Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

29 Nisan 2008 Salı

Memleketin KGS-OGS çilesi...

Pazar gününden beri İstanbul köprü çilesi yaşıyor...
Hoş hep yaşıyor ama bu sefer ki farklı bir çile...
II. Köprüde de artık nakit geçerli olmadığından yaşanıyor bu çile...

Ekranlar iki gündür köprüden manzaralarla dolu...
Haber merkezleri trafik çilesi çekenleri, çektiren diye suçluyor birde suçlamakla kalmayıp onlarla alay ediyorlar...

İstanbulluyum. Arabam var.
Ama kullanıyormuyum?
Hayır!
En zor park yeri bulunan, şehrin en pahallı otoparklarına evsahipliği yapan Nişantaşlıyım...
İşe gel, otoparka para öde, eve git, para öde, gezmeye git para öde...
Öde de öde...
Hani bi reklam var son günlerde ekranlarda... paraları savuruyorlar... İstanbul'da arabanın olması demek, o reklam filmindeki gibi paraları savurman demek !

40 yılda bir arabamı kullanıyorum...
Tekirdağ'a büyük amcamı ziyarete gittiğim senede 1 veya 2, Formula 1 için Tuzla'ya giderken ki o zamanda sadece antreman ve sıralama turları günlerinde, yarış günü toplu ulaşım araçlarını tercih ediyorum, İKEA Bayrampaşada açılana kadar senede 2 defa...

Bumudur abi?
Budur !
Bana ne OGS ne KGS lazım !
Karşıya senede 4 defa anca geçen birisi için, ücretli olmasına rağmen her yeri yama içinde olan TEM'de 1 saatlik yol yapmak için nakit ödemek benim işime gelen birşey...

Haberlerde soruyorlar, İstanbullumusunuz?
Evet
OGS'niz veya KGS'niz yok ! Aaaaaaa !!!
Ne Aaaası lan !
Senede 1-2 defa karşıya geçen için devletin lüzumsuzca kart aldırması asıl 'Aaaa...'lık bir durum !

Anadoludan gelen garibanın ne suçu, ne günahı var?
Adamın işi olmuş gelmiş arabasıyla... Dönecek geriye sen ona illa kart diyorsun... Adam soruyor tek seferlik yok mu diye... Yok canım yoook ! Eskiden devletin malı deniz yemeyen domuzdu, şimdi halkın parası deniz yemeyen.... devri olduğundan alacaklar paranı ! İstanbul hatırası diye saklayacaksın kartını...

Ukalalık etmeyi hiç sevmem ama, İngiltere'de de, Amerika'da da otobanda seyahat etmişliğimiz, ücret ödemişliğimiz var. Gişelerde adam yok. Turuncu bir sepete paranı atıyorsun geçiyorsun... Bizim memlekette atmaktan çok çalmak olacağından söz konusu bile olamaz ama, kart-mart yok hiç biryerde !!!

İstanbul'a gelenden illa para alacağım diyorsan, Newyork'un gelenden-çıkandan kestiği vergi benzeri birşeyi uygula. Otobüs-tren fark etmiyor... Bilet ücretine ekliyor vergiyi... Ulan geldik şehrinize, gezdik, para harcadık desende yoooo diyor, bu şehre ayak bastı paranı ve giderkende yediklerini içtiklerini, .... ettiklerinin temizleme parasını alıcam !

Haksızlık, büyük haksızlık !
Anadoludan gelenin suçu ne?
Benim gibi 40 yılda bir karşıya geçenin suçu ne?

Köprülerden, yollardan alınan paralar kime ve nereye gidiyor?
3 lira veriyorum, Tekirdağ'a gidiyorum, yamalardan zig zag çiziyorum ! Ne o yurup tıransit motor... Hadi leeeeyn !

Memleketin her yeri sanki çift gidiş geliş otoban doluda... KGS-OGS her yerde kullanılabilirmiş gibi de...

Onuda geçtim, İstanbullusun ya alacaksın... almazsan nasıl İstanbullusun sen?

Böyle İstanbulluyum ben !!!
Ekranlarda ahkam kesen habercilerden daha bi İstanbulluyum... Atalarımın seceresini çıkartıp burunlarına sokucam !!! Kaç nesil İstanbulluymuşuz... Yaaa ama kartım yok !!!

En güzel çözüm fişlemek !
Tüm araçların kayıtı yokmu?
Ordan burdan geçerken plakayı okusun aletler, sene sonunda da kaç lira borcum varmış diyip ödeyelim...
Trafik borcu nasıl internette çıkıyorsa... Bu da plakadan, ruhsat bilgilerinden girilip bulunsun. Bir kere geçen 1 kere, milyon defa geçen milyon kere ödesin sene sonunda veya ortasında !!!

Birşeyi yaptım oldu mantığıyla yapan ülkem benim...
Azcık daha geniş düşünülse...
İstanbul tarfiğini rahatlatıcam diye, günahsızların günahına girilmese...

Dimi?
Olmaaaaaaz !
Susun böyle...
Ensenize vurup daha neler edecekler !
Ödeyin KGS-OGS...

Hiç yorum yok: