Nazlı niyazlı bir yapım hiç olmadı...
Sadece babamın öldüğü sene hafif bir alerjik bronşitle-astım arası bir şey geçirmiştim... Bir sene içerisindede yok olmuştu...
32'me kadar bilmedim hastalık...
Önce üzüntü ve stres karışımı sebebiyle egzama ve sedefle tanıştım...
Çok nadir tür dediler ikisi için...
Memlekette gitmediğim uzman kalmadı...
Cilt doktorlarının doktoru kolsuz Agop'a gittiğimde bana kolunu gösterip ben nasıl bununla yaşamayı öğrendiysem sende egzamalarınla yaşamayı öğreneceksin dediğinde nasıl yıkıldığımı anlatamam...
Gelmişim 32'ye bu yaşa kadar tek bir cilt hastalığı yaşamamışım. Yurtta kaldığım dönemde mantar bile olmamışım... Adam, bıçak kesikleri gibi ellerimin üstünde ki kesiklerle, sonu gelmeyen kaşıntı krizleriyle, acıyla, kanla yaşayacaksın diyor bana... Çaresi yok... sadece ellerini yumuşak tutacak vıcık vıcık iğrenç bir karışım krem verebileceğim sana diyor...
O noooo !!! Bu ellerle cüzcamlı gibiyim...
Giyinemiyorum, ellerimi yıkayamıyorum, krem öyle yağlı ki şeffaf eldiveniyle ofiste çalışabiliyorum...
Azmettim araştırdım.
Avrupada en çok egzama vakasının İngiltere'de olduğunu öğrendim. Atladım uçağa gittim... Ordakilerde burdakilerin aynısını söyledi... Türkiye'de olmayan bir kaç sabun, kremle geri döndüm.
Bu ellerle bu acıyla yaşayamazdım...
Tımbırlent botlarımın bağcıkları bağlarken elimi kesiyor diye annem bağlıyordu...
Araştırmaya devam ettim... Yılmadım. Vitaminler, sebzeler... Ne cilde iyi gelir, egzamayı ne tetiklemez...
Omega 3'ler, 6'lar, calsiyumlar, çinkolar, evening prime rose oiller...
Turks sergisi için Londra'ya uçtuğumda birden çinlileri fark ettim. 900 küsür yıllık çin tıbbında belki umut vardır ellerim için dedim...
Ve buldum umudumu...
Batı tıbbının geçmeyecek yaşayacaksın böyle söylemlerine, 6ay içinde sağlıklı ellerle cevabı verdi çin tıbbı...
Sonra Düşünce gücüyle tedavi kitabıyla tanıştım bir arkadaşımda...
Onun arkasından Bilinçaltının gücü geldi, sonra bir sürü kitap... En son secretla tavan yaptık !
Onca kitap, onca düşünce... Sadece içlerinden bir tanesi baş uçu kitabım oldu. Luise Hay'in Düşünce Gücüyle Tedavisi...
Açıyorsun kitabı, hastalığını buluyorsun sana nedenlerini ve ne yapman gerektiğini söylüyor...
Egzamanın nedeni: Aşırı kin ve nefret !
Evet aşırı kin ve nefret duyduğum birisi vardı hayatımda... Zamanla kinim, nefretim, üzüntüm normale döndükçe, yüreğim iyileştikçe bedenimde iyileşti...
Taki 2006 yazına kadar...
Hapşııııııııııııııııııı...
Hapşııııııııııııııııııııııııııııııııııı...
Sabahları gözümü açar açmaz nerde mendiiiiil diyerek salyalarımı, sümüklerimi etrafa saçmaya başladım.
İlk önce uyanınca hapşırıyordum...
Sonra sabaha karşı 4 sularında her sabah burnumun akmasına uyanmaya başladım... Hala uykuda elime ne gelirse, yatağın içinde burun silmeye uygun ne varsa silip yeniden kaldığım yerden uyumaya devam ettim.
Önceleri çok rahatsızlık vermedi... Ama sonraları, sabaha karşı uyan burnunu sil. Sabah kalk ve yarım saat dur duraksız hapşır... gözünden yaş, ağzından burnundan beynin aksın...
Kitap yığınlarımın arasında Luise Hay'i buldum... Bastırılmış göz yaşı diyordu...
Nasıl yani... İçime attığım göz yaşlarım mı beni salya sümük yapıyordu...
Yok canım...
Tamam içime attığım dertlerim vardı ama o kadar büyük boyuttamıymış yani...
Kitaptaki çözüm önerisini bir süre denedim sonra hayatın hay huyu içinde unuttum...
Bu kış dayanılmaz bir boyuta gelince doktora gittim...
Alerji hapı ve bir fıs fıs verdi...
Gece akıntılarından kurtuldum, sabahları hapşırmalarım devam etsede çok rahatsız edecek çoklukta değildi...
Geçmezse daha kuvvetli bir ilaç vereceğim o da etkilemezse ciddi bir alerji testi yapacağız dedi...
Sonra o yasak bu yasak hayat başlayacak...
Hayııııır !!!
Hayırda... yeter artık... bıktım !
Sabahları hiç çekici değilim... Bir sevgilim olsa ve beraber uyusak... sabah gözünü açar açmaz aksıran tıksıran ve salyaları sümükleri akan, etrafa sıçrayan beni ne kadar çekici bulmaya devam edebilir?
Adam kesin benimle uyuyup uyanmak istemez...
Sabah nezlemden nefret ediyorum !
30'dan sonra alerjik ve hassas olan, ben fark etmeden dertleri içine atan ve onları büyütüp büyütüp kafasına göre dışarı atan bedenimden bıktım !
Bu sabah itibariyle mutsuzum...
Sabahları elimde kocaman bir tuvalet kağıdı rulosuyla dolanmak, kahvaltı ederken iki tıksırık arasında lokmayı yutmaya çalışmaktan, kahveyi-çayı dökmekten bıktım !!!
Tarif edilemez bir eziyet yaşamaktayım.
Batı tıbbı mı yoksa adam akıllı düşünce gücüyle tedavinin olumlamaları mı...
Bilmiyorum, bildiğim birşey varsa o herkesin beğendiği, estetik mi diye sorduğu, babaanemin kırtik veya arada somun burun dediği, ortaokulda hokka diye lakaplandığım, burnumu keseceğim !!!
Yeter !
Alercik bir kadınım !!!
Alerci saçmaktayım !!!
Salya sümük ederim tikkat !!!
Böyle bir derdi olmayan anlamaz - anlayamaz !
3 yorum:
Aman canim kardesim. Biribirimizi tanimayiz. Egzama ile yazini da goggle aramasinda buldum. Allah rizasi icin ellerine care olan su Cin ipucunu biraz daha acar misin? Benim el falan degil, vucudumun yarisi o halde ve cok caresizim... Cok tesekkurler!
Selam. Sen anlattın, ben senin beni anlattığını sandım. Benim de geçmek bilmeyen egzamam, gece kaşıntı krizlerim var. Şu Çin tedavisi nedir? Teşekkürler.
Burcu
Çin tedavisi Çin tıbbıdır... Bitkisel ilaçlarla yapılıyor... Türkiyede bildiğim kadarıyla yok... Ben İngilterede gitmiştim...
Yorum Gönder