Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

10 Kasım 2013 Pazar

Sarı-Kara

Kıbrıs'ın kurak kışlarını bilmeyene nasıl anlatılır ki...
Sarı-kara bol rüzgarlı güneşsiz bir Akdeniz günü...
Toroslar'ın eteklerinden kopup gelen dalgalar Girne sahiline vururken, esen rüzgarla gençliğim saçlarımla uçuşurken...
Berber pire, tellal deve iken...
Dedemin anlattığı masallardaki gibi bir varmış bir yokmuş iken...
Ben genç iken...
Akdeniz'in en sorunlu adasında gençliğimi rüzgarla uçurur iken...

20 yıl önceyi düşünmek ne tuhaf...
20 yıl önceki halinle 20 yıl sonraki halinin karşılaşması...
Birbirlerini yerken bulman...
Her ikisi de kendilerine göre haklı-haksız...

Bir kavgadır gitmekte bayadır...
Kıbrıs'ın sarı-kara rüzgarlı bir gününde, Toroslar'ın eteklerinden kopup gelen dantellerin desenine bakarken sesleri rüzgarda yitip giderken 20'lik ve 40'lık 2 kadın kavga etmekte...

Ben Kıbrıs'ın özlediğim rüzgarında saçlarımı savurup hayal meyal görebildiğim Toroslar'a gülümseyip havayı koklarken, 2 kadın yanımda didişmekte !

20'lik aşk derdinde...
40'lık kariyer...
Ben?
Eskisi gibi Dome'un sahiline gidip deli dalgalarda ıslansam mı düşüncesinde...
Kızıyorlar bana !!!
Hep böyle umursamazdın diye !!!
Heey dalgalarda ıslanmayı siz de severdiniz diyorum... Az özel olarak Dome'un sahiline gidip ıslanmışlığımız çok !

Bana dehşet içinde bakıyorlar...
Amaan onların hesaplaşması benim değil...

Dome'un sahilindeyim... Ama yeni halinde değil... Eksi... restoran yapılmamış halinde...
Beton havuza vuran dalgaları izliyorum...
Rüzgar içime işliyor... Üşüyorum...
1.5 metreyi aşıp ayaklarımın ucunda sönen dalgaları izliyorum...
Akdeniz yüzüme taneciklerini sıçratıyor...
Yalıyorum dudaklarımı...
Tuzlu...
Çok tuzlu...
Hiç sevmem Akdeniz'in tuzunu... ama şimdi hoşuma gidiyor... Çocukluğumda gizli gizli annemin pastalar-poaçalar için aldığı limon tuzunu yalamalarım geliyor aklıma...

2 kadında çok haklılar...
Haklılar ama elden ne gelir?
Gelip dalgaların keyfini çıkarsalar ya...
Kıbrıs'taki ilk aşkım geliyor aklıma... Nasıl adamı baştan çıkarıp zorla buraya ıslanmaya getirmiştim!
Daha sonraki sevgililerimi de getirmiştim...
Ama bir tek o benimle delilik yapmıştı... :) Diğerleri akıllı maymun çıkmış sadece beni uzaktan izlemiş, ıslanma eylemim bitince beni kurulamayla uğraşmışlardı...

Ne deliydim yahu!
Git kendi kendine ıslan Toros'lardan gelen köpüklerle...
I-ıh olmazdı... Paket full paketti ! :)

Vıdı vıdı... vıdı...
Öbürü de haklıydı...
Öbürü de...

Hıııım...
Kıbrıs'ın kendine tutsak eden sarı-kara havası ve rüzgarı...
Herkesi tutsak etmezdi Kıbrıs'ım...
Ruhunu görebilenler anca deli divane olur, yıllar sonra bile suçlu o olsa da suçlamaz onu mest olurlardı havasına suyuna...
Büyülüydü Kıbrıs...
Ama sadece görebilenlere...
Görebilenler gençliklerini korkmadan orda yemiş olanlardı...
Mukadderaaat !
Sadece o büyüyü görenler anlardı seni...

2 kadın...
Biri yirmilerinde diğeri kırklarında...
İkisi de görmüş olmalarına rağmen hırçınca onlardan daha hırçın esen rüzgara inat kavga ediyorlardı... 

Canım tepeye, manastıra çıkmak istedi...
Bu deliler şimdi ıslanman bitti sırada zatürre olman mı var diye izin vermezlerdi... 
Aaa!
Benler bana ne çok karışıyordu!
Onlara nedenleri niçinleri göstermem gerekiyordu...
Tekrar hatırlamaları için...
Kapıldıkları büyüyü hatırlatmak için...

Manastırdan aşağıya bakmak her zaman huzur verirdi...
Gotik sevdalısı ben yıkık gotik katedralin eteklerinde mutlu mutlu otururken onlar görmeyen gözler ve dinlemeyen kulaklarla didişiyorlardı...

Aşk katedraliydi burası... Benim için... Fransa kralı 3. Hugh inşa ettirmişti... Ama nedense 3. Richard  inşa ettirmiş denirdi... Romantik gelsin diye her halde...

Öğrenciyken burayı az kara kalem çalışmamıştım...
Bir zamanlar gözüm kapalı çizebilirdim burayı... ya şimdi?
Şunlara sorsaydım ya?
Heeey kim çizebilir burayı?
Tık yok!

Kavga uzun sürecek belli...
Onlar sarı-kara Kıbrıs gününün güzelliğinin-büyüsünün farkında değiller...

Bunların kavgası bitecek mi acaba?
Manastırın duvarlarından aşağıya değişmiş Girne'ye ve Akdeniz'e bakarken ılık ılık adamlarımı, sevdalarımı rüzgarla uçuruyorum...
Hepsiyle vedalaşıyorum...
Ferahlamak lazım...
Kimisi burda başladı kimisi başka yerde... fark etmez... aşk manastırı burası benim için...
Burda ki rüzgarda her şeyi alıp savurmak için uygun...
Sevgili aşklarım, flörtlerim, sevdalarım, yaramazlıklarım, platonik aşklarım...Uçun... Uçun... Özgürsünüz hepiniz...
Ferahlayalım...
Deli 20'lik belki susar biraz...
Deli 40'a ne yapsak acaba?

Onu mutlu etmek için Lefkoşa'ya bir zamanlar başak tarlası olan şimdilerde hiç bir yerde ordaki sabrı ve mutluluğu gösterip yaşayamadığı ofise götürmek lazım...

Başaklardan esinlenilmiş açılarıyla 2 beyaz bina...
İnşasını bilmek...
İçinde çalışmış olmak...
Mesaiye kalmayı sevdiği tek yer...
Hıh hemen geçti çizim masasının başına...
Yücem hoca hala inatla elde çiziyor!
Odtü mezunu oğlan el atamamış ofise... sokamamış teknolojiyi :)
Çekmeceler... dolu...
Seninkiler nerede acaba?
Buluyor onları...
Sararmış aydıngerlerde kendi rapido izlerini buluyor...
Dokunuyor onlara...
Hışımla yere atıyor...

Haydaaa!
Bu 40'lık zorlayacak bizi!
Niyazi's de akşam yemeği rezervasyonumuzu yiyecek! Kapıdaki çok bilmiş İngiliz hatundan car car yiyeceğiz bunun yüzünden!

Bırakıyorum onu kendi haline üst kata ofise çıkıyorum...
Her şey aynı...
Kendime kahve yapıyorum ve bir sigara yakıyorum...
Gözlerimi yumup Lefkoşa'nın artmış trafiğinin sesini dinliyorum...
Lefkoşa'da Türk koçanlı nadir arsalardan birinin üzerinde ayaklarımı uzatmış sigara keyfi yaparken, bu kız Kıbrıs'ı yazsaya diyorum...
Ben gezeyim o yazsın...
Büyüyü anlatmak lazım...
Kayıp hayatlar değil aslında çok özel insanlar olduğumuzu birinin anlatması lazım...

Bu yapamaz yaaa ben yapayım diyorum...
Bu kariyere taktı bu aralar...
Bu yazsa yazsa Kıbrıs'ın mimarlığını yazar... Büyüyü yazamaz...
Ben yazayım...
Azcık daha rapido mürekkebini koklasın, sararmış kağıtlarda parmaklarını dolaştırsın sonra alayım onları gidelim Girne'ye...
Sarı-kara günün akşamının deli rüzgarında içlerimiz savrulsun...
Bu kavga hiç bitmeyecek ne de olsa...

Hiç yorum yok: