Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

9 Ocak 2008 Çarşamba

Yaşamın bizdeki izleri...

Şunu öğrendim şu kısacık yaşamımda...
Herkesin her olaya göstereceği tepki, kırılma, kırılmama noktası farklıdır !
Benim için doğru olan senin için yanlıştır !

Budur abi, bu kadardır...
O yüzden milleti eleştirmek aaaa demek vah vah etmek olmamalıdır...

Elimden geldiğince insanları oldukları gibi kabullenmeye, geçmişten ve şimdide yaşadıklarının etkilerine göre değerlendirmeye çalışmaktayım...

Mantıklı, akıllı, kültürlü birer insan olabilirsiniz...
Amma velakin bi gün bişey olur ve çocukluktan kalma bi tramvanız bilmem kaç yaşında su yüzüne çıkar...
Bunu bilmeyenlerde ahkam keser... Yaşına bak, mesleğine bak koca adam-kadın napıyoooo...

Napıcak insan olarak duygularını yaşıyor...
Patlamasını yapıyor...
Kırılma noktasına gelmiş kırılıyor...
Bir süre öyle yaşayacak sonra eski haline dönecek !

Farkında olmadan yaşamlarımızdaki olaylar bizi öyle etkiliyor ki...
Bir kızgınlık anında söylenenler...
Veya çocukken olmamanız yerde olup duyduklarınız...
Kayıplarımız...
Hepimiz içlerimizde unutamadığımız kırkınlıklar, kızgınlıklar ve affedilemezliklerimizle yaşıyoruz...
Bir an geliyor bir şey oluyor ve o olaya gösterdiğimiz tepki taaa bilmem ne zamanından kalma bilme nedenden dolayı oluyor...

Ex aşkım beni terki endam eyledikten kısa bir süre sonra rüyalarımda erkek arkadaşımdan ayrılma haberini babamın ölüm haberini bana vermeleri gibi görmeye başladım... Gecenin bir yarısı kabusumdan uykuyla uyanıklı arası kalkıyor benim babam ölmüş hüüüüüü diye ağlarken buluyordum kendimi... Beynim uyanınca 'ne ağlıyon leeeyn baban öleli 20 sene oldu şişşşşş...' diyordu...

Aylar sonra bir akşam ne evde ne açık havada nefes alamama duygusuda yaşayınca ertesi gün çocukluğumu bilen, tanıdığım tek psikiyatristin kapısına dayanıp 'ben deliriyorum bana diyazem miyazem ver' demiştim...
Oda du bakalım ne kadar delirdin bi anlat önce diyip beni dinlemiş ve teşhisini açıklamıştı:

Babandan sonra değer verdiğin ikinci bir adamı kaybetmenin acısını yaşıyosun, ancak acını yaşamayı acizlik olarak algıladığından bastırmaya çalıştıkça acın babanın acısı olarak kendini dışa vurup bedenini rahatlatmaya çalışıyor...

Hödööö?

Turp gibisin tuuurp ! Sadece otur ağla !

Saol abi, allahtan tanıdıksın, bide tanımadığıma gidip bu reçete üzerine seans ücretini bayılsaydım sen gör o zaman ağlamayı !

Noldu; oturup ağladık... yaşayamayacağım sanırken yaşadım... sevmem sevemem sanırken çok sarsıcıda olmasada aşkık oldum yeniden...

Hayat devam ediyor...
Yıkılıyoruz, yılıyoruz... en korunmasız en kırılgan olduğumuz anlarda eski acılar, kırgınlıklar su yüzüne çıkıyor... Bazılarında çıkmıyor olabilir...
Ama bu bizleri daha zayıf, daha acınası yapmıyor...

Bizi biz yapan yaşadıklarımız, tecrübelerimiz değil mi?
Her birimizin hayatında ne acılar var... Hepimizin katlanma sayısı farklı...
Hepimizin mantığı, duygusallık yüzdesi, acı eşiği farklı...

Bizler insanız... Duyguları olan varlıklarız...
Yaşadığımız olaylara gösterdiğimiz duygusal tepkilerden dolayı yargılanmamalıyız...

Bu gün bir sevgili, bir baba için göz yaşı dökmeyen bir şahsiyet tüp bitti diyerek ağlayabilir...

Yaşadıklarımız bizi, geriyor, yumuş yumuş yapıyor, vicdanlı yapıyor, vicdansız yapıyor, dayanıklı yapıyor, dayanıksız yapıyor, zaten full olan bir depo bir damlayla taşabiliyor...

Yargılamadan, küçümsemeden önce birbirimizin yaşamlarına, ıcebergin altına bakmalıyız...

Giyinikken hepimiz güzeliz dimi?
Peki o zaman karanlıkta sevişme isteme nedenimiz ne?

Duygularımız insani yanımız...
Saplantı haline getirmeden yaşamaya varım !

Ölenle ölünmüyor, ama ölmek isteniyor... Hayat bir zaman sonra yaşam arzusuyla dolduruyor yüreği...

Ve diyorsun ki ulan her şeye rağmen hayat güzel be !!!
Kafesteki kuş misali çırpınan bu yüek, içinde güller açan bu gözler benim mi?

Evet senin...
Tadılmamış şeylerin tadı nasıl bilinmezse ve tadılan nasıl bilinip unutulmazsa...

Sizlere her türlü tat diliyorum...
Tatmayalım derdim ama hayat bu...

Tatları bilenler anlarlar birbirlerini... bilmeyenlerde empati yapsın canıııım !!!
Ekmek yoksa pasta yiyin gibi bişi oldu ama... Birbirimizi anlayıp, sevebilmemiz ve yargılamamamız için bu gerekli...

Hiç yorum yok: