Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

30 Ocak 2012 Pazartesi

Yazmacı ;)

Hatis yazıyı beğendi... Ancak mesleki deformasyonumu gösterdiğimden ucundan acık mutsuz oldu...

Yazı üzerine bi yazı olacakken benim el, öğrencilik anılarımı döktürttü...

Orta okulda-lisede dönem ödevlerimiz vardı...
Hatırlarmısınız...
Çizgisiz kağıtlara dolma kalemle yazdığımız...
Oy oy ne kadar özene bezene yazdığımız ödevlerdi onlar...
Bizim neslin çizgili sayfa kağıdını tükenmez kalemle çizmişliği vardır...
Çizgisiz kağıdın altına şablon olarak kullanmak için...

En zor dönem ödevleri matematik veya fizikti...
Pergelle dolma kalem kullanma yetimiz yoktu... Daire çizmek ne zor zanaattı!
Benim baba ilkokul bittikten sonra cofladığından evde bana sanatsal yardım yapacak kimse yoktu...
Amcam bir mühendis olmasına rağmen eli ve estetik duygusu süper gelişmiş (ki bence imkanı olsa Türkiye'nin Calatrava'sı olacak adamdır kendisi) olmasına rağmen el atmazdı ödevlerime...

Beyaz kağıtları ziyan ede ede ödevi en temiz en özene bezene haliyle teslim ederdik...

Ne günlerdi değil mi?

Üniversiteye başladıktan 1 sene sonra bilgisayar derslerimizde başladı... Başladı ama kimsenin evinde bilgisayar yok... Ödevler bilgisayarda  yazılacak diye bir ısrar da yok... Son derece anlamsız geliyordu bize bu ders... 

Zamanla bizim takmadığımız bu alet yaşamımıza öyle bir girdi kiiiii, ailemden gizli aldığım ilk arabam Fiat Panda'yı aileme söyleyemeden ailemin karşısına çıkıp kem küüm bana bilgisayar lazım demiştim!

Pentium 120 Escort'tan alındı... Murat 131 gibi bişey şu an!:))))))))
Türkiye'den alıp onu Kıbrıs'a getirdiğimde günlerce eve ziyaretçi akını olmuştu...
Şu yaşta altız doğursam o kadar ziyaretçim olmaz wallah billah !!!

Waaay Ozy'de bilgisayar vaaar...
Ulan şimdi çöpçüde ayfon var beeea !!!

O zamanlar öyle afilli bi durumdu... Şşşşş ;))

Okulda aldığımız dersler yavaş yavaş anlam kazanmaya başlamıştı...
Bilgisayar alemine baya keyifli bi giriş yaptım önceleri... Çok hoşuma gitti teknoloji... 

O dönemde Mağusa'da elektrik elektronik mühendisliğinde okuyan sevgilim teknolocik sevgilisi olduğu için çok mutlu oldu... Birden onunla aynı dili filan konuşacağımızı sandı... Sandı da ben mimarlık öğrencisiyim, o kadar da teknoloci delisi dilim... 

Pasif kullanıcılığın bana yeteceğini çok kısa bir süre sonra idrak ettim ben... Ama adam benim kendi kendime bilgisayarıma format atmamı, yeni programlar filan yüklememi bekleyince iş biraz sevimsiz olmaya başladı !

Adamın el yazısı güzel diye ben ondan teslim projelerimde yazı yazmasını bekliyomuydum sanki ???

Hatırlarmısınız o zaman CD filan hak getire, bi şey yüklemek istediğinizde nerdeyse 100 tane disket kullanıyorduk !!! Onu tak bunu çıkar, onu tak bunu çıkar !!!

Bu dönemde 2 hocam hayatımın dönüm noktası oldular...
1-Yanında çalıştığım professionel practice dersini aldığım Yücem hocam
2-Amerika'dan gelip bilgisayarla ilişkimizin içine eden hatun !!!

Hatunun verdiği dersin adını hatırlamıyorum ancak dersin özü; Arazinize en doğru yatırımı yapmak için araştırma yapma ve size rapor sunma idi. Hatun dönem sonunda bir takım kurallar sıralayarak bilgisayarda hazırlanmış raporlar istedi bizden !!! Ulan sekreterlik bölümünde okumuyoruz... Mimarlık öğrencisiyiz... Bilkent'in büro yönetimi diye bi bölümü var, bizde öyle bi bölümde yok! Dekanın hatta rektörün sekreterine para versek dahi hatunun istediği şekilde hazırlamalarına imkan yoook !!!

Yokta çakarsak kredi derdi var, ortama derdi var anasını satim...
Her şeyi bi kenara bırakıp world'le aşk yaşamaya başladım...
Yok anam yoook !!!
Hatun istiyorki;
1.1.1.1'i
1.1.1.2.a'sı besi cesi... 
I.bölüm 2'nin 1'inin 3.a'sı...
World uzmanı olmadığımızdan bu ayarlamaları yaparken bir öncekiler bozuluyor...
Aaa sıçarım diyip arabaya atladığım gibi Mağusa'ya sevgilinin yanına gitmiştim... Adamı basket maçında buldum... Maçı bastım adamı aldım doğru eve götürdüm ve hadi uzman dedim hadi... Bilirkişiliğini konuşturma zamanı...

Sabahladık abi... Çok bilmiş ex beceremedi...
Ertesi gün Girne'ye geri dönüp ödev-tez yazan uzman bi abi bulup o zaman için harbiden çoook ama çoook oha ötesi olan ücreti ödeyip ona yazdırmıştım raporu. 60 kağaat. Sene 96 amaaaa !!!

Bu ex beni bilgisayar konusunda pasifim diye çok eziyodu. Ulan senin sevgilin tek başına stepne değiştiriyo, motoru elliyo kurcalıyo, arabının altına yatıyo çıkıyo, uzun zaman Kıbrısta olmayınca akü ölmesin diye akü başlarını söküp takıyo... Ama sen bilgisayar konusunda pasif diye bu hatunu bağımlı parazit sevgili sınıfına sokuyosun !!!

Gençlik işte ah ah, akünün başlarını söküp aküyü bi kuvvet çekip kafasına çakaymışım ya... Bilememişim...

Bu çok bilmiş abi bana bi sürü olumsuzluk sayıp beni terk edip gittikten sonra ben bunun bilgisayar mühendisiyle filan birlikte olmasını bekledim... Ama gitti menepozuna 1-2 sene kalmış çocuklu bi hatunla evlendi benden sonra !!!

Seneler sonra ilk defa bu yaz Ilıca plajına giderken gördüm onları!!!
Ve, bu enşınt hatun biliyomu leeeyn bilgisayara format atmayı dememek için kendimi zor tuttum! Hatun bilmiyosa da 15'lik delikanlı oğlu seni teknoloci konusunda tatmin ediyodur ha hiho hooyt yapmak çok istedim ama malesef ailem beni çook terbiyeli yetiştirdi... Sadece yazıda benim şirretliğim... Mukadderaaat !!! :ppp 

Neyse konu daaaldı... Hiç akılda yokken exe geçirmece de yaptık oooh yağlarımızda eridi :ppppppppp 

Nerde kaldık; Beni etkileyen 2. hocada... Yücem hoca bizleri mesleğe hazırlamak için okumayı-araştırmayı teşvik edip yazılı ödevler veren bi hocaydı... Onun sayesinde mesleğimin 'kuram' tarafını çok ama çoook sevdiğimi fark ettim... Yaz babam yaz, oku babam oku... Tüm ödevlerim A+'tı... 2. ödev tesliminden sonra aramızda felsefeci mimar var diyerek beni onurlandıran bu hocanın ben yanında çalışırım abi diyerek 'eti sizin, kemi benim mesleği öğretin hocam' diyerek elemanı oldum... Oldum ama bana hiç iltimas geçmedi... Okuldan sonra ofise gidiyor 6'ya kadar yanında çalışıyor sonra eve gelip oku allah oku ödevlerimi hazırlıyodum...

Mesleki olarak yazma sevdamı Yücem hoca başlattı... Ve onun sayesinde bir çok yazım Mimarlık dergilerinde yayınlandı... 

Ex bilgisayarım ex evin voltaj problemi yüzünden havaya uçmasaydı (evet resmen bilgisayar havaya uçtu) bir sürü mesleki yazım dergi sayfalarında olacaktı... Maalesef yedekleme huyum yoktu...

Tüm çizimlerim, tasarımlarım, yazılarım tarih oldu... :((((((((((((((

Günlerce kurtarılamayan hard disck yüzünden leyla gibi dolandım ortalıkta...

Sil baştan sıfırdan bi hayat kurmak kolay olmadı... Giden şeyler çoook değerliydi... :(((


İş başvurusunda bulunmuşum, adam çağırıyo gidiyorum... Çalışmalarımı gösteren bi dosya bekliyo benden...


Yok ki! var da yok! Uçmuş-yanmış...
Bizim meslekte CV+çalışma dosyası sunulur...
Ne sunucucam? Mukadderaaat !!!
Uçmuş bilgisayar ve benim yedeklememem yüzünden bir çok başvuruda gençlik hatam sebebiyetiyle vasıfsız durumuna düştüm!
Ah aaah !!!

Elle yazınca insan uzuuuun yazamaz...
Elin bi dayanma limiti vardır...
Bilgisayarda yaz allah yaz... Şekil 1 A :)))

Uzun bir yazıda yazan kişinin nerde yorulmuş, nerde sinirlenmiş değişen yazı karakterinden anlarsınız...

Yazarken ağlamış mı? Yemek yerken mi yazmış yoksa kahve içerken mi...

Bu satırları acep ne yaparken yazıyorum bilginiz ya da fikriniz var mı?

Küçük bir ip ucu veriyor mu ekran size...

Vermiyor...

Değerli ve özel dolma kalemlerim çekmecelerde çürüyor...
Mürekkepler bayatlamıştır artık...

Zaman kolaylığa çabuk alışma zamanı... Undo tuşu varken silgi ı-ııh!

Uzuuuun yazıyorum biliyorum...
Bunun sorumlusu Felsefeci mimar var diyerek bana araştırma-okuma ve yazma gazı veren beni mimar yapan üstadım hocam Yücem hocam ;)))

Şikayetlerinizi ona alim efem... ;)

Yazdık çizdik effeeeem... Yeter mi Hatis'im... Bence yeter... ;))

1 yorum:

Hatice Ç. Karaman dedi ki...

dönem ödevi :)) Ve de çizgili kağıdın üstünden koyuca bir tükenmez ile geçmek...ne güzeldi. ah şu printer...ne kolaylaştı herşey...:) ne basit. hatis