yaptığı konuşma bi ahpapla yapılan konuşma gibi...
Bilmiyor ilk göz ağrısıyla konuştuğunu...
Çınarım, krallara layık kadınım...
Peri kızım...
Dedemin nazlısı...
Pek bi kuralcı, pek bi temizlik hastası, pek bi şahsınamünhasır...
Ne güzel sofralar hazırlardı... Ooooo... Anneannem düzen, intizam, hizmet konusunda İngiliz kraliçesine tacını tersten giydirir bi kadındır.
Masa örtüsü mis, temiz, kolalı, şık porselenler pazar burunchlarında aile için çıkar, şık şıkıdım sofralar kurulur, temiz pak giyilir... cık cık cık zamane gençliği anneannemin evinden içeri adım atamaz...
Göz ağrısıyım ama yırtık blu jeanlerim yüzünden ne laflar işitiyorum...
Bi tayyörlü göremedi ya beni ona yanar...
O döpiyesli kadınların zamanından...
İzmir'de yaşadıkları dönemde terziler anneanneme tayyör dikmek için yarışırlarmış... Öyle güzel, zarif bi kadın...
Amma velakin biraz baş belası...
Evde balık pişsin istemez, balık sevmez!
Pazara hayatta gitmişliği yoktur.
Dedemi öyle eğitmiştir ki, tencereye sığan patlıcan alan tek adam dedemdir. Hepsi aynı boy ve incelikte patlıcanlar alınacak, karnı yarık damağa olduğu kadar gözede hitap edecek !!!
Gönderin kocalarınızı pazara bakim, hangisi tencere boyutunda, ince patlıcan alabilir... 50 küsür seneeee boyuncaaaa !!!
Ah ah... iyidir hoştur ama pek bi temizlik manyağıdır !!! Benim arabama bile oturmadan önce örtü sererdi !!!
Anneanne arka koltuğu senden başka kullanan yok, arabam temiz desem de ı-ıh !!!
Sokak kıyafetiyle içeriye sokmaz sizi...
Oooo işten gelip, yatağın üstüne üstümü çıkarmadan yattığımı görse hayatta o yatak örtüsünü yıkamadan kullanmaz !!!
Halı, halının tüyünün yönüne göre süpürülür der, iyilik olsun diye süpürmemi beyenmez elektrik süpürgesini elimden hışımla kapardı...
Ah peri kızım, noldu onca temizlik?
Fatma senin gibi her gün halıları silmiyo... Her gün haldır huldur saat 11'e kadar büyük temizlik yapar, sonra yemek pişirirdin... Yemek bitince oturup gazete keyfi yapardın... Sonra gün-mün yada misafir kabul ederdin... Nerede olursan ol saat 5'te 5 çayını içerdin... Çayı kuruda sevmezsiiiiin... Simit, domatis, azcık beyaz peynir ve maydonoz... O la laaaa... Elimden çay içmeyi çok severdin ama aaaaah bide tayyör giyseydim, ah bide saçlarım şöyle salkım saçak olmasaydı, ah annemi giydirdiğin ünlü terzi Hasan amca hayatta olsaydı beni nasıl ama nasıl giydirirdin...
Ah aaaah...
Ama torunun eserikliydi...
Aaaaaaaaaaaaa diye başlar, sıkıldım ben diyip basıp giderdi...
Gelemem ben vıdı vıdıyaaaa...
Hem asilik eder hemde o ellerinden çıkma nefis mi nefiiis sarmaları nasıl lüpletirdim...
Anneannem, artık peynirli puaçandanda, o nefis Amasya çöreği haşaşlıdanda yapamıyorsun... Hatırlamıyosun tarifleriniiiiiiiiiii !!!
Ya o nefis İzmir köften !!!
Sevgiliye yediririm hayalleri kuruyodum !!!
Tamam kabul ediyorum hep annemci taraftan çıktığın için sana hep asilik yapıyodum... Benim şu aristokrat hallerim hep senden gelme... Hatta kendimi tutmasam bende senin gibi temizlik hastası olabilme yetisine sahibim...
Biliyorum ben doğduktan sonra dedemi bırakıp 2 ay Ankara'ya taşınıp bana baktın, bezlerimi yıkadın...
Hep bunu dersin... Ben ne zaman hırlasam, asileşsem, 2 ay kocamı bıraktım sana baktım dersin... Hatta, ben 3 yaşındayken Ankara'da ciddi su sorunu olduğundan Samsun'dan pazardan alınan sebzeler, Samsun'da senin tarfından yıkanıp-çitilenip Ulusoyla Ankara'ya gönderilirmiş... Ben ıspanak yiyim diye...
:)))))
Sen hep aklınla, mantığınla varolacak bi totemdin !!!
Varken yok bi haldesin Peri kızııııııııım...
Güçlü ama çok güçlü olmam gereken bir haldeyim... Kendi şokumu atlatıp anneme destek olmalıyım...
Ama atlatmayı başaramadım Peri kızım...
Ah ah İstanbul'un vapurlarını ne seversin... Baharda adalara doğru vapooor sefası yapmaya doyamazsın.... Balık sevmez, yüzmeyi sevmez ama vapor sefası sever anneannem...
Eyüp Sultan fanatiği anneannem benim... Çağdaştır, moderndir... Amaaa İstanbul'a geldiğinde Eyüp Sultan'a gidip dua okumadan hayatta dönmez... Oranın şifasına, sırrına inanır...Ordaki sıkma başlarla kavga eder ama... Oooo benim anneannem okur, üfler amma velakin cumhuriyet kadınıdır o ! şiişşşşş...
Mesela benim çok okumayla-üflemeyle alakam yoktur ancak, anneannem kendince perşembeleri yasin okumayı uygun gün seçmiştir, azizler (türkçesi neydi leeeeyn) evliya evliya eheee... cumaları yoğun olur perşembeleri boş olurlar mantığıyla... Ve hep onu perşembe akşam üstleri okurken gördüğümden şayet banada ilahi bi hal gelmişse bende perşembe akşamı okur-üflerim... :)))
Dedimya şahsına münhasırdır....
Kocasının nazlı kızıdır...
Oy oy... dedem onu öyle bi nazlamıştır ki dünyada onun gibi nazlanan kadın ı-ıh bilmem !!!
Dedem İzmir'i çok severdi...
Ailesi bir şekilde İzmir'e yerleşince o da tayinini oraya ister... Ancak anneannem İzmir'de anne hasreti çeker... Ve dedem ailesini bırakıp sırf karısı annesinden ayrı kalmasın diye Samsun'a geri döner... Ne zaman saat kulesinin oraya gitsem dedemin ruhunun mutlu ama çoook mutlu olduğu hissiyatine kapılırım... Dedemin sevgili yari İzmirdir ama Perisi daha bi sevdiğidir...
Her zaman bakımlı olmuştur. İki adımlık komşusuna giderken bile inci küpelerini takmadan dışarıya adım atmaz...
Küpeleri kulağında, kıyafetine uygun fuları boynunda, her daim temiz, cilalı ayakkabıları ayağında...
Temizlik yaparken bile giydiği kıyafeti şıktır kadının !!! Evde kim görecek ki modunda giyip dolandığım eski-püskü eşofmanlarıma ne laf ederdi ah ah...
Şoke vaziyetlerdeyim...
Anneannem alzheimer'ın derin levellarına doğru giriş yapıyor...
Bu sevdiceğini yaşarken kaybetmenin kötü ötesi bi versiyonu...
Geçmiş yok, gelecek hiç mi hiiiç yok !
Sadece kendi hatırladıkları ve kendi dünyası var artık...
Anacığım için güçlü olmalıyım ama bu biraz zor bi durum... Hep gücüyle, idaelleriyle, iradesiyle, kurallarıyla varolmuş bir kadının yok oluşu...
Hayatınızda dehşet önemli bir mihenk taşının var ama yok hali...
Dostunuz, sırdaşınız, zaman zaman hırçınlık duvarınız, hep var olacağından emin oladuğunuz, herşeyi bilen sorduğunuz her sorunun yanıtı ansiklopedik kadın...
Anneannem yaaaaa ya çocuk yaparsam? Ben sensiz onu büyütmek istemem... Ne teyzem ne annem ben sadece ve sadece sana güvenecektim bu konuda sende cofladın yaaaa !!!
Daha sorup öğrenceğim bi sürü şey vardı...
Aslan gibi, dalyan gibi sen vardın...
Destektin, yüceydin...
Bana her sabah dua eden sendin...
Ben bu güne kadar belki çok saf salakça ama kötülüklerden korunmamı senin benim için ettiğin dualara bağlamışımdır hep !!!
Dünyanın neresinde olursam olayım tanrı beni korur çünkü anneannem her sabah benim için dua ederi söylerdim ben...
Ben senin hayır duanı almaya alışığım...
Ben seninle hırlaşmaya...
Ben senin nefis dolmalarını, haşhaşlını yemeğe...
Ben seninle İstanbul'u dolaşmaya...
Ben senin İzmir'ini dinlemeye...
Anneannem yaaa, sen güçtün totemdin... Sen ailemdeki en büyük insansın !!!
Sen bişekilde benim gücümdün...
Gücüm gitti...
Seni kaptırdık karanlığa...
Evet her gün yeni bir oyun oynayacağız artık seninle...
Bir gün hatırlayacaksın beni öbür gün ı-ıh !!!
Mukadderaaaat !
Gelip görmem lazım seni...
Göz yaşlarımı silip, gerçekliğimle yüzleşmem seni varken kaybetmeyi kabul etmem ve anama destek olmam lazım...
Ah Perihan'ım...
Sana çok asilik ettim...
Ama beni bi küçük hanfendüüüü yapıcam diye üstüme çok geliyodun :)))
Yaşam tecrübelerle dolu dimi...
Kimbilir sen kendi dünyanda neler çekiyor, neler hissediyorsun...
Olaya senin açından bakmamız lazım...
Hatırlamasanda ben senin torununum... İlk gözağrın...
Söz tayyörle göreceksin bir gün beni...
Korkarım ki o cenazen olacak.... Ama olsun giyeceğim İzmir'li terzinin elinden çıkma olamasada... :)))
Çocukken dişçimdeki duvar yazısı durumumuza uygun;
Katlanılabilir en büyük acı başkasınınkidir diyordu...
Benim, annemin, teyzemin, dayımın acısının yanında senin içinde bulunduğun durumdan dolayı çektiğin acı (ki farkındamısın bilmiyorum artık derin evrelere giriş yaptın) en büyük acı... Bence biz bencilliği bir kenara koymalıyız... Seni olduğun gibi gururlu, iradeli ,kendi kuralları olan kadın halinle koruyup kollamanın, son güne kadar o halde sen bilmesende bakmanın yollarını aramalıyız...
Anneaneeeem torun kimliğimle veda ediyorum sana, ama anladığım kadarıyla bilmemkim olarak artık o an nasıl uygun görürsen o kimlikle hayatında olucam... Eğlenceli olacak sanırsam...
Evet evet eğlenceli olacak...
Heey zırlamak yok !!! Benim veya annemin acısından daha büyük o kadının acısı...
Evet bu yaşıma kadar anneanne keyfi sürmüş şanslı azınlıktanım ki bu gerçekten büyük bir şans... Alzheimer olsada hala hayatta ve bu çok ama çok büyük bi şans teşekkürler tanrım...
Anneannem çok üzgünüm...
Ama üzülmek çare değil... Kabullenmek ve yeni şartlara göre yaşamı yönlendirmek gerekiyor...
Bilge kadın, akılcığın yerinde olsa ne güzel moral verirdin, güç verirdin... Bi laf ederdin hıııım olurduk, toparlardın bizi...
Artık biz, bizi yetiştirdiğin, eğittiğin, öğrettiğin gibi biz kendimizi toparlayacağız...
Başarırız herhalde dimi?
Eeee yani senin çocuğun ve torunların olarak yapabilmemiz gerekmekte...
Peri kızıııım canım anneannem teşekkürederim beni ben yapan değerlere katkın ve emeğin için...
Yeni evren hepimize hayırlı ve uğurlu olsun... Umarım sabırla, güçle, seni incitmeden üstesinden geliriz... (bence bi şekilde aklın yerine gelsin ve bunun için dua et... )
:(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder