Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Varadero

Varadero'nun tarifi kısa ve öz: Otel-Şehir !



Bu kadar !!!


Sırf turistler için kurulmuş bir yerleşim merkezi...


Atlas okyanusunun nefis sahilinde 3-4-5 yıldızlı otellerle donatılmış bir yer...


Cuba turuna katıldıysanız eğer, Havana'dan sonra sizi kalmaya götürecekleri yer orası...

Eeee kilometrelerce yol katedip gelmişsiniz, bi Atlas okaynusuna ayağınızı sokmadan dönmek, nefis beyaz kumlara bedeninizi bulamamak olmaz... :)

Maddi durumunuza göre seçenekleriniz var...


Golf seviyorsanız Dupont amcanın eski evinde konaklamanızı öneririm... Önünüz masmavi okyanus, arkanız yem yeşil golf sahası... Daha ne mi sitersiniz, eee tabi nefis pina colada'lı bir kokteylle gölgelik bir yerde keyif yapmak... ;)


Dalmayı seviyorsanız ya da hiç denemediyseniz dünyanın bu köşesi bu iş için cennet ! Böyle dediğime bakıpta daldığımı sanmayın... Cuba seyahatimin en mi en ahmaklığı gidip dalmamak oldu... :( Siz benim hatama düşmeyin ve sakın tur şirketinizden değil kaldığınız otelden tur alın ve bir gününüzü denizde, Varadero'nun açıklarında ki adacıklarda geçirin...


Hiç bir yer için 1 hafta yeterli değil... Bide böylesine ha diyince gelemeyeceğiniz dünyanın neredeyse öbür ucu sayılan yeri için hiç mi hiç yeterli değil... O yüzden onuda yapayım bunuda yapayımın demesi kolay uygulamsı zor oluyor...


Havana-Varadero arasındaki yol çok keyifli... Bakmaya-izlemeye doyamıyorsunuz... İnsan istiyor ki kendi arabasıyla yol alsın, dursun, ellesin, dokunsun...


Bu arada adanın en mi en nefis Pina-coladası yol üzerinde yer alan servis istasyonunda... Hım hıııım Hindistancevizi denen şahane meyveyle tutkulu ve ölümsüz bir aşk yaşıyorsunuz... O ne güzel bi sudur öyle... Tadı nasıl tarif edilir bilmem... Bizim o saflıkta, o tazelikte yeme ve içme şansımızın olmayışı gerçekten son derece üzücü...


Cuba'da meyve suyu satılan yerlerde rom'u siz kendiniz ekliyorsunuz... O yüzden önünüzde taze sıkılılan meyveyi ister alkollü-ister alkolsüz içme şansınız var...


Havana'dan çıkar çıkmaz bizi petrol rafineleri karşılıyor... Dallas dizisinden hatırladığımız-bildiğimiz devasa türlerinin yanında bunlar taynicik... Hemen su kenarına konuçlandırılmış rafineriler, ağır çelik kütlelerine tezat bir zariflikte başlarını indirip kaldırıyorlar... Cuba'da çıkan petrol malesef çok kaliteli değil... Woow petrolleri var işte daha ni ossun diyemiyorsunuz...


Varadero'da kalırken, Matanzas, Santa Clara, Pinar de Rio, Trinidat gezdiğiniz yerler oluyor...


Tur rehberimiz her ne kadar burayı sevmesede, Cuba'nın her yeri kendince güzel ve deneimlenmesi gereken bir yer... Adamın denizle-güneşle-kumla alakası olmadığından ve pek bi koyu sosyalist olduğundan bizleri aşağılar tarzda yaklaşmasına rağmen bunca km. yol kat edildikten sonra 'şifa' niyetine o kumsaldan faydalanmmak hata olurdu !!!


Okayanusta yüzmenin keyfini anlatamam. Suyun rengi, kumların güzelliği... Bir şekilde pera biriktirip bu güzelliklerin tadını çıkarın.


Anlatacak ne kaldı; Santa Clara, Gece hayatı, Trinidat ve genel gözlemler... İnşallah maşallah... :))

Hiç yorum yok: