Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

19 Ocak 2010 Salı

Sulu götürüp susuz getiren pisuvar...

Yeni senenin yeni ayının taze mesleki dergileri bugün elime ulaştı…

Hıım hııım hepsi nefis ve taze mimarlık kokuyorlar…

İkea'dan yeni aldığım koltuğuma kurulup şöyle bi göz atayım derken üç ayda bir yayınlanan Mimarlıkta Malzeme dergimde yeni bir ürün tanıtımı gördüm…

Susuz Pisuvar!

Susuz… Evet susuz…

Ve okumaya başladım… Gelişen teknoloji hayatımızın her alanında kendisini gösteriyor o ne güzel o la laaa derken uyuyan geyikim uyandı ve laptopun tuşlarının başına geçti…

Efenim, yeryüzünün sınırlı su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunmak ve düny

ayı bekleyen susuzluk tehlikesine karşı önlem almak amacı ile düşünülmüş, tasarlanıp üretilmişmiş susuz pisuvar…

O la la…


Gelişmiş bi memleket olsak erkeklerimizin çiş ettiği yerdeki su harcamasına elbet çoktan konu gelmiş olurdu ancak hala daha diş fırçalarken suyu kapatmayan bi topluma su kaynakları tükenmesin diye susuz pisuvarı üretip sunmak bana erken gelen ultra sonik bi çevrecilik-hayalperestlik olarak geliyor…


Neyse birilerinin düşünüp memlekette üretip satıyor olması da sonuçta iyi bişeydir diyorum ve sizinle su kaynaklarımızı koruma altına alacağımız ürünün özelliklerini paylaşıyorum:


Birim maliyet açısından diğer pisuvarlara göre daha ucuzmuş…


Hijyenik ve kokusuzmuş… rastlantı eseri gördüğüm tüm pisuvarlar iğrençti… Nasıl hijyenik ve kokusuz olabilirin cevabı şu kadar basitmiş: Suyla çalışanlara göre 5 kat daha hijyeniklermiş çünkü bakteri ve virüsler nemli ortamda yaşarlarmış. Rezervuarlı bir pisuvarın ıslak yüzeyi domestos reklamındaki yaratıklarla dolu olurmuş… Bu mantıkla klozetlerimizde hiç hijyenik diiil o zaman! Hangimiz her dakika elimizde fırça ve dezenfektan klozet temizliyoruz?


Koku üretmemesinin nedeniiiii asıl koku yaratan suyun olmamasıymış. Arkadaşlar çişlerimiiiz aslında kokusuz mis mislermiş… Kokunun suçluları su ve havanın reaksiyona girerek amonyak gazı üretmesiiiiiiiiiiiiiiymiş.!


Su olmayınca hava çişe bişi edemiyo kokmadan gidiyooo…


İğrenç geldi dimi size bu muhabbet… Heey ben mimarım. Bizler maalesef kıçınızı koyduğunuz şeyden çatınızdaki kiremitte kadar her şeyi bilmek zorundayız ki sizlere konforlu mekanlar, ihtiyaçlarınıza göre doğru çözümler üretebilelim… Yaaa mimarlık masa başında sadece çizittirme dil işte…


Susuz pisuvar işletme maliyetini de düşürüyormuş…Eski tipe göre %100 su ve kanalizasyon maliyetinden tasarruf sağlıyormuş… Sifon sistemi olmadığından bozuk vanalar, tıkanmış borular vs. derdi ortadan kalkıyormuş…


Alooo hatun wcsi olmayan işletmeler… İğrenç wclerinize susuz pisuvar diyorum…


Bakımı kolaymış… Eline seramiğin spreyini bi de bez alıyomuşsun… İki fısfı bi bez… Temizlik ürünlerinden de tasarruf ediyomuşsun…


En önemlisi doğal kaynakları korumak için sosyal sorumluluk faliyetiymiş..

Ünzile münzile okutupta napıcan sök sulu pisuvarlarını tak susuzları göğsünü gere gere sosyal sorumluklarımızı yerine getiren bi kuruluşuz/kurumuz de! Süpeeer!!!


Sevgili bendeniz evde internetinde olması rahatlığıyla bu konu hakkında gece gece bi araştırma yaptım… Lüzumsuz bilgilerime bir yenisini daha eklerken sizleri de mahrum etmek istemedim… Bi şey diil rüyamda şeyler görücem… töbe töbe…


Pisuvar, Fansızca pissoir kökünden gelme bir sözcükmüş. Genel tuvaletlerde erkeklerin kullandığı duvar kenarına yerleştirilmiş sidiklik olarak açıklaması yapılıyor…


Ekşi sözlükte ise; erkeklerin ayakta şipşak işemelerini sağlayan minyatür klozet deniliyor. Bazıları da erkek tuvaletlerinde olup kadınlarınkinde olmayan icat olarak niteliyor.


Eee ayakya işeyebilseydik bizde de olur diyip kıskançlık yapmamaya çalışsak da arada bazı durumlarda hasetle iç geçiriyoruz bu duruma…


Mukadderaaat !


Ekşi sözlükten çok keyifli birkaç entryi sizlerle paylaşmak istiyorum:


Birisi pis su var ya da pis duvar kelimelerinin değişe gelmiş versiyonu demiş !!! Süper Türk erkeği zekası diyorum başka bişey demiyorum!


İlk kez Romalılar kullanmışlar pisuvar'ı… Şu Romalılar olmasa halimiz yaman olacakmış ya neyse… :)


Bi arkadaş çok güzel tanıtmış aleti buyurun yurdum pisuvar manzaralarına:


İçinde bir miktar naftalin bulunur eriyen naftalinler delikleri kapayıp pisuarin dolmasına belki sonradan taşmasına sebep olur. Lazerli olanları otomatik sifonludur. Yurdum insani önüne geçer kaçar 100 kere sonra lazeri bozmanın verdiği huzurla işer.


Lazerli pisuvar… Hiç duymamıştım… Ekşi sözlük bu konudaki bilgisizliğimi giderdi…


Leeyn arkadaş-sevgili erkekler insan haber eder dimi gelişmeleri… Kullanmasak ta bilelim gelişen değişen teknolojileri… Belkim konusuz kaldığımız bi hatun muhabbetinde lazerli aletlere işiyolarmış diye geyik yaparız… :p


Başka bi arkadaş memlekette ki gerçek kullanımını anlatmış: Bir zamanlar İtalyan lisesinde bir hademe tarafından yer bezlerini yıkamak için amaç dışı olarak kullanıldığı suçüstü tespit edilen cihaz. Ehee… garibim ne güzel bel hizasında lavabo sanmış… Adam görmüşmü, kullanmış mı ki daha önce… :)))


Arkadaş beni güldürerek anlatmaya devam ediyor; bunların fotosellileri de mevcuttur diyor. İçine işediğiniz bu teknolojik kenefin tek bir bugi vardir. Bazen fotosel havadan nem kapar (muhendiscesi, trigger alir), siz sakin sakin işerken sifonu üzerinize boca eder. o vakit 2 seçenek mevcuttur… Ya "cumle aleme altına işemiş imajı verip rezil olmiim" diyerek takim taklavati toplayamadan geri çekilirsiniz, ki bu sefer içerdekilere rezil olursunuz, ya da pantolonunuzda güzel bi lekeyle çikar, şempanze gibi dolaşırsınız. Bu fotoselli pisuvarlar bazen böyle iki ucu boklu değnektir.


Wallah tanıdığım hiç bi adamın başından böyle bi hikaye geçmedi… Bu lazerliler çok yaygın değil sanırsam… Harbiden böyle bi deneyim rezil bir vaziyete düşürür… :)


Ahaa işemiiiiiş…!


Bu entry ise dünya örneğinden memleketimizi ele alıyor:


Almanya 'da birçok wc 'de içinde bir adet maket kale ve kalenin üst direğine bağlı olup ortasına kadar sarkan bir ip ve ipin ucunda futbol topu barındıran versiyonu da üretilmiş olan zımbırtı... Amaç işerken çavuşla nişan alıp, çişinizi de bir mermi edasıyla kullanarak topa isabet ettirip, topun ağlarla kucaklaşmasını sağlamaktır ki; bu düzeneğin futbolla yatıp kalkan Türkiye 'de kullanılmaya başlaması düşüncesi bile tüylerimi diken diken etmeye yetmiştir... Düşününüz ki; onlarca belki yüzlerce kişi aynı anda tuvalette aleti elinde gol sevinci yaşıyor, birbirine sarılıyor. Tabii bi de erken gelen gollerin sonuçlarını düşünmek bile istemiyorum.
"çek onu gözümün önünden şeytan doldurur
!!"
"… golünü attı ve taraftarıyla bütünleşti."
"… skoru eşitledi, ortalık kan gölüne döndü!"


Yaratıcı…


Ben yurtdışından kendi deneyimimi paylaşmak istiyorum:

Boston'da yaşayan bir arkadaşımın yanında yaşadım bir dönem. O ve ev ahalisinin tümü şimdi adını hatırlamadığım bir restaurant-club'ta arada garsonluk yapıyorlardı. Eskiden banka olarak hizmet veren yer bir club'a dönüştürülmüş ve bu dönüşüm yapılırken kasa dairesi korunmuş çok ilginç bir iç mimariye sahip bir yerdi. Erkekler tuvaletinde pisuvarlar ortada buz dolu siyah dikdörtgen panolar şeklindeydi. Erkek müşteriler ilginç gelen bu tasarımı sevgililerine göstermek için devamlı içeriye hatun soktuklarından işemesi baya zahmetli bi wcydi. Eee bende doğal olarak götürülüp gösterilen hatunlar sınıfına girmiştim ve her hatunun yaptığı şeyi yapıp içkimdeki buzu dökmüştüm… Kafası iyi olanlar oradan buz almaya filanda kalkıyomuş ki ıııyk… O tarihlerde bana ilginç gelmiş ve memlekette kullanmak için fotoğraflarını çekmiştim… Kısmet olmadı kullanamadım… :)

Pisuvar hiçbir ülkede olmayacak şeyi başarıp geçtiğimiz senelerde Ordu valisinin pisuvarları kaldırtmasıyla memleket gündemimize girmiş birşey…


'…Ayakta işemek prostat kanserine yol açar diyenler var. Meğer ayakta işerken sidiğin yarısı içeride kalır, o da sizi prost edermiş… Bu haberi okuyunca gerçekte Avrupalıların haline üzülmedim desem yalan olur... Demek ki, onlar ayakta işediklerinden hemen hepsi prostat kanserine ya yakalanmışlar ya da yakalanacaklar…


Siz ayakta mı, yoksa oturarak mı işersiniz?...'


Kenthaber Erdem Yücel'in yazısından alınma bu satırlar… Vali sebebiyetiyle koca adamlar bu konuda araştırma yapıp köşelerine taşımışlar… İlginç bi memleketiz…


Erdem Yücel şöyle bir fıkrayla yazısını noktalıyor:


İki adam pisuvarlarda yan yana bevledirken sohbete başlamışlar. Biri diğerine sormuş, sen filanca ilden misin? Evet, yanıtını alınca sorusunu sürdürmüş; falanca köyden misin? Yine evet yanıtını alınca; seni Kör Rıza mı sünnet etti? Bu sefer diğeri şaşırmış; nereden bildin?
Deminden beri paçalarıma işiyorsun da!... :)


Ekşi sözlüktende pisuvarda yapılması gereken kontroller diye bir entyr var:


- sağ taraftaki herif bakıyor mu
- sıçratıyor muyum, sıçratmıyor muyum
- fayanslar yeterince beyaz mı
- tavana doğru genel bir kontrol
- sol taraftaki herif bakıyo mu
- son damla dona düşüyor mu
- fermuar kapatıldı mı
- pisuarın altı delik miydi (bunu en başta yapmalıydın dostum.)


Zor iş bence… Yanında birileri varken çıkar ve işe… Bide biz meraklı bi toplumuz daha bi zor olsa gerek bizim memlekette bu eylemi yapmak…


Allahtan biz hatunlarda pipi yok ve pisuvar kullanmıyoruz…


Eleştirmeyi, gözlemlemeyi sever bizler için pisuvarda işemek erkeklerinkinden daha zor olurdu:


Ayşeninkini gördünmüüü? Botox yaptırmış… Ucunada pırlanta taktırmış…

Ay asıl sen bilmemkiminkini görmedin, solaryumda yakmış…

Ay şekerim onunkisi kaçıncı silikon…


Yaaa basit bi işeme ey lemi sizdeki gibi zararsız büyük mü küçük mü kontrolü gibi olmazdı bizde… : ))) Tanrı kime ne vereceğini biliyor da veriyor işte…


Bu bir kültür işi… Bizim memleketimize daha gelmedi ama dünyada çeşit çeşit ve her biri ayrı sanat eseri niteliğinde pisuvarlar üretiliyor. Kimine çiçekleri sulama zamanı, kimine dikkat ısırır, kimine kaleye atış serbest diye ayrı ayrı isimler verilmiş… İçlerinde en popüler olanı ABD de Bush'u sevmeyenler için yapılan pisuvar imiş…


İnşallah maşallah bir gün memleketimizde susuzundan sonra eğlencelileriyle tanışır…


Bu arada pisuvar diyip geçtiğiniz pisuvarın en önemlisi Fransız sanatçı Marcele Duchamp'ın Fountain isimli eseridir… İngiltere'deki Çağdaş Sanat Müzesi bir anket düzenlemiş, modern sanatın en çok iz bırakan eseri nedir diye sormuş… Marcele Duchamp'ın pisuvarı P.Picasso ve Henry Matisse gibi sanatçıları geride bırakıp ilk sıraya yerleşmiş… Tarafımdan görülmüştür en ünlü pisuvar…


Duchamp'ın pisuvarı her şeyin anlamsızlığını ve hiçliğini vurgulayan bir sanat akımı olan Dadaizm'i başlatmıştır…


İşediğiniz şey koca bir sanat akımını başlatan bişey ona göre işeyin… ;)


Bu arada Hürriyet gazetesinde çıkan bir habere göre evde pisuvar olması prestij göstergesiymiş…


Yazımı memleketteki en ünlü pisuvar duvar yazısıyla bitiriyorum "ben senin kül tabağına işiyor muyum da sen benim pisuvarıma sigara izmariti atıyorsun"


Susuz pisuvardan nelere geldim dimi… ;)

Çişiniz gelmedimi?

Hiç yorum yok: