Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

12 Ocak 2008 Cumartesi

Ekranda evlenen ünlülerin düşündürdüğü...

Yatağıma tam uzanmış, televizyonu açmış, yatak keyfimde ne seyretsem derken onları görüyorum...
Beyazın programında diyorum...
Bunlarda ne alem, her yere birlikte gidiyorlar herhalde... sevgilisi nerde o orda durumu...
Tam kanal değiştirmek üzereyken, adamın hali bir tuhaf, heyecanlı geliyor...
Televizyonun sesini açıyorum, iyice yastğıma sırtımı yerleştiriyorum ve izlemeye başlıyorum....
Aaaa...
Adam düpedüz evlilik teklif etmek üzere !
Hemde canlı yayında !
Düzmeceninde bu kadarı....
Hem düzmece gibi hem değil...
Kadına helal olsun, adamı sonunda yola getirip evlenme teklifini canlı yayında yaptıracak hale getirmiş !!!

Bana ne...
Kim kimi yola getirir getirmez beni hiç alakadar etmez... Hele artiz takımının hayatı hiç te...
Takıldığım nokta, kadının şahdinin sözleri oluyor...
'Kadın pogramı yapıyosunuz, kadınlara, enç kızlara akıl verirken, yol gösterrken, yardımcı olrken sizin evli değilde birlikte yaşıyor olmanız doğru oluyormu...'

Hödööööö???
Lanet olası bir kağıt parçasına atılan ve yıllar sonra sararan hatta uçan imzalar ne kadar mühim !!!
Ne evliler var evliliğe yakışmayan davranışlar sergileyen !!!
Bir imzamı insanları ahlaklı yapan, güvenli yapan, seven-sevilen yapan?

Ben imzaya inanmayanlardanım...
Gönlümden bağlı, imzalı oldıktan sonra kağıt parçasına atmışım, atmamışım... Hiç bir anlamı yok !

Artist hatunun Şahidi ve onun gibi düşünener yüzünden bu topraklarda imzasız birlikte yaşamayı, hayatı paylaşmayı, sonlamayı seçmiş insanlar nasıl zan altında bırakılıyorlar...

Evli değilseniz ahlaksızsınız...
İlişkiniz saygı göremez...
Adam kadını oyalayan, kullanan bir yaratıktır....

Önemli olan gönül imzasıdır... Ben bir imzayla seveceksem, güven vereceksem, iyi ve kötü günde, varlıkta ve yoklukta yanında olacaksam oooooo... benden hayat arkadaşı olmaz !

Evlenenler ersin muradına biz çıkalım kerevetinemi denir ne denir.... ona işte... (Aklıma yeşil çekici kurbağa Kermit geldi, ne hikmetse...)

İmzasızda evi olabilenlerdenim.... (İmza atıp nasıl evli olunuyosa ondan olandanım) evlenmek gibi bir arzum, isteyim, hayalim yok... amma velakin adam Newyork Tiffany'den alınma kaşıkçının bi boy ufağını takarsa Girne Bella Pais Manastırında evlenebilirim !

Kendi içimde kaos durumundayım galiba....
Kadınım ayol ben, istemem der yan cebime koy yaparım :p

:)

Hiç yorum yok: