Bir türlü gelmeyen bahara inat vücutlara gelen baharla annemin ısrarları üzerine 4 günlüğüne Çeşme'ye gittik.
Anneme kalsa bütün kış kapalı kalmış amcamın evinde tek başına kalacaktı...
Annecim ev kapanırken gitmedim, amcam eminim herşeyi ama herşeyi eve tıkıp kapamıştır... Temizlik filan yapmadan, sadece son çöpü atıp çıkıp gitmiştir... O evde kalınmaz, hele arabasız manzarası harika ama ulaşımı kabus olan tepelik evde hiç mi hiiiç kalınmaz !!!
Olsun ben gidiceeeeem !
Tek başına korkarsın...
Papi korur beni...
Hı hı komşunun köpeği emin ol seni korur...
Gidicem !
Anacım temizlik yapılmadan orda oturulmaz, yokuş aşşağı inince Migros'a tosluyosun ama paketlerle indiğin yokuşu çıkmak im-kan-sıııız !!! Gel etme gitme ya da gidiyosan otelde kal...
Bir şekilde onu otelde kalmaya ikna ettim ve uçak biletini almaya gitti... Gitti ama sevgili anam beni peşine takmadan durur mu...
Biiiuuw biiiuuuwww (F1 aracı şeklinde çalan telefonum efem)
Aloo...
Ozy bilet aldım cumartesi gidiyoruz...
Gidiyoruz derken?
THY'nın geri verilmeyen biletinden aldım... Sende geliyosun... Baaay ve çat !
Geri verilmeyen bilet kozuyla (ki biliyor onca parayı çarçur etmek istemeyeceğimi) emrivaki ötesi bi emrivakiyle anacığımın peşine takılıp uçtum İzmir'eeee...
Uçtuk ama anamın sarı inadı tutunca tam tutuyor...
Annecim gel araba kiralayayım...
Olmaz otobüsle gideriz !!!
Gideriz gitmesine de adam gibi gezemicez... Dolmuş beklicez ya da 2 adımlık yere taksi çağırıcaz yapma...
Olmaaaaaz !!!
İnat etti... Yapacak bir şey yok... Anamın içine bahar bahar maceracı kaçtı sanırsam ! ;)
Aracınız yoksa, Çeşmeye gitmek için Üçkuyular'a gitmeniz gerekiyor... İzmir seyahat anlayışıyla bazen beni deli eden bi memleket !
Karşıyaka'dan Çeşme'ye otobüs yok mesela... Tüm körfezi geçip Üçkuyulara gitmeniz gerekiyor...
Aynı şekilde Foça'ya mı gitmek istediniz yine körfezi geçip Karşıyaka'ya gelmeniz gerekiyor...
İstanbul'da öyle değildir... Avrupa yakasından toplar ve Asya'ya geçer otobüsler... Sırf Asya'dan veya Avrupa'dan hareket edenlerde var mesela...
Karşıyaka'dan Çeşmeye gitmeyi o yüzden sevmiyorum. Genellikle elimde bi sürü eşya ve valiz oluyor... Alamancı yazlıkçı modeliyle ordan oraya seyahat etmek deli ediyor beni de anladığım kadarıyla İzmir'li memnun bu durumdan...
Konuyu dağıttım yine;
İzmir Havalimanında ki belediye otobüsleri çok dakik. Havaşa gerek yok... Havaş yerine onları kullanın... Ancak bazen az koltuklu otobüs geliyor o kötü oluyor... O zaman paracıklarıma kıyıp Havaşa gidiyorum, oturarak seyahat etmek için...
20 dklık bir bekleyişten sonra otobüsümüz geldi ve rahat rahat Üçkuyular'a yol aldık. İner inmez kalkmaya hazır bir Çeşme otobüsünede denk geldik... Ohhh... :)
Çeşme bizi ilk gün lokum gibi bir havayla karşıladı...
70'li yıllarda motel olarak inşa edilen sonra 2 ortak tarafından satın alınıp, 5 yıldızlı yüksek katlı bir otel inşa edilecek para kazanılana kadar Clup Ilıca adıyla hizmet veren ve bir kaç sene önce motel binalarının önündeki araziye 4 katlı lüks binanın inşa edilip hizmete açılmasıyla Ilıca Otel adını alan, yapılaşmaya rağmen hala doğa ile iç içe olabildiğiniz, abartılı lüks ve şaşanın olmadığı benim çok sevdiğim bu otele gittik.
Anaaaam otel haftasonları ölü mevsimi paraya çevirmek için sempozyumlara ev sahipliği yapıyomuş... Elini nereye atsan bi doktora çarpıyosun... Ancak yaz günü yaşanacak bir kalabalıkta restaurantta yer bulmaya çalışıyosun...
Bir huzur almaya geldiiiiim Ilıca'dan, bulmadan dönecekmiyiz dicektik ki, pazar sabahı koca otelde 8 kişi kaldık !!!
Oh gelsin huzur, gelsin boşluk, her yer her yer bizim keyfi... :)
İlk günkü havanın tatlılığı sonraki günlerde devam etmesede Çeşme'nin Nisan hali çok hoşuma gitti. Tam sevgiliyle kaçamaklık modunda... Yağmur yağıyor, odana git, güneş açıyor, çık dışarı, üşüdünmü termalde yüz... Acıktın mı hım hııım mamalar emrine amade...
Walla çok param olsa tüm yazı bu otelde geçiririm... İnşallah maşallah piyango miyango çıkar... :p
Benim çok sevgili otelim Aquapark yapmaya başlamış. Yazları düğünlerden elde ettiği gelire bide bunu eklemek istemiş sanırsam... Gelecek sene itibariyle moteller yıkılacakmış... Otel projesindeki gibi 7 katlı olacakmış, toplantı salonları motellerin yerine inşa edilecekmiş...
Tamam ana bina yapıldığından beri motelde kalmaya burun kıvırıyorum ama 7 katlı bir Ilıca Oteli'nin bana şu an ki kadar sempatik geleceğini düşünmüyorum...
Ciddi anlamda para kazanmaya başladığımdan beri Ilıca Otel'de kaldım hep. Orası benim vaz geçilmezlerimdendir. Yazın millet beach gezer ben Ilıca plajından başka bi tek orda keyif yaparım... Zebellah haliyle aşkımız bitecek sanırsam çok üzüldüm... :(
Neyse efendim...
Her yer aynı sayılır... Ilıca Belediyesi koccaman bir bina inşa ediyor kendisine... Bir çok yer yaza yetişme telaşında restorasyonda...
Mimozalar her yerde... Evlerin bahçelerinde sizi hırsızlığa teşvik edecek güzellikte limon ağaçları...
Huzur, sakinlik...
Alaçatı her zamanki gibi kokoştu !!!
Yani Fransız rivierasında olsak anlarımda Alaçatı'da bu kadar marka marka dolanmak ne iş oluyor bir türlü çözemiyorum...
Yaz akşamları hatunlar incecik topuklarla o arnavut kaldırımlarında öyle komik yürüyüşler sergiliyorlar ki...
Kusura bakmayın ama elalem için endam edicem diye ayağımı kıramam, kaşımı gözümü yaramam...
Nice'temiyiz bacıııııım, giymişsin bööörbirini, takmışsın luviniiii, saçlarda yapılı yapılı... Haftasonu bu gün... Nişantaş'ta değilsin... Bir kaç sene öncesine kadar değersiz bulunan bir köyün tezek dolu yollarında yürümektesin... Ben bilirim buranın tezekli halini...Neyse bacım kimeyse endamın yap... Ah benim zavallı baaarburuuuum İngilterelerde namın var ama buraçlarda artık malesef Çin'de üretilen komşu markan önemli
gel sen benimle gel, biz elaleme hava civa atıp satmadan bahar güneşinin tadını çıkaralım, köşe kahvede limonata içip pazardan aldığımız taze bademleri yiyelim...
Offf lezzetli badem diye bi Datça bademini bilirdim ammavelakin Çeşme'nin tazecik bademi ondan da güzelmiş... Nasıl leziz...
Pazara bayıldım bayıldım... Yazın kalabalıktan dolaşılamıyo... Şimdi tenha tenha tadını çıkardım...
Binbir çeşit otlar...
Tazecik sarımsaklar... Uçakta koku derdi olmasa alacaktım. Nasıl süt sütler... Elma gibi ısır ye... Öyle insanın canını çektiren güzellikte-tazelikte...
Hele bebek enginarlar... Of ooooof !!! Arabayla gelmiş olsaydım İstanbul'a kabzımal kıvamında dönebilirdim !!!
Arabasız olunca gezmek-tozmakta sınırlı oluyor...
Evcazımıza dolmuşla gidip, yokuşumuzu ahlaya vahlaya tırmandık... Ev göründü diye sevinirken bi gördük ki anaaa eve girmek imkansız!
Daha bakıcı otlara el sürmemiş... Belimde otlar... Eve girebilmek için duvara tırmanıp akrobasi yapmamız gerekti... Bu arada yazın komşumuzdan çok bizim köpeğimiz olan Papi'ninde sevgi dolu gösterisine maruz kaldık...
Kızım bi dur, şu duvardan bi inim sevicem seni...
Yok ! I-ıh !
Aşkım bende seni özledim ama dur, düşücem...
I-ıh !!!
Üst-baş battı sayesinde... Köpeciğin hiç ayağa kalkma huyu yoktu... Geçen yaz ona bazı numaralar öğretmek gibi bir hatada bulundum! Artık zıplayan, hoplayan, iki ayağı üzerinde durup size sarılan bir golden retriever !!!
Bu yaz taşınmadan evvel eve kadın şart !!! Amacam her şeyi tıkmış, tıkıştırmış...
Çocukluğumdan beri suyla oynamayı çok severim ancak geçen yaz ne kadar sevsemde halı yıkamaktan gınna gelmiş biri olarak bu sene amcama ehee siz gidin ben gelirim dicem sanırsam...
Çeşme'de kadın bulmak bir dert! Geçen yaz ofisimizin emektarı Fatih ve ben 2 gün durmaksızın temizlik yapmıştık.
O noooo bu sene aynı şeyleri deneyimlemek istemiyoruuuuum. İstemesemde, ben gittiğimde temizlik yapılmış bile olsa anneannemden geçme hijyen ve temizlik takıntımın kurbanı olup Kakılmış moduna geçicem zaten...
Kadın bulunsada bulunmasada genetik mirasım rahat bırakmicak beni ;)))
Bu sene bahçeye ciddi ciddi el atmaya karar verdim... Kiralık diye sadece çimle kaplattırdığımız bahçemiz 3. senenin sonunda artık nefis bir bahçeye dönmeyi hak ediyor... Sıkıldım kiralık eve birşey yapılmaz mantığından. Benim çocukluğum bahçeli evlerde geçti... Toprakla aynayarak büyüdüm ben... Sebzesi-börtü böceği uğraşmayı çok severim... Artık amcaylada çalışmaya başladığım için 3 hatta 4 ay Çeşme'de kalabileceğim o yüzden günüm ve zamanım çok olacak...
4 gün boyunca temiz havanın, oksijenin tadını çıkardık annemle... Bol oksijen sebebiyetiyle 9 olmadan ikimizde hooooor moduna geçip durduk...
Bol yürüyüş, deniz havası, termal keyfi yapıp döndük...
Tavsiye ederim efem, Çeşme'yi birde İstanbul'lu, Ankara'lı, Bursa'lı istilası olmadan görüp yaşayın...
Ilıca Otel'de de artık bu son değişimi olur diyeceğim değişimi olmadan önce bi kalın... Bölgenin en keyifli otelinde bir deneyim muhakkak yaşayın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder