Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Budapeşte çıkarması..


Atalarının izinden giden bir sürü Türk, vardık Avrupa kapılarına...
Gezmek, görmek, aşk tazelemek ve alışveriş için...
Ataların kemikleri sızlıyordur, ulan biz oraları almak için yola çıkardık siz gavuru zengin ediyosunuz diye...

Gezgin Türklerden biri olarak yolum Macaristan'a düştü bu bayram...


Herkesin dilindeki Buda ve Peşteyi görmek birazda son zamanlarda taktığım illa Osmanlı'nın izinden geziler yapıcam takıntım yüzünden...

Tuna'nın kavuşmalarını engellediği dağlık Buda ve düzlük Peşte gelişen inşaat teknikleriyle 8 köprüyle birbirlerine kavuşmuş aşıklar...


Kireç taşından, eklektik binalarla dolu, her yeri tarih kokan başınızı yere indiremediğiniz bir kent...


150 yıl hüküm sürmüş Osmanlılar en sevdikleri en az kötü konuştukları düşmanları ama gel gör kimse inanmaz bu topraklarda onca sene yaşadıklarına...
Elden çıkar çıkmaz yıkıp dökmüşler Osmanlının eserlerini...
İster istemez içiniz cız ediyor, oy topraklarım oy oluyorsunuz...

Macarların ataları Ortaasyalı...


Önce Hunlar gelmiş, sonra Macarlar... Sonra Hristiyan olmuşlar, sonra Osmanlılar gelmiş, sonra Almanlar sonra Ruslar...


Toprakları Orta avrupa'nın geçiş yolu üzerinde oluğundan kısaca herkes gelmiş geçmiş, kalmış, gitmiş...


Ben toplam 10 milyonluk nüfusu olan ve kökleri bizim gibi Orta asyaya dayanan bu millet gibi olamamıza çok üzüldüm... Bizim genlerde bir sorun var zannedersem...

Budapeşte güzel bir şehir ama romantizmi olmayan bir şehir...


Prag kadar etkileyen kendisine aşık eden bir şehir değil... Hala masal kentim Prag...

Müzikleri, nefis et yemekleri, yeşillikleri ve Tunasıyla görülmeye değer bir şehir... Hele Opera binasında bir gösteri izlemek size memleketimizde yaşayamayacağınız duygular yaşattırıyor...


Dünyada görüp görebileceğiniz en hızlı metro yürüyen merdivenine sahip, kıta Avrupasındaki en eski metroya ve en büyük parlemento binasına sahip kent yürüyerek dolaşırken sizin canınızı çıkarıyor...


Eifel'in taşıyıcı sistemini tasarladığı ve bir zamanlar gar olarak kullanılan şimdilerde Central Market olan nefis peynirler ve hıım hıım macar salamlarını satın aldığınız mimari şahaser...


Ata topraklarına selam ettik, Liszt'in müziğini kulaklarımızda duyduk, gulaşın tadına baktık, şaraplarıyla olup, çingeneleriyle dans edip döndük, Maceristan Avrupa'nın spa cenneti olmasına rağmen hamamlarında bi keselenemeden döndük...


 10/15/2007

Hiç yorum yok: