Nerde o eski bayramlar?
Tanrım bunu bende mi diyorum...
Ben bayramları sevmem...
Kavuşmaktan çok özlemdir, kayıpların hatırlanmasıdır benim için...
Bi tek ciciler için bide bol bol yenen çikolatalar için severdim... Ha bide kurban bayramlarında canice hayvanların boğazından fışkıran kanları seyretmeyi sevdiğimden...
Şimdilerde her yeni seneye girişle bayram tarihlerine bakıp tatil programı yapıyorum...
Bu sene hangi bayramda nereye gitmeli...
En büyük dert bu!
Gidip büyüklerinin elini öpmekmiş, onları sevindirmekmiş... Geçiniz efeeem...
Yaşlanınca acaba, ziyaretime gelmeyip tatile giden eş dost çocuklarını kınayacakmıyım... Kınarım gibime geliyor... Bana gelmediler ! Çocukken ben az onlara bakmamıştım !!!
Bakmak mı?
Cumartesi günü az kalsın bir tanesini boğazlıyordum beni zor eylediler...
Hem boğazlayıp sonrada ilgi alaka beklemek ! bu ancak benden beklenilecek bir davranış !!!
Nerde o eski bayramlar...
Nerde?
Eskiden nefis çikolatalar alınırdı eve... şimdi ya marketten ya da yurt dışı dönüşü free shoptan alınanlar yeniliyor...
Ne kimseye gidiliyor nede uzun uzun konuşuluyor...
Anneanneciğim ben Paristeyim, bak haşırt diye telefon bana giriyo, öpücük vermek için aramıştım, aile hikayemizi, eşi dostu ve senin kinayelerini dinlemek için değil...
Annaneeee... Hadi baaaaay !!!
Ve küt !
Bu kadar...
Hiç sevmem el öpmeyi, öptürtmeyi, uzun ve ağdalı konuşmaları, kinayeleri...
Yani sonuçta deliye her gün bayram nasıl olsa... Ha şeker olmuş ha kurban ne fark eder...
Çocukken ailenin en küçüğü benimkiler olduğundan sabah sabah dökülürdük yollara ve her seferindede bizim elimizi öpmeye ne zaman gelecekler, biz gitmiceeez diye mızırdım.
Babamda büyüğünce derdi...
Büyüdük büyümesine de el öptürecek adam yok sülalede...
Bana harçlıkta veren...
Artık vermiyorlar... Ne banaaaal...
Eski anılar geliyor aklıma...
Babanemin her bayram öncesi yaptığı muhacir tatlısı, oturtma...
Üşenmez açardı... ve yine üşenmez benim için erişte yapardı...
Anneannem iki dirhem bir çekirdek giyinir, sofrayı hazırlar nefis zeytinyağlı dolmalarını elimle mideme indirmeme kızardı...
Dedem eve gelen misafirleri güldürür, misafirlerden sıkılıncada onunla yürüyüşlere çıkardık...
Herşey iyiydi hoştu ama hep bir hüzün hep bir burukluk vardı benim için...
Şimdi kayıplarımı hatırlayınca daha büyük daha farklı bir burukluk kaplıyor içimi...
Yaşadığımız anın tadını bilerek, keyfini çıkararak yaşamak gerekiyor ki sonradan geriye pişmanlıklarla, ah keşkelerle bakmayalım diye...
Evet herkese bol tatlı, bol şekerli günler diliyorum...
Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öpüyorum ve lütfen aşağıda vereceğim hesap numarasına büyükler bayram harçlıklarımı yatırsınlar... Ve mümkünse 100 Avrodan az olmasın ! :pppp
;)
İyi bayramlar efem... Deliye hergün ya neyse... eheee...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder