Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

29 Mart 2012 Perşembe

Dökülemeyen pırlantalara...

Zaman geçiyo ve geçip gidenlerin farkına varılmıyo...
Varıldığında ne pişmanlık ne de göz yaşı fayda etmiyor...
Sadece yüzde buruk bir tebessüm...
Gözlerde yaşanmışlıkların ve yitirilenlerin, elden kayıp gidenlerin, bir daha yakalanamayacakların pırıltıları... 
Ne yazar o pırıltılar göz yaşına dönüşse...
Ne yazar o pırıltılar elmasa dönüşse...
Zaman geçse... Yapacak tek şey derin nefes alıp ana-geleceğe bakmak...
En çok insanın canını pişmanlıklar, yitirilip gidenler acıtıyor galiba...
Yerine konamayan geçmiş, güzel günler, aşklar,işler, vs...


Her şeye rağmen kendini affedebilmek, sevmek başarı bence...
Eski senlerle kavgayı bırakıp kabullenmek gerek...
Onu başardığında hiç bir şeyin önemi kalmıyor da, o Nirvana'ya ermek kolay zanaat değil işte...


Buruk ve hüzünlü tebessümler...
Gözlerde dökülemediğinden sertleşip elmas olmuş yaşlar...
Onlar umutlar, sevdalar, acılar, pişmanlıklar, bekleyişler...


İçte bir yerler de bi şeyler pır pır olsa da eskisi gibi olmayacağını daha yaşamadan bilen tat duyusu...


Yine de geleceğe umutla çok inançlı olmasa da olsa bakabilmek...
Hayat bu galiba? Hıım...

Paranı söyle görgüsüzlüğünü sölim!

Sosyetik bi yerde yaşamanın zorlukları saymakla bitmez!!!
Nişantaşı bölgesini böyle havalı-civalı eden ekibin parçasıydım...
Kendi ellerimle bu hale getirdim oy oooy!!!

Nişantaşı-Teşvikiye-Maçka bölgesi çok havalı civalı bi yer oldu artık...
Lüküüs ötesi mağazalar, magazin basınının %100 size ebelemesine imkan veren yeme-içme mekanlarıyla mahallemiz oturanlardan çok kullanıcıların mahallesi olmuş durumda!!!!

Walla şurda soluklanim da bi çay içim dediğinizde önünüze 10 lirayı dayıyolar!!!! 
Çay laan bu!!!
Halis muhlis Karadeniz çayı hemdeeee!!!! deseniz de mukadderaaat!

Her neyse efendim benim takıntım, Gülümünsarısı'nın Maçka bölgesinde yapmış olduğu kaldırım genişletme çalışmalarından sonra olanlar!

Bizim mahalleye insanlar şoförleriyle gelirler... Tam gidecekleri yerin önünde illa inerler ve 40 saat içerde kalacak olsalar da arabayı kapının önünde bekletirler!!! 

Seneler önce Elif Dürüst Teşvikiye'de mıy mıy salına salına endam ederken, trafiği alt-üst ederek şoförü de 1. viteste arkasından geliyodu...

Hatun kaldırımda, adam yolda !!!
Ulan kadın düşüp bayılacak mı da takip ediyosun?
Kaçıracaklar mı?
Yaptığı alışveriş torbalarını taşıyamıyo muuuuu????

Yanından geçerken YUH demiştim ve söylene söylene yürüyüp gitmiştim...
Dame de Sion'den sınıf arkadaşı olan ex gazeteci arkadaşıma bundan bahettiğimde 'o hep öyle olmuştur, düşünemez demişti...' 
Gerizekalımı leeyn karı!!! 
Kraliyet ailesi mensubu muda araba onu takip ediyo?
Kırlık alanda yap ne istiyosan ama en işlek ana arterde????

Bizim mahallede böyle görüntülere çok sık rastlanır...
Dün akşam eve dolmuşla dönüyorum, Teşvikiye Caddesinde arabalar 2 sıra park etmiş... Yol tek şeride düştüğünden anlamsız bi trafik var!!! 
Son model arabaların içinde şoförler, sahiplerini bekliyorlar!!!
Bi iktirip gitseniz de trafik açılsa yaaaa !!!

Bu sabah da, Maçka öyleydi!
Bu çook zengin patron bozuntularının yürüyünce şeyleri çoook sallanıyo ve ayrodinamikleri bozuluyo her hal diye düşündüm!

Eeee şeyleri fakir fukaranın ki gibi olacak değil... Yemeden-içmeden-sefadan bi 10 ton çekiyodur her halde ki, yürüyemiyolar 2 adım !!!

Mesela Şamdan'a bi gece şamdan saldırısı yapıcam!!! Hemide yahudilerin 9 başlılarından bi sürü alıp!!!!

İçerde ohaa paraya yemek yiyolar, lüks arabalarını otoparka koymayıp kaldırıma çıkarttırıyolar!!!!

Yuh laaan !!!
Hadi ben otopark parası çingeneliği yapıyorum da sen ki koskoca iş adamı-patron-bilmem kim yakışır mı ayağına Bally alıp giymeyi bilip de otoparka para vermemek????

Yakışıyo abi!!!
Beymen Brasserie'de kahve içerken illa arabaları gözlerinin önünde olacak!!! 
İlla full hava-civa atılacak!!!

Yavrum donunuza kadar bilmem nereden giyinin, bilmem nerede okumuş, bilmem nerenin patronu, çocuğu-kızı-karısı olun o sokaklar, o caddeler, o kaldırımlar hepimizin!!!

Azcık görgülü-kültürlü olun...
Adamların şeyleri-karıların silikonlu memeleri sallanmasın diye 2 adım yürüyemediklerinden tüm sıkıntıyı İstanbul halkı çekiyo yaaaa!!!!!!

Nolur şunlar için ayrı bi semt yaratılsın... Gitsinler orda salınsınlar... Hatta mağazalara bile arabalarıyla girecekleri tasarımlar olsun !!!!

Trafik ne den mi sıkışıyor bizim oraçta ahanda bu görgüsüzler yüzünden!!!
Elime sopa alıp patlatmak istiyorum arabalarına da olan bana olacak!!!!
Huuuuuu yetkililer... Birbirinize yağ sürüp ballandığınız yetmedi miiiii azcık fakir-fukaranın-halkında hakkını koruyup kollayın daaa!!!

Hep zengine hep zengine... !!!
Salın trafik ekiplerinizi çatır çatır caza kestirin-çektirtin arabalarını!!!! 

Yok hödük milletiz abi!
Sadece kendisini düşünen, gösteriş meraklısı hödük bi milletiz!
Bizden bırak cacık olmayı acur bile olmaz abi!!!

Ağız Sağlığı&...

Uykudan önce dici 17'de home tv'yi izlemeyi çok seviyorum...
Genellikle yemek programları oluyor ve yatağın içinde irademle savaşıp yemek programlarını izliyorum...
Bi gün uykudan önce izlediğim onca yemek programı sayesinde bilinçaltım fışkıracak ve çok süper ötesi bi aşçı olucam :ppppp

Dün akşamda alışkanlıkla 17'yi açtım Dr. Oz varmış...
Ağız kanserini işliyolarmış...

Basbas dişçinizden ağız kanseri muayenesi isteyin diyip durdular...
Türkiye'de hangi dişçi böyle bir muayene yapar merak ettim?
Bu güne kadar hiç bi dişçim yılda 1 defa bile olsa, dilimi çekip-çekiştirip böyle bi muayene yapmadı...

Ağız kanserlerinin çoğunluğuna HPV virüsü neden oluyomuş bu arada... Sigaradan-çok alkol kullanmaktan da oluyomuş ama dün geceki konu HPV ve ağız ilişkisi olduğundan onun üzerinde çok durdular...

Parterinizin pipisini illa yalayacaksanız prezervatifli yalayın dediler...

Bende burdan yeni nesli uyarayım dedim...
Eski neslide... :p

Günümüzde HPV çok yaygın...
Cinsel ilişkiye girmeseniz bile ordan burdan kapabiliyosunuz...
Benim jinom beni aşıladı... Nolur ne olmaz diye... 
Kız çocukları ergenliğe girer girmez aşılanıyor... Erkek çocukları içinde aşı araştırmaları sürüyomuş...

Bu kadar infoya neden mi sahibim, jinomun yiyeni dakka bir gol bir ilk oynaşmasında kapınca bizimkisi bütün hastalarımı aşiliiiip brifing vericem moduna girdiğinden biliyorum...
Yarım saatten fazla konu hakkında info dinlemiştim!!!!
Eeee şey iyi güzelde, biz hadi şey içeriye girsek, baksan da ben gitsem...Puuuf daha ne kadar anlatacak... İiii peki kaç para bu aşı? Taksit yapıyomusunuz? :p Yapmıyomusunuz? Yaptırmazsam beynimin etini yicen galiba... İ peki yap ama susucan dimi sonra! 
Walla ben kendi sağlığımdan çok çenesinden kurtulmak için yaptırdım aşıyı...
Yoksam yok öyle aktif ötesi aktif bi cinsel hayatım!!!

Umumi bir tuvalette bir anlık oof bacaklarım yoruldu ucundan acık popomu koyyim dediğiniz o saniyelik anda bile kapmanız mümkün!

Cinsel hayatınız sizin ister yalarsınız-ister yalamazsınız... Ama kendinizi düşünmüyorsanız partnerinizi düşünün...

Bi şekilde korunun...

Rahim ağzı kanseri ölümcül kanserler listesinde Amerika'da 14. sıraya düşmüş... 

Bizim toplumumuzda bakireyken jinoya gidilmez mantığı vardır...
Gidildiğinde çok geç kalınmış olunabilir...
Lütfen saçma sapan yobazlıkları bir kenara bırakın ve senede 1 defa gidin kontrol olun...
Smear testiyle bu kanser tespit edilebiliyor...
Smear yapılamayan çok ama çoook mühim olan soğan zarı durumları için muayene tekniği doktorunuzun uzmanlığına kalmış olsa da gidin...

Günümüzde seks çok tehlikeli bir hal almaya başladı...
Her gece gönlüm hovarda bi anlayışınız-yaşam tarzınız olmasa bile, sevgi-aşk cinselliği yaşıyo olsanız bile HPV ile tanışmanız mümkün...

Ağdadan, umumi tuvaletlerden, oynaşmadan... İlla tam bir birleşme bile olması gerekmiyormuş...

Korunun, korundurun abi!
Walla sigara içen bi şahsiyet olarak kansere bi zevk anı kurbanı olarak yakalanmak istemem !!!
Senelerce içtim de oldum demek başka, ulan kırk yılın başı bir zevk yaşayalım dedik, bari orgazm olaydım, hem olmadım hem kanser oldum demek başka... :ppppppppppppppppppppppppp

Töbe töbeeee...
Her işin geyikini yapmadan duramam biliyosunuz...
Her neyse sırf cinsel bölgeyi tehdit etmiyor, ağzı da tehdit ediyomuş tayni siğilciklerden olan kanser...

İlginize-bilginize...
Sorumlu insan türü olarak bilgilerini-öğrendiklerini paylaşmayı sever biri olarak ben yaptım yapacağımı...
Gerisi size kalmış ! ;)

26 Mart 2012 Pazartesi

Ex buddy!

Eski dostum geri döndü !!!
Ah canıııım, allah belanı vereydi de gelemeseydin !!!
Nerden çıktın...
Hiç geri gelme ihtimalin yok diye düşünüyodum...
Gelmen için, koşa koşa coşkulu ötesi bir coşkuyla gelmen için ne yapmış olabilirim? Bilmeden etmeden seni nasıl çağırmış olabilirim acaba????
Bence sen bi takım şeyleri yanlış yorumladın... Gelmeni gerektirecek bi durum yoktu...
Çok mu sıkıldın gittiğin yerden de o yüzden mi döndün?
Def edicem seni diye oysa neler etmiştim ben...
Bu sefer çok uzun kalmicaksın dimi?
Of ooof!!!
Başımın belasıııııı döndün mü yine!!!
Döndün walla !!!
Hemi de bu sefer yerleşmek için başka bir yer bulamamış gibi gözüm üstüne döndün !!!

Seboreik egzamam geri döndü efem!!!
Gözüm aydın!
Hem de ne aydın!!!
İki göz kapağımın üstüne geldi oturdu!!!
Yetme di bi de eski yerine de ucundan acık yerleşti!!!

Göz kapaklarım ve ensem eski dostumun dönüşü şerefine kıpır kıpır, hatır huturlar!!!

İlk baştaki geliş sebebi gibi şimdi ki geliş sebebi de belli değil!
Kullandığım kapatıcım mı?
Pudram mı?
Lensin mi?
Bahar alerjisi mi?
Yoksam bir süredir ailecek yaşadığımız ufak sıkıntılı dönem mi?
Walla o kadar stres yapmadım...
Ya da yaptım namussuz vücut ne kadar stresli olduğumuzu bizden saklayıp, sen üzülme ne uykunu kaçırıcam, ne depresyon belirtisi yapıcam usul usul cildini kabartıcam kararı mı aldı!!!!!!
Bilinmiyoooor!!!

Genetik olarak göz altı morluğu yaşayan bi hatun olarak kapatıcısız, rimelsiz günlerime başladım...
Lenslerimi çıkarıp gözlük takma fikri ise sadece evde geçerli olabilir!
15 küsür senedir lens kullanan biri olarak sadece akşamları yatmadan önce gözlük kullanmaya alışmış olan ben yeniden 7x24 gözlüklü olamam!!! O gözlük 2 günde kırılır walla !!!

Sorunun lensimden kaynaklandığını sanmıyorum...15 senedir aynı marka aynı solüsyon! 

Son günlerde tembellik edip göz kremi sürmeden kapatıcı ve üstüne de pudra sürmem göz kapaklarımın derisi kurutmuş olabilir... 

Yıllardır şiseydo kapatıcı kullanıyordum... Bitip yenisini almaya gittiğimde tasarımlarını değiştirdiklerini görüp homur homur olup almıştım...Ürünün içeriği de mi değişti acaba? Shiseido'ya dava mı açsam... :pppppp

Beaaaa !!!
İğrenç şampuanla yıkanıp losyonlanma eziyeti yeniden hoş geldiiiiin!!!!!

Bana bak seboeg, geçen sefer belime gelen saçlarımı kestirmiştim sırf bir an önce iyi ol diye... Bu sefer kestirmem!!! Bu sefer saçıma başıma yeni bi tasarım yaptırtamazsın ona göre !!! Hem o zaman gençtim... şimdi sıkar kestirmek!

Ulan, Camellia's Tea House'dan içime doğmuş gibi cilt çayını iyi ki almışım...
Günde 3 defa bitki çayı iç, çişe git!

Yaw benim abidik bedeniiiim, walla stresli dilim leeeyn!
Walla kafama taktığım bişi yok... Takıyosam da normaleee boyutta takıyorum!!!!
Aaaaaaaaa !!!
Genetik koduma, hassas ve naaaarin bünyeme dalacam haaa !!!

Sevgili vücudum neye üzüldün?
Dizine mi?
Geçecek dizin... bak ilaçlar etkisini göstertmeye başladı bile...
Yoksam o ilaçlar mı bünyeyi sarstı????
Cilt döküntüsü yan etkisi bende seboegzama olarak mı çıktı???

Aaaaaaaa...
Sıçarım leeeeyn!!!!
Bana bak vücut topla kendini... Her ne halttan eski dostu çağırdıysan yolla bir an önce !!!
Çekemem uzun süre oranı kremle-buranı losyonla...
Hadi ex buddy, badi badi yallah...
Höööyt!

25 Mart 2012 Pazar

Shakespeare & I...

‎'Korkudan yediğim lokma boğazımdan gitmeyecekse, 
Her gece korkunç rüyalar saracaksa uykularımı 
Varsın her şey çığrından çıksın, 
Bu dünya da yıkılsın öteki dünya da, 
İnsana rahat nefes aldırmayan kuruntularla 
Beynimizi bir işkence masasına çevirmektense
Ölüp rahat etmek daha iyi,
Rahat etmek için öldürdüklerimizle.'
(III. ii. 165-172)

'Kendini boşuna harcamış olur insan
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa.'
(III. ii. 6-9)

William Shakespeare
 


Walla siz hangi adama ne verirsiniz bilmem ama ben Shakespeare'le güzel bi sohbet sonrası şeye hayır demezdim !!!
Zaman yolculuğu olma imkanı olsaydı, Ay fonumla fotomuzu çekip face ve twitte eheeee yapmaktan öyle böyle zevk duyardım !!!
Tarihteki bazı adamlarla olmak bizi ırıspı yapmaz diye düşünüyorum...
Mesela CHE... Arzularımın arzusudur adam !!! 
Evet içimde bi sapık olduğunu kabul etmekte fayda var sanırsam...
Kabullenmek tedavinin yarısıdır... :pppppppppppppppppp
Muzurluk bi yana Şekspir amcayla yaşadığı dönemde bi deneyim çok ama çoook isterdim... 
O yüzdendir her Londra seyahatimde Shakespeare Globe'da oyun izlemem... ;)
İtinayla tavsiyem olunur efem...

24 Mart 2012 Cumartesi

Sepet sepet yumurta...

Son yıllarda kısa adı AMH yani antimüllerian hormon üzerinde çok duruluyormuş... Kanda bakılan bu hormon sayesinde bekar veya evli (böyle bi ayrım da niye yapılmışsa) veya ileri yaşlardaki hatunların gebelik şansları söyleniyormuş...

Pek çok kadın biyolojik olarak en doğurgan oldukları yıllarda doğurmak yerine eğitimi ve kariyeri tercih ettiklerinden bu test sayesinde doğurganlıklarının ne kadar kaldığını öğrenip doğru planlama yapmaları mümkünmüş... 

Aha buyrun haberi okuyun:                   http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20193140.asp 
Haberi okuduktan sonra hem memnun oldum hemde sinirlendim...
21.yy'a geldik hala dert kadının gebeliği!

Günümüzde deneme yanılma yoluyla değil gelişen teknoloji sayesinde kanınızdan üretim kapasiteniz ortaya çıkıyor!

Uzun süredir çocuk sahibi olamayan insanlar için ve bazı rahatsızlıklar için önemli olan bu test, günümüzde pek moda olan evlilik anlaşmalarına yeni bir madde olarak katılır mı diye düşünmeden de edemedim...

AMH'ni getir görim ona göre evlenelim!
Bu test bir nevi hatun kısmısının GBT'si!

Testi yaptırtıp amanııın 3 senem kalmış bir an önce koca bulup çocuk sahibi olmalıyım stresine girecek kadınlar çok olacaktır...
Ya da Sementa gibi özgür seks sevenler menopoz tarihini öğrenip emeklilik günü sayar gibi meno günü sayacaklar !!! :ppp

Bu haber kendimi bana tavuk gibi hissettirdi!
Evet doğada tüm dişilerin görevi doğurmak! Deniz atları şanslı dişilerden !!! Gelde kıskanma! Tüm gebe kalacakmıyım stresi, tasa, doğum sonrası kilo, hamilelik çatlakları derdi erkekte!!! :ppp

İnsan tavuklarız...
Ergenliğimiz başladığı anda da yumurtlamaya başlıyoruz... 400-500 bin yumurta hücresiyle hayatımıza devam ediyoruz... Kimi rafadan, kimi kayısı, kimi şanslıysa civ civ oluyor ve hepimizin bir gün fabrikası teklemeye başlıyor sonra da kepenkleri indiriyoruz...

Bizim için yumurtlamak çok eziyetli bir şey... Ama karşı cinsimiz için 'geleceğinin devamı' demek...

Soy uğruna kaç kadının canı yanmıştır ve hala daha da yanmaya devam etmekte ve edecekte...

Bir türlü civciv çıkmayınca aile ilk önce kadını suçlar! Ulan belki sorun çok kıymetli oğulunuzdadır ne malum kadında olduğu? 

Bu soru kısırlığın yüzde kaçı kadında-erkekte merak ettirdi... Böyle bir istatistik çalışma yapılmıştır elbette de şimdi araştırmaya üşendim... Kadınlar mı yok sa erkekler mi 1. sırada acaba? 

İnsan tavuklar olarak bilmem ne profuda olsak doğanın bize uygun gördüğü görevi yerine getiremediğimiz de bize yarım-eksik-işe yaramaz yaftası yapıştırırlar! 

İstersen başbakan ol... Yumurtalarından civ civ çıkmıyoooo beaa!!!

Böyle bir teste ihtiyaç duymuyorum...
Benim jinom her kontrolümde utrason görüntülerime bakıp, 'gıd gıdaaak yumurtam sıcaaaak' yapıp eeee hadi doğurtayım seni artık diyen bi psikojinomanyak olduğundan ben benim yumurtaların bi 5-10 sene daha iş görür vaziyette olduğunu düşünüyorum...

Bi de böyle bi test yaptırıp da zamanımın azaldığını görürse mannak hatun sokakta ki simitciden bile beni hamile bıraktırır walla!!! 

Doğum, kontrolden daha fazla para getiren bişi olsa gerek ki benim ki illa doğurtmak istiyoooo !!! Neyine yetmiyo leeeyn senede bir 250 gayme!!! :ppppppppp

Bilgisayar oyunlarında oyuncunun ne kadar canı kaldığı başının üzerinde yanıp sönen info zımbırtısıyla belli olur ya... Bilim insanları biz hatunlara da öyle bi kelepçe yapsınlar...

Yumurtluyomuyuz, yumurtlamıyomuyuz, ilişki için uygunmuyuz, tehlikeli dönemdemiyiz, kaç yumurtamız kalmış direkt olarak görünsün!!!


Derdi civ civ çıkartacak bi kadınsa infomuza bakar öyle yanaşır yanımıza...
Hem sonradan 'hakim amca yaaa bu civ civlemiyooo yaa' diye ağlayıp-zırlamazlarda !!! :ppppp

Hem bu alet, mestruasyon sendromlarımızı bi türlü anlamayıp anlamsız tartışmalar yaşatan erkeklerimize de kolaylık olmuş olur!!! :ppppp

Dünyanın sonu da gelse hala 1. görevimiz gebelik olacak!!! 
Erkekler içinde test istiyom üleeeyn!!!
Benim yumurta sayımı bilmek isteyenin ben de solucan sayısını bilmek isterim!!!

Aaaaa yani insanın feminist damarını inadına kaldırıyosunuz yaaaa!!! 

Sepet sepet yumurta
Sakın beni unutma...
Tak sepeti koluna, hadi yolunaaaaaaaaaa !!! :pppp

23 Mart 2012 Cuma

Kaaapam olsun kötü gözlülere, düşünenlere !!! ;)

Benim Hayatımı Yargılamadan önce ..
Benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, 
Sokaklardan, dağ ve ovalardan geç . 
Hüznü, acıyı ve neşeyi tad... 
Benim geçtiğim senelerden geç, 
Benim takıldığım taşlara takıl,
Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git,
Benim gittiğim gibi !!
Ancak ondan sonra BENİ YARGILAYABİLİRSİN ..!
 

KicoNico

Dün bir arkadaşım kızına İmaginarimu'dan KicoNico adında bir oyuncak ayı almış...

Ayının özelliği bir kulağı diğerinden daha büyük ve yamalı olması. 'Arkadaşlarımı kusurlarına rağmen seviyorum' mesajı vermek için tasarlandığını söylemişler...

Arkadaşım bu oyuncağı kızına aldığı mağazayı bu yüzden çok sevdiğini söyledi... Kusursuz Barbiler, teknolojik oyuncaklar yerine sosyal sorumlulukları öğretecek oyuncaklar yapıp  çocukları eğittikleri için...

Baba annenin pozitif düşünceleri için:  Bende parasını verirken aynı pozitif enerjiyi hissetseydim, hem bi kulağı diğerinden küçük hem yamalı hem yamuk bir ayıya o kadar para verdim... diye yorum yaparak eşine takılsa da her ikisi de çok önemli bir şey yaptıklarının bilincindeydiler...

Bizlerin çocukluğunda memlekette sadece Fatoş vardı... Bizler Fatoş'la büyüdük... Şanslı olanlarımız yurt dışından gelen oyuncaklarla teknolojiyle-kusursuzlukla tanıştı... Ancak bizim zamanımızda bahçe oyunları, bez bebekler, evdeki artık eski parçalarla oyuncaklar yapma vardı...

Bizler yeni nesilden daha yaratıcı büyüdük...
Ne kadar varlıklı olunsa da kolu-bacağı çıkmış bir bebek, tekerleği olmayan bir araba çöpe gitmezdi... Hala bir şekilde onları oyunlarımıza katardık...

Televizyon yoktu biz büyürken...
Biz büyürken 90-60-90 vardı...
Şimdilerde sikini ötesi sikini olma hali bi tek ex manken Twigy'de vardı... Biz büyürken o kadar zayıf olmayı hayal etmiyorduk... Sadece sarışın Farrah Fawcett olmayı hayal ediyorduk... 

Sınıf ayrımı şimdiki gibi yoktu...
Kapıcı çocuğu da zengin apartuman sahibinin çocuğu da birlikte oynuyordu... Şimdilerde 'Adını Feriha Goddum' sendromu yaşanıyo :ppppppp

Karton bebeklerimiz Şebnemler vardı...
Oğlanların plastik arabaları...

Kimse kimseye sidik yarışı yapmazdı... Yapılırsa da harbiden oğlanlar pipilerini çıkarıp işeyerek yaparlardı !!!

....

Şafak Pavey bizim toplumumuz için yıkım olmuştur!
Bizim toplumda biraz acıma, şekilcilik olduğundan böylesine güzel-iyi eğitimli bir hatunun başına böyle bir şey nasıl gelebilirdi?

Onun gibi bir aileden gelmeyen, onun eğitimine ve güzelliğine sahip olamayan kaç kişi duvarların ardın da oysa ki...

Evet tanrı bizi 2 kollu, 2 ayaklı, 2 gözlü yaratmış... Birinden biri giderse biz biz olmaktan çıkmıyoruz ki...

Azalmıyoruz...Yok olmuyoruz... Belki yarım oluyoruz ama tamken de yarımımızı arayıp durmuyormuyuz?

Ee o zaman  yarım kalmışın yarımı olup birlikte tüm olmak varken neden ııyk-vııyk yapıyoruz?

Avrupa seyahatlerimde özürlülere karşı insanların tutumu hep ilgimi çekmiştir.
Aşağılamazlar, yadırgamazlar, itmezler... Hayatın içindedirler...
Evet belki yetişkinler için durum daha olgundur, çocukken belki çok canları yanmıştır...
Burda sorumluluk aileye düşüyor...
Düşünsenize ilk okul öğrencisine gözlük taktıramazsınız arkadaşları 'dört göz' derler...
İyi ya işte senden çok gözüm var, Kırmızı başlıklı kızın büyük annesi gibi her şeyi daha iyi görüyorum!!!

Bu coğrafya maalesef şekilcidir...
Kaşa-göze-boyuna-akla gelmeyecek şeye takar...

Doğum lekesi olan bir insanın günahı nedir?
İnanış gereği annesi hamileyken canı bişey çekmiş olmamışta o yüzden olmuş bir lekenin günahını zavallı ömür boyu mu çekecektir?

Demek Akbağ'ın Feriştah'ı bence çok güzel bir cevaptır... Kınalı kuzum diye sever kocası onu...
O leke ayıp değildir, günah değildir... Ama gelin görün oğlunuz öyle bir kıza gönül verse kızın eğitimi, ailesi, boyu-posu, sevdası sizin gözünüzde beş para etmez!!!

Çayırda ki bir gözü kara benekli kuzu oysa aaay ne şekerdir!!!

Ağaç yaşken eğilir...
Tam takım taklavat olmak önemlidir elbet... Ama olmasak da yaşayabildiğimiz göre?

Önemli olan harbiden iç güzelliktir... Elbet insanoğlu hava civa atıp en güzeline en iyisine sahip olmak ister de her güzelin vardır bi kusuru... Sonuçta insan yapımıyız... Tanrının elinden de bi yere kadar gelir... Gen neyse o ! Mukadderaaat ! :)

Dilruba'nın yüreği insan sevgisi dolu-ayrımcısız-yargılamayan-kınamayan bir genç hanım olacağına inanıyorum... O ayıcık ona kusurların kusursuzluk olduğunu öğretecek !


Dilruuuş bu kadar yağlamadan sonra büyünce artık bana bakarsın! ;)

Sempati kadar empati de önemli...
Hadin iyi empatileeeeeer...

Komşu komşu huuuu... ;)

Sabah evden çıkarken karşı komşumla karşılaştım...
Kendisi emekli bir mimar... Çok kibar bir beyefendi...
Sabah sabah sizli bizli sabah muhabbeti yaptık...
Asansöre binip aşağıya inerken, bu kibar beyefendinin komşusu olarak 'kibar' olmadığı bazı anlarına şahit olduğumu düşünüp komşuluğun özel sırları-anları-habitleri bilmek olduğunu fark ettim... 

Evimizin duvarlarının inceliği sebebiyetiyle karşı komşumun gece yarısı kalkıp yatak odamın sol duvarının arkasında olan banyosunda,  günde 1.5 paket sigara içsem de çıkarmadığım sesleri çıkarması onun hakkında bildiğim bir sırdı.

Komşular olarak hepimiz birbirimiz hakkında kimselerin bilmediği sırlara-habitlere şahit oluyoruz...

Dışarda kibar olan adamın aslında nasıl bir hödük olduğu...
Sapık üst komşum sayesinde deneyimleyerek öğrendiğim nasıl cinsel fantazilerin olduğu...
Karı-koca ne için kavga ediyolar...
Adam mı kadını dövüyor, kadın mı adamı...

Düşünsenize bazen en yakınlarının bile bilmediklerine siz şahit oluyorsunuz...
Komşuculuk mefhumu 'komşu komşunun külüne muhtaç olurmuştan' öte bir şey bence... 

Bi düşünsenize farkında olmadan ne kadar çok infoya sahipsiniz komşularınız hakkında...

Gelen postalardan tutunda, çöpe attıklarına kadar...

;)

22 Mart 2012 Perşembe

Sevgili bankam...

Şimdi görgüsüzlük gibi olacak ya... Ama inanın görgüsüzlük değil yazma sebebim... Aylardır beni şişirip-pişirmeleri!

Sevgi Akbank beni aylardır deli ediyor...
2 gün önce müdürün odasına mevduatımı çekip karşınızdaki İşbankasına yatırıcam diye daldım, müdüre hanım amaaan sakin olun dedi...

Sakin olacak bi durumum yok artık dedim...
Ben kredi kartı kullanan bir insan değildim... Çok sık seyahat ettiğim için nolur ne olmaz diye çıkardım... Çıkarmışken de havalimanlarında ki Lounge'lardan faydalanım bari dedim... 
Wings kart çıkarttırdım!
Benim kartım geldi Akbank havalimanı hizmetlerimizden sadece 'balack kart' sahibi müşterilerimiz yararlanabilir artık diye oyun bozanlık yaptı...

Peki dedik bunu iptal edip onu çıkartırız... 
Bütün yazı Çeşme'de geçirmem sebebiyetiyle benim başvurum geçikti... 
O oldu bu oldu geldikten sonra da bi bankaya gidemedim...

Müşteri temsilcimi aradım siz işlemlere başlayın ben bi ara imza çakmaya gelirim dedim!

Bana çıkara çıkara limiti ohalıııık sade basit wings kart çıkarttılar!!!
Dedim bu benim istediğim değil... Alın bunu iptal edin bana black çıkarın...

Müşteri temsilcim demesin mi çıkaramayız...
Niye dedim... Mevduatım mı yetersiz sebep ne bileyim...
Çalışmıyo gösterdiğiniz için kendinizi veremiyoruz!

İlla iş yerimden evrak-gak-guk beyan etmemi istiyolar!
Ben bu güne kadar çalıştığım hiç bir iş yerimden evrak istemedim! Prensibim... 
Vizelerimi bile kaç yaşında hatun olmuş olsam da vasim annemdir, gezimi annem karşılayacak diye gösterip alırım...

Sevmem iş yerlerimin SGK evrağı veren birimleriyle muhatap olmayı... İstemem özel yaşantım hakkında bilgi sahibi olmalarını...

Bu belgeyi ne için istiyosun diye sorduklarında kredi, vize, kredi kartı vs. infosu vermek zorunda kalmamak için kendimi hep çalışmıyo gösteririm. 

Keyif benim leeyn! İster beyan ederim ister etmem!
Bi de çalışıyo gösterirsem nımızsız AB ülkeleri uzun süreli vize vermiyo... Pasaportumda en az 6 aylık bi şengen yoksa o kadar vize parası vermek anlamsız geliyo bana... Benden 100 küsür lira vize parası alıyosa en az 6 aylık vizeyide pasaportuma çakmalı! 

O yüzden çalışsam da çalışmasam da ben kendimi çalışmıyo olarak beyan ediyorum... :)))

Black kart iş adamlarına verildiğinden illa işimi ve maaşımı beyan etmeliymişim!

Dedim beyan etmiyorum... Oraları kullanan herkes Sabancı-Koç değil... Tayni Kobi'ye iş adamı muamelesi yapıp verdiğiniz kartla hiç iş adamı kültürüne sahip olmayan insanlar dolanıyo o salonlarda!!! 

Ben bankamdan müşteri memnuniyeti bekleyip mevduatım oranında değer bekliyorum dedim...

Holdingimde olsa beyan etmicem... 
İnadım abi!!! ;)
Bir kaç sene önce istemediğim halde durmadan American Express'i neye dayanarak gönderiyodu peki bankanız? 
O zamanda kayıtlarınızda çalışmıyo gözüküyodum???? Çalışmıyo gözüken birisine GOLD AM gönderdiniz !!!!!!
2 haftada bir eve kurye geliyodu... Durmadan telefonla aranıyor niye kartı kabul etmediğimi sorguluyodunuz? Artık Garanti veriyo zannedersem de zırt-pırt Amerikan express göndermenizden öyle kurtuldum dedim...

Gak-guk yaptı hatun... Olaya müdüranım dahil oldu ve aaa dedi ne demek... Elbette black kart veririz size....

Dedim vermeycekseniz İş bankası şart-şurt aramadan Maximiles kartıyla herkese hizmet sunuyo... Alim paramı kafam ağrımadan tek kredi kartıyla hizmetlerden yararlanayım...

Aaaa olmaz ne demek...

Formu doldurduk...
Londra'ya gitmeden elimde olsun diye acil kuryeyle gönderdiler... Keyifle zarfı açtım, Master!!!!

Giyindim üstümü gittim müşteri temsilcime;
Dedim ben visa istemiştim, bu master... 
Bi fark yok dedi... İkisi de aynı...
Türkiye'de aynı olabilir ancak yurt dışında Visa daha yaygın!
Ben orta avrupanın ortasında Prag'da ne american ex. ne de master card  geçmediği için hesabı ödeyemediğimi bilirim! 
Kız suratıma baktı bön bön...
Amcam visa cardlarını otelde bırakmış... Yedik içtik hesap geldi 2 kartta geçmiyo dediler... Üstümüzdeki nakitte hesabı ödemeye yetmeyince otele gitmiş amcamın otelde bıraktığı visa kartları alıp gelmiştim....

Ben kredi kartını taksit için, puan için almıyorum... Allah korusun o kadar dünyayı gezerken başıma bi hal gelirse kullanmak için alıyorum... Ben taksitli alışveriş hiç yapmıyorum... Tek çekim hep! Benim kart amacım Türk milletinden başka...

Kız master'ı istememe çok bozuldu... Biz dedi ekstra para ödedik kart seyahatinizden önce elinize geçsin diye dedi...
Bana ne dedim... Koca Akbank benim fahiş fiyat kurye paramla mı çökecek? 
Kartımı iptal edin visa'ya çevirin dedim...

Kız gıcık oldu bana... Londra dönüşü onun başka şubeye gittiğini öğrendim... Başvuruyu yine nasıl yaptıysa normal visa geldi!!!

2 gün önce internetten hesap kontrolü yaparken 3 kredi kartım olduğunu görünce cinnet geçirdim...

Master'ı iptal etmemiş... Oha limitli yeni visam ve ex visam bana gülümsüyolardı ekrandan !!!

Sabah sabah müdüranımın odasına daldım ve, benim annemin ex bankacı olduğunu biliyorsunuz... Milleti ayakta uyutursunuz ama bizi ı-ıh! Ben öyle çok limitli-altın rengi-bal rengi karta tav olmam! Benim ihtiyacım neyse ben onu istiyorum... Mevduatımın bankanızda değeri sıradan bir kartsa benim ihtiyacıma uygun değilsiniz o zaman... Giderim istediğimi bana verecek başka bi bankaya...

Ay Ozy hanım ne demek...Yapmadılar mı yine... Ne demek vermemek... Gak guk... 
Genel müdürlük arandı ve kart talimatı verildi... 
Şu an yoldaymış...
4 aydır havalimanlarında rahat rahat takılim diye çektiğim eziyetten gınna geldi...

Ben bedava kahve-alkol-kuki derdin de değilim...
Rötarlarda rahat rahat oturayım-yayılayım derdindeyim... 
Anamla birbirimizi 40 defa kaybedip 40 defa bulacağımıza nerde oturduğumuzu nerde buluşacağımızı bilelim derdindeyim... 
Bebeeem ben havalimanlarında dandik kahve içmeyi sevmiyorum mekanınıza geldiğimde elimde starbucks'sın kahvesiyle gelicem zaten !!! 

Neyse ilk uçuşta loooonçlarının canına okicam !!! 

Bankalardan, değerli müşterilerine şart-şurt sunmadan her türlü ayrıcalıklı hizmetlerinden yararlanmalarını sağlayan bir uygulama rica ederim...

Annem gibi iyi bir müşteri kredi kartı yok diye bir takım imkanlardan yararlanamıyor mesela... 

Bak mevduatına, sor şube müdürüne bi jest yap!
Hesap özetine, havaleye, gaka-guka para kesip adamı inek yerine koyyuyosunuz da azcık sağdığınız ineeede besleseniz diyorum!!!!

Akbankııııım kırmızına boğalar girsin inşallah maaaaaşallah!!!!

Milli Reasürans Oda Orkestrası ;)

1996 yılında kurulmuş olan Milli Reasürans Oda Orkestrası mahallemizin en önemli kültürel etkinliklerindendir...

Öyle herkes MR'ın konserlerine gelemez... İsminizi yazdırmanız gerekmektedir... Sizi gönderdikleri davetiyeyle içeri alırlar... Biz 2003-4'den beri üyeyiz... Bazen burnumuzun dibinde bir yer olmasına rağmen posta hatasıyla davetiye elimize ulaşmıyor ve kaç senelik müdavim olmamıza rağmen kapıda davetiye sorgusuna çekiliyoruz! Böyle sıkı tedbirlerle konser keyfi yaşıyorsunuz...

Konserlerden çok yarım saatlik arada servis edilen içecekler ve yiyecekler sebebiyetiyle 'in'! 

Devletimiz alkol yasağı getirene kadar her konserde kokteyl keyfi yaşayabiliyoduk...

Şimdilerde meyve suyu-gazlı içecekler servis edilmekte... 
Servis edilen en top ürün ise ıspanaklı talaş böreği! Kıymalısı-peynirlisi değil ıspanaklısı için millet garsonları helak ediyor!!! :)))

Mesleki bir habit olarak her yerde istem dışı gözlem yaptığım için çık kısa bir süre sonra insanların konserden çok bedava alkol için geldiklerini fark ettim.

Servis edilen şarapta kaliteli bişi olsa! Kavaklıdere servis ediyolardı!
Son zamlarla şarap almak bütçeyi sarsar bi hale geldi de o zamanlar için sarmayacak bi fiyatta olduğundan sırf bedava alkol için bi konsere gitme bana absürt gelmişti...

Avusturya Kültür halis muhlis Avusturya şarabı servis ediyodu... Memlekette bulunmadığından oraya hem şarap hem konser keyfi yaşamaya gitmeyi anlarım da Kavaklıdere için...

Her neyse... Dün akşam MR'a konsere gittim...
Genellikle kemikleşmiş bir izleyici kadrosu vardır... Saçları yapılı yaşlı teyzeler, şık takım elbiseli amcalar...

Yılların verdiği tanışıkla ahbap olmuş bir kitle...
Yerime oturduktan sonra yanıma 2 yaşlı bayan oturdu ve başladılar millet hakkında yoruma...
Bilmem kim bey hep öne otururmuş bu sefer niye arkaya oturmuşmuş...
Aaa aylardır görmüyorum nasıl zayıflamış...
O hep başa oturur, ortaya oturmaz...

Sağım-solum birbirini tanıyan insanlarla dolu olduğundan tüm salonda o bu şu konuşmaları vardı...

Annemi tanıyan çok meraklı hanımlar beni görünce sorguya çekmeye çalıştılar!
Annem nerdeydi?
Niye gelmemişti?
Hangi konsere gitmişti?
Yarın akşam nereye gidecekti?

Hele bi tanesi tam önümde oturduğundan saçını-başını yolma hayalleri kurdurttu bana!

Annem 1 kere onu bu konsere davet ettikten sonra hatun illa tüm konserlere gelicem ben diye tutturdu... Konserin güzelliği değildi bence sebep, yeme-içme keyfiydi... (çok  mu kötüyüm? eheee) Davetiyemiz 2 kişilik... Bazen annem gidiyor bazen ben... Ya da arada sevdiğimiz dostlarımıza veriyoruz... Annem kibarca her konsere onu götüremeyceğini söyledi... İsminizi yazdırmayı deneyin dedi...

Koltuklar da numara yok... Salon kapasitesini aşmasın diye herkesi kaydetmiyorlar... Onlarda haklılar... Davetiye gönderdikleri herkes gelirse ne olur?

Hanfendiyi kaydetmediler...
Hatun bu sene bence başımızın belası oldu! Annem öyle söyleme diyor ama hiç arayıp sormayıp sadece MR'nın konseri yaklaşırken biri sizi arıyosa ben iyi şeyler düşünemem!

Herkese karşı içinde sonsuz sevgisi olan ve herkese iyilik yapmak isteyen annem kötü düşüncede bilmediğinden benim cıkcıklarımda hop oturup hop kalkıyor! Hatuna bodozlama tepkimi göstereceğimi bildiğinden köşe bucak hatunu benden kaçırdı bu sene!

Kaçırdı ama dün gece hatun önüme düştü!!!
Siz nasıl geldiniz dedim...
Kem küm etti...
Ulan dedim acaba bizim adımızı mı verip girdi içeri!!!
Daha önce başka bi manyak hatun yapmıştı çünkü!
Çık yukarı girişteki görevlileri sorguya çek dedim ve hatunu attırt!
O ha demeyin bana!
Oğlu hasta diye sevgili annem ona moral olsun diye tüm etkinlikleri bildiriyor, yer arıyor, hatun bir defa bile anneme şurda şu var ben oraya gidiyorum sizde gelin demiyor!
Ah bana niye haber vermediniz dediğinde de, aklıma gelmediniz diyebilen bi ...... !!!

Ben bizi biletix gibi kullanan bu hatunlara gıcığım!
Hiç unutmam Beşiktaş'da oturduğumuz yıllarda bi teyze ev telefonunu bilmem ne  telefonuna çevirmişti!!! 
Saat olmuş 12 bizi arıyo ve konser programı soruyo! 
Ben yatak odasından ulan kime ne oldu bu saatte arıyolar diye yüreğim ağzımda geliyorum hatun ay saat çok geç özür dilerim filan demeden anneme program soruyo...
Anne diyorum şunlara bişi söyle...
Benim pamuk yürekli annem, ay öyle deme derdi var, yok hasta yok bilmem ne herkese yufka yüreklilik yapıyo!

Bane lan oğulları hatunla ilgilenmiyosa ben mi pışpışlicam!!! 

Bu teyze bi akşam üzeri annem evde yokken yarım saat beni telefona kitleyip deli etmişti...
Annen nerde?
Bilmiyorum, eve geldiğimde yoktu?
Konsere mi gitti?
Bilmiyorum... Bu gün annemle akşam programını konuşmadık... Konserde de olabilir, bir arkadaşına da gitmiş olabilir bilmiyorum...
Hatun soruyo inatla...
Ya sabır bismillah... Şeytan bunaaak kadın bilmiyooom leeeyn diye hönkür dedi... Ama yapmadım... 

Bi yaştan sonra maalesef insanlar böyle takık oluyor... Umarım ben günün birinde tepki gösterdiğim bu kadınlar gibi olmam!

Neyse dün akşama dönelim...
Ara oldu çıktık... Bi cola alim dedim... Demez olaydım... O şık-mık amcalar-teyzeler nasıl canavara dönüşüyor inanamazsınız!
Sıra benim olmasına rağmen itiyolar-kakıyolar... Bir verdim iki verdim sıramı sonra aaaaa dedim yeter bea! Saygı saygı nereye kadar, benim sıram hanımefendi diye bir tanesini tersledim!

Sonra kuytu bir masaya geçtim... Geçmez olaydım... Garsonun börek tabağını bırakmasıyla bir sürü insan hem masaya hem benim üstüme hücuma geçti!

Börek ulan!
Yan tarafta bahar pastanesi var, gidim alim size 5-10 kilo!

Yaşlı bir teyze aradığı böreği bulana kadar tabaktaki börekleri parmaklayıp parmaklayıp bırakınca ay dedim ben sizin kalıbınıza....

Kaçtım içeriye girdim!!!

Bir zamanlar Uzanlar'ın babasıyla ilişki yaşamış jino teyzeyle göz göze geldik...

Yıllar önce MR'de bir akşam ah bu şarap için geliyorum demişti bu hanım...
Bende ulan Kavaklıdere leeeyn! Hala Nişantaşı'nın en güzel yerinde muayenesi var bu hatunun... Hani parasız-pulsuz olsa tamam dicem ama diye geçirmiştim aklımdan... :))))

Kentsel tasarım çalışması yaparken, doktor oğlunun tabelasına zabıta ekipleri ceza kesmişler... Ben tespitteyken ofise gelmiş... Ceren ilgilenmiş... 

Ceren'e cezayı kaldırın, size kürtaj borcum olsun demiş!!!

Dün akşam bu geldi aklıma... Kendi kendime güldüm...
Doğum değil, smear testi değil bedava kürtaj !!!
Bize hiç rüşvet teklifi gelmemişti... Böyle bi teklif gelince çok eğlenmiştik Ceren'le... Millete viski-para gelir bize kürtaj!!! :))))))

İnsanlar o kadar ilginçler ki...
Arada eleştirip laf soktuğuma bakmayın...
Herkesi olduğu gibi kabul edip, yaşanmışlıkları onu bu hale getirmiştir diyerek gülüp geçmek lazım da... Arada bazı insanlar bu fikrimi uygulama imkanı tanıtmayan dangalaklıklar yaptığından annemin hatrına millete böğüremediğimden ben de buraçtan böğürüyorum... :)))))

Efenim belalımız olmazsanız (:pppppp) bi akşam sizi de davet ederim konsere... Arada börek ve gazlı içicek savaşına katılır eğleniriz... ;)

Ben memlekette niye konsere, açılışa gitmiyorum ahanda bu sebepler nedeniyle...

Alla çok şükür börekte alabiliyom, şarapta... ;)

21 Mart 2012 Çarşamba

Osmanbey'in yenilenen sokakları...

Dün Sarıgül Osmanbey'in arka sokaklarında gerçekleştirmiş oldukları kentsel tasarım çalışmasını açtı...

Yılardır tekstil sektörüne hizmet veren arka sokaklar son derece bakımsızdı...

Elden geçmesi gerekiyordu...
Bir sürü eski eser bina klima ve reklam tabelası kurbanıydı...
Bakımsız pis cephelerle dolu sokaklar Türkiye'nin tekstil piyasasını dünyaya taşıyan firmalara ev sahipliği yapıyordu...

Başarılı bir çalışma gerçekleştirdiler ammaaaa, Osmanbey'in en ünlü ve en önemli caddesi unutularak!

Rumeli Caddesi sadece Şişli için değil İstanbul hatta Türkiye için çok önemli bir caddedir...

Taaaa annemin gençliğinden başlayan bi şaşaya-şöhrete sahip caddenin şu an ki hali içler acısı...

Şişli Belediyesinde Türkiye'nin önde gelen tasarım hocalarından oluşan kuruluyla Türkiye'de bir ilk olan Kentsel Tasarım Ofisinde işe başladığımda Şişli'nin ve İstanbul'un en önemli caddeleri için kentsel tasarım projeleri üretmeye başladık...

Cumhuriyet-Hasalkarhgazi ve Teşvikiye-Valikonağı Caddeleri bizim ellerimizde yenilendiler...

Bakımsız bina cephelerini yeniledik...
Klima ve tabela karmaşasına son vererek Türkiye'de bir ilke imza atarak kendi tabela ve reklam yönetmeliğimizi oluşturarak Şişli'nin cephelerini modern avrupa şehri cephelerine getirdik...

Çok emek sarf ettik...
Tek tek tüm binaların analizi yapıldı... Hangisi kirli-bakımsız-onarım ve restorasyon istiyor çıkarıldı...
Her bina için tek tek cephe raporu hazırlanarak boyasından pencere doğramasına kadar proje ürettik...

Bakımsız Cumhuriyet ve Hasakargazi Caddeleri ışıl ışıl parlamaya başladı... Yaptığımız çalışma sonucunda konutların değeri arttı... Para etmez denilen binalar dudak uçutturan fiyatlarla piyasaya döndüler...

Akmerkez'in yakıp yıktığı Teşvikiye bölgesi bir anda arzulanan semt oldu...
Senelerdir mağazası bulunmayan Vakko Teşvikiye-Nişantaşı bölgesinde mağaza arar oldu!

Sarıgül, Şanzelizeyi kendisine rakip seçmişti...
En şık mağazalar, ışıl ışıl vitrinler, sokak kahveleri... Paris'te Milano'da ne varsa Şişlide de olacak dedi... 

Hani çok ünlü bi söylemi vardır, ekibimi Paris'e, Milano'ya gönderdim incelediler geldiler diye...

Patronumuz Erhan bey ben ve Ceren'den başka bi ekip yoktu... Kimse kimseyi bilmem nereye göndermemişti... 10. kattaki camı açılmaz havasız odamızda anamızdan emdiğimiz sütler burnumuzdan gele gele üretiyorduk! 

Elemanımız olmadığından tespitlere biz çıkıyorduk...
Belediyenin memuru olmadığımızdan da yanımıza zabıta alıp... Ay o zabıtaların kaprislerinden neler çektik!

Ajda diye bi zabıta vardı... Rütbesi biraz yüksek bişeymiş... Tutturdu ben çıkmam diye... Ulan sidik yarışı yapılacaksa okumuş mimar olmuş, üniversite mezunu ben çıkıp tespit yapıyorum da sen niye yapmıyosun? Yapamıyosun? Hatun bas bas Osmanbeydeki zabıta müdürlüğünü ayağa kaldırmıştı !!! Sonra halis muhlis Öznur abla bizim daimi ekibimiz oldu... Bizimle birlikte yağmurda-çamurda-karda kışda-güneşte dolandı hep... :)

Projeleri üretip uygularken Sarıgül nedense ağırlığı Abdi İpekçi'ye kaydırmaya karar verdi... 

Rumeli caddesindeki baba markalar birer ikişer Abdi İpekçiye doğru taşınmaya başladılar... Beymen, Desa, Benetton... 

Rumeli caddesi bir anda boş dükkanlar caddesine döndü...
İşe metroyla gidip geliyordum, işten geç çıktığım saatlerde Rumeli caddesinden yürümek ürkütmeye başlamıştı... İncin top oynuyordu...  Valikonağının köşesine geldiğinizde ooh diye rahat bir nefes alıyordunuz...

Bir gün Rumeli caddesinde yine tespitteyken binanın yöneticisi Zen mücevherat olduğundan çalışmanın detaylarını anlatmak için  içeri girdiğime gireceğime pişman olmuştum...

Mağazanın sahibi hatun nasıl car caaar caaar derdini kustu... Senelerdir bu dükkan bizim, caddenin kalitesi düştü... Eskisi gibi müşterimiz yok, öldürdünüz caddeyi sizin yüzünüzden taşınıcaz diye carlamaya başlinca hemen patronumu arayıp buyrun ona carlayın kendisi Sarıgül'ün mimari danışmanı diyiyip sıvışmıştım ordan... 

2 sene önce dükkanı kapadılar... Şimdi Penti kiracıları... 

Caddenin arkasına bir sürü yatırım yapıldı... Dün basına hava atıldı... Bir akıllı da yılların Rumeli Caddesi ne olacak, Mahmut Paşa'nın Şişli şubesi mi olacak demedi!!!

Kentsel tasarım denilen şey dünyada çoktan yapılmış bitmiş bir şey...
Kent mobilyasından kent heykeline kadar adamlar çözmüşler... İçlerine sindirmişler...
Bizler hala imar kanununun vermiş olduğu yetkiyi anlatmaya çalışıp bin bir zorluklarla binanın estetik bütünlüğünü bozamazsın kardeşiiiim, kafana göre pencere doğramalarıyla oynayamazsın, kendi katını alakasız renge boyayamazsın  münakaşası veriyoruz!

Adam benim binam ne karışıyosunuz diyor...
Senin binan kentte yer alıyor... Kentsel uyum, estetik diyosun tabi memlekette şehirli öküz çok olduğundan sanki uzaydan gelmişsin de anlamadığı bi dilde konuşuyomussun gibi yüzüne bakıyo bön bön!!!

Estetik denen olgunun sadece estetik ameliyatları kapsamadığını anlatmakla geçti 10 senem!!!

Ne estetiği...
Yüz estetiği...Belediye olarak size estetik yaptırmaya karar verdik te!!!

Onca emek... Onca koşturma... Stresli saatler... Mal sahipleriyle yapılan toplantılar... Hazırlanan raporlar, ölçüp biçmekten heba olup çöpü boylayan metreler... Sayfalarca klasör dolusu tespit raporları, imarın fare boklu arşivinden çıkarılan bina dosyaları, ada-pafta-parsel bilgileri... Şehirci olmadığımız halde kafa-göz yararak çizdiğimiz şehircilik projeleri... Kaldırım tasarımları, çiçeklik, çöp kutusu tasarımları... Bir ara benim tasarladığım çöp kutuları tüm Şişli'de kullanımdaydı... Arkadaşlarım çöpçü mimar diye dalga geçiyolardı benimle... :))))

Ne oldu bunca emek?
Cumhuriyet ve Halaskargazi Caddelerindeki tüm binaların cepheleri temizlikten önceki hallerine döndüler...
Tabela yönetmeliği uygulanmıyor...
Boy boy renk renk tabelalar endam ediyor bina cephelerinde...
İsteyen istediği gibi pencerelerini değiştiriyor...
Ah şu gelinlikçileeeer... İlla yerden tavana kadar pencereleri yıkacaklar... Zemin katta bi dükkan bulsanıza yok! İlla 1. katta olacaklar ve pencere genişliği arzularına göre biçimlenecek!!!!

Kimsenin tasarıma, mimara, kente saygısı yok!

Önce Ceren ayrıldı işten... Ben direndim... Sarıgül arzusuna erdiğinden çalışmaların devamı gelmedi... 1 defalık temizlik-restorasyon çalışması yetti ona...

Cumhuriyet ve Halaskargazi Caddelerinden geçerken içim nasıl acıyor anlatamam! 
Görevim olmadığı halde, değerli bir binada çalışma yapılırken şantiye şefi gibi öğle tatillerinde ya da iş çıkışlarında işi kontrole giderdim... Aman rapora uygun yapsınlar, bozmasınlar binayı diye...

Klima yerleştirmeleri için binaların cephelerine kaç tane yeni tasarım yaptım hatırlamıyorum...

Oooo şimdi biri sağda biri solda, amuda kalkmış bile klima var!

İşten ayrılmadan önceki son 3 sene tam bir kabustu... Yeni bir şey üretmiyor, üretmiş olduklarımızı da koruyup kollayamıyorduk... Siyasette aktiftik çünkü... Yeni parti kurma çalışmaları vardı... 

Yaptığım tek iş, Hıncal Uluç'la patronum Erhan bey ahbap olduklarından arada köşesinde mimari yazılar yazmasını isterdi Hıncal Uluç, Erhan beyden... Köşesinde yayınlaması için Erhan bey için yazı yazardım... Çok okudunuz benim yazılarımı... Ama benim imzamla değil tabi ki... ;)

Tek tük küçük projeler haricinde bişey üretmeyince dedim her şey para değil... Üretme maaşını al bana göre değil ben gidiyorum artık... 

Ve gittim...
Türkiye'nin ilk kentsel tasarım ofisi böylelikle tarih oldu...
Bir çok belediyeyi eğittik... Kitaplar bastık, yarışmalara, sergilere katıldık...

Çok şey öğrendim, çok şey ürettim... Her bina benim çocuğum gibiydi...İşimi severek, tutkuyla yaptım ama siyaset denilen şeyle bu memlekette ne olursanız olun işiniz hep yarım kalır bu deneyimledim!

Bu memlekette gelecek nesiller için değil, oy için, hep sizden bahsedilsin diye yapılıyor bir sürü şey!

Sarıgül'den sonra gelecek olan belediye başkanı başlatmış olduğumuz kentsel tasarım çalışmasını devam ettirir mi sanıyorsunuz hayır!

Doğduğum kent Samsun'da da aynı çalışmaları yapmak istedim. Büyükşehir Belediye başkanına kitaplarımızla, projelerimizle gittim. Bakın tüm Türkiye bizim ofise geliyor eğitime, öğrenmeye... Sizden para-pul, makam istemiyorum... Bir ekip kurun öğreteyim dedim bana sen CHP'li bi belediyedensin dediler !!!

YUH dedim bende!!! İğrenç iğrenç binalarınızla yaşayın o zaman!

Siyaset ve mimarlık mı?
Kendi kentsel tasarım şirketimi kurar, belediyelere parayla projelerimi satarım ama asla bi belediyede danışman dahi olmam!!!

Yepiz yeni arka sokakları olan Rumeli Caddem... Senin için ürettiğim fikirler, projeler hard discimde duruyor... 

Seni böyle onca ihtişamlı yıllara rağmen böyle atıl halde tutanlar-tutmaya devam edenler utansın...

Osmanbeydeki kentsel tasarım çalışması başarı değil başarısızlıktır!
Bir süre sonra kirlenecek o binalar...
Yeni gelenler eski düzeni devam ettirmeyecekler...
1-2 sene sürecek yeniliğin- temizliğin keyfini çıkarın sonra orası da Cumhuriyet-Halaskargazi ve Rumeli Caddeleri gibi olacak...

Sandıkta zafer olabilir ama kentlilik bilinci için...