Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

10 Eylül 2007 Pazartesi

11 Eylül

11 Eylül 1983 pazar sabahı saat 6.00 suları...
Gözlerimi açıyorum, oda açıyor...
Niye uyandır diyor, uyandım diyorum... Hadi uyu...
Yazlığa gidecekmiyiz?
Gideceğiz, ama önce ben eve gitmeliyim...

Uyanıyorum...
Annem gitmiş...
Dedem pide yaptırmaya gitmiş...
Dayım uyuyor...
Annanem, salondaki yemek masasında sanat eseri yaratmakta...

Kapı çalıyor, dedem geldi diyorum...
Gelen dedem değil... beni görünce arkasını dönüyor...
Anneannem kim diye yanıma geliyor...
Anlamsızca kapıdan uzaklaştırılıyorum...
Noldu ya?

Aneannem kapıyı kapatıyor ve evin içinde dolanmaya başlıyor...
Karnım acıktı, annem nerde kaldı ve babamın şöförü neden benimle konuşmadı?
O sırada camda bir sinek görüyorum... Sinekle oynaya oynaya öldürüyorum onu... Ehee iğrencim ben !
İğrencim ama birden aklıma babam geliyor...
Tanrım sineği öldürdüğüm için babamı öldürme... biliyorum ölecek ama öldürme... Ve ağlamaya başlıyorum...
O sırada dedem geliyor, içini elelriyle, özel tarifiyle hazırladığı pideleri anneannem elinden alıyor ve dedemi içeri sokmadan yolluyor...

Pideler mutfak masasına konuluyor, anneannem dayımın odasına gidiyor...
Ben tepsi içinden pide aşırmaca yapıyorum... Tabi sinekten sonra ellerimi yıkadım canım... O kadar da iğrenç değilim...
Kapı sesi duyuyorum ve dayım evden gidiyor...
Noluyor ya...

Tek başıma kıymalı pideleri mideme indiriyorum... Anneannem bir tuhaf ama neyse ve annem nerede kaldı...
Telefon çalıyor... Annemin kuzeni seni bize götüreceğim diyor... Ama biz yazlığa gideceğiz diyorum, annen seni bizden alacak...
Bi şeyler dönüyo ama aklım ermiyor ne döndüğüne...

Kuzenlerle ortalığı dağıtıyoruz... evde 3 çocuk... Tüm yetişkinler kayıp... Offf sıkıldım akşam üstü olmak üzere ve yazlık keyfi suya düşmüş durumda...

Dayım geliyor...
Beni alıyor, eve gidiyoruz diyor... Suratsız...

Eve geliyoruz... Arkadaşlarımı görüyorum... dayım izin vermiyor yanlarına gitmeme...
Ya noluyo yaa... Oynicam diyorum...
Olmaz diyor eve...

Apartmana giriyoruz... tuhaf bir uğultu var apartmanda...
Asansör katta duruyor, kapımız açık ve sesler daha net duyuluyor...
Kapıda annem karşılıyor beni...

Ev niye kalabalık ve niye herkez ağlıyor...
Annem beni odama götürüyor...


11 Eylül 2007 salı...
Teyzemin ve Ocean'ındoğum günü...
İkiz kulelerin yıkılışı...
Akşam 17.30'da cilt bakımım var...

Rüyalarıma girmiyorsun, giriyorsun yada ben hatırlamıyorum... Ama benden çok başkalarının rüyasındasın !
Gittiğinden çok, benim değil başkalrının rüyalarına girdiğin için kızgınım...
Özlüyormuyum peki...
Şu an bu yazıyı yazarken özlem yok içimde...
Tuhaf bir hissiyatsızlık var sadece...

Ah neden erkenden gittin de bu karmaşık aileyle ben tek başıma kaldım !!!
Hepsini idare etmekten bıktım...
İdare edilmesi gereken benken, hep eden ben oldum !!!

Niye hissizim böyle?
Niye?
Artık kıcın değilmiyim?

1 yorum:

hasan dedi ki...

Bugün pazartesi...
Uykusuzum ama yinede bir sigara yakmak geldi içimden.Ağır çocuk seromonileri içinden hüzün dolu cümleler aktı gözümün önünden. Pervasızdı... Yaşamın kıyısından baktım eski dostlarıma.Nedendir bilmem kadir kiymet bilmezliğim geldi aklıma.Ölen dostlarıma üzüldüm.Onlar için yazılmış gibi hüzün.Yada ben artık otuz yaşındayım.Hafif manik depresif.

Ve pazartesileri okumak için daha eğlenceli yazılar bulmalıyım.

Not:Bloc oluşturma sevdam tamamen bitmiştir.