Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

20 Nisan 2009 Pazartesi

Marmara'dan Ege'ye...

Uzun zaman sonra geçen haftasonu karayolu seyahati yaptım.
İstanbul'dan İzmir'e...
Arabayla gidilmesi gerekiyordu, çokta uzun gözükmüyordu yol ee hadi dedim...

Yenikapı'dan hızlı feribota binip önce 2 saat sürecek bir yolculuk yapıp Bandırmaya varıyorsunuz.
Sonrasında ise 3 saatlik bir yol ile önce Susurluk, Balıkesir, Akhisar ve Manisa üzerinden hoop kendinizi Bornova'da buluyorsunuz...

Otobanlara ve çevreyollarına alışık biz İstanbullular için İstanbul-İzmir yolu beni şaşırttı.
Seneler önce gece yarısı binip sabah indiğim için yollu hatırlamıyordum. Tek hatırladım Susurluk'ta yolun ohaaaa ne kadar geniş bu yol, kaç şerit leeen acaba demem. Geyikmidir, rivayetmidir, gerçekmidir bilmem ama yolun genişliği için savaş-mavaş çıkarsa uçaklar insin diye öyle yapıldığı söylenir... Wallah billah elalemin yalancısıyım!

Bandırma'dan çıkıp tali yol edasında bir yol ile karayoluna çıkıyorsunuz...
Asfalt kötü, çift-gidiş geliş çalışmaları devam ediyor...
Çoğu noktada yol çalışmaları nedeniyle kontrollü gidiş-geliş var... Ne demekse kontrollü...

Karadeniz yoluda çift gidiş-geliş değildir ancak asfalt kaymak gibidir...
Marmara'dan Ege'ye bu devirde hala kötü bir yolla ulaşmak pek buralara yatırım matırım yapılmamış dedirtti. Geç kalınmış bir yol çalışması var.

Bandırma-İzmir arasındaki 3 saatlik yol, yolun durumuna rağmen keyifli... Bahar olduğundan yeşillikleri-çiçek böcekleri seyretmek çok hoştu.

Memleketin bütün bildik-bilmedik tavuk ürünlerinin tesisleri Bandırma-Balıkesir yolu üzerinde.
Her yer piliç kaynıyor...
Banvit'in tesisi en moderni, Şeker piliçinkide en bi en çok olanıydı...

Balıkesir'den geçerken memleketin pilot şehri olduğunu belirten bir yazı bizi bayağı bi güldürdü. Bilmem ne kaçıncı jet üssü varmış. Giderken bir kaç jeti göklerde süzülürken görme şansına sahip olduk... Bu şans neye yarayacak bilmiyorum ama... Onun yerine havada leylek görsek daha iyi olurdu ya... :p

Meşhur kazasıyla ünlenen Susurluk'un girişinde ve çıkışında bulunan Ulusoy'un ve Varan'nın dinlenme tesisleri kendilerini aşmışlar ve birer alışveriş merkezi haline gelmişler... Outlet cenneti her ikiside...

Susurlukta mama molası verdiğimizde yörenin klasik çiğ böreğini yedik ve ayranını içtik. Bol köpüklü yağ deposu ayran... O kıvamı nasıl elde ediyorlar merak ettim doğrusu...

Akhisar'da köfteci tabelaları ve bir kaç güveççi dışında ilginç birşey yoktu... Veya vardı ama bizim ilgimizi çekmemiş olabilir...

Akhsardan sonra Manisa'ya varınca İzmirede mesafeniz azalıyor...
Manisa sizi mesir macunu cennetiyim ben, dünyanın 2. büyük kuru üzüm üreticisiyim ben tabelalarıyla karşılıyor... Hayatımda ilk defa 5M Migrosu Manisa'da gördüm!!! Gariban İstanbulumuzda sadece 3 M'ler var... Böööööö....

Vestel'in fabrikası Manisadaymış ve birde ege'nin akıl hastanesi... Bizdeki Bakırköye gidicem-göndericem lafları orada Manisaya gidicem-göndericem oluyormuş...

Manisa-İzmir yolu F1 pistlerini aratmayan bir yol. Geniş bir yol ve tehlikeli virajlarla dağa tırmanıyorsunuz... Sürat yapasınız geliyor, ki geride bıraktığınız yol eziyetinden sonra bu yol sonunda doğru düzgün bir yola kavuştum yuppiiii dedirtsede abuk-sabuk konulan hız kesiciler sebebiyle yolu bilmediğinizden sersem tavuk misali arabayı kullanmanıza neden oluyor.

Tam virajı alıp bir tepeye geliyorsunuz ve birden bir sürü işaretle 3 şeritten 1.5 şeride düşüyorsunuz...

Kısaca Ege'nin yolları pek bi ilginç.
Karayolu memleketi olup hala bu hallerde olmamız düşündürücü ya... Bu hafta içinde İstanbul-İzmir otobanı için ihale açılacakmış... mış...

Memleketi karayoluyla kat etmek güzeldi ama, yinede bendeniz uçak derim başka birşey demem...

İlginç bir deneyimdi...
Hiiç akılda yokken ayran içtik, yol yaptık, feribota bindik...
Dönüştede leyleğimizi hava gördük...
Daha ne isetriz efeeeem...
Daha güzel yollar isteriz bide canınızın sağlığını...
:)

Hiç yorum yok: