Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Setur ve memleketimizden insan manzaraları...

Yeşil pasaport sahibi değilseniz işiniz-yaşınız ve mesleğiniz ne olursa olsun vize almak için kafayı yedirten bir prosüdür yaşıyorsunuz...

Hazır amca İngiltere'ye gitmek için ikna olmuşken kısa süreli vize almak olmaz dedik... Almışken uzun alalım ve ilerleyen zamanlarda İskoçya-miskoçya'da yaparız dedik...

Senelerdir İngiltere'ye gitmediğinden sorun yaşamayalım diyip bir tur şirketiyle gitmeye karar verdik...

İlk önce tüm turlu seyahatlerimizde etrcih ettiğimiz pronto'ya gittik... Kayıt olduk ve bana kesin gidilecek denildiğinden tiyatro biletlerimizi satın aldım. Aradan 1 hafta geçti tur satılmıyo iptal ettik sizi başka tura alalım dediler... Bizde yok dedik bizim gitme amacımız farklı hadi size iyi günleeeer olup kesin gidiş garantisi veren Setur'a gittik.

Setur'un tüm turları pahallıdır. Setur'la 3 yıldızlı otelde kalamazsınız... 4 yıldızlı otelleri bile lükstür... Amca için feda olsun dedik ve aslında çok ama çok anlamsızca fazla olan ücreti ödedik...

Sorunsuzca vizesini aldık ve BA'le yeni yapılan Heatrow 5 terminale uçtuuuuk...

Çok nefis bir terminal olmuş... Senelerdir NG'de inşasını izlediğim terminale inmek yapım aşamasını bildiğim, deli gibi tv'deki hiç bir belgeselini kaçırmadağım terminali kanlı-canlı görmek harikaydı !!!

Mimar veya mühendis olmayınca size heee terminal işte gibi gelebilir... Ama benim için öyle değil... Seçilen malzeme, tasarım aşaması, inşası, terminaller arasındaki ulaşımı sağlamak için tasarlanan küçük trenler... Mesleki anlamda Alis harikalar diyarındaydım yani... :))

Çok büyük, devasa bir terminal. İnsan kendisini çok küçük hissediyor... Son derece sade ama o sadeliğin altındaki karmaşık teknoloji... Tıkır tıkır işlemeyi sağlayan karmaşayı hissetmiyorsunuz... Ferah, modern ve İngiliz değil !!! :))

Terminalden çıktık otobüsümüze bindik klasik şehir turumuza başladık... Yolda yerli rehberimizi aldık. Tanrım ne kadar şirin bir rehberdi o öyle... 6 dil bilen Philip hayatımda gördüğüm en sempatik İngiliz'di...

Gerçek bir İngiliz'le şehir turu almak çok farklı oluyormuş... Bunca senedir giderim, okumadığım gezi kitabı kalmamıştır Londra hakkında... Ancak Philip bize gerçek bir İngiliz'in gözünden, düşüncelerinden harika konuştuğu Türkçesiyle şehri tanıttı...  

Yerli rehber seçimlerinden ötürü Setur'u tebrik ediyorum... Ayrıca rehberimizide... Rehberimiz uçağa binmeden evvel bizimle tek tek tanışmaya çalıştı... Uçakta kontrol yaptı... Genellikle rehberi pek göremezsiniz... İndiğinizde tanışırsınız... Uçakta doldurulması gereken bir form varsa onu kafanızı-gözünüzü yararak siz doldurursunuz... Ya yorgundur rehber tüm yolculuk boyunca uyur ya da kafasına göre olan yolcularla geyik yapar... Rehberimiz bu güne kadar gördüğüm yolculuk sırasında ki en sahiplenici rehberdi...

Myfair bölgesinde ki otelimize geldiğimizde, otelin önünde park yeri olmadığını söyledi rehberimiz... Trafik ters olduğu için inerken trafiğin aktığı taraftan ineceğimizi ve bu yüzden valizleri almak için çok zamanımızın olmayacağını, her kesin herhangi bir valizi alıp otele gitmesini istedi...

Ama ı-ıııh !!! Türk milleti yapar mıııı yapmaaaaaz !!! Sol taraftan akan trafiğe inat millet kendi valizini alma telaşına girdi ! Yuh ! Valizi alıp otobüsün önünden geçip 2 adım atınca oetelin içine giriyosun... O sırada kim çalacak valizini ya da bişey yapacak... Başkasının valiizni 2 dk. taşısan ne olur? Hem artık tüm valizler tekerlekli... Taşımayıp çekiyosun...

7-10 kişiden sonra baktılar olmuyor rehberin dediğinin doğru olduğunu anladılar ve dediğini yapmaya başladılar...

Son gün ise, uçağımız erken olduğu için bize kahvaltı saatinden önce kahvaltı verildi... Otel sayımıza göre kahvavtı salonunun bir köşesini hazırlamış... Doğal olarak tüm salonu hizmete açmamışlar...

Grubuzya grup olarak oturmamızda bir mahsur görmemişler... Genellikle 6 kişilik yuvarlak masaların olduğu bölüm bize ayrılmış... Ancak Türkler'im birlikte oturmak yerine bizim sayımız daha fazla diyip salonun diğer bölümlerinide hizmete açtırdılar !!!

Nolucak yani 15-20 dakika elin adamıyla-elin ailesiyle aynı masada oturup kahvaltı yapsan?

Neden oturmuyosun? Namahremmi, maymun gibi mi yemek yiyosun?, konuşmalarını mı duymasın? Mantığı çözemedim...

Türk milleti grup gibi davranmaz... Adı gruptur sadece... Ama habitleri öyle değildir...

Rehberler iyi dayanıyo walla. Ben hayatta rehberlik yapamazdım... Türk milletinde şey vardır çünkü sidik yarışı... Beeen, ben, been... Ben daha marka giyorum, ben daha iyi okulda okudum, ben şurdan alışveriş yaptım, amaan o da kiiim, sanki biz kızılhaç yardımıyla katılmışız tura, sanki eşit para ödememişiz, bi tek onun parası var sanki !!! Rehberide genellikle küçük görürler... Ayyy okumuş ama rehber olmuş ! Sen ne olmuşsun? Nobel ödülü almış bilim insanı mı?

Ben Türk insanıyla seyahat etmekten hazetmem... Ama el mahkum işte gidiyoruz... :)

Bu turda bir öğretim görevlisi anne-kız vardı ki hiç beklemezdim onlardan   sabah sabah gıcık ettiler beni...

Kahvaltıdan sonra yola çıkılacaksa genellikle kahvaltıya valizimle inerim ve valiz odasına bırakırım. Bu seyahattede öyle yaptım... Tekrar odaya çıkmam için neden yoktu... Ben sigara içen bir insanım... Kahvaltıdan sonra kahvemle sigara keyfi yapmayı nerde olursam olayım ihmal etmem. İçerdede içilmediğinden dışarıda içmem gerekiyo... Bu keyiften mahrum kalmamak için bide illa yukarı çıkmamı gerektiren bişey yoksa vakit nakittir der ve kahve-sigara keyfi yaparım...

Benden başka bide amcam valiziyle inmişti aşaşğıya... Bu çok bilmiş 2 hanfendü aaa valizleriyle inmişler kih kiih kiiih yaptılar...

Valizlerin sahibinin kim olduğunu bilmeden karşı koltuğumda yaptıkları muhabbetlerinden ötürü gıcık oldum... Sebep? diye atlicaktım ama hadi dedim sus...

Bunda ne tuhaflık var çözemedim... Ben 6 asansörlü bir otelde sabahları asansör trafiği yaşayıp geç kalmayı deneyimlemiş bir gezginim ! Sabahları otellerden çıkış çok olur... Ve boş asansör bulup valizlerinizle binmek bazen mucize gibi bişey olur !

Kih kihlik bi durum göremedim ben ama neyse...

Zevkler-renkler-habitler meselesi bu !

Otle giriş yaptığımızda bizden kredi kart numaramızı istediler... Mini-barı kullanırsak, ücreti takıp çıkmayalım diye... Bazıları buna tepki gösterdi... 2. gün otel bizden özür dilemek mahiyetinde odalarımıza meyve tabağı, koca bir şişe su ve çikolata gönderdi... Bununlada yetinmeyip 3. gün akşam üzeri küçük bir kokteyl düzenledi bize... Rehberimiz Setur gibi güçlü bir şirketi tercih ettiğiniz için şanslısınız dedi. Firma otelin canına okumuşmuş, otelde hatalarından ötürü af mahiyetinde bunları yapmışmış...

Walla bu kredi kartı numarası olayı beni rahatsız etmedi beni rahatsız eden merkezi havalandırmanın bir türlü kapanamayışıydı !!!

Nasıl gürültülü çalışıyodu !!! İlk gece yorgunluktan sesi takmadan uyudum ancak 2. gece otururken bile çıldırttı beni !!! Resepsiyonu aradaım lütfen merkezi sistemi kapatırmısınız yada kısarmısınız dedim. 20-25dk. sonra bi çocuk gönderdiler... Dolabın içindeki şalterlerle oynadı etti... 10dk. sonra kapanacak dedi... Kapanmadı... Birşekilde kendimi zorlayarak uyumaya çalıştım...

Galiba bu aralar kutup ayısı çok aşık bana !!! Tam uyudum derken ara sokağa bakan odam sebebiyetiyle bu seferde İngiltere saatiyle 5'te çöp arabasının sesine uyandım !!!

Nereye gidersem gideyim bu aralar sabah 5'te uyanmadan edemiyorum !!! Kaderim bu artık herhalde !!! :ppp

İngiltere gibi bi yerde o kadar gürültülü çöp toplama pek şaşırtıcı geldi !!!

Neyse 3. gece resepsiyona cırladım, çıldırıcam dedim. Sessiz ve kesintisiz bir uykuya ihtiyacım var. Memleketimde mannak bi komşum var onun yüzünden zaten uyuyamıyorum bari şu 3 gün adam gibi uyuyayım !!!

Bu sefer kocaman bi adam gönderdiler... Adam sesi duydu... Bende uyuyamam bu seste dedi !!! Size sessiz bi oda bulucam!

Gece yarısına kadar oteldeki tüm boş odaları dolandık !!! Sessiz bir oda bulamadık. Bi sebebpten ötürü havalandırmayı devre dışı bırakmayı başaramadılar... Rehbere bu durumu söylemedim. Söylesem ne olacak ancak sessiz bi odası olan başka bi otele transerimi yapmaları gerekirdi... Güçlü ve kuvvetli Setur bunu yaparmıydı acaba?

Yada bana 3 günlük adam gibi uyuyacağım başka bir tur hediye ederler mi? :p Otelin kabahati diyip çıkarlar işin içinden... Yazdık-çizdik ankete bakalım...

Paranız bolsa Setur'u deneyimleyin derim... Böyle 4 günlük değil uzun seyahatlerde kaliteli tur şirketi, konaklama ve ulaşım daha önemli oluyor... Kısa süreli gezilerde önemli değil de uzun süreli ve bu güne kadar hiç gitmediğiniz dünyanın öbür ucu gibi ülkelerde kalite önemli oluyor... Mesela Hindistan'a sakın dandik turla gitmeyin... Kaliteli tur şirketi, kaliteli konaklama önemli...

;)

Hiç yorum yok: