Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

29 Ocak 2010 Cuma

Kırmızı dudaklı, maviş gözlü sarışınım...

Soğuk ve yorgun ötesi bir günden eve son derece bezgin bir şekilde adım atıyorum...
Tek istediğim ılık bir duş alıp kendimi yatağa bırakmak...
Banyoya giriyorum ve birden muzip maviş gözleri, kırmızı dudaklarıyla bana gülümserken buluyorum onu...
Bir anda sevinç ve mutluluk içimi kaplıyor ve kahkahayı patlatıyorum...

40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi... Unutup gitmiştim onu... O ise beni unutmamış, nasıl yapmışsa yapmış en bezgin, en keyifsiz günümde karşıma çıkmıştı !!!

Bunca sene sonra hemde banyodaaaa...

Biraz sapıklaşmış herhalde amaan boşver diyip yıllardır görmediğim sevdiceğime-dostuma sarılıyorum...

Nerelerdeydin?, nasılsın diye başlıyoruz muhabbete...

Bunca sene sonra ortaya çıkıp banyoya saklanıp sürpriz yapılırmı ya diyorum...

Yapılır yapılır diyor... Annen banyoya saklanıp sana merhaba dememin daha doğru olacağını söyledi diyor...

Güzel düşünmüş annemde ama ben eee şey çıplağım...

Amaaan diyor nelerini gördüm senin...

Dimi? nelerimi gördün benimde ben artık kocaman oldum diyorum... memelerim var benim...

Evet diyor... Değişmişsin, kocaman olmuşsun... Saçların uzamış... Kramer kramer'e karşıdaki velet gibiydin eskiden diyor...

Evet ya... Kısaydı hep saçlarım...

Çok uzamışlar... Bakıyorum göbek hala aynı göbek...

Göbeğimi içime çekiyorum ve sen hiç değişmemişsin diyorum... Sana yaşattıklarımın izleri hala üzerinde...

Gülümsüyor ve beni çoktan affetmiş sevgi dolu bakışlarıyla wahşi kızdın... Dişlemeyi çok severdin diyor...

Hala seviyorum ama sana verdiğim zararı kimselere vermedim diyorum geçmişe duyulan pişmanlıkla... Uf ne kadar caniymişim ya...Dişlememin ayarı yokmuş...

Isırılma konusunda hala özelim desene diyor...

Evet diyorum...

Onda bıraktığım izleri okşarken bana hayırsız diyor... Senelerce beni arayıp sormadın diyor...

Evet... hayırsızım...ama isteyerek hayırsız olmadım... büyüdüm ve sen benim çocukluk arkadaşımdın büyüyemedin sen benimle...

Evet ama hala arkadaş olmaya devam edebiliriz... Bak nasıl yüzün güldü, mutlu oldun beni görünce...

Eveeeet diyip kocaman bir öpücük konduruyorum burnuna...

Hadi küçüğüm üşütme gel yıkayayım seni diyor...

Küçüğüm mü?

Eveet, sen büyüsende kocaman olsanda benim küçük kızım olacaksın...

Asıl sensin benim küçüğüm...

Birlikte birbirimize bakıp gülümsüyoruz... Birimiz büyümüş diğerimiz küçük kalmış olsakta birbirimiz için küçük ve özeliz... :)

Hadi hadi duşa su kuşu diyor bana...

Senin de duşa ihtiyacın var diyorum... Biraz kirli ve yorgunsun...

Evet kirliyim ama yorgun dilim... Seni görünce tüm yorgunluğum geçti diyor...

Benimkide geçti diyorum...

Eski günlerdeki gibi birlikte yıkanalım ben seni sen beni yıka diyor...

Yıkanalım bitanesi...Yıka beni, bende seni yıkayayım güzel mavi gözlü, kırmızı dudaklı, sarışın tek boynuzlu plastik zürefaaam...
;)

Sevgili annemin sayesinde yıllar sonra çocukken en sevdiğim oyuncağım olan zürefamla geçenlerde banyoda yeniden buluştum...
Tarafımdan kemirilmiş, kirli...
Ama benim...

Ne tuhaftır dilmi, geçmişimizin bize mutluluk veren şeylerini unutur sonra onlarla sürpriz bir şekilde buluşunca yeniden onca seneye-değişimlere rağmen nasıl mutlu oluruz...

37 yaşında koca eşşek bendeniz, 3-4 yaşımda taaa Alamanyalardan gelip hayatıma girmiş sonra bilmem kaç senesinde hayatımdan çıkarıp attığım zürefamı görünce piyango kazanmışcasına sevinip mutlu oldum.

Çocukluğum onu bana yollamak istemiş... Belki beni mutlu etmek için belki içimdeki çocuğu canlandırmak için...

Bu hafta içinde aldığım en keyifli hediyeydi...
Annemin koyduğu yerde bıraktım...
Sabahları yüzümü yıkarken bana gülümsüyor... Bende ona...
Keşke dişleme huyum olmasaymışta garibim tek boynuzlu kalmasaymış...
Olsun yinede çok yakışıklı maviş gözlü, kırmızı dudaklı, sarışın siyah benekli zürefaaaaam...
;)

Hiç yorum yok: