Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

24 Ekim 2010 Pazar

Dostuma...

4 kadın oturuyoruz...
3. şişe bitmek üzere...

Güzelim kahverengi gözlerinden acı fışkırıyor...
Bence kan...

Birimiz nişanlı, birimizin sevgilisi var, ötekisinin umutları, karşımızdaki kan çanağına dönmüş gözleriyle oturan kadın ise...

Kaybetmiş...

Empati kurmamızın imkanı yok...
Var ama yok...
3 kadının hiç birisi yakın zamanda kaybetmemiş...

Gözleri kan çanağı...
Yaşlar yanaklarıda...
Sümükler ağzında...
Ama bizi güldüren yine o...

Nişanlısına kavuşacak, sevgiliisyle mesajlaşıyor, ötekisi aşkı bulacağına inanıyor...
Karşımdaki kadın içten hıçkırıklarla içimizi parçalıyor...
Ölmemiş ama ölmüşe yakılan ağıtlar...
Hem acısı çok büyük hemde bizi güldüren...

Empati yetisi yetersiz kalıyor...

O güzel kaverengi gözlerde acı var, gelecek korkusu var, sevip sevileme var.... Böyşesine aşka tanrının böylesine cevabından ötürü inançsızlık var...

Okkalı bir küfür savuruyor...
Peşinden bizde...

Lanet...
Lanet olsun...
Ebesini, ecdanını...
Ağlama...

Zor...
Onlarınki severken ayrılık...
Ben sevdiceğime telefonla, öbürü evde, öbürü hayallerinde kavuşacakken o...
Rüyalar bile ona haram...
Hayal alemi bile cııssss...

Canım yanıyor diyor...
Bilmezmiyim/bilmezmiyiz...
Hıçkırıyor...
Ölümdern beter ama ölmüyorsun diyor...

Ahhhh ayrılık acısından insan ölse dünyada insan kalmazdı beaaaaaa ama ölse daha iyi diyemiyorsun. Ölse, mezarını bilirsin daha kolay atlatırsın... Mezarsın ölü çok ama çoook zordur...

Ağlama kıyamayız diyoruz...
Bizimde gözümüz doluyor ama nafile...
Ateş düştüğü yeri yakıyor...

Gelecek, şimdi, geçmiş oooo yanmış kül olmuş...
Zor nefes alıyor...
Şarabından bir yudum alıyor... yaşlı gözlerinin ardından bize espiri patlatıyor...
Komik ama... biliyoruz acıdan... başka zaman olsa yarılırırz ama şimdi ı-ıh...

Tek başına, umutsuz uyumak istemiyor...
Çok sevdi biliyoruz...
Gelecek alacakaranlık onun için...
Kimse onunla uyumicak, kimse onunla gülen hayaller kurmicak...
Bundan bir şekilde malesef kendisi çıkmak zorunda...

Dostlarınla acısını paylaşıyor, dostları onu anlıyor ama bişey yapamıyorlar...

Acısı büyük...
Ha ölüm, ha kaybediş...

Burnu gözleri kıpkırmızı...
Yüreği edirne ciğercilerinin tezgahından geçmiş gibi yaprak ciğer kıvamında...

Yaşamayı geç...
Yıkanmak için bile amaç yok...
Şişe bitmiş anlamsız... koca Koca şarap fıçısı gelse ve bitse anlamsız...

Nişanlısına kavuşacak şükrediyor...
O henüz sevgilisiz acısız...
Ben yarlı...

O artık kimsesiz...
Kırık kanat...
Çok ama çok sevilse bile sevilemiyen...
Mantığa rağmen duygunun hakim olduğu o noktada...

Yüreğim acıyor...
Bu gece onunla uyusam... ı-ıh...
Hayat bi şekilde zaman zaman tek başımıza başarmamızı istiyor...

Canı acıyor...
Hemde çok...
Bizimde ama izin vermiyor...
Neleri aştım bunuda aşarım diyor...

Ruh ölüyor...
Beden hayatta kaılyor...
Bi süre sonra bi ruh daha geliyor diyor...

Aşk acısından adam değil ruh ölüyor doğru...

Hıçkırıyor...

Kadehler ağzımıza değiyor...
Kırmızı şarabımız onun gözlerinden ve yüreğinden gelen kan oluyor...

Herkes kendi hayatına dönüyor...
Ama ben...
Acısını yüreğimde hissediyorum...

Yüzü ıslak, yenilmiş ama mağrur...
Acısı büyük ama koca yüekli kadını unutamıyorum...
Tek başına yatağında göz yaşları içinde ve geleceksiz... Bırakamıyorum....

Gücü yitmiş olsada kaldırmalıyım diyen aşık kadını aklımdan çıkaramıyorum...

Elleriyle göz yaşlarını ve umutlarını silen, son bi gayret dirilme çabası gösteren adam ucundan he dese dünyayı yıkacak güç bulacak güçsüz kadını aklımdan çıkaramıyorum...

Hiç bir şarap fıçısının tadı alamaz ağzımdaki kaybedişin tadını...
Hiç bir yağmur gözümün yaşıyla yarışamaz...
Hiç bir sevdalı yürek benim gibi varken yoku tadan yüreğimin ağırlığını taşıyamaz...
Hiç biri gözümden düşen yaşın bedelini ödeyemez...
Hepsi ödeyeyecek kefaletimi...
O günene kadar bu göz yaşları sel olmamalı... ancak elimde değil...
Yüreğim parçik pinçik...
Kimselerle paylaşamam... Paylaşsam anlamazlar...
Benim gibi sevda ve ömür boyu vuslatlı olan yok...
Şarkılardan fal tutsamda, tutmasamda kaderimde hep acıklılar...
Aşk için ölmeli işte o zaman aşk diyor ya...
Ölemiyorum, ruhum ölüyor sadece...
Ah ölebilsem...
Her yaşadığım acıda ölsem oooo tabide, en büyük acı aşk acısı...
Topraksız, mezarsız olan. en büyk acı ...
Ama kimse farkında değil...

Sevdiğine bu kadar yakın, bu kadar özel bi ilişkide bu kadar onsuz kalmak, onu sonsuza kadar yitirmek...

Neydi türkü, bilmem nerede canlı canlı mezara gömülmekle aynı..

Empati ötesi bi durum...
Ölmeden mezara konulmak...
Evet yaşadığı bu...

Acının en büyüğü kendi ölümünü görmek olsa gerek... Henüz ölmeden...
Mezara girdiğini görmek...
O mezara rağmen yaşaması geremekte...
Acısı hepimizin anladığı veya yaşadığından daha büyük olsada devam edecek yaşamaya...
Ama hiç birimiz o mezarda olduğnu bilmeyeceğiz...
Ben bile unutucam...
Belki zamanla o bile...
Ama yüreği hiç iyileşmicek...

O hıçkırıklar benim hep kulağımda onunsa yüreğinde olacak...
Bazen bir gülüşte, bezen bi nefes alışta canına batacak... ama onu hep o bilecek....

Canım dostum keşke yaşamasaydın...
Ama yaşamak istedin...
Sonunu böyle tahmin etmesende umduğundan hatta umduğumuzdan beter çıkmış olada yamak istedin...

Onca acıya rağmen pişman dilsin ya....
Manyaksın !!!

Ah... Keşke elimizden bişey gelse...
Mucize gerekmekte...
O bizde yok...
Belki tanrı o güzelim inci göz yaşlarına, gerçekten yanan kalbine bakar, duyar haykırışlarını...
Sana rağmen bişey olmuyorsa bence tanrı yok...

Bu kadar acı... Bu kadar göz yaşı... hepsi onda varsa... bizde tusunamı olmalı...

Tanrım, istediğinden uzak koma dostumu... Hepimiz kendi sıcak yuvalarımızda kendi alemlerimizde o büyük ve büyük acılarında...

Hepimizin bi kaderi, alınyazısı var ama bu kadar göz yaşı, kaybediş yetmez mi? Ol demenle herşeyin olduğu tanrım mucizeni onlar için gerçek kıl...

Acı benim yüreğimde, gözlerimde akamayan göz yaşı...
O ise şu an şu saat hıçkırmakta, ağlamakta...

Sence deneyimledikleri yetmedimi?
Benim haddime değil ama yetti...
Çok çekti....
Artık gülsün, istediğine kavuşsun...
Ben güldürmekten, eğlemekten bıktım arık...

Varsın dimi?
Eeee nolur kavuştur şunları...

Yoksa....

Hiç yorum yok: