Herkes iş aynıda olsa farklı şekilde icra eder...
Herkesin kendine has tarzı vardır var olmasına da... Bu güne kadar gördüğüm en farklı tarzları sergileyenler dişçiler.
Doktora gidersin, dinler, soyun der soyunursun muayeni yapar, reçeteni yazar...
Bütün doktorlar aşağı yukarı aynıdır... Kiminin eli soğuktur, kiminin eli ağırdır, kimi yüzüne bakar kimi bakmaz... Sonuçta 3-5 aynıdırlar. Sadece waay bu derdimi diğerine göre lep demeden analadı dersiniz en büyük fark olarak !
Amma velakin dişçiler öyle değildir...
Birinci olarak, muayeneleri kişiliklerinden çok ip ucu verir...
Çalışma titizlikleri, sizin üstünüze başınıza örtükleri, yarı yatar mı tam yatar mı çalışmayı sevdikleri, bir dişi kurtarmaya harcanan zamana verdikleri değer mi yoksa söküp ahanda son teknoloji bundur diyip ağzınıza sizden olmayan bişey yerleştirmek istemeleri mi...
Ömrünüzde hep aynı dişçiye mi gittiniz bilmiyorum...
Çocukluğumda devamlı gittiğim bir Gülden ablam vardı...
Muayenesi genellikle eskiden avukat veya muhasebecilerin tercih ettiği han türü bir yerdeydi... Bekleme odası dandik ve her zaman kalabalık olurdu... Tedavi odasında ise millet neredeyse üst üste oturur çaylar kahveler sigaralar içilir şen şakrak muhabbetler yapılırdı...
Erkek hastalarıda vardı ama daha çok kadın ağırlıklı olduğundan gün gibi geçerdi günleri...
Turuncu muayene odasında çocukluğumdan lise sona kadar dişlerime hep o imzasını attı...
Sonra kanser olduğunu öğrendim... neşeli kıvırcık saçlı devamlı rejim yapan kadın öldü...
Ondan sonra çok fazla dişçi ihtiyacım olmadı taki 30larıma gelene kadar... Arada Kıbrıs'ta kırılan dolgular için dişçiye gitmişliğim oldu...
Son 2 senedir dişlerim yenile dolgularımızı sinyalini vermekte... Hatta içlerinden 2 tanesi dolgu kesmez bizi biz kanal tedavisi istiyoruz diyip oldular...
Sağlık herşeyin başı başı olmasınada... Bir dişçiye gittiğim zaman bir öncekinin yaptığını beyenmeyen dişçilere gıcık oluyorum !
Geçen pazar sabahı sabah 4 sularında kafamı yastığa koymadan bir-iki saniye önce sol alt çene sızlamaya başladı... Barmaidin son gecesi olduğundan normalinden fazla içildiğinden vücuttaki alkol uyumamı sağladı sağlamasınada... Pazar öğlen gözlerimi açtığımda tüm sol çene alt ve üst olmak üzere inim inim inlemekteydi...
Biraz manyakça sabrı olan biriyimdir... Pazar pazar dişçimi aramak yerine belki geçici birşeydir diyerek acı çekmeyi tercih ettim... Aldığım ağrı kesiciler banamısın demedi... Sabahı sabah ettim ve pijamalarımla, yeni taşındığımız binanın -3. katındaki sosyetik dişçinin kapısına dayandım pazartesi sabahı...
Evi var burda ama artık burda yaşamıyor, 4'ten önce randevu veremem...
!!!
İnim inim inleyerek randevu saatimi bekledim...
Koltuğa yattım ve ana o ne... Tavanda bir monitör, çektiği fotoğrafları ve yaptığı sulu boya resimleri slayt show olarak izliyorsunuz...
Ağzımın içine küçük bir kalem kamera soktu ve ekrandan ağzımın içinin şahaneliğini izlemye başladık !!!
Tanrııııııım, hayatta öpüşmem kendimle !!!
Ağrıyan dişten önce gelecek planlarıma dişlerimide ekleyen birşeyler dedi ve;
Çalışıyorsunuz dimi diye sordu...
Evet cevabını alınca bir diş bütçesi yapalım o zaman dedi...
Yanlış soru dedim... para kazanıyormusunuz diye sormalısınız...
Sormadı tabi...
Başladık oyulmaya...
Yeni bir dolgu yöntemiyle tanışacak ağzım bu akşam üstü...
Dolgu, dişimin şekline göre dışarda hazırlanıyor ve yerine konuluyor...
Maketi sevimliydi ama bu gün gerçekten öylemi görüciiiz...
Teknoloji ilerliyor ilerlemesinede...
Yaklaşık 2 snedir gittiğim dişçimin yeni dişçimin hastası olduğunu öğrenmem ve arkadaşının yaptığı dolguya laf etmesiyle biraz kırıldığım karıştığım yeni dişçimle ağzımın için ohaaa ve hatta çüşünüüüüüz miktarlarıyla nefis olacak ve çoook ama çoook uzun seneler hatta ölene kadar dolgusuz bir tane bile diş olmasada ağzımda kendi dişlerimle yaşayacağım dileğini evrene yollarım !
Bu arada sevgili 2 dişçimide rahmetle anarım... Biri çocukluğumdan beri diğeri sadece 1 seneliğine hayatıma, dişlerime değimiş iki müthiş kadın...
Sizi seviyor arada hatırlayıp gülüyor ve gözlerimi dolduruyorum...
:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder