Ozborn'dan Merhaba...

Ortaya karışık, akla, yüreğe ne düşerse buraçta...

Etiketler

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Cubba Libreeee !!!




Artık Cuba dizisini bitirme zamanı...


Genel olarak gözlemlerimi ve eksik kalan şeyleri yazacağım...


Tek kelimeyle aşık oldum.


Verdiği huzura, sakinliğe, telaşsızlığa...


Onumu giymişsin, aman o markadan mı alışveriş yapmışsın, aman öyle yapmazsan o sınıfa ait olmazsın vs...


Boş şeyler, boş telaşlarla hayatımızın akıp gitmesine izin veriyoruz...


Cuba'da sevdiklerim yanımda olsun, karnım tok sırtım pek olsun yeteri görüyorsunuz...


İnsan bence hayattan başka birşey istememeli...


Yok saçım, yok başım-kıçım, arabam, bilmem ne etkinliği...


BOOOŞ, BOOOOOŞ !


Pinar del Rio'da, uçsuz bucaksız gelen yeşilliğe bakarken, kulaklarımda sadece rüzgarın ve huzurun sesi vardı...


Evimin terasında sallanan bir sandalyeye kurulup tüm ömrümü burada geçirebilirim diye düşündüm...


Bilgisayarmış, facebookmuş, gakmış gukmuş, teknolojiymiş...


Cık !


Çok farklı bir huzur, farkındalık ve dinginlik var Cuba'da...


Cuba beni çok etkiledi... Zannedersem tekrar yol alacağım oraya... Yolculuk uzun gelebilir ancak eskiden İstanbul-Samsun arasında uçak seferi yokken 12 saatlik otobüs yolculukları yapmış ben için 11 saatlik uçak yolculuğu yapılamayacak birşey değil. Tek sorun sigara... İ. Faransızlar sigara kabinlerini kaldırmasaymış daha rahat bir yolculuk olurdu. Kaçak sigara içmek zorunda kalmadan keyifle içip, vücuduma gerkli miktarda nikotin depolardım... Mukadderaaaat !!!


Sabun ve tuvalet kağıdı ciddi sorun Cuba'da... Kaldığınız otel odasında sorun yok ancak otellerin lobisinde bile bazen sabun bulamıyorsunuz...


Giderken sabun götürün yanınızda... İnsanalra verip mutlu olmlarını sağlayın...

Renkli kalemlerde götürün... Çocuklar çok seviniyorlar...


Tam dilencilik olmasada, bir nevi dilencilik söz konusu... Fotoğrafını çektiğiniz birisi geliyor ve para istiyor...


Bu rahatsızlık verici...


Ancak biz turistlerin durmadan herşeyin fotoğrafını çekmemiz onlara sanki kafesteki maymun muamelesi yapıyormuşuzuda hissettirdi... Tamam ilginçler ancak sadece ben değil gün içinde kimbilir kaç kişi merceği ona doğrulttu...


Yani bizde onlarda haklıyız ama, insanlar pencerelerinin kenarına oturup bi keyif yapacakken bizlerin oooo çok güzel bi kare bu durumuda rahatsızlık verici... Bunu kabul ediyorum. Onlarda ya bu rahatsızlıktan kurtulmak amacıyla ya da artık yavaş yavaş kazançlarda oluşmaya başlayan farklar yüzünden para istiyor olabilirler...

Fuhuş cennetimi peki? Anladığımız ya da bildiğimiz anlamda olmasa da evet. Güzel mekanlar Cuba'lılar için pahallı. Orada harcayak paraları olmadığından turist erkekleri kullanıyorlar...


Adamla tanışıyorlar ve onunla gidip yiyor içiyorlar... Hepsinin sonunda seks oluyor mu bilemem... Ama bir şekilde karın doyurmak, yeni bir yere gitmek için 'zararsız' gibi gözüken bir durum söz konusu...


Plaza de la Catedral meydanında otururken önümdeki masaya 2 Amerikalı adam ve bir yerli hatun geldi... Hatun oturduktan bir süre sonra masanın latından adamın alet ve edevatlarıyla oynamaya başladı... Tam göz hizamda olan şey beni çok rahatsız etti. Hatun ya görülmediğini düşünüyordu ya da görünmesini iplemiyordu... Tam müzisyenlerin olduğu akstaydılar... Ben alkolsüz pina-coladamı içip müzisyenelri izliyordum ancak durum o kadar rahatsız verici oldu ki arkamı dönmek zorunda kaldım... Akşam aynı çifti Hemingway'in müdavimi olduğu El Floridita'da gördüm... Barda oturuyorlardı ve hatunun pek etrafı iplediği yoktu...

Hepsi öyledir demiyorum... Ama Havana sokaklarında dolaşırken buna benzer durumlarla karşılaşabiliyorsunuz...


Yukarda bahsettiğim örnekteki hatun çok ama çok çirkindi !!! Tamam hatunların poposu harika, cuba'lı bi hatunla birlikte olma fantaziniz olabilir ancak ne bilim adaha bi güzel bişeyle olsa...


Bu benim şahsi görüşüm tabiki, önemli olan yüz değil, deliktir belki önemli olan !!! :ppppppppp


Fidel herşeyleriyle yakından ilgileniyor... Devletin ürün verdiği yerler çok pis ve bakımsız ancak, hiç bir çocuk sütsüz ve aç kalmıyor... Herşeyiniz yeteri derece de devlet tarafından karşılanıyor...


Eğitimsiz insan yok. Ciddi sağlık araştırmaları yapıyorlar... Bilimadamı yetiştiriyorlar... Devlet size iş bulmak zorunda. Bulduğu işi beğenmiyorsanız size eğitim şansı veriyor, gel master yap diyor masterdan sonra yine iş buluyor yinemi beğenmediniz başka bir öneriyor yada gel seni akademisyen yapayım diyor...


Ambargolar olmasa göze görünen, içi burkan sefalette olmayacak. Onca ambargoya bu şartlar... Fidel'in pek suçu yok... Adam olan imkanı sunuyor sonuna dek.


İnsanlar mutlu... Biz ay yazık ne sefalet dediğimiz şeylere pek kafa takmıyorlar...


Geçen ay artık evlerin alınıp-satılmasına izin çıktı. Bu evleri bakımsızlıktan kurtaracak bir karar bence. Evler babadan oğula kaldığı için, kira ödemedikleri için yıkılsada, dökülsede kendilerinden çok devlete ait olduğu için evlere bakım yapmıyorlardı... Canım evler savaştan çıkmış görüntüsü vermekteydi... Camalr kırık, duvarlar patlamış, senelerdir boya yapılmamış coloni döneminin örnekleri bu kararla yeniden hayat bulacak bu beni çok sevindirdi.


Unesco restorasyonlar için yardım ediyor ancak bu taşıma suyla değirmen dönmez misali... Bir mimar olarak yapılacak çok iş olduğunu gördüm... Bir şirket kurup gidip güzelim binalara can vermeyi çok arzularım...

Bu arada sevgili Amerika kendi ülkesinde bir takım şehircilik kararları alırken bunları Havana'da hiiiç uygulamamış !!! Allahtan devrim olmuş yoksa yeni şehir yüksek katlı modern mimari örnekleriyle coloni mimarisinin-şehirciliğinin içine daha beter edecekmiş !!!

Var olan iptidai şartlar bana Kıbrıs'ın 20 sene önceki halini hatırlattı.


Yollarda ışıklar yanmıyor çünkü onları çalıştıracak petrolü getiren tankerler ambargo kurbanı...


Karanlık korkutmuyor...


İlk başta çok tırstık ancak gördük ki Cuba'da İstanbul'dan daha güvendeyiz... :))


Fidel bi ulaşımı çözememiş !!! Çok hayret verici... Araç ve yakkıt sıkıntısı yüzünde mi yoksa başka bi sebepmi bunu çözemedik...


İnsanlar anayolların kenarında bekliyorlar... Geçen arabalar onları alıyor... Durmamak, almamak büyük ayıpmış Cuba'da...


Gecenin karanlığında bir kadın yürüyor ve korkmuyor... Onu alacak bir araba bulana kadar yürümeye devam edecek...


Tur otobüsleri Çin'den gelme... Çok konforlular... Turizme kapılarını açtıktan sonra Cuba'lılar bu otobüslere tepki göstermişler. Çünkü ayaktada olsa boş yeri olan bir araç insanları almıyor... Bu nasıl oluru anlayamamışlar. Yoldan yolcu almayan tek araç turist taşıyanlar...


Yemeklere gelinceeee... Balıklar hıım hııım... Kabuklular sudan ucuz... Memlekette zengin sofrasını süsleyen istakozlar neredeyse sokakta satılıyor... Size tavsiyem bu kadar ucuzken ve lezizken deneyimlemeniz...


Tavuk seviyorlar... Pilavları bizim ağız tadımıza uygun... Muz kızartmaları harika... Aç kalma sorununuz yok... Zevk meselesi tabiki hiç birşeyi beğenmediyseniz tropik meyve cennetindesiniz, adını bilmediğiniz, daha önce görmediğiniz bir sürü meyveyi deneyimleyin o zaman !!! :)


Her yerde Che'yi görüyorsunuz... Kazanılanları unutturmak istemiyorlar. Ancak Kuzey Kıbrıs'ın genç nüfusunun yaşanılanları bilmediğinden dolayı gösterdiği tepkinin ufak bir benzeri buradada söz konusu. Kimse Fidel'e ayıp olmasın diye ses çıkarmıyor ancak haksız ambargodan bıkmış durumdalar. Onlarda diğer dünya vatandaşları gibi incik-cincik istiyor, para istiyor, sahip olmak istiyorlar... Özgürlüklerinden vaz geçmeden sahip olmak...


Zaman makinesine binip geçmişe gitmek gibiydi Cuba'da olmak. 50'li-60'lı yılları deneyimleyip geri döndük yüzyılımıza...


Cuba'da değişim başladı artık... Fidel'den sonra hızlı bir şekilde olacak... Fırsatınız varsa Fidel'den önce görün. Karayiplerin sosyalizmi nasıl oluru kendiniz deneyimleyin...


Acılarla güzelliklerin karışımını yudumlayın...


İçinizi kıpır kıpır eden müziğin ritmine bırakın kendinizi...


Şayet kocanız veya sevgilinizle giderseniz ufak bir popo dansına izin verin... İlk başlarda sevgilimi kuş başı doğrarım diyordum. Sonra düşündüm adamla gelmişim buralara aklında kalacağına kontrollü bi deneyime izin vermek daha mantıklı olur dedim... Bol bol mojito içip kontrollü deneyimi hatırlamayacak kıvama gelin ertesi gün olay çıkmaması için :ppp Yani oralara gitmişken o deneyimde yaşanmalı... Sizde sizin için önemli olan bir deneyimi yaşamak için söz alın amaaaaa... Önce o yapsın sonra siz... Kadın erkek eşitliği denen bişey var kardeşiiiiim !!! ;))))))


Sanatıyla, müziğiyle, doğasıyla, insanlarıyla, yemekleriyle, romlarıyla, devrimiyle herşeyiyle Fidel ölmeden ve en önemlisi siz ölmeden muhakkak görülmesi gereken bir ülke !


Tadı damağımda kaldı !!!


Bu arada önemli bir uyarı: Direkt uçuş yok biliyorsunuz ya Fransa ya İspanya üzerinden gidiliyor Türkiye'den... Cuba'da Freeshoptan aldığınız alkolleri indiğiniz ülkeye sokamıyorsunuz !!!! Niye mi sıvı yasağı yüzünden !!! Rehber hiç birimizi uyarmadı ve hepimiz freeshoptan alırız diye alkol almadık. Alınan alkoller Fransaya iner inmez terminalimizin kapısındaki x-ray cihazlarında ÇÖPE ATILDI !!! Valizimize koymamızada izn vermediler çünkü valizlerimiz çoktan uçağımıza aktarılmıştı. !!! Cuba alkolleri poşete koymuyor... Fransa veya İspanya'dan uçmayıp 1 gün o ülkede kalsanız sorun yok. Uçağa alamıyorsunuz aldıklarınızı. Ve neredeyse bedavaya satılan Rom'ları Fransa'da fahiş fiyata Euro olarak alıyorsunuz !!! Tavsiyem boş bir valizle gidin alkollerinizi iyice srıp sarmalayıp bagaja verin...


Bu arada airfrance 20 kilo konuusnda çok inatçı! Bir valizi 2 kişi paylaşsanız bile kiloyu limitini geçiyorsanız boşalttırıyor valizi...


Sabun sıkıntısına güzel bir örnek vermek istiyorum. Cuba'dan uçağa bindiğimizde, gelen yolcuların uçaktaki sabunları çalmış olduklarını gördük !!! Hostesler bir şekilde çalınmamış sıvı sabunları tuvaletlere bölüştürdüler !!! :))))))))


Bu arada air-fance'ın hostesleri çok kaba. Bir şekilde ayaktasınız ve kemer ikaz ışıkları yanmış... Atlantikten geçerken çok hareket halinde olmanızı istemiyorlar. Tamam yerimize dönücezde önümdeki yürürse bende yürücem... Yok anlamıyor bağırıyor... Irkçı yaptılar beni !!! Şikayet mektubu yazdım. Dönüş yolculuğunda teyzem ve ben zehirlendik. İkimizde Fransa'ya inerken kafalarımız kesekağıtlarının içindeydi... Teyzem toparlandı ama benim kusmam 3 saatlik Paris-İstanbul yolculuğunda da devam etti...


Fransaya inmeden hostesler ellerine dezenfektan sprey alarak tüm yolcuları dezenfekte ettiler... Havaya sıkarak 2 tur attılar spreylerle !!!

İşte böyleeee...


Lütfen gidin, görün, deneyimleyin...


Cuba Libreeeee !!!

Hiç yorum yok: