Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

30 Ocak 2010 Cumartesi

Cibelleee ve kibelleeee.. :p

Bu akşam değişiklik yapıp kuzenle çıktım...
Mahalleden dışarıya adım attım...
Ve noldu başıma taaaaş yağdı... :)))

Ghetto dediler... Konser varmış... ok...
Cibelle diye Birezilya'lı bi hatun...
Dinlemedim bilmem...Olsun dedim... Müzik evrenseldir... Ghettoda güzeldir...
Gittik...
Hatunun tanıtımı şöyleydi:

Sao Paolo’nun güzel kızları mankenlik ajansları tarafindan keşfedilmeyi beklerken zerafetiyle göz kamaştıran Cibelle müzik yapma telaşındaydı. Daha önce İstanbul Caz Festivali kapsamında şehrin sınırları içine giren Cibelle, 2003 senesinde kendi adıyla ilk albümünü çıkardı. Son olarak 2006’da çıkardığı “The Shine Of Dried Electric Leaves” albümüyle kalbimizi zorlayan bu şahane kadın, 10 elinde 10 marifetle platonik aşklara ön ayak oldu. Kadife bir ses, zarafetin yeniden tanımlanması ve çok sayıdaki müzik tarzının birleşimi Cibelle’i tanıtmak için kullanilabilecek terimler. Bu mükemmel kadın, 29 Ocak Cuma gecesi GHETTO sahnesinde Brezilya’dan çok seçkin şarkıların coverları ile dinleyenleri büyüleyecek.

Geyik bi hatun olarak ooo güzel popo görücez oldum...
Hı hı...
İlk şarkının sonunda yaptığım yorum; dönerken beni St. Antuana bırakın rahibe olucam bendi...

2. şarkının sonunda sigarasız bi, mekanda alkolle oturmaya daha fazla dayanamadım ve kendimi terasa attım... Sigaramın ortasında teras dolmaya başladı...

Yok artık herkese mi daral geldi derken yanıma tüneyen iki çıtır delikanlıdan raporu aldım...

Hatun 4. aşrkı sonrası hadi sigara molası verin demiş bende ayakkabılarımı değiştireyim...
Hatun fosforlu turuncudan yüksek ötesi patiler giyomuş, önde olduklarından görmüşler...
Ayakkabıları boşverin hatun ne iş oldum...
Kafa iyi olmadan çekilmez dediler...
Alkol yetmez bu hatun için dedim...
İki kanki 5 çakıp bizde aynı şeyi söylemiştik diye başladılar benimle hatun hakkında geyike...

Yaşımı seviyorum...
Azda olsa hayatı bilme, insanları tanıma okuma rahatlığını yaşayabilme keyfi veriyor yaşım...

Ola la...
Çocukları geyiklerimle mest ediyorum...
Kuzenim yerlerde...

Salakmısınız nesiniz a benim çıtırlarım, hadi biz arkadaş kurbanı olup geldikte siz bile bile mat olmuşsunuz...
Doğru diyo...
Hatun yıktı bizi...
Elektro desem diiil...
Melenkoli desem hiç diil...
Dans müziği hiç mi hiiiç diiil...

Çıtırlar kuzenim ve arkadaşlarından da gaz alarak latin müziğini yorumluyo hatun diye entelce dalıyorlar konuya...

Dün gece CRR'de Aksanat Cem Mansur yönetiminde latin konseri verdi diyorum... Mayalardan esinlenerek yerlilerin halk türkülerinden öyle parçalar dinledik ki canlı canlı tanrılara kurban edilme ritüelini bire bir yaşadık bu hatunun yaptığı latin musikisinin l'si olamaz... Ve başlıyorum Cem Mansur'un konser başlamdan önce yarım saat süren genel kültür vazından aklımda kalanları oğlanlara saymaya...

Ola laaa...
İki tane hizmetkarım var...
Ancak ikiside hala fosforlu yüksek ökçelerin etkisinde...
Yazık...
Hangi Türk kadını öyle pati giyer? fentaaaziii için bile ı-ıh !!!

Geeençlik zehirleniyor efendim... :pppp

Çocukları şapşal edip aşağıya iniyorum...
O noooo hatun fosforlu farlar elinde sahnede duruyor...
Hangisini süreyim diye soruyor...
Seyirciden gelen istek üzerine çingene pembesi ötesini sürüyor...

Kuzenime dönüyorum gece makyajı budur diyorum...
Bundan sonra böyle çıkmalı dışarıya...
Gülüyor...

Gülmesi bitmeden hatun öyle bir parçaya başlıyor ki hayatımda hiç denemediğim halde hapçı kapçı ve otçu olmak istiyorum...
Kuzene dönüyorum ben bu hatuna dayanamayacağım diyorum... Ya rahibe olacağım ya müptela ben gidiyorum...

Ona ve arkadaşlarınada geldiğinden çıkıyoruz...
Azcık kalmıştı otçu olmamıza wallah billah...
Hatun tek başına süper performans sergiliyor ancak o şarkılar o sözler o musikiiii o noooo...
Cuma gecesi eğlenmeye çıkmış 4 hatundan 2 si harbi harbi allah yoluna girmeye karar veriyor... Hatun öle böle diil ruhsal olaraktan tuhaf bi biçimde etkiliyo adamı...

Tabi etkiler bacım çekmiş, dumanlamış akfayı oh miis gibiiii...
Wallah çıtırların yalancısıyım... :))))
Garibanlar hatuna hayranlarmış... Canlı performans yıktıntıya çevirdi onları...

Her neyse bu akşam ilginç bir akşamdı...
Menepoz, ayrılık, acı, yaş dönümü, ilişkiler üzerine yazar bendeniz bol boool malzeme topladı...

İlk defa gelecekten ürktüm bu gece...
İlk defa dostlarım için canı gönülden şükrettim ve yaşımın hatunu daha doğrusu ruhuna sahip olmadığımı anladım.

Hayat çok ilginç...
Ne hayaller ne beklentiler sonrasında nerede oluyorsunuz...
Hele sevdiklerinizi gördüğünüz yer veya yerler beğeninize uymuyorsa o zaman kötü oluyor...

Bu gecenin en güzel anı cihangirdeki mekanlarda sigara içilebiliyor olmasını keşfetmekti...

Bir daha mahallemden dışarı çıkarmıyım bilmem ama bildiğim hala geeeeenç olduğum ve malesef hala Bon jovi gençliği olduğum...

Ve malesef itiraf etmeliyim ki Ozy ozborn gerçek limanını bulmuş...
Her yerde sevdiceğini sayıklayan, onu aklından geçirip özleyen bir kadınım... Ateş bende çoktan bacayı sarmış bu kadın ruhunuda eşinide limanınıda bulmuş...

Bu gece bir sürü şey toplandı...
Umarım parmakalrımın ucunda hayat bulurlar...

Manastıra gidip rahibe olmaktan kıl payı kurtuldum ya huuuuu... :)))))))

Hiç yorum yok: