Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

25 Ocak 2010 Pazartesi

Evde...

Hava şartlarından işe gidilmeyen bir pazartesi...
Aslında yollar gidilmeyecek kadar kötü değil ama çok üşüyorum...
Evimde bile ısınamazken ofiste çok zor olurdu...

Arabesk-modern ilginç bir gün...
Anneyle yapılan kahvaltı-sabah dedikoduları...
En baş konu kapıcının tembelliği ve sosyetikliği...
Alaman salamının karabiberli gauda ile müthiş uyumunun verdiği keyife uymayan gazete haberleri...

Kata kat bir halde elimde kahve içerken annemin migrosu boşaltıp eve gelmesi...
Mutfağa girmemiz ve çeşit çeşit yemeklerin ilginçtirdiki hiç tartışmadan birlikte yapılması...
Zeytinyağlı kereviz, nohut, karnıbahar ogreten, köfte, peynirli puaça... Ya yatıya misafir geelcek ya da annem 1 hafta boyunca yemek yapmayacak... :)
Sonrasında kedi gibi dolanmam...

Ekranda Derya, kulaklarda Paganini,Verdi... Annemin elinde bilmem kaçıncı bilmem kimin bebeğine ördüğü hırka bende beyaz çay...

Klasik müziğimize alt komşunun piyano derside karışıyor...
Üste ayrı altta ayrı aryalar...

Kar yağıyor...
Çocuklar kartopu savaşıyla arabaların üstünü temizliyorlar...
Ben bir türlü ısınamadım...
Üşüyorum ama keyifliyim...
Pazartesileri evde olmak pazardan daha keyifli...

Çatılar beyaz, görüş mesafesi yok ve boğazım gözükmüyor... Biraz sonra conrad'ın ışıkları yanacak yavaş yavaş akşamın çöktüğünü hissettirecek...

Güzel keyifli mutlu bir gün. Anneyle aynı evde saatlerdir klasik ana-kız tartışması yapmadan nefis keyifli bir karlı kış günü...

Hiç yorum yok: