Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

13 Kasım 2013 Çarşamba

Anam anaaaam canım anaaaam :)

Bildim bileli hep kavga ettik!
Babam gidince biz ne yapacağız diye düşünmüştüm...
Bizi ayıran orta yolu bulan oydu...

Didişe didişe zorlukların üstesinden geldik...
O beni ben onu anlamadık...
Çok kızdık bir birimize...
Çok ağlattık...
Çok kapılar çarptık...
Ama ne olursa olsun hep 'can' dık...
Ne onun yüreği ne benim yüreğim bizi üzenlere dayanamaz...
O bir Aslan saldırır wahşice...
Ben bir Yayım anında nişan alır oku sallarım...

13 senedir aynı çatı altında hır-gürlü bir aşkla yaşayıp duruyorduk...
13 senedir ayrı eve çıkıcam ben...
Ama gezmekten paraları biriktiremediğimden boğaz manzaralı, her akşam  yemekli, fatura derdi olmayan bu evden ayrılamadım bir türlü... :)

Evi ikimize göre tasarlayıp yaptırmış olsam da zamanla eve sığamamaya başladık...
En çok kavga bu yüzden çıkıyordu son zamanlarda...
Annem de ben de kitap kurduyuz... Tasarladığım kütüphane eve taşınalı 2 yıl olmadan doldu!!! 
Zamanla alınan ıvır-zıvırlar, onun yaşam alışkanlıkları, benim alışkanlıklarım... A aaaaaa A !

Bir anne-kızın %100 anlaştığı nerde görülmüş!
Hele bir Aslan ve Yay'ın !!!
10 sene yurt dışında tek başına yaşa sonra İstanbul'a dön ve tek başına oturacağım sanırken annenle birlikte yaşa !!!

Aslında şartları azcık zorlasam ayrı evim olurdu... olurdu ama anamın dizinin dibinde olmak pek bi keyifliydi...
Tamam evde sigara içemiyodum, sadece balkonda içmeme izin vardı, eve adam atamıyodum (:pp), parti marti veremiyodum, eve geç döneceksem haber etmeliydim vs. ama güzeldi!

Otuzunu devirmiş bir yetişkinin yaşamaması gereken her türlü ergen yasağı-kuralı gibi şeyler olsa da güzeldi !

Duygusal bağımız bizim çok güçlüdür... Ne kadar laf etsem de yok onu yalnız bırakamam diyip yaşama devam ediyordum...

13 sene boyunca 1 aydan fazla ayrı kalmadık birbirimizden...
Şimdi 2 ay olmuş!!!
Tası tarağı topladım geldim Çeşme'ye...
Daaannn diye bir ayrılık oldu!
Amcam da annem de şoktalar!

Anneannemden sonra bana ihtiyacı varken ben, her yaşadığım ölümden sonra 'tek başıma yaşamayı öğrenmeliyim' psikozuma girdim ve arabasız, dağın başında bir yazlık evde sadece ve sadece kendime güvenebileceğim, tüm sorumlulukların bana ait olduğu bir hayata adım attım!

2 gün önce suyu sipariş etmeyi unuttuğum için susuz kaldım!
İstanbul'da saat 18'de hala su servisi mümkünken günde 3 litreden az su içmeyen ben Çeşme'de susuz kaldım!!!
Evde olsam böyle mi olurdu? Damacana suyu harici, günde ne kadar su içtiğimi bilmeliyim diye 1.5 litrelik şişelerden su içiyorum... Annem 6'lık paketlerde onları alır ve odamın kapısına koyardı... 
Bööööö... 
Sodam, suyum vsrem bitmeye yakınken annem tarafından tamam edilirdi...

Şimdi sabahtan akşama kadar o var mı, bu yok, onu al, şunu et diye dolanıyorum!

Büyük şehirlerde tek yaşam kolay... İnternetten sipariş et gelsin... Ama burada ölü sezonda cıks!

Evde yemek yoksa bebeğim arabam olmadığı için ya pizza ya köfte başka seçeneğim yok!
Ha bazıları 19'dan sonra da getirmiyo mesela tepeme!

Bu ne demek?
Ne kadar yorgun olsan da yemeğinden,suyuna, pedine, tuvalet kağıdına her şey sende !!!

Bildiğin söörvayvır sorumluluğu !!!
Bu güzel bir şey... Büyük şehrin hallederim ne olceeek rahatlığının aksine, halletmeliyim, yapmalıyım enerjikliği her daim !

Rehavet dolu büyük şehirde hayatta kalmak kolaydır. Benim şartlarımda kalabilmek bence sıkı bi çelınçtır !

Ben çelıncı seçtim!
Güçlü olduğumu bilmeye ve güçlü olmaya ihtiyacım vardı...

Ama bu arada Aslanımı çoook özledim...
Kavga etmeyi, didişmeyi... geceleri parlayan yeşil gözlerini...
Konsere yetişme telaşlarını, 2 kişi yerine 15 kişilik yemek yapıp aaa yemiyosun demelerini... Balkonda sigara içerken sinsice gelip yinemi sigaraaaa diye bağırıp anneeaaa altıma işedim yeaaaa yapma şöyle kavgalarımızı... :)

Onun bana ihtiyacı var...
Ama benimde zor şartlarda yaşayabileceğimi kendime ispatlamaya ihtiyacım!
O ve amcam olmadan yaşamak bu tepede tek başına yaşamak gibi olacak!

Arabasız, ısıtması olmayan, yemek ve market siparişlerinin gelmediği, eşin dostun çook yakın olmadığı bir hayat deneyimi beni güçlendiren bir şey...

13 senenin sadece 3 senesinde 3 ay amcama yemek yapıyordum.
Uzun zamandır yemek yapmayan, sorumluluk almayan bir hayattan yıldırım hızıyla sorumluluklu bir hayata geçiş yaptım.

Annemden sonrada iyi olacağımı anneme ve kendime göstermek için...

Evet belki manyaklık...
Ama hayat bu...
Benim hayatımda kalabalık bir aile yok...
Her şeye hazır olmalıyım...
Boğaz gören kaloriferli evinde, kendi dandik yemeklerin yerine anneninkileri yemek varken burda olmak bir çoğunuza manyakça geliyor... Hatta bu akşam bohem hayat yaşadığım söylendi !!!
Bohem derken? ;)))

Kendime 1 sene verdim.
Bu 1 seneyi burda Çeşme'nin ölü sezon koşullarının zorlayıcılığıyla geçireceğim...

Sonra?
Bakarsınız belki Londra'da bir ev tutar lüküs hayat keyfi sürerim :))

Tek pişmanlığım bana ihtiyacı olan annemi aslında terk etmemişken onun onu terk ettiğim hissine kapılmış olması...

Güzeller güzeli kedi gözlü aslan annem, kayıp yorgunuyum... Seni ve amcamı kaybetmekten de çok korkuyorum... 
İn-cin top oynayan bir ormanda 1 sene geçirsem de sizsiz bir hayatla aynı olmaz ordaki yokluk deneyimi... 
Bu ayrılığı yaşamalı ve deneyimlemeliyim her koşulda var olabildiğimi...
Evet henüz aç kalmadım, evde yangın çıkmadı, bi suzuz kaldım o da çalışan kadın durumlarından... :) 

Seni özledim... Çoook...
13 sene sonra tek başına yaşamak harika ama anamın dır dırı olmadan cıkıs ! ;)  

Hiç yorum yok: