Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

5 Ocak 2010 Salı

Arı vız vız...

Bazen itinayla nerde abuklukluk var çekiyorum zannedersem...
Yeni yılın ilk haftabaşı...
Güzelmi güzel cici mi cici laptopuma internet bağlantısı lazım...
Ofis durmadan şimdi yassak şimdi diiil eylemi yaptığından sabrım taşmış durumda...
Özgürlük için arıııı vız vııız almaya karar veriyorum...
Bunun için Turkcell'e gidilip kampanya bitmeden alınmalı ve doğruca yeni yılın ilk iş gününe başlanmalı...
Amaçta, planda bu! Bu kadar basit !!!


Sabah sabah City's'e gidiyorum...
Üst kata çıkıyorum Turkcell daha yeni uyanıyor...
Hoş ben daha uyanmamışım... Kahvemi ve sigaramı içmeden atmışım kendimi dışarıya...
Oh ne güzel ilk müşteri benim derkeeeen, mağazanın mimarisi yüzünden oluşmuş kör noktadan dağnık dalgalı saçlı hafif kırıtık bir tip çıkıyor ve ben daha ne istediğimi söylerken satışla ilgilenen elemanın önüne çöküyor...


İçerde 3 tane eleman var... İşimi diğer 2 kişi görür düşüncesiyle sakin sakin ürünümü bekliyorum...
Hatun gidiyor getiriyor...
Lütfen oturun diyor, işleminizi arkadaş yapacak...
Arkadaşın önünde tek mi çoktan seçmeli seksüel mi olduğunu anlamadığım şahıs var...
Telefon alıyor...
İşi uzun sürmez diye tahmin edip çöküyorum...


Türünün ne olduğunu anlayamadığım yumaşakça dağnık ve kirli ötesi uzun saçlarının ucunu kıvıra kıvıra çocukla flört ede ede telefonunu alıyor...

Sabahın bu saatinde flört edebilme yetisiiiiii !!!
Damarlarım kahve ve sigara diye inlerken yumuşakçanın çok doğalca yaptığı ama bana ııyykça gelen flörtleşmesini mantığım anlayamıyor.
Bu arada yumuşakçaları severim... Ahtapot, kalamar ve salyangoz vs. yumuşakçadır... Salyangozu yemeği değil üstüne basıp çıtırt diye kabuğunun kırılıp tarafımdan öldürülmesini severim... :)))
Evet kabul ediyorum azcık canice bi tarafım vardır... Gayciklerlede bi sorunum yok ancak, işe gitmem gerekiyoooooooooooooor !!!


Ulan hatun olaraktan bu yaşıma kadar hiç bi konuyu flörtleşerek halletmedim ben !!!
Herif mi kadın mı ne olduğunu eminim kendisininde bilmediği yaratık göz süzüp kirpik kırpıştırarak BlackBerrysini alıyor... Almakla kalmıyor internet ayarlarınıda yaptırtıyor... Biraz daha gözü pek bişi olsa para ödemeden alacak aleti...

Ya sabır modunda yavaş yavaş kafamdan dumanlar çıkaraktan izlerken olayı hatun elime kahve tutuşturuyor...
Kahvemden ilk yudumu alıyorum ve telefonum çalıyor: Patron gelmiş! İyi halt etmiş !!! Söyleyin ben Turkcell'deyim diyorum.
?
İşim var işim...
Seni soruyor...
Gelcecem!
Ne zaman?
Yumuşakça kulak memesi kıvamına gelip ondan küççük toplar yapar yapmaz...
?
O nooooo...
Ofise dönünce sabah sabah aldığım flörtleşme derslerini patronun üzerinde uygulasam fırça yemekten kurtulabilirmiyim acep?
Bencedeeeee... O nooooo !

Lütfen işlemimi siz yapsanız acelem var!!!
Arkadaş biliyor kampanyaları...
Peki siz?

Hatun onun orda öleee korkuluk misali durmasını yüzüne vurmamdan rahatsız olup arı vız vızımı alıp çocuğun masasına gidiyor...

Yumuşakça bana hışımla dönüyor...
Wahşi bakışlarımın büyüsüyle, sert bi şekilde hııh yapıp savurmayı planladığı saçlarını masumca geriye atıyor ve facebook'a nasıl girerim gösterirmisiiiiiiiiiiin diyor çocuğa...

Hasbinallah!
Ben seni şimdi facebook'a sokucam... O vıcık vıcık düğüm olmuş saçlarının düğümünü çözüp öyle bi sokucam kiiiiiiiiiiii... Bi daha çıkamicaaaaaaaan !

Aaaa yeter ama...
Madem zeka ve teknoloji özürlüsün ne işin var BlackBerry'leeeeee!
Sabrın sonu selamet derler ama, ki ben kendi üstüme sabırlı insan tanımam ama malesef sabah sabah oynaşası gelmiş bi şahsiyetin lüzumsuz ilgi ve alaka kaprislerine-isteklerine sabremicem olup kalkıyorum ayağa...

Ben gidiyorum diyorum...
Dememle bir anda müşteri velinimetimizdir ne isterse yaparız mantığını bana çeviriyorlar...
5dk. içinde kapıdan çıkabileceksem başlayın işlemlerime diyorum...
Size anlatayım diyor çocuk...
Anlatma anlatma...
Hadi hadi yaz çiz imzala, imzalim ışık hızında ofise gitmem gerek...

İşlemler ışık hızıyla halledilirken, yumuşakcam cüzdanım nerde diye olay çıkarıyor...
Ayyy sisseee vermistim...
Manyakmıdır nedir, dişlek değil ama dişlek edasıyla konuşuyor...
O nooo...
Çocuk ben almadım cüzdanınızı derdinde...
Ben işlemim derdindeyim...
Bir ara yumuşakça bana doğru yelteleniyor ve sizin cüzdanınızla işim olmaz benim diyip uzaklaştırıyorum onu yanımdan.
Hödööö sanki başka cüzdanlarla işim olabilirmiş gibi abuk bi cevap benimkiside ama yani durum pek bi bayıcı... Hanfendünün facebook'u bitti cüzdanı başladı durumları... 1sn'ye ilgisiz duramıyo kereta!

Yani eminim hiç bir hırsız karizmayı çizdirtmek istemez ve çalmaz bişeyini öyle bişi yaniiii...
Anlatabildim miiiiiiiiiiiiii canıııım... :p

Salakcığım meğersem nüfus cüzdanını arıyomuş...
Benimkinin fotokobisi çekilirken olay çıkıyor ortaya.
Ayyyy ben nüffus çüzdanımı söylüyoduum siszeeee diye şakımaya başlıyor bu sefer...

Yarabbim...
2010'un ilk hafta başısı, ilk alışverişim...
Yani bumu yaaaa yeni yılın ilk cik cik umutlarının karşılığı yaaaaa...

Ben kendi kendime allahla sohbet ederken, çocuk buyrun diyor...
Oh çok şükür binşükür...
Teknoloji çağında abuk sabuk şeylerle hıza ayak uyduramamak ne kötü ya...

Patron sebebiyetiyle mükelelf kahve keyfim imkansız olduğundan Turkcell'i bi kahve daha batırmaz oluyorum ve ayak üstü kahve keyfi için kahve aşırırken yumuşakçamı sümüklü böcük kıvamında elemana sürtürken görüyorum; yaaa siis baksanız, hanfendi yapamadıııı...

Çocukken en sevdiğim oyunu oynamak için dayanılmaz bir istek duyuyorum birden;
Sümüklü böcük ezmece!

Hiç yorum yok: