Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

25 Ağustos 2007 Cumartesi

25.09.2007 İstanbul Park Sıralama Turları Sonrası Hissiyat

Sabah 8'de gözlerimi açıyorum...
Saatsiz...
Annemin hadi uyan, hadi kaalk Ozy demesine gerek kalmadan...
Saat 10'da buluşacağız ama ben sabırsızım...
Aylar sonra ilk dafa kapının önüne park ettiğim arabam 1 aydır yatıyor... Grilikten siyahlığa dönmüş... Yıkatmak gerek, balatalar kabak, lastikler geçiniz...
Direksiyonun başına geçiyorum, çalıştırıyorum ses harika ama çekiyor namussuz... Olsun o çeker ben çekerim...

Aylardır köprüden karşıya geçmiyorum...
Boğaz nasıl güzel...
Yanımdakine dönüp dilek tut diyorum...
Ben avazım çıktığı kadar Padock diye bağırıyorum... :)

Az gidip uz gidiyor ve İstanbul Parka varıyoruz... En son Nisan'da buradaydım...
Özlemişim...
Evet gerçekten özlemişim...
Arabayı park edip grand stand'a doğru yürürken yerimden duramıyorum...

Yerimiz tam Ferrari'nin garajlarının önünde...
Massa ve Kimi...
Massa sıralamda 1.liği yaklayacak biliyorum...
Ona ben değdim... ben şans getirdim ona !!!

11'de antremanlar başlıyor ve o güzelim ses...
Nasıl nasıl özlemişim...
Abidin mutluluğun sesi bu !
Arkadaşım durmadan fotoğrafımı çekiyor: Mutluluğun fotoğrafı diyor.
Evet tahmin ötesi mutluyum...
Tuttuğum ve sıkıca bağlı olduğum bir takım var olsada hepsini zilemek isityorum, hepsini merakla takip ediyorum...

F1 farklı bir dünya...
Bu sene diğer takımda yarışan harika oğlan seneye size şampiyonluk getirebilir...
Hiç bir holiganlık yok...
Herkes tuttuğu takımın renklerinde, bayrakları elinde yan yana, omuz omuza...

Antreman turları bitiyor...
Coca cola standında latin şarkıcılarla coşuyoruz...
Dansçılar sahne alıyor...
Her yerde kadınlar...
Heey durun Formula sadece erkekelrin tekelinde bir motor sporu değil !!! Feriştahın fentezilerini süsleyen F1 adamları istiyoruz ortalıkta endam eden, dans eden !!!

Hosteslerin, dansçıların fotoğrafları çekiliyor...
Arada benimkide...
Evet fıstık bi evsahibiyim dimi... bencede... :)))

Ve sıralama turları başlıyor...
Ah o ses...
Kulağımın pasını silen, kulağımı gıdıklayan, yerimden fırlayıp, elimi yunruk yapıp havaya sallayıp yehaaaaaaaaaaa diye bağırtan... içimi bir hoş eden, milyonları dökseniz bu derece mutlu edemeyeceğiniz ama beni herşeye rağmen mutlu eden ses !!!
Yaşadığımı hissettiren, dünyayı unutturan, etrafı umursamadan tezahurat yaptıran...

Bu güne kadar izlediğim en güzel en heyecanlı, en yüreği hoplatan canlı sıralama turuydu...
Massam 6.lıktan 4.lüğe ordan 1.liğe yükseldi... Arada Alanso alıp devretti 1.liği... tam son saniyelerde Hamilton alsada 1.liği Massam aldı geriye...

Evet önce ben sonra şehrim ona uğurlu geldik...
O kadar eğlendim, o kadar mutlu oldum ki...

Yarına biletimin olmamsına gerçekten üzülüyorum. Çünkü bu gün birşeyi çok iyi anladım F1 benim parçam... F1 benim meditasyonum, rahatlamam, mutluluğum...
O güzelim rabaların sesini canlı olarak senede bir defada olsada duymalıyım...

Şu an yarın gidemeyeceğim için o kadar üzgünüm ki...
Hani dokunsalar ağlarım derlerya...

Ben dokumalarını beklemeden de ağlayacağım galiba...
Telefonuma kaydettiğim Massam'ın ve diğerlerinin sesini dinliyorum ara ara...

Biiiiiiiiiiiiiiuuuuuuuuuuuuuuuuuuw.... biiiiiiiiiiiiiuwwwwwwwwww...

Abidin, mutluluğun sesi...

Hiç yorum yok: