Yağmur kızıyım ben
Yağmurun 4 mevsim yağdığı topraklarda büyüdüm ben...
Yağmurun kokusunu alırım...
Göğe baktığımda bilirim ne zaman düşecek...
Ne denizi görmeden ne yağmursuz yaşayabilirim...
Sonunda bu akşam üstü, şehre düştü bahar yağmuru...
Gündüzün yakan bunaltan sıcağı, ısıran üşüten soğuğa döndü...
Pasajımdayım...
Müdavim mekanımdayım...
Eş-dost...
Rüzgarla göz kırpan mumların gölgesinde haftasonunun keyfindeyiz...
Hava serin...
Üşütüyor...
Kapılar açık...
Terastan içeriye taşınsakta rüzgar içerde bizlere değip değip kaçıyor...
Mumlar göz kırpıyor, rüzgar içi titretiyor, pasaj maçı izleyenlerden boş...
Havada keyif var...
En sevdiğim hava...
Üstlerde ince yağmurluklar, omuzlarda polarlar...
Rüzgar bedenlere değip kaçarken, göz kırpan mumların ışığında dostlarla olmanın keyfi tavan yapıyor...
Hava çok güzel...
Üşüyorum...
Rüzgar ürpertiyor...
Soğuk bira boğazımdan aşağıya inerken ben göz kırpan mumların ışığında daha bi güzel, daha bi keyifli gülümsüyorum yuvarlak masa etrafındakilere...
Eve giderken yağsa yağmur...
Kapşonumu açsamda saçlarıma değse baharın suyu...
Ne denizsiz ne yağmursuz yapamam ben...
Yağmurdan sonraki toprak kokusunu, serinliği sevmeyen varmıdır?
Aklıma yağmurdan sonra filmi geldi... Yağmurdan öncemiydi yoksa... Balkanların acısını yüreğinizde hissettiğiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder